Dinin ve siyasetin dili By: ehlidunya Date: 15 Mart 2012, 04:20:21
Ahmet Kurucan
Dinin ve siyasetin dili
Önce temel bir ayýrým; siyaset din deðildir; din de siyaset. Siyaset siyasettir, din de din. Siyaset, ilmi bir disiplindir bugünün dünyasýnda ama dini siyaset benzeri ilmi bir disiplin olarak siyasetle yan yana koyamayýz ve koymamalýyýz. Eðer illa koyacaksak, din þemsiyesi altýndaki tefsirden fýkha, hadisten kelama, tarihten felsefeye uzanan ilmi disiplinleri koymalýyýz.
Din, tefsir, fýkýh, hadis gibi müstakil bir ilim adý altýnda incelemelere konu olacak deðerlere sahip olmanýn yaný baþýnda siyaset, ekonomi, güvenlik, sosyoloji, psikoloji vb. alanlarda temel olabilecek deðerlere sahiptir. Bunlarýn diðerleri gibi ilmi bir disiplin olmamasýna, ilimleþme süreci içindeki dünya gerçekleri ve dinin hitap þekli ile izah getirebiliriz.
Detaylara indiðimizde bizi çok daha farklý vadilere sürükleyecek olan bu kýsa giriþi akýlda tutarak, bunlar arasýnda sadece hitap þekline yönelik açýklayýcý beyanlarda bulunalým. Din, dar ve genel manada ferdi ve içtimai sahada idare demek olan siyasetle alakalý birçok genel prensipler ve ilkeler sunmuþtur bizlere. Bu ilkelerde kullandýðý bir dili vardýr dinin. Dinin muradýný anlamak her þeyden önce bu dili bilmeye baðlýdýr. Bunu bize bizzat Nebiler Serveri (sas) kavli ve fiili beyanlarý ile anlatmýþtýr. Ayetin nasýl anlaþýlacaðýný, nasýl hayata taþýnacaðýný bizatihi tatbikatlarý ile bizlere ifade etmiþtir ki zaten din derken biz her ikisini birden kastediyoruz. Böylece anlama veya anlayamama probleminden kaynaklanacak muhtemel boþluklar bununla kapanmýþtýr.
Ýkinci bir husus; dinin evrenselliði ve tarih-üstü özelliði dolayýsýyla söz konusu ilkelerin ifade ediliþinde kullanýlan evrensel dil. Yani deðiþen mekân, zaman, insan ve geliþen hadiselere göre dertlere derman olabilecek yorumlara kapý açabilecek özellikleri bünyesinde barýndýrmasýdýr.
Son husus ise o ilkelerin hem deðiþik ilmi disiplinlerde hem de hayatýn deðiþik alanlarýnda fertlere, hatta o fertlerin seviyelerine göre farklý manalarý ifade ve ilham etmesidir.
Kur'an ve sünnet dikkatlice bakýlacak olduðunda bunlarýn hepsine sahiptir. Mesela; "Sana "enfal"den sorarlar. De ki: "Enfal, Allah ve Rasulü'nündür." Enfal en genel manasýyla savaþ ganimetleri demek ve ayet, ganimetlerin daðýtýmýný konu ediyor. Pekâlâ ganimetlerin Allah ve Rasulü'ne ait olmasý ne demek? Ýþte burada siyaset dili hakimdir. Bir baþka tabirle Efendimiz'in siyasi kimliði bu ayetin nasýl anlaþýlmasý gerektiðini bizlere uygulamalý olarak göstermiþtir. Sonuç þudur; ayetteki Allah ve Rasulü devlet demektir. Tahsis edilen miktarýn tasarrufu meþru devlete ve devlet yetkililerine aittir.
Bir baþka misal; "fi sebilillah" kaydý. Allah yolunda demek. Siz bu kavramý siyasette kullandýðýnýz zaman Efendimiz dönemi uygulamalarýndan da anladýðýmýz kadarýyla devletin saðlamak zorunda olduðu kamu düzeni, kamu yararý, kamu güvenliði, genel saðlýk ve bunlar için yapýlacak her þey; teblið ve irþad açýsýndan baktýðýnýzda Allah'ýn rýzasýný kazanma adýna sadaka vermeden hak ve hakikati anlatmaya kadar her türlü gönüllü faaliyet anlaþýlýr.
Cihad için ayný þeyleri söyleyebilirsiniz; cihad siyasette kullanýldýðý zaman uluslararasý anlaþmazlýklarda son çare olarak kullanýlan -daha doðrusu kullanýlmasý gerekli olan- savaþ, ilmi alanda kullanýldýðýnda bütün cehd ve gayretini çalýþtýðý alana hasretme, sosyal alanda kullanýldýðýnda fakir fukaraya yardýmdan vakýf faaliyetlerine kadar her þey demektir.
Niçin böyle bir yazý diyeceksiniz? Karýþtýranlar o kadar çok ki. Bu yazý ile soruya cevap vermedim. Sorudaki kafa karýþýklýðý düzeltmeye çalýþtým. Soruya cevap daha sonra nasipse
radyobeyan