Süneni Ebu Davud
Pages: 1
Arafatta Vakfe By: reyyan Date: 07 Þubat 2012, 10:43:07
57. Arafat'ta Vakfe

 

1910. ...Âiþe (r.anhâ)'dan; demiþtir ki: Kureyþ ile onlarýn dini­ne tâbi olanlar Müzdelife'de vakfe yaparlardý. Kendilerine "hums-kahraman" denirdi. Öbür.araplar da Arafat'ta vakfe yaparlardý. Ýslâm gelince Allah, Peygamberine Arafat'a giderek orada vakfe yap­masýný, sonra oradan akýn etmesini emretti. Bu Allah Teâlâ'nýn; "sonra insanlarýn akýn edip döndüðü yerden siz de akýn edin"[427] âyetidir.[428]

 

Açýklama
 

Arafat,[429] Urane vadisinden baþlayarak karþýki daðlara doðru  uzanan   sahadýr. Ezrakî'nin  Hz. Ýbn  Abbas'tan  rivâyetine göre Arafat'ýn sýnýrý Urane vadisine bakan daðdan baþlayarak Arafat daðlarýna ve Vâsik denilen yere kadar uzanan sahadýr. Urane vadi­si Arafât'dan sayýlmaz. Bilindiðe gibi "vakfe yapmak" ibâdet için dur­mak demektir. Arafat'ta vakfe yapmak, haccýn en büyük rükünlerindendir.

Hak yapmak isteyenler için Arafat'ta durma zamaný Arafe günü ze­val vaktinden kurban bayramýnýn birinci gününün fecrinin doðuþuna ka­dar olan herhangi bir zamandýr. Bu süre içinde bir an dahi durmakla vak­fe yerine getirilmiþ olur. Arafat ve Arafe günü hakkýnda Hz. Peygambe­rin hadisleri vardýr. Bunlardan birisi þöyledir: "Arafe gününde olduðu ka­dar Allah'ýn ateþten çok kul azad ettiði baþka bir gün yoktur. Þüphesiz ki o gün Allah Arafat'ta vakfe yapanlara yakýnlaþýr, sonra onlarla Melek­lere karþý iftihar ederek; "Bunlar ne istediler(ki bütün hac iþlerini býrakýp burada toplandýlar)" buyurur."[430]

Mü/delile, Minâ ile Arafat arasýndadýr. Aralarýndaki mesafe iki saat­tir. Arafat yolu üzerinde Mekke'den iki saat sonra Mina ve ondan iki saat sonra da Müzdelife ondan iki saat sonra da Arafat bulunur. Bu yerde Minâ'ya yaklaþýldýðý veya Allah'a yakýnlýk elde edildiði için O'na Müzdeli­fe denilmiþtir.[431]

Arab kabilelerinden olan Nadr kabilesi Harem dahilinde birbirleriyle karýþýp toplandýklarý için kendilerine Kureyþ denilmiþtir. Çünkü "Kureyþ" kelimesi "toplamak" demektir.

Kureyþ kabilesiyle onlarýn dinine tabi olan Kinâne'den ve Kays Kabi­lesinden bazý kimseler Müzdelife'de vakfe yaparlardý. Kuvvet, cesaret ve kahramanlýklarý sebebiyle de kendilerine "Hums" denirdi. Gerçekten bu kabile dinlerine çok baðlý idi. Bu hususta her türlü fedâkârlýk ve feragat kendilerinde mevcuttu.

Hacca veya umreye niyet ettikleri zaman et yemedikleri gibi kýldan yapýlmýþ çadýrlara da girmezlerdi. Evlere de kapýlarýndan girmezlerdi. Di­ðer Arab kabileleri de Arafat'ta vakfe yaparlardý. Resul-i Ekrem (s.a.) ise, kendisine peygamberlik gelmeden önce Arafe gününde Arafat'ta vak­fe yapanlarla birlikte vakfe yaptýðý gibi ertesi günü sabahleyin de Kureyþli-lerle birlikte Müzdelife'de vakfe yapardý.[432]

Muhamed b. Cübeyr b. Mut'im'in babasýndan rivayet ettiði bir hadis-i þerif þu anlamdadýr: "Bir arafe günü Arafat'ta devemi kaybetmiþtim. Onun ararken orada vakfe yapmakta olan Hz. Peygambere rastladým ve (kendi kendime) "Vallahi bu adam Hums (denilen Kureyþliler) dendir. Burada iþi ne?" dedim.[433] Bu hadise Hicret'ten önce vuku bulmuþtur. Hz. Cübeyr henüz o günlerde Ýsiâmiyyete girmemiþti. Mekke'nin fethinden sonra müslüman oldu ve Hayber günü vefat etti.

Ýslâmiyet gelince, Allah teâlâ haccý farz kýldý haccýn rüknü olarak Arafat'ta vakfe yapýlmasýný emretti. Oradan da Müzdelife'ye akýn edilme­sini istedi.[434]

 

 

Bazý Hükümler
 

1. Arafat'ta vakfe yapmak haccýn rükünlerindendir. Çunku Abdurrahman b. Yamur’un rivâyet ettiði þu hadis-i þerif bunu açýkça ifade etmektedir: "Peygamber (s.a.)'i Arafat'ta vakfe hâlinde iken kendisine gelip "Ya Resulallah! Hac nasýl yapýlýr" diye soran bazý Necidlilere:

"Hac Arafat'týr. Müzdelife gecesinde, sabah namazýndan önce Mü-zedelife'ye gelmiþ olursa hacca yetiþmiþ olur" derken iþittim."[435]

Tirmizî bu hadisle ilgili olarak þunlarý söylüyor: "Peygamber (s.a.)'in ashabýndan ve sonrakilerden ilim adamlarýnýn ameli bu hadis üzeredir. Þöyle ki "Fecrin doðuþundan önce Arafat'ta vakfeye durmayan kiþi haccý kaçýrmýþtýr. Fecrin doðuþundan sonra gelmesi kâfi deðildir. Onu umre ola­rak yapar ve seneye hacetmesi gerekir. Süfyân es-Sevrî, Þafiî, Ahmed ve Ýshak'ýn görüþü budur. Diðer ulemâ da bu görüþtedirler..."

2. Arafat'da durmanýn vakti, Arefe günü güneþin (batýya) kaymasýyla baþlar, ertesi gün güneþin doðmasýyla sona erer. Hanefî ulemâsý ile imâm-Mâlik, Þafiî ve ulemânýn büyük çoðunluðu bu görüþtedir. Çünkü Peygam­ber (s.a.) ve Hulefâ-i Râþidînin Arafat'taki vakfelerinin baþlangýç noktasý­ný arefe günü güneþin batýya kaymasý âný teþkil eder.

Hanefî ulemasýyla Ýmam Þafiî'ye göre baþlangýç ve sona eriþ noktala­rýný verdiðimiz zaman suresi içerisinde geceden veya gündüzden herhangi bir zamanda vakfe yapmak yeterlidir. Maliki ulemâsýndan bir cemaat de bu görüþtedirler. Ancak Hanefi ulemasýyla bazý Malikilere göre vakfe gündüz yapýlacak olursa, onu güneþ batýncaya kadar sürdürmek vâcib olur. Ýmam Þafiî'nin meþhur olan görüþüne göre, bu vakfeyi geceye kadar sürdürmek sünnettir. Ýmam Mâlik'in meþhur olan görüþüne göre ise, bu vakfenin ký­sa da olsa, geceleyin de bir süre devam etmesi gerekir. Eðer gecenin bir kýsmýnda devam etmeyecek olursa, o zaman hac bâtýl olur. Vakfenin sa­dece gündüzün"yapýlmasý yeterli deðildir. Çünkü Ýbn Ömer'den gelen bir hadis-i þerifte þöyle buyuruluyor: "Her kim Müzdejife gecesinde Arafat'ta fecr doðmadan önce bir süre durmazsa haccý bâtýl olur., kim de Müzdelife gecesi Arafat'ta fecrden önce bir süre durmaya yetiþecek olursa, hacca yetiþmiþ olur."[436]

Ulemânýn büyük çoðunluðuna göre ise, Hz. Ýbn Ömer bu' sözlerle "Arafe günü güneþin batýya kaymasýyla baþlayarak ertesi gün güneþin do­ðuþuna kadar devam eden herhangi bir süre içerisinde vakfe yapýlmayan hac bâtýldýr" demek istemiþtir. "Geceleyin vakfe yapýlmayan hac bâtýl olur" demek istememiþtir. Nitekim "Her kim daha önce gece veya gündüz Ara­fat'tan akýn edip de þu (sabah) namazý(ný) da.Müzdelife'de bizimle kýlma­ya yetiþecek olursa, haccýný tamamlamýþ ve vazifesini yapmýþ olur" anla­mýndaki 1950 numaralý hadis-i þerif de bunu ifâde eden ÝmamTirmizî bu hadis hakkýnda "Hasen-sahih" demiþtir.

Ýmam Alýmed'e göre ise, Arafat'ta vakfe yapmanýn vakti Arafe günü fecrin doðmasýyla ertesi gün fecrin doðmasý arasýnda geçen süredir. Bu süre içerisinde herhangi bir zamanda yapýlacak vakfe yeterlidir. Çünkü Peygamber (s.a.):

"Her kim daha önce gece veya gündüz Arafat'tan akýn edip de þu (sabah) namazý(ný) Müzdelife'de bizimle kýlmaya yetiþecek olursa haccýný tamamlamýþ, ve vazifesini yapmýþ olur."[437] buyurmuþtur. Ýmam Ahmed'in beyânýna göre sözü geçen hadisteki "gece veya gündüz" sözü Arafe günü ile Mü/delilc gecesinin tümüne þâmildir. Ulemânýn çoðunluðuna göre ise, buradaki yundu/den maksat, zev'alden güneþin batmasýn? kadar süren za­mandýr Oýýýkýý Hz. Peygamber ve onun râþid halifeleri güneþin batýya kaymasýndan önce vakfe yapmamýþlar. Vakfeye ancak güneþin batýya kay­masýndan  sonra  baþlamýþlardýr.

Arafat'ta vakfe yapmak "o gün gelince Allah'ýn izni olmaksýzýn hic kimse konuþamaz. Ýçlerinde bedbaht olanlar da mesud olanlar da var­dýr."[438] âyet-i kerimesinde tasvir edilidði þekilde insanlarýn ümit ve korku arasýnda Allah'ýn huzurunda toplanacaklarý günün bir simgesidir. Çünkü dünyanýn çeþitli ülkelerinden gelen çeþitli insan topluluklarý ümit ve korku ile buraya toplanýp dua ederler.

Ayrýca burada toplanma müslüman cemaatlerin bir araya gelip ietimâî bünyelerinde meydana gelen çözülmelerin tamiri ve aralarýnda tesânü-dün te'mini için kararlar alma imkâný bulurlar.[439]

[427] el-Bakara (2), 199.

[428] Buhârî, tefsir sûre (2), 35; hac 91; Müslim, hac 151; Nesaî, menâsik 202.

   Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnlarý: 7/304.

[429] Buraya Arafat denmesinin sebebi olarak ileri sürülen görüþlerden bazýlarý þunlardýr:

a. insanlar burada gerçek manada kulluklarýný gösterdikleri için buraya bu isim veril­miþtir.

b. Hz. Âdem ile Havva burada buluþtuklarý için buraya bu isim verilmiþtir.

c. Çeþitli ülkelerden gelen hacý adaylarý burada toplanýp tanýþtýklarý için buraya bu isim verilmiþtir.

d. Cebrail (a.s.) Hz. Peygamber'e hac ibâdetini burada öðrettiði ve sonunda "Earifte hazâ: Öðrendin mi?" dediði için,

e. Allah teâlâ'nýn kullarýna ikramýný, affýný ve mafiretini burada tanýttýðý için bu isim verilmiþtir. Nitekim "Onlarý kendilerine anlattýðý Cennete koyar" (Muhammed (47), 6) âyet-i kerimesi de bunu ifâde eder.

[430] Müslim, hac  436.

[431] M. Zihni Efendi, Nimet-i Ýslâm s. 622.

[432] Fethü'l-Bâri, IV, 263.

[433] Fethü'r-rahbânî, XII,  123.

[434] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnlarý: 7/304-306.

[435] bk.  1949 no'Iu hadis.

[436] Zürkanî, Þehru'l-Muvaîîâ, III,  178; Muvattâ, hac  169.

[437] bk. 1950 numaralý hadis.

[438]  Hûd (11),  105.

[439] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnlarý: 7/306-307.



radyobeyan