Meyve Ne Zaman Yenmeli? By: ehlidunya Date: 14 Nisan 2012, 19:06:14
Meyve Ne Zaman Yenmeli?
Hayatýn devamý için gerekli þartlardan biri, protein, yað ve karbonhidratlarý dengeli bir þekilde almaktýr. Halk dilinde karbonhidratlara (sakkaritler) þeker denir. Tek þeker molekülü ihtiva eden þekerlere monosakkarit, iki þeker molekülü ihtiva edenlere disakkarit, ikiden fazla þeker molekülü ihtiva edenlere ise polisakkarit denir.
Yediðimiz þekerler sindirim sisteminde glikoz, fruktoz ve galaktoz monosakkaritlerine parçalanýr. Ýnce baðýrsaktan emilen bu monosakkaritlerin hemen hemen tamamý karaciðerde önce glikoza çevrilir. Bu çevrilme faaliyeti karaciðerin önemli bir görevidir. Kana geçen þekerlerin % 80'i glikozdur. Bu sebeple kanda çok az fruktoz ve galaktoz vardýr. Dolayýsýyla normalde fruktoz ve galaktoz kanda yok kabul edilir ve kan þekeri denince tamamen glikoz akla gelir. Glikoz, en fazla üzümde bulunduðundan üzüm þekeri, fruktoz en fazla meyvelerde bulunduðundan meyve þekeri, galaktoz ise en fazla sütte olduðundan süt þekeri olarak adlandýrýlýr. Fruktozun en önemli özelliði, diðer basit þekerlere nazaran daha tatlý olmasýdýr.
Toklukta kanda glikoz miktarý yükseldiðinde, pankreastan bunu düþürmekle vazifeli insülin salgýlanýr. Ýnsülin, glikozun kandan enerji ihtiyacýný karþýlamak üzere hücrelere geçirilmesinde, dolayýsýyla kan þekerinin azaltýlmasýnda görev yapar; ayrýca, ihtiyaç fazlasý glikozun öncelikle karaciðerde glikojen þeklinde depolanmasýnda da rol oynar. Karaciðer ve iskelet kasýndaki glikojen depolarý dolduktan sonra glikoz, yað olarak depolanýr. Yað deposu uzun süreli açlýk dönemlerinde ihtiyaç akçesi olarak görev yapar.
Fruktozun, glikoz ve galaktozdan farklarý
Glikoz ve galaktoz tuza baðýmlý ve aktif olarak emilir. Yani tuz olmazsa baðýrsaklardan emilemez. Patates ve diðer gýdalardaki niþastanýn içinde bulunan glikozun emilmesi için tuz þarttýr. Bundan dolayý patates tuzla yenildiðinde patatesteki glikozun kana geçmesi kolaylaþýr. Hâlbuki fruktozun baðýrsaklardan emilmesi için tuz gerekli deðildir. Meyvelerde bulunan fruktozun baðýrsaklardan emilimi, meyvenin içindeki liflerden dolayý yavaþtýr. Çünkü lifler, fruktozun kana geçmesini engellemekte veya dengelemektedir. Ancak fruktoz meyve suyu olarak tüketilirse, lif sayýsý çok az olduðundan hýzlý emilir ve kana çabuk geçer.
Yemekten sonra kanda artan glikozla, hipotalamustaki tokluk merkezi nöronlarý uyarýlýr ve kiþi kendini tok hisseder. Ayný anda açlýk merkezi nöronlarý da baskýlanýp, açlýk duyusunun yok edilmesi saðlanýr. Yani kiþi yemek yedikçe, kan glikozundaki yükselme, açlýk duyusunu baskýlayýp tokluk hissine sebep olduðundan kiþi beslenmeyi azaltýr. Hattâ sadece glikoz deðil, yemeklerden sonra kanda aminoasitler ve yað asitlerinin yükselmesi de tokluk merkezini uyarýp, açlýk merkezini baskýlamaktadýr. Ancak burada önemli olan bir husus, fruktozun tokluk hissi oluþturmamasýdýr. Dolayýsýyla kanda glikoz deðil de fruktoz aþýrý yükselirse, kiþi tok olmasýna raðmen, tokluk hissi ortaya çýkmadýðý gibi açlýk hissi de bastýrýlamamaktadýr. Neticede kiþi fruktozlu gýdalarý yedikçe daha fazla yemek istemektedir. Fruktozun tokluk hissini uyarmasý, ancak karaciðerde glikoza çevrildikten sonra mümkündür.
Meyve nasýl tüketilmeli?
Meyvelerde fruktoz þekeri fazla olduðundan, tabiî veya endüstriyel meyve suyu içmek yerine, doðrudan meyve yemeyi tercih etmeliyiz. Meyve tüketimi, Efendimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) Sünnet'inde olduðu gibi ya yemekten en az bir saat önce veya en az iki saat sonra olmalýdýr. Meyvedeki fruktoza, baðýrsaklardan emilmesi ve karaciðer tarafýndan glikoza çevrilmesi için süre vermeliyiz. Bu durum, iþtahýn azalmasý ve az yeme ile neticelenecektir. Meyve, yemeklerden sonra tüketilirse karaciðer, besin depolarý dolu ve diðer kimyevî iþlerle meþgul olduðundan fruktozun glikoza çevrilme iþi gecikir; kanda fruktoz artar, iþtah azaltýlamaz. Kan yaðlarýnýn yükselmesi neticesinde, karaciðer yaðlanmasý ortaya çýkar. Yemeklerden sonra aþýrý meyve tüketme alýþkanlýðý oluþan kimselerde, damar sertliði ve siroz ortaya çýkabilir.
Deney hayvanlarýnda yapýlan bir çalýþmada, glikozun hipotalamusta tokluða sebep olduðu ve yemeyi engellediði, hâlbuki fruktozun glikozun bu tesirini baskýlayarak yeme davranýþýný artýrdýðý bulunmuþtur.1 Ýnsülin, yað sentezini ve yaðlanmayý artýrarak, þekerin kanda birikmesinin vereceði zararlarý azaltýr. Ýnsülin ayrýca yað dokusundan leptin salgýlanmasýnda da rol alýr. Leptinin þiþmanlýðýn önlenmesinde önemli rolü olduðundan, insülin insanýn zayýflamasýna da yardýmcý olur. Leptin hormonu hipotalamusun bazý yerlerinde bulunan sinir hücrelerini uyararak, kiþinin daha az yemesine sebep olur.2 Hâlbuki fruktoz, insülin salgýsýna sebep olmadýðýndan, leptin salgýlatamamakta ve tokluk hissinin oluþmasýnda tesirli olamamaktadýr.
Grelin, mide hücrelerinden açlýkta kana salgýlanan bir hormondur. Mide asit salgýsýnýn üretimine vesile olan bu hormon, tesirini hipotalamus üzerinden gösterir; açlýk hissine dolayýsýyla iþtahýn açýlmasýna sebep olur. Toklukta kandaki glikozun yükselmesiyle birlikte insülin salgýlanmasý artar. Bu da leptin hormonunun artýþýna, leptin de grelin salgýsýnda azalmaya yol açar. Neticede baðýrsaklarda glikozdan daha çok fruktoz emilimi olur. Kanda artan fruktoz, insülin salgýsýnýn daha az veya yetersiz olmasýna yol açar. Bu durumda tokluk hissi uyarýlamadýðýndan, kiþi yemeye devam eder.
Fruktoz ve hastalýk
Kanda yaðlarýn serbest dolaþýmý, damarlara zarar verir. Bu sebeple yaðlar; yüksek, düþük ve çok düþük yoðunluklu lipoproteinler (HDL, VDL ve VLDL) adý verilen moleküler kamyonlarýn içinde taþýnýr. Kanda VLDL (çok düþük yoðunluklu) üzerinde bulunan nötral yaðlar (trigliserid) bir enzim ile parçalanýr. Bu parçalanma ile kamyondan iner, yað hücrelerine alýnýr ve oraya yað olarak depolanýr. Bu þekilde yaðlarýn kandan yað dokusuna geçmesi, insülin hormonu vesilesiyle artýrýlýr. Fruktozun gýda olarak alýnmasýnda -insülin salgýlatma rolü olmadýðýndan- yaðlar, kanda ve karaciðerde birikir ve neticede karaciðer harabiyetine ve damar sertliðine zemin hazýrlanýr. Deney hayvanlarýnda fruktoz ile beslenme neticesinde, yað üretiminin yað dokusundan karaciðere kaydýðý ve bunun neticesinde karaciðer ve kan yaðlanmasý riskinin arttýðý bulunmuþtur. Bu kaymanýn iki sebebi vardýr: Birincisi, fruktoz karaciðerdeki yað üretici enzimlerin artmasýna tesir ederken, yað dokusunda bu tesir olmamaktadýr. Ýkincisi fruktoz, glikozun yað dokusunda yaðlara dönüþmesinde engelleyici rol oynar. Ýnsanlarda da fruktoz tüketiminin kan yaðlarýnda yükselmeye sebep olduðu bulunmuþtur.
Fruktozun aþýrý kullanýmý, karaciðerde yað üretiminin artmasýna sebep olmaktadýr. Karaciðerde glikoz yýkýmýnda hýz sýnýrlayýcý enzim fosfofruktokinazdýr. Bu enzim, glikoz yýkýmý ve Krebs çevrimi neticesinde üretilen ATP ve sitrat tarafýndan baskýlanýr ve glikoz yýkýmý sýnýrlanýr. Ancak fruktoz yýkýmýnda bu hýz sýnýrlamasý yoktur. Fruktoz yýkýlýrken, glikoz, glikojen, pirüvat, laktat, gliserol ve açil gliserolün açil kýsmý üretilir. Bunlarýn üretimi sýnýrlandýrýlamaz. Bu aþýrý üretim neticesinde, karaciðerde çok fazla trigliserit ve dolayýsýyla aþýrý VLDL üretilmiþ olur.3 Günde iki veya daha fazla kutu fruktozla tatlandýrýlmýþ içecek alan kiþilerde, kalb hastalýðý riskinin % 35 daha fazla olduðu bulunmuþtur.4 Deney hayvanlarýndaki bazý çalýþmalarda fruktozla beslenmenin, yüksek tansiyona sebep olduðuna dâir yayýnlar vardýr.5 Aþýrý fruktoz tüketiminin hem karaciðer, hem de periferik dokularda insülin direncine sebep olduðuna ve bu yolla þeker hastalýðýna sebep olabileceðine dâir çok sayýda çalýþma vardýr.6 Son yýllarda yapýlan bir çalýþmada da aþýrý fruktoz tüketiminin böbrek hastalýklarý için bir risk olduðu, glomeruler hipertansiyon, renal harabiyet ve iltihap (inflamasyon) ve böbrek tüp ve dokusunda hasara sebep olduðu iddia edilmiþtir.7
1988–1994 yýllarý arasýnda iki yaþýndan büyük 21.483 Amerikalý üzerinde yapýlan bir çalýþmada, günde 37 gr (toplam kalorinin % 8'i) fruktoz tüketiminin yýllar içinde günde 54,7 grama (% 10,2) yükseldiði bulundu. En fazla tüketim gençlerde idi. Son 35 yýlda fruktoz þurubu kullanýmýndaki artýþ ile þiþmanlýk arasýnda paralellik bulundu.8 Ayrýca 1.749 kýz ile erkek çocuk ve genç üzerinde yapýlan bir çalýþmada, vücut kitle indeksi (BMI) ile aþýrý fruktoz ihtiva eden gazlý içeceklerin (kola ve benzeri) tüketimi arasýnda pozitif baðlantý bulunmuþtur.9 Bu çalýþmayý destekleyen çok sayýda çalýþma vardýr.10 Bu açýdan aþýrý fruktoz alýmýnýn, þiþmanlýk, damar sertliði, þeker hastalýðý gibi birçok hastalýðýn birlikte olduðu "metabolik sendroma" yol açtýðý bilinmektedir.
Meyve sularý zararlý mý?
Fruktoz þurubu, son yýllarda giderek artan nispetlerde gýda endüstrisinde kullanýlmaktadýr. Amerika Birleþik Devletleri Gýda ve Ýlâç Dairesi'nin (FDA) 2000 yýlý raporuna göre fruktoz þuruplarý, yaklaþýk % 50'den fazla fruktoz ihtiva eden þeker karýþýmýdýr. Daha çok mýsýr niþastasýnýn glikozunun glikoz izomeraz enzimi kullanýlarak fruktoza dönüþtürülmesi ile elde edilir.11 Ayrýca % 90 fruktoz ihtiva eden üçüncü bir þurup da bulunmaktadýr, ancak bu, dünyada sýnýrlý kullanýma sahiptir.
Fruktoz þurubunun tatlýlýðý, çay þekerine benzer. Yüzde ellilik fruktoz þuruplarý, çay þekeri (sukroz) ile hemen hemen ayný tatlýlýða sahiptir. Nem çekme özelliði ile gýda ürünlerinin kurumasýný önler. Tatlýlýk derecesi yüksek olduðundan, çoðunlukla aromalý gýdalarda bilhassa gazlý içeceklerde ve meyve sularýnda kullanýlýr. Ozmotik (su çekme) basýncýnýn yüksek olmasý ile gýda ürünlerinde mikrop üremesini önler ve gýda ürünlerinin mikroplara karþý dayanýklý olmasýnda rol oynar. Yüzde 42 ila 55 fruktoz ihtiva eden þuruplar, fýrýn ürünleri, çeþitli hububat ürünleri, süt mamulleri ve iþlenmiþ gýdalarda, gazlý ve gazsýz içeceklerde, dondurmada ve dondurulmuþ tatlýlarda kullanýlýr. Yüksek fruktozlu þuruplar, gýdalardaki su aktivitesini düþürmek ve bozulmalarý önlemek için de kullanýlýr.
Fruktoz þuruplarýnýn üretim aþamasýnda uygulanan yoðun saflaþtýrma iþlemleri sebebiyle kül miktarý çok düþüktür ve ürün rengi, su beyazýdýr. Dolayýsýyla fruktoz þurubu kullanýlmýþ endrüstriyel gýdalarýn renkleri de beyaz olmaktadýr. Fruktoz þuruplarýnýn yoðunluklarý, vizkoziteleri (duraðanlýk), glikoz þuruplarýna göre daha azdýr ve bundan dolayý aðdalý deðildir ve su gibi akýþkandýr.
Yemeklerden sonra þeker tüketimi nasýl olmalýdýr?
Hususiyetle yaðlý ve aðýr bir yemek sonrasýnda, bünyemiz þeker ister. Bunun sebebi, yaðlarýn yað dokusunda depolanmasý için þekerin þart olmasýdýr. Ancak bu þeker, kesinlikle fruktoz deðil, glikoz olmalýdýr. Bu sebeple yemeklerden sonra, yaðlarýn kandan uzaklaþtýrýlmasý için þeker yenilebilir. Bu, kan yaðlarýnýn azalmasý için de tavsiye edilir. Ancak bu meyve ile deðil, pekmez gibi tabiî þekerlerle olmalýdýr. Endüstriyel þekerler (fruktoz) ile yapýlmýþ bir baklava veya bir tatlý fayda deðil, zarar getirecektir.
Netice olarak; son yýllarda mýsýrdan elde edilen fruktoz þurubu tüketimi gittikçe artmaktadýr. Fruktoz þurubu, hem gazlý içeceklerde, meyve sularýnda, hem de baklava ve benzeri tatlýlarda kullanýlmaktadýr. Fruktoz þurubunun tercih edilmesi; koruyucu özelliði ile tatlandýrýcýlýðýnýn fazla olmasýndan ve iþtah artýrýcý tesiri dolayýsýyla bir nevi beslenme baðýmlýlýðý yapmasýndandýr. Fruktoz þurubu, mýsýrdaki tabiî glikozun izomeraz enzimi ile fruktoza dönüþtürülmesiyle elde edilir. Bu açýdan günümüzdeki fruktoz tüketiminde görülen artýþ, tabiî besin maddelerinde yaratýlýþtan mevcut þeker dengesine insanoðlu tarafýndan yapýlan bir müdahaledir. Fruktoz þurubunu aþýrý tüketmek, en baþta obezite olmak üzere metabolik sendroma, ateroskleroza, hipertansiyona, aterosklerotik kalb ve böbrek hastalýklarýna yol açabilir.
SIZINTI
Ynt: Meyve Ne Zaman Yenmeli? By: buzdaðý Date: 15 Nisan 2012, 16:07:45
saolun hocam sayenizde bir konu hakkýnda daha bilgimiz oldu.
Ynt: Meyve Ne Zaman Yenmeli? By: sümeyra Date: 15 Nisan 2012, 16:16:04
Yemekten hemen sonra tüketilen meyvenin,alkol gibi bir tesir oluþturarak karaciðeri yorduðunu duymuþtum..Demek ki haklýlýk payý varmýþ..Dikkat edelim inþaallah..
radyobeyan