Süneni Ebu Davud
Pages: 1
Yankesicilik ve Hainlikte El Kesilir mi? By: reyyan Date: 05 Þubat 2012, 19:45:11
14. Yankesicilik Ve Hainlikte El Kesilir Mi?

 

4391... Câbir b. Abdullah (r.a) demiþtir ki;

Rasûluîlah (s.a) þöyle buyurmuþtur: "(Birisinin malýný) açýktan zorla alanýn (müntehibin) eli kesilmez. Açýkta olan bir malý zorla olan biz­den deðildir."[106]

 

4392... Bu (yukarýdaki hadisteki) isnadla, Rasûluîlah (s.a)   þöyle bu­yurmuþtur:

“Haine el kesme yoktur (hainin eh kesilmez).[107]

 

4393... Nasr b. Ali1 Ýsa b. Yunus'tan O, Ýbn Cüreyc'ten, Ýbn Cüreyc de Ebu Zübeyr vasýtasý ile Cabir'den, önceki hadisin benzerini rivayet etmiþ­lerdir. Ravi bu rivayette:

"Kapkaççýya da el kesmek yoktur. (Kapkaççýnýn eli kesilmez)" cüm­lesini ilave etmiþlerdir.[108]

Ebû Dâvûd der ki:

"Bu iki hadisi, Ýbn Cüreyc Ebu' z-Zübeyr' den gitmemiþtir. Bana Ah­med b. Hanbel'in bunlarý Ýbn Cüreyc, Yasin ez-Zeyyat'tan iþitti, dediði

ulaþtý.

Bu hadisleri Muðire b. Müslim, Ebû Zubeyf den, o da Cabir vasýtasýy­la Rasûluîlah (s.a) 'dan rivayet etmiþtir."[109]

 

Açýklama
 

Bu üç rivayet ayný hadisin farklý nakilleridir. Rivayetler yan yana getirildiðinde Hz. Peygamber (s.a)'in, üç tür hýrsýzýn elinin kesilmeyeceðini beyan buyurduðu görül­mektedir. Bunlar: Müntehib, hain ve muhtelis'tir. Hadisleri terceme eder­ken Türkçe karþýlýklarýný verdiðimiz bu kelimeleri biraz açýklamak istiyo­ruz:

Miintehib: Bir þehirde veya köyde bulunan bir þeyi, kahren (zorla) alan kimsedir. Buna gâsib da denilebilir. Bu iþe de intihab denir.

Hâin: Emniyeti kötüye kullanan, hilekârlýkta bulunan kimsedir. Kiþi, baþkasýnýn malýný ariyet (iðreti) veya vedîa (emanet) olarak alýr, sonra da onu kaybettiðini veya yanýnda vedia ya da ariyet olduðunu inkâr ederse hýyanette bulunmuþ olur. Böyle birisine de "hain" denilir.

Muhtelis: Bir malý sahibinin elinden veya evinden, gafletinden istifa­de ederek alenen sür'atle kapýp alan kiþidir. Bu iþe "ihtilas" denilir. Metni terceme ederken bu kelimenin karþýlýðýnda "kap-kaççý" tabirini kullandýk. Muhtelis, tarrar (yan kesici)'a benzer aralarýnda ufak bir fark vardýr. Tarrar (yankesici); uyanýk bir kimsenin korumak istediði bir malý gaf­letinden istifade ederek, hile ile alýr. Muhtelis (kapkaççý) ise bir malý sa­hibinin elinden veya evinden süratle kapar.

Ulemâ, yan kesiciliði, sirkat (hýrsýzlýk) çeþitlerinden sayýp, el kesme cezasýný uyguladýklarý halde muhtelise bu cezayý uygulamam ýslardýr.

Hadisten anladýðýmýza göre, hain, müntehib ve muhtelis el kesme ce­zasý verilmez. Çünkü bu fiiller sirkat (hýrsýzlýk) tarifinin içine girmemek­tedir.

Sirkat (hýrsýzlýk): Mükellef bir þahsýn, en az el kesme nisabýna varan, deðeri olan ve bozulup çürümeyen baþkasýna ait bir malý, korunduðu yer­den gizlice alýp dýþarýya çýkarmasýdýr.[110]

Görüldüðü gibi bir fiilin hýrsýzlýk sayýlmasý için bir takým þartlar var­dýr. Bu þartlardan ikisi olan, malý gizlice almak ve korunduðu yerden çýkarma eylemi, bu hadiste anlatýlan þeylerde söz konusu deðildir. Çünkü muhtelis ve miintehib malý açýktan almakta, hain de malý korunduðu yer­den çýkartmamaktadýr. Onun için bunlar hýrsýz sayýlmaz, elleri kesilmez ama baþka ceza verilir. Bir de bu fiiller az gerçekleþen þeylerdir. Ýbnü'l Hümam, hain, müntehib ve muhtelisin elinin kesilmeyeceði ko­nusunda icma nakledildiðini, ama Ýshak b. Rahûye ve Ahmed b. Han-bel'den hainin elinin kesileceði görüþünün rivayet edildiðini söyler.[111]

Hainin elinin kesileceðini söyleyen görüþün delili Aiþe (r.anha)'dan ri­vayet edilen; Mahzum kabilesine mensup bir kadýn hakkýndaki 4372 no'lu hadistir. Çünkü o hadiste Aiþe (r.anha) kadýnýn mallarý ariyet olarak alýp inkâr ettiðini söylemiþtir.

Cumhura göre ise, Mahzumlu kadýnýn elinin kesilmesine sebep hainlik yapýþý deðil hýrsýzlýk yapýþýdýr. Hz. Peygamber (s.a)'in kadýnýn fiilini hýrsýzlýk diye vasfetmesi buna delildir. Hz. Aiþe o kadýný tanýtmak için ari­yetleri inkâr ettiðini söylemiþtir.

Ýyas b. Muâviye'ye göre de muhtelis hýrsýz sayýlýr ve eli kesilir.

Ýlk rivayette Hz. Peygamber (s.a), "Baþkasýna ait olan, açýktaki bir malý zorla alan bizden deðildir" buyurmuþtur. Bundan maksat, bizim sünnetimiz üzere tam kâmil bir mü'min olmayýþýdýr. Yoksa bu iþi yapanýn Ýslam dininden çýkýþý kastedilmemiþtir.

Ebû Dâvûd, metnin sonundaki ta'likda senet zincirinde kopukluk oldu­ðuna iþaret etmiþtir. Nitekim Ýbn Hýbban'ýn bir rivayetinde Ýbn Cüreyc ile Ebu'z-Zübeyr'in arasýnda Amr b. Dinar vardýr.

Ebu Davud'un iþaret ettiði bu inkitâ' hadisin sýhhatine zarar vermez. Çünkü bu metin, muttasýl olarak da birçok muhaddis tarafýndan rivayet edilmiþtir.[112]

[106] Nesai, nikah 60; hýyel 15; sarýk 13; Tirmizi, hudûd 18; îbn Mace, hudûd, 26 fi­len 3; Ahmed b. Hanbel III, 140, 197, 390.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/68.

[107] Tirmizi, hudûd 18; Nesai, katu's-sarik 13; Ýbn Mâce, hudûd 26, Darimi, hudûd 8.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/68-69.

[108] Önceki rivayetlerin kaynaklarý.

[109] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/69.

[110] Bu tarif Hanefilere aittir.

[111] Ýbnü'I-Humam, Þerhu Fethi'l - Kadir, V, 136.

[112] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 15/69-71.



radyobeyan