Tezyin (Dekor) By: reyyan Date: 19 Þubat 2012, 19:02:41
h- Tezyin (Dekor)
Sünnette üzerinde titizlikle durulmuþ olan diðer bir husus, içerisinde ikâmet edilen meskenin dekorudur. Ev içerisinde yer alan her bir eþya ve eþyada tezahür eden telkîn unsurlarý üzerinde Hz. Peygamber (aleyhissa-lâtu vesselam) hassasiyet göstermiþtir. Gerek kendi evinde gerekse ashabýn evlerinde Ýslâm kültürüne muhalif düþen ve baþka kültürleri temsîl eden unsurlarýn ve þekillerin varlýðýna muttali olunca ya sözle, ya fiille, yahut da ahvâliyle istikrahýný bildirerek müdâhele etmiþtir.
Buhârî'nin Hz. Aiþe (radýyallahu anhâ)'den yaptýðý bir tahrîcte, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in evde, üzerinde haç bulunan her eþyanýn haçýný mutlaka bozduðu bildirilmektedir. (Ebû Dâvûd, Libâs 45)
Yasak sâdece haç þekillerini ihtiva eden eþyalara münhasýr kalmayýp Allah'ý yaratma fiilinde taklîd mânâsý taþýyan tasvirlere de þamil kýlýnmýþtýr. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) bu mânâyý taþýyan tasvirlerin evde bulundurulma yasaðýný: "Tasvirin olduðu yere melek girmez", "En büyük azaba mâruz kalacak kimseler musavverlerdir", "Dünyada suret yapana kýyamet günü haydi yaptýðýna ruh üfle, denecek ve üfleyenýeyecek" (Buhârî, Libâs 88, 97, BuyýV 40; Müslim, Libâs 81-103) gibi þiddet ifade eden çeþitli tâbirlerle dile getirmiþtir. Bu hususla ilgili rivayetlerden birinde Hz. Aiþe (radýyallahu anha) þöyle bir vak'a anlatýr: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) bir seferden dönmüþtü. (Onun yokluðu esnasýnda) üzerinde (kanatlý at) timsaller(i) bulunan bir durnûku (eve) asmýþtým. Bana onu indirmemi emretti, indirdim (.,.)"Hadîsin bir baþka vechinde "üzerinde timsaller bulunan bir kýrantamý, sehve (denen duvardaki hücrenin) üzerine örtmüþtüm. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) onu görünce çýkardý ve: "Kýyamet günü azabýn en þiddetlisine duçar olacak Allah'ýn yarattýklarýný taklîd edenlerdir" dedi. Ben de ondan bir veya iki yastýk yaptým. Bir baþka vechinde: "iki nümruka (minder) yaptým, bunlar evdeydi ve Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) üzerine oturuyordu" der. (Buhârî, Mezâlim 32)
Bu hadîse müsteniden âlimlerin, gölgesi olmayan tasvirlerin üzerine oturmak, basmak gibi hakîr durumlarda kullanýlan halý, döþek vs. eþya üzerinde bulunmasýna cevaz verdiði belirtilir. Nevevî bu görüþün Sahabe ve Tabiîne mensüb Cumhûrý ulemânýn görüþü olduðunu belirttikten sonra bu meyânda Sevrý, Mâlik, Ebû Hanîfe ve Þafiî'nin ismini zikreder. Nesâi'mn bir tahrîcinde Hz. Peygamber'in yanýna girmek için gelmiþ olan Cibril girmez ve: "Nasýl gireyim, evinde tasvirler ihtiva eden bir örtü var. Ya suretlerin baþým kopar, ya örtüyü üzerine basýlan bir sergi yap. Biz melekler tasvirin bulunduðu bir eve girmeyiz" der. (Nesaî, Zînet 14)
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) Abdullah Ýbnu Ömer (radýyallahu anhümâ)'in rivayetinde ziyaret için gelmiþ olduðu, Sefine Ebû Ab-durrahmân' in rivayetinde de beraber yemek için vâki'davet üzerine gelmiþ olduðu kýzý Fâtýma (radýyallahu anhâ)'nýn evine, kapýya asýlmýþ olan nakýþlarla süslü perde sebebiyle girmeden geri döndüðü ifade edilir.
Abdurrezzak'm bir tahricinde de yemeðe davet edildiði eve geldiði vakit, çeþitli renklerle tezyin edilmiþ olduðunu görür, kapýda durup renkleri saydýktan sonra: "Keþke tek renk olsaydý" diyerek girmeksizin geri döner. Aþaðýdaki misallerin de te'yîd edeceði üzere, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam), bu davranýþla evin tezyininde sadeliðin esas olmasýný irþâd buyurmuþtur.
Ýlim adamlarý bu rivayetlerden "Ýçerisinde muharremât bulunan eve girmek ve davete icabet etmek için önce izâlesine çalýþýlýr, muktedir olunmazsa girilmez, icabet edilmez' hükmünü vermiþlerdir. Ancak Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in son misâlde "keþke tek renk olsaydý" dediði, birinci misâlde de geri dönüþ sebebini soran Hz. Âlý ye "Dünyâ benim neyime, nakýþ benim neyime?" cevâbýný verdiði, keza yukarýda zikrettiðimiz tasvirli perde vs. yi kaldýrmasý için Hz. Aiþe'ye verdiði emirle ilgili hadîsin bâzý vecihlerinde: "Zira bu bana dünyâyý hatýrlatýyor", "Zira üzerindeki tasvirler namaz esnasýnda dikkatimi daðýtýyor", "Zira eve her giriþimde bunu görüyorum, dünyâyý hatýrlýyorum" vs. dediði tasrîh edilmektedir ki bunlar Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'in yeni teblîð etmiþ olduðu bir dînin tam yerleþmesine engel teþkîl edebilecek sebepler hususunda titizliðinin derecesini göstermektedir. O, istiyordu ki insanlar bütün h i nimetleriyle Kui'ân'a yönelsin, onun hakîkatlarmý anlamaya, yaþamaya çalýþsýn. Hattâ bu sebeple kendisinden. Kür'ân dýþýnda bir þey yazmayý da yasaklamýþ, bir nevî câhiliye perestiþlerinden biri olan kabir ziyaretlerini de rnenetmiþti. Diðer taraftan "Ýnsanlarýn kalbi Allah'ýn iki parmaðý arasýndadýr, istediði gibi oynatýr" cümlesinde ifâde ettiði beþer tabiafýndaki istikrarsýzlýk sebebiyle îmân ve amellerine raðmen müþrikliðe âit hatýralar sebebiyle eski sapýklýklarýnýn tekrar þu veya bu þekilde tezahüründen korkmakta idi. Bu sebeple o hususlarda Hz. Peygamber {aleyhissalâtu vesselam) titizliði ileri götürmüþ, açýk kapý býrakmak istememiþtir. Halkýn esprisini nazara alýþýný gösteren en manidar misallerden biri Hz. Aiþe'ye, cahiye devrinde yanlýþ temele oturtulmuþ olan Kabe'yi, yeniden aslî temeli üzere kurmaya teþebbüs etmeyiþinin sebebini izah sadedinde söylediði þu cümledir: "Kavmin Câhiliye devrine yakýndýr. Bu sebeple, (yapacaðým tadilatýn) kalplerinde nefret uyandýracaðýndan korkuyorum..."
Þu hâlde "Câhiliye devrine yakýn" olan insanlýðýn hâlet-i nahiyelerini nazarý itibara alan Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselânf), o devre âit þirklere alâmet olan herþeye amansýz bir mücâdele açmýþtýr. Bu, put olabilir, putlarýn tasviri olabilir, o devreye âit bir yemin tarzý, selamlaþma þekli vs. olabilir, hepsi yasaklanmýþtýr.
Tasvîrle ilgili yasaklan, sarihlerin: "Kendisine ibâdet edilen zîruhlann hürmet ifâde eden tarzda konmasý haramdýr, ayak altýna atýlmasý mubahtýr" diye formüle etmesi sünnette gelen yasaðýn terbiyevî yönünü ifâde _ eder. Bu yasaktan aðaç tasvîrleri istisna edilmiþtir. Ancak Araplarýn o devirde takdis ettikleri aðaçlarý Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'in yýktýrdýðýný rivayetler haber verir.[319]
[319] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 16/580-582.