Merhamet By: reyyan Date: 09 Nisan 2012, 19:04:05
58. Merhamet
4941... Abdullah Ýbn Amr'den (rivayet edildiðine göre); Peygamber (s.a.) (þöyle) buyurmuþtur:
"Merhametli olanlara, Rahman (olan Allah) merhamet eder. (Öyleyse siz) yerde bulunanlara merhametti davranýnýz da gökteki de size merhamet etsin."[577]
Müsedded (bu hadisi rivayet ederken) Abdullah ibn Amfin "kölesi" (kelimesi) ile "bu hadisi Hz. Peygambere ulaþtýrdý" cümlesini hiç zikretmedi. (Hadisi doðrudan doðruya): "Peygamber (s.a.) buyurdu ki" (diyerek) rivayet etti.[578]
Açýklama
Âlemlerin rabbi ve yaratýcýsý olan yüce Allah, yeryüzünde bulunan her canlýya merhametle muamele eder. Ancak yaratýklara zarar verenler yine Allah'ýn yaratýklarýna olan merhameti icabý zarara uðratýlýrlar[579] ve gerektiðinde öldürülürler. Bu merhametin enginliðini kavrayabilmek için tüm yaratýklarýn kalbinde besledikleri merhamet duygularýnýn, Allah'ýn merhametinin sadece yüzde birini teþkil edebileceðini[580] düþünmek icâb eder.
Yüce Allah, uçsuz bucaksýz bu engin merhametinden dolayý Hz. Mu-hammed'i âlemlere rahmet olarak göndemiþ[581] ve onun getirdiði din ile insanlarýn saadet ve selametlerinin yollarýný göstermiþ, selâmetle felâketin sýnýrlarým belirlemiþtir. Binaenaleyh din dairesi içerisinde kalmak rahmetin ta kendisi olduðundan Allah ve Rasulünün emir ve yasaklarýný çiðneme karþýlýðýnda kitap ve sünnetçe belirlenmiþ olan had cezalan Allah'ýn rahmetine aykýrý deðildir. Tersine suçluyu temizlediði ve bizatihi rahmet olan cimin sýnýrlarýný da çiðnenmekten koruduðu için aynýyla rahmettir.
Diðer bir hadis-i þerifte "Yeryüzündekilere merhamet edin ki gök ehli c'e size merhamet etsin"[582] buyurulmaktadýr.
Sözü geçen hadis-i þerifte "gök ehli"nden maksat melâikedir. Melâ-ike'nin merhametinden maksatsa, kullarýna merhamet etmesi ve baðýþlamasý için Allah'a duada bulunmaktýr. "Melekler, Rabbierini hamd ile teshin ederler, yerdekiler için de maðfiret dilerler."[583] âyet-i kerimesinde ifade edildiði gibi.
Hadisin ravilerinden Müsedded'in rivayetinde, Ebû Bekir Ýbn Ebî Þey-be'rin rivayeti, senedinde yer alan Ebu Kabus'un, Abdullah Ýbn Amr'in kölesi olduðunu ifade eden "mevla Abdullah Ýbn Amr" ibaresi yer almadýðý gibi, Abdullah Ýbn Amr'in bu hadisi Hz. Peygamber'e ulaþtýrdýðýný ifâde eden "yebluðu bihinnebiyye" ibaresi de bulunmamaktadýr. Sened itibariyle bu hadis müselseldir. Tirmizi bu hadisin hasen-sahih olduðunu söylemiþtir.[584]
4942... Ebû Hüreyre'den (þöyle dediði rivayet) edilmiþtir
"Ben, Þu odanýn sahibi, doðru sözlü, doðruluðuna þahitlik edilmiþ olan Ebu'l-Kasým'j þöyle derken iþittim: "Merhamet ancak þakî birisin(in kalbin) den kaldýrýlýr."[585]
Açýklama
Sâdýk: iþinde ve sözünde doðru olan demektir ki; "Sözünde duran (tarafýmýzdan gönderilmiþ) bir peygamberdir."[586] âyet-i kerimesinde de bu manada kullanýlmýþtýr.
Masdûk ise iþinde ve sözünde doðruluðuna þahitlik edilen dernektir. Nitekim þu âyet-i kerimede yüce Allah Hz. Peygamber'in doðruluðuna þehâdet etmektedir: "O havadan konuþmaz, O'(na inen Kur'an) kendisine vahyedilenden baþka birþey deðildir,"[587]
Allah'ýn yaratýklarýna karþý duyulan merhamet hissinden yoksun olan kiþiler, talihsiz kiþilerden baþkalarý deðildir. Bir baþka ifadeyle yaratýklara karþý merhamet duygusunu kaybeden kimseler en bedbaht, en talihsiz kimselerdir. Baþkalarýna karþý merhamet duygusunu kaybeden kimseler, çoðu zaman kendilerine karþý da merhametsiz ve acýmasýzdýrlar.
Esasen "Baþkalarýna iyilik edersiniz, kendinize iyilik etmiþ olursunuz."[588] âyet-i kerimesi mucibince baþkalarýna merhamet kapýsýný kapayan kimse baþkalarýndan gelecek olan merhamet kapýlarýný da kendine kapamýþ demektir. Bu durumun ise ne büyük bir mahrumiyet ne korkunç bir talihsizlik olduðu ortadadýr.
Hakiki müslümanm kalbi, þefkat ve merhamet duygularýyla dopdolu-dur. Merhamet duygusundan yoksunluk, facirlik ve kafirlik sýfatýdýr, bedbahtlýk alametidir. Böyle kimselerin âkibeti dünyada yorgunluk, âhirette ise azab ve mahrumiyettir.[589]
4943... (Hadisi Ebû Davud'a rivayet edenlerden biri olan) Ebu Bekir b. Ebi Þeybe ("Peygamber buyurdu" demeden) Abdullah b. Amr'dan (diyerek) rivayet ettiði (halde; diðer ravi olan Ýbnu's-Serh'in rivayeti ise þöyledir: ...Abdullah b. Amr'dan Peygamber (s.a.) þöyle buyurmuþtur:
"Küçüðümüze acýmayan ve büyüðümüzün hakkýný tanýmayan bizden deðildir."[590]
Açýklama
Hadis-i þerifte, küçüklere merhametli, büyüklere saygýlý olmayan kimselerin, Hz. Peygamberin sünnetini terk etmiþ olduklarý ve Hz. Peygamberin sünnetinden kýlpayý dahi ayrýlmayan hass kullar zümresine giremedikleri, ifade edilmektedir. Bilindiði gibi Hz. Fahr-i âlem efendimiz, çocuklara karþý çok þefkatli idi. Yolda rastgeldiði çocuklarý alýr, devesine bindirir, onlarý sevindirir, çocuklara sevgisinden onlara tesadüf ettikçe daima selamlardý.
Birgün Halid b. Said, Rasûlü Ekrem-i ziyarete gelmiþ, kýzýný da beraber getirmiþti. Rasûl-i Ekrem onu Habeþ lisanýnda güzel manasýna gelen bir deyimle çaðýrýrdý. Çünkü Halid'in kýzý Habeþistan'da doðmuþtu. Çocuk Rasul-i Ekrem ile oynamýþ, O'nun Peygamberlik mührünü okþamýþ, babasý onu bu hareketten men'etmek istemiþ fakat Rasûl-i Ekrem çocuðun býrakýlmasýný söylemiþti. Birgün Rasûl-i Ekrem'e müteaddit kumaþ parçalarý hediye edilmiþti. Bunlarýn arasýnda kenarlarý iþlenmiþ ve bir parça vardý. Rasul-i Ekrem "Bunu kime vereyim" demiþ ve herkes susmuþtu. Rasul-i Ekrem, "Halid'in kýzýný çaðýrýnýz" dedi ve bu parçayý ona vererek çocuðu sevindirdi.
Rasul-i Ekrem, anne ve baba ile çocuklara dair olaylardan son derece mütehassis olur ve bunlarý dinlemek isterdi. Birgün fakir bir kadýn, iki kýzý ile Hz. Aiþe'yi ziyaret etmiþ ve Hz. Aiþe onlara ikram için bir hurmadan baþka bir þey bulamamýþtý. Hz. Aiþe hurmayý anneye vermiþ, anne, hurmayý ikiye bölerek çocuklarýna yedirmiþti. Hz. Aiþe bu hadiseyi Rasul-i Ekrem'e anlatýnca Rasul-i ekrem þu sözleri söyledi: "Çocuklarý hakkýyla sevmek ve onlarý korumak cehennemden kurtuluþtur,"
Hz. Enes diyor ki: Rasul-i Ekrem þöyle buyurdular: "Namazýmý uzatmak niyetiyle namaza durduðum zaman bir çocuðun aðladýðýný duyarsam namazýmý kýsaltýrým. Çünkü çocuðun feryadý, arkamda namaza durmuþ olan annesini huzursuz eder."
Rasul-i Ekrem'in çocuklara sevgisi, yalnýz müslüman çocuklarýna mahsus deðildi. Kendisi müþriklerin çocuklarýna da ayný derecede sevgi ve þefkat gösterirdi. Bir savaþ esnasýnda birkaç çocuk iki tarafýn arasýnda kalmýþ ve öldürülmüþlerdi. Rasul-i Ekrem, bu faciadan haberdâr olunca derinden müteessir oldu. Askerler Peygamber'in teessürünü görerek: -Ya Rasûlullah neden bu kadar müteessir oluyorsunuz? Bunlar nihayet müþrik çocuklarý deðil mi, dediler. Rasul-i Ekrem:
Bu çocuklar müþrik çocuklarý da olsa masumdurlar, dikkat ediniz çocuk öldürmeyiniz. Zinhar çocuk öldürmeyiniz! Her can ilk yaratýlýþta tertemiz olarak yaratýlmýþtýr" buyurmuþtu.
Rasul-i Ekremin adeti, turfanda meyveleri en küçük çocuklara vermekti. Kendisi çocuklarý sever, okþar ve öperdi. Birgün Rasul-i Ekrem bir çocuða seviyorken bir bedevî gelmiþ ona:
Siz çocuklarý bu kadar seviyorsunuz, benim on torunum olduðu halde bir defa bile kucaðýma alýp sevmedim, demiþ.
O halde cenab-i hak seni þefkat hissinden mahrum etmiþ, cevabýný almýþtýr.
Ashabtan Cabir bin Semure diyor ki: "Bir gün Rasul-i Ekremle namazýmý kýldým, namazdan sonra, Rasul-i Ekrem, evine gidiyordu. Ben de kendisini takib ettim. Rasul-i Ekrem yolda bazý çocuklara rast geldi. Hepsini okþadý. Beni de onlarla beraber okþadý.
Hicret esnasýnda Medine'ye gidilirken Ensar'ýn kýzlarý Peygamberi karþýlamaða çýkmýþlar ve neþideler okumuþlardý. Peygamber çocuklarý okþamýþ ve "Beni sever misiniz?" diye sormuþ. Onlar da "Severiz" demiþler, Rasul-i Ekrem'de "Ben de hepinizi severim" buyurmuþtu.[591]
Büyüklere Saygý: Ýslam insanlarý hakir görmeyi deðil, onlara hürmet etmeyi emretmiþtir. Özellikle de takdir ve saygýya lâyýk iseler. Ýslam büyüðe, âlime, fazilet sahiplerine saygýyý Ýslam toplumunda müslümana þahsiyetini kazandýran temel ahlâkî kurallardan saymýþtýr. Bu özelliðini kaybeden toplum kendisini ayakta tutan en önemli deðerlerden birini yitirmiþ, asliyetinden sýyrýlmýþ demektir. Peygamberimiz þöyle buyuruyor:
Büyüðümüze saygý göstermeyen, küçüðümüze merhamet etmeyen ve âlimlerimizin hakkýný bilmeyen benim ümmetimden deðildir.[592]
Bir toplumda büyüðe saygý gösterilmesi, o toplum fertlerinin insanî ahlak kaidelerini anladýklarýnýn bir iþaretidir. Nefislerinin yüceliði ve terbiyesinin bir alametidir. Bunun için Rasûlullah (s.a.) bu manayý müslüman-larýn nefislerine yerleþtirmeye çalýþmýþtýr. Bunu yaparken de müslüman, Ýslam toplumunun temelini yükseltmiþ ve ahlak direklerini de yerine oturtmuþtur...[593]
Görüldüðü gibi hadisi musannif Ebû Dâvûd, biri Ebu Bekr b. Ebî Þeybe, diðeri Îbnu's-Serh diye bilinen iki hocadan rivayet etmiþtir. Ancak Ebu Bekr bunu, Peygamber'e nisbet etmeksizin Abdullah b. Amr'a kadar ulaþan mevkuf bir rivayet olarak nakletmiþ; Ýbnu's-Serh ise açýkça Peygambere nisbet ederek, merfû' bir hadis olarak rivayet etmiþtir. Hadis âlimlerimizin hadis ilmindeki þu emanetine bakýnýz ki; merhum musannýb, bunlardan yalnýzca birini zikretmeyip her iki ravînin rivayet keyfiyetlerini açýkça belirtmiþtir.
Biz müslümanlar, böyle bir ilmi mirastan dolayý kendimizi gerçekten bahtiyar kabul etmeliyiz.[594]
[577] Tirmizî, birr 16.
[578] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/167.
[579] Ebû Dâvud, akdiye 31.
[580] Buhâri, edeb 19; Müslim, tevbe 17, 19; Tirmizî, dea'vât 99; Ýbn Mâce, zühd 35.
[581] Enbiya (21), 107.
[582] Avnü'l-Mabud, XIII, 285.
[583] Þûra (42), 5.
[584] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/167-168.
[585] Tirmizî, Birr 16.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/168-169.
[586] Meryem (19), 54.
[587] Necm (53), 3-4.
[588] Ýsrâ (l7).
[589] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/169.
[590] Tirmizî, Birr 15.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/169-170.
[591] Ö.R. Doðrul, Asr-i Saadet, II, 125-26. Eser yayýnlarý.
[592] Ahmed, Taberanî.
[593] Hadimi, M. Ali, Kur'an ve Sünnette Müslüman Þahsiyeti, 198-200.
[594] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/170-172.
Ynt: Merhamet By: Bilal2009 Date: 16 Haziran 2024, 14:36:32
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri kalbi taþlaþmýþ kimselerden eylemesin Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Merhamet By: Sevgi. Date: 29 Haziran 2024, 01:59:39
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri merhametli olan kullarýndan eylesin inþaAllah