Hz. Peygamberi anlamadan cehaletimiz ortadan kalkmayacak By: ehlidunya Date: 13 Mart 2012, 01:42:15
Hz. Peygamber’i (asm) anlamadan, cehaletimiz ortadan kalkmayacak
Ne diyor bu adam? Nedir bu adam? Ve yaþananlar nedendir?
Sorular uzayýp gidiyor.
Ýnsanýn önünde modeller varken yolunu þaþýrmasý düþünülemez. Aklý baþýnda olan rehbere itimat eder ve onu takip eder.
60’lý yaþlarda beyefendi. Görüntüye bakýldýðýnda giyim kuþam gayet güzel ve yerinde. Hatta giyimdeki renk uyumu bile hissedilir cinsten belirgin. Yüz hatlarýna bakýldýðýnda yeme içmesi de yerinde, bakýmlý beyefendi. Bir ilçe þartlarýnda yaþýyor.
Diyeceðim o ki, belki de ilçe þartlarýnda ilçenin tanýnan ailelerinden. -Tabiî dileðim o ki, ilçenin ileri gelenlerinden olmasýn-
Günlük týraþýný olmuþ. Þu hâliyle bir oturuma girse kendini dinletir. Dýþ görüntü kurtarýyor.
Niye bu kadar bu detaylardan bahsediyorum? Çünkü toplum olarak bizim adamlýk kalitemizin temelini bu bakýþ açýsý ve bakýþ unsurlarý oluþturuyor. Ama bu doðru deðil. Adamlýk kalitesi, giyimde, kuþamda, görüntüde aranmamalýdýr.
Dýþla deðerlendirmek, yüzeylerle uðraþmak bir bitmiþlik göstergesidir.
Oysa ‘dýþ içe bir çevrilsek’ diye bir kavram var.
Ýnsan sûretinde canavarlar ile insan elbisesi giymiþ melekleri belirleyen þey; dýþ deðil, içtir.
Neyse konumuza dönelim.
Adam(!), dört beþ kiþinin bulunduðu oturuma yaklaþtý. Yaklaþtý, ama oturumumuzdaki insanlarda bir tedirginlik baþladý. Hatta oturumdakilerden birisi, ‘geldi bizim belâlý’ diye bir cümle de mýrýldandý.
Ben de, bir misafir olarak kimin kim olduðunu bilmiyorum.
Neyse, hoþ beþten sonra… Tokalaþýldý ve oturuma buyur edildi.
Önce biraz ‘Nasýlsýnýz, iyi misiniz?’ muhabbetinden sonra, yavaþ yavaþ konuþulan konular derinleþiyordu.
Bizim oturumda olmamýzdan olsa gerek, konu döndü dolaþtý eðitime geldi. Aile üzerine birkaç soru soruldu. Tabiî ortamý, kiþileri çok bilmeyince konuþmak bir iyi, bir de kötü oluyor. Ama þartlar ne olursa olsun, doðrunun hatýrýný da âlî tutmak gerektiðini biliyorum. Yani birileri memnun olsun diye, hakkýn hatýrýný yok etmek, hakka karþý bir hürmetsizlik olacaktýr.
Her doðruyu söylemenin, herkesin her zaman, hakký olmadýðýný da biliyorum.
Adam(!) bana soru soruyor.
-Hocam, benim bir kýzým var. Liseye gidiyor. Bir iki kezdir sýnava giriyor, ama hiç doðru dürüst bir sonuç yok. Arkadaþlarýnýn aldýðý puaný o alamýyor. Bu da bizim damarýmýza dokunuyor. Bizim aile ilçede bilinir, tanýnýr. Onun için aileye yakýþmayan bir görüntü taþýyýnca en son ben de bugün, iyice bir dayak attým. Neredeyse ayaða kalkacak hali kalmadý. Aðzýndan burnundan kan geldi. Adam olsun bu çocuklar. Yoksa biz ailemizin üzerine bir söz söyletmeyiz. Yani falancanýn kýzý baþarýsýz olmuþ, falancanýn kýzý falancanýn kýzýndan daha iyi sonuçlar almýþ denilsin istemeyiz. Hocam yanlýþ mý düþünüyorum?
Adam katlanýlacak gibi deðil. O konuþurken birkaç kiþi kalktý gitti. Adam yaptýðýnýn doðruluðuna inanmýþ. Attýðý dayaðý ballandýra ballandýra anlatýyor.
Benim ülkemin zavallý gençleri!
Gerçekten o kadar çok þeylere katlanýyorlar ki.
Baba(!)’nýn cümleleri beni etkiledi. Duygulandým. Kendimi yirmi yaþýnda bir kýz çocuðunun yerine koydum. Yumruklarý suratýma inen bir baba, tekmeleri vücuduma gelen bir baba manzarasý karþýsýnda gerçekten irkildim. Adam anlattýkça sanki tokatlar suratýma iniyordu. Gözyaþlarýmý tutamadým.
Aðladým, aðladým, aðladým…
Gözyaþlarýmý adama göstermemeye çalýþtým. O ise sürekli konuþuyor ve kendi kendine sorular üretiyor.
Oysa ortamýn ne tadý ne tuzu kalmýþtý. Peþpeþe dört beþ tane soru daha sordu. Ama bütün sorularýn cevabý yoktu.
Aslýnda cevap aramak için sorular deðildi bunlar. Sadece—kendi kendine verdiði—haklýlýðýný pekiþtirecek, destek arayýþý idi.
Benimle birlikte genç güvenlikçi beyefendi de aðlamaya baþladý.
Gözyaþlarýmýzý gören baba, durumu geç fark etti ve donup kaldý.
O, bir baba olarak genç kýzýna attýðý dayaðý anlatýyor, kendisi ve kýzýyla-–iman kardeþi olmanýn dýþýnda—bir baðý olmayan iki kiþi gözyaþlarý döküyordu. Özellikle beni duygulandýran, ‘Ayaða kalkacak hali kalmadý’ cümlesi oldu. Yani bir baba, nasýl gençlik dönemindeki bir çocuðunu, bir okul baþarýsý beklentisi için bu derece döver ve bunu da böbürlene böbürlene anlatýr?
Böyle bir ruh haline nasýl ‘baba’ denir, nasýl ‘insan’ denir?
Evlâtlarýn, babalarýna zerre kadar saygýsýzlýðýný kaldýramam. Dinimizin ‘‘öf’ bile demeyiniz”ini böyle anlýyorum. Ama gençlik yaþlarýndaki bir kýz evlâdý, bir erkek evlâdý ayaða kalkamayacak kadar dövmeyi de yine en az diðeri kadar anlamsýz buluyorum. Ýkisi de dini anlayamamanýn bir göstergesidir. Tam bir cehalet yansýmasýdýr.
Neyse ki, sonra sonra epeyce konuþtuk.
Kendimizi zor da olsa toparlayarak, bize bir görevin düþtüðünü anlamýþtýk.
Ebu’l-Vefa Hazretlerini anlattým ona. Çocuðunun problemini kendinde arayan, kendinin ihmalinde arayan, kendinin rýzkýna haram karýþmasýnda arayan bir baba örneðini paylaþtým.
Evet, bütün mesele, çocuklarda, gençlerde bir problem ortaya çýktýðýnda, o problemin anne babanýn bir ekimi olduðunu unutmamaktýr.
Adam, neden sonra kendine gelebildi. Bu sefer dövünmeye baþladý. Evet, adamýn kurduðu cümlelerden içinde olduðu durum net anlaþýlýyordu.
“Cahiliz biz. Peygamber nere, biz nere kardeþim. ‘Ne diyecek komþular, insanlar?’ diye yaþýyoruz her þeyi. Beni çok etkilediniz. Bu durumu düþüneceðim. Kýzýmla konuþacaðým. Ondan özür dileyeceðim. Benim kýzým için siz aðlýyorsunuz, bu nasýl bir þeydir? Haydin hoþça kalýn.”
Doðrusu bu cümleleri yazarken de, tutamadým kendimi. Aðladým, aðladým.
Yazýmý oluþtururken dökülen gözyaþlarýmý yan masamdaki hocam hissetti, ama ona söyleyemedim.
Yirmili yaþlarda bir kýz evlâdýný bir baba ayaða kalkamayacak þekilde nasýl döver? Ben halen bunu anlayabilmiþ deðilim.
Küçük kýzýný evinin kapýsýnda ayakta karþýlayan ve içeri girdiðinde onu alnýndan öpen bir Peygamberin (asm) ümmeti böyle mi olmalýydý?
Yani masum, güçsüz, mübarek olan kýz çocuklarýna nasýl el kalkar?
Bu ne kadar yakýþýr bir babaya? Bu tek baþýna bir kýyamet! Evet, anlaþýlan daha çok çalýþmalýyýz. Daha çok anlatmalýyýz Peygamberimizi (asm).
Ve daha çok ilgi göstermeliyiz çocuklarýmýza, kýzlarýmýza.
O modeli (asm) tam anlamadan, cehaletimiz ortadan kalkmayacak.
SEBAHATTÝN YAÞAR
Ynt: Hz. Peygamberi anlamadan cehaletimiz ortadan kalkmayacak By: ceren Date: 15 Kasým 2016, 19:07:33
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri peygamber efendimize inanan ve onun yolunda gidip onun sunnetine tabi kalan kullardan olalim inþallah...
radyobeyan