Nasihat By: reyyan Date: 09 Nisan 2012, 19:03:04
59. Nasihat
4944... Temimü'd Dâri'den (rivayet edildiðine göre) Rasûlullah (s.a.);
"Din nasihatten ibarettir. Din nasihatten ibarettir. Din nasihatten ibarettir" buyurmuþ. (Orada bulunan sahâbiler)
Kim için (Ya Rasûlullah)? demiþler,
"Allah için, Kitabý için, Rasulü için, mü'minlerin emiri için ve bütün mü'minler için". Yahutta: "Müslümanlarýn emiri için ve bütün müslümanlar için-" buyurmuþtur.[595]
Açýklama
Nasihat, kalpte hiçbir kötülük bulunmamak þartýyla jcarg1(ja bulunan kimse için hayýr dileðinde bulunmak, ya da onun hayrýna olan iþi bizzat yapmaktýr. Bir baþka ifadeyle karþýdaki insan için samimi olarak iyilik ve hayýr düþünüp onun hayrýna çalýþmaktýr.
Ýmam Nevevî'nin açýklamasýna göre, her ne kadar bazý âlimler bu hadisin Ýslamýn dörtte birini ifade ettiðini söylemiþlerse de aslýnda bu söz eksiktir. Çünkü Ýslamýn dörtte biri deðil, tümü bu hadise dayanmaktadýr. Dünya ve âhiret saadetini anlatmakta felah kelimesinden daha kapsamlý kelime olmadýðý gibi, arapçada "nasihat" kelimesinden daha kapsamlý bir kelime yoktur.
Arapça'da bu kelime "balý mumundan ayýrmak" anlamýnda kullanýlýr. Bu yönüyle düþünülecek olursa, nasihat kelimesinin nasýl ince, hassas ve hayýrlý duygulan içine aldýðý ve nasihat eden kimsenin muhatabý hakkýnda ne kadar ince ve hayýrlý duygular beslediði anlaþýlýr.
Þimdi nasihatin kimler için ve nasýl yapýlacaðýný hadisteki sýraya göre açýklayalým:
1. Allah adýna nasihat: Allah'a iman etmek, ona hiçbir þeyi ortak koþmamak, onun bütün kemal sýfatlarýyla muttasýf ve noksan sýfatlardan münezzeh olduðunu tasdik edip, ona hiçbir riyanýn karýþmadýðý bir ihlâs, samimiyet ve teslimiyetle ibadet edip isyandan kaçýnmak, onun sevdiðini sevip yerdiðini yermek, dostunu dost bilip düþmanýný düþman bilmek, nimetlerini þükürle karþýlayýp onun yolunda herþeyi feda etmeyi göze almaktýr.
2. Allah'ýn kitabý için nasihat: Onun Allah kelâmý olduðuna, Allah katýndan gelip içine insan sözü karýþmadýðýna, Allah'dan baþka hiçbir kimsenin onun mislini meydana getiremeyeceðine, insanlýðýn dünya ve âhiret saadetinin bu kitapta olduðuna inanmak ve onu bu inançla ve adabýna riâyet ederek okuyup tüm hükümlerini hayata uygulamaktýr."
3. Hz.Peygamberi için nasihat: Onun Peygamber olduðuna, Allah'dan getirdiði herþeyin doðru olduðuna inanmak, emrettiði herþeyi imkân nisbetinde yapmak, nehyettiði herþeyden kesinlikle kaçýnmak, hayatýnda ve vefatýndan sonra ona ve teblið ettiði dine yardým etmek, onun sevdiklerini sevmek, düþmanlarýný düþman kabul etmek, onun davetini yaymak, sünnetini yaþatmak ve onu yegâne örnek bilmektir.
4. Müslümanlarýn emirleri hakkýnda nasihat: Hak olan her hususta onlara yardým ve onlarla beraber cihad etmek, müslümanlara, reislerine, karþý olan görevlerini münasib bir dille hatýrlatarak, onun aleyhine haksýz bir kýyamýn oluþmasýna engel olmaktýr.
5. Müslümanlarýn tümü için olan nasihata gelince, onlara dünya ve âhiret hayatý hususunda hayýr ve saadet yollarýný göstermek, onlara eziyet
vermemek, kusur ve ayýplarýný örtmek, iyiliðe çaðýrýp, kötülükten sakýndýrmak, büyüklerine hürmet küçüklerine þefkat ve merhamet, kendi þahsý için sevip arzu ettiðini onlar için de ayniyle istemek, onlarýn mal, can ve namuslarýný kendine ait olan kadar mukaddes bilip korumak, dertlerine ortak olup gidermeðe çalýþmak... Umum müslümanlara karþý nasihat ve samimiyetin bir kýsmýdýr.[596]
6. Nasihat en geniþ manasýyla Peygamberde tecellî etmiþ, en aðýr þartlar altýnda, kendilerini en büyük düþman olarak gören kavimlerine karþý, sýrf hayýr ye saadet olan hak yolunu talim için çalýþmýþ, hayatlarýnda tek gaye olarak ümmetinin hak yola girmelerini hedef almýþ, bu yolda bir karþýlýk beklemeden, onlar kendilerini taþlarken onlarýn hidayeti için dua etmiþlerdir. Kur'an-ý Kerim'de bir Peygamber(s.a.)'den þu sözler nakledilir: "Ey Kavmim, and olsun ki, ben size Rabbimin üzerime yüklediði risalet ve elçilik vazifesini teblið etmiþ durumdayým. Sizin hayrýnýza olaný istemiþ, hayrýnýz için çahþmýþýmdýr. Fakat siz hayrýnýzý isteyenleri sevtniyormusunuz.[597]
Türkçemizde "nasihat" kelimesi, öðüt vermek, hayýrlý olaný tavsiye etmek anlamýnda kullanýlýr. Bu ise asýl manasýndan sadece bir kýsmýný ifade etmektedir. Çünkü "nasihat" yukarýda da geçtiði üzere sözle olduðu gibi, iþ ile de olur, gönül ile de olur. Diðer Müslümanlarýn iyilikleri, ýslah edilmeleri, sýhhat ve afiyetlerinin devamý için Hak Teâlaya dua etmek mü'minlere karþý nasihat çerçevesi içinde yer alýr. Kur an-ý Kerimde has mü'minlerin duasý olarak nakledilen þu mübarek sözler, çok ince bir ruhun Mevlayý zülcelâle yükselen niyazlarýdýr: "Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce geçen kardeþlerimizi maðfiret buyur, günahlarýmýzý baðýþla. Ýman eden kimselere karþý kalblerimizde hiçbir kin ve kötülük býrakma... Ey Rabbimiz, þüphesiz ki þefkati, merhameti bol olan mevlamizsýn sen."[598]
Nasihatin sözle öðüt verme kýsmýnda aranýlan þartlarýndan biri hattâ en mühim olaný tavsiye edilen iyiliðin, tavsiye eden tarafýndan bizzat yapýlmasýdýr. Kendisi yapmadýðý halde baþkasýna iyilik tavsiye eden kiþi, þayet bu sözlerinde samimi ise neden kendi yapmaz? Deðilse neden böyle samimi olmayan bir davranýþ içine girer? Hiç bir kimse bir baþkasýný þahsýndan daha ötede düþünemez. Düþünürse mutlaka manevî yönden kendine geçecek bir ecir ve mükafatý hedef almýþ demektir. Halbuki iþin manevî yönünü düþünen insanýn, bir iyiliði baþkasýna tavsiye ederken eli kolu baðlanmýþ deðildir. Kendinin de yapmasýna bir engel yoktur. Ayrýca sözün tesirli olmasý için, söyleyenin, söylediðini önce kendisi yapmasý þarttýr. Meyhanenin duvarlarýna, meyhaneci tarafýndan yazýlan "þarab içmeyiniz, sarhoþ olursunuz, baþýnýza musibet yaðar" sözlerinin ne gibi bir kýymeti vardýr?
Cehennemde en þiddetli azaba uðrayacaklardan birinin, baþkasýna iyiliði emrettiði halde kendi yapmayan, nehyettiði kötülüðü de kendisi yapan kimse olduðu efendimizin bir hadis-i þeriflerinde anlatýlýr.[599]
Büyükler, doðru ve iyi olduðunu bildikleri sözleri: "kulaðýna küpe yap" diyerek küçüklere aktarýr, nasihatten anlamayanlara "kulaðýndan pamuðu çýkar da dinle" derlerdi. Ziya Paþa'nýn darb-ý mesel haline gelen þu beyti, büyüklerin sözlerine kulak asmayanlar hakkýndadýr:
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanýn hakký kötektir."[600]
4945... Ebu Zür'a Ýbn Amr Ýbn Cerir'den (rivayet edildiðine göre) Cerir (Ýbn Abdullah el Becelî) (r.a.) þöyle dermiþ:
"Ben (kendisini) dinleyip itaat etmek ve her müslüman için halis niyyet beslemek ve onlar hakkýnda hayýrlý davranýþlarda bulunmak üzere Ra-sûlullah (s.a.) söz verdim. (Ebû Zür'a) dedi ki: (Cerir birisine) birþey sattýðý, ya da birþey satýnaldýðý zaman: "Muhakkak ki bizim senden almýþ olduðumuz (bu mal), bizim için (bizim) size verdiðimizden daha sevimlidir. (Binaenaleyh, vermiþ olduðun malý) tercih et(tiðin takdirde bizden geri alabilirsin)" derdi.[601]
Açýklama
Bey'at: Mübadele (alýþ-veriþ) akdi demektir. Sonralarý Devlet Baþkanýna itaat ve sadakati bildiren ve el sýkýþma suretiyle yapýlan ahitleþme anlamýnda kullanýlýr olmuþtur. Mevzumuzu teþkil eden bu hadis-i þerifte kasd edilen mana da budur.
Bilindiði gibi, Rasul-i ziþan efendimizin þahsýnda hem Peygamberlik, hem de devlet baþkanlýðý toplanmýþ olduðundan, hadis-i þerifte söz konusu edilen mesele bir müslümanýn, Hz. Peygambere ve müslüman devlet baþkanýna herhangi bir dünyevi çýkar gayesi olmaksýzýn sýrf Allah rýzasý için ivazsýz, garazsýz, samimiyet ve ihlasla baðlanmanýn ve onlarýn Allah'ýn dinine hizmet yolunda verecekleri emirlere uymanýn lüzumu meselesidir.
Burada söz konusu edilen diðer bir mesele de bir müslümanýn diðer bir müslümam onun menfaatini kendi menfaatine tercih edebilecek kadar samimi bir þekilde sevip saymasý meselesidir.
Hadis-i þerifte bir müslümanýn Allah için bir din kardeþine karþý besleyebileceði samimi sevgi ve saygý duygulan anlatýlmaktadýr. Hz. Cerir'in alýþ-veriþ yaptýðý müslüman kardeþleri karþýsýnda duyduðu îsâr dediðimiz müslüman kardeþinin menfaatini kendi menfaatini tercih edebilme (diðerkâmlýk) duygusu ise, bir müslümanm din kardeþlerine karþý beslemesi gereken sevgi, saygý, samimiyet duygularýnýn en idael bir örneðidir.
Hafýz Ýbn Hacer'in Taberâni'den rivayet ettiði bir haberde bildirdiðine göre, Hz. Cerir, kendisine bir at satýnalmasý için bir kölesine emr etmiþ, o da pazardan 300 dirheme bir at alarak parasýný da ödemek için atla birlikte sahibini de Cerir'e getirmiþ. Cerir atý beðenmiþ. Ve ata biçilen 300 dirhemi az bulduðu için atýn sahibiyle yeniden pazarlýða giriþmiþ ve 800 dirhemde anlaþmýþ.
Mevzumuzu teþkil eden bu hadis-i þerifte sözkonusu edilen bütün bu samimi, temiz ve ulvî duygulara "nasihat" denir ki; biz bu nasihatin çeþitlerini ve nasýl olacaðýný bir önceki hadis-i þerifin þerhinde açýkladýk.[602]
[595] Buhari. iman 42, Müslim, iman 95; Tirmizî, birr 17; Nesâî, bey'at 31; Darimî. rikak 41; Ahmed b. Hanbel. 1, 351, II. 297, IV, 102-103.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/173.
[596] Nevevî, Müslim Þerhi, II, 37-38.
[597] A'raf (7), 79.
[598] Haþr (59), 10.
[599] Kývameddin Burslan -H. Hüsnü Erdem, Rýyazüssalihin Terceýnesi, I, 240.
[600] Ýmam Nevevî, Kýrk Hadis (ire.), A. Lütfi Kazancý, Nübüvvet Pýnarýndan, 99-105'ten özetle.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/173-176.
[601] Buhârî. iman 42; Müslim, iman 97-99; Nesai Bey'a 6; Ahmed b. Hanbel. IV, 264.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/176.
[602] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/177.