Þeyhül Ýslam Ebus Suud Efendi Fetvalarý
Pages: 1
Metnin Tespiti By: saniyenur Date: 30 Ocak 2012, 00:02:24
VI- METNÝN TESBÝTÎ VE NEÞRÝ HAKKINDA NOTLAR

1. Çalýþma ayni zamanda bir  “dil tetkiki” olmadýðýndan, o devir Türkçesini tesbit gaye olarak alýnmamýþtýr.

2. Ayni sebeble transkripsiyon alfabesi de kullanýlmamýþtýr. Zaten bu bizim imkânlarýmýz haricinde idi.[7]

3. Türkçe kelimelerin o devre has söyleniþlerine, metni güç anlaþý­lýr hâle getirmeyecek derecede riayet edilerek, ifâdede eski havanýn mu­hafazasýna çalýþýlmýþtýr.

4. Herhangi bir kelime deðiþtirilmediði veya çýkarýlmadýðý gibi, ilâ­ve de edilmemiþtir. Ancak, düþtüðü muhakkak olan kelime parantez iðin­de olarak ilâve edilmiþtir. 300. fetvada olduðu gibi.

5. Yine, iyi okunamýyan kelimelerin, okunmasý mümkün olan diðer þekilleri de, yanýnda parantez içinde olarak gösterilmiþtir.

6. Hiç okunmayan birkaç kelimenin yeri boþ býrakýlarak (..) ile gösterilmiþtir. Bunlar tek kelimelerdir. 408. fetvada olduðu gibi.

7. Ýfâdesi, bozuk zanný veren cümleler aynen muhafaza edilmiþtir. Ýfâdenin bu þekilde oluþu, o günkü söyleyiþ tarzýna veya bazen de müstensihin dalgýnlýðýna verilebilir.

8. Metinde “ayýn” ve “hemze” ler kesme virgülü ile gösterilmiþ, an­cak ikisi için farklý virgül kullanýlmamýþtýr.

[7] Burada hüzün verici bir hâdiseyi hatýrlamamak elden gelmiyor. 1967 Ýlkbaharýnda Fatih Yayýnevi ile bu (kitabýn basýlmasý hususunu görüþüyorduk. Ya­yýnevinde eseri gören, Sönmez Neþriyat Þirketinin yetkili bir memuru, ancak ken­dilerinin lâyýk olduðu geniþlikte basabileceklerini söyleyerek eseri oradan iste­di ve aldý... Vaadlerine göre kitâb, karþýlýklý bir sayfasý eski yazý metin, diðeri yeni yazý metin, olarak iyi kaðýda basýlýp ciltli olarak çýkarýlacaktý. Ben de “Gi­riþ” i geniþletip, indeks ve lügat ilâve edecektim. Ýstedikleri þekilde bir teklif mek­tubu yazarak verdim. Dört beþ sayfalýk metin de örnek olarak basýldý. Fakat bu iki milyon sermayeli þirket “satýþ þansý az olduða için” kitabý basmayý reddetti... Þimdi, yirmi bin lira sermayesi olmayan “Enderun Kitabevi” bastýrýyor! Ne diye­lim! “Çelebi! Böyle olur bizde de teþvik dediðin”



[7] Burada hüzün verici bir hâdiseyi hatýrlamamak elden gelmiyor. 1967 Ýlkbaharýnda Fatih Yayýnevi ile bu (kitabýn basýlmasý hususunu görüþüyorduk. Ya­yýnevinde eseri gören, Sönmez Neþriyat Þirketinin yetkili bir memuru, ancak ken­dilerinin lâyýk olduðu geniþlikte basabileceklerini söyleyerek eseri oradan iste­di ve aldý... Vaadlerine göre kitâb, karþýlýklý bir sayfasý eski yazý metin, diðeri yeni yazý metin, olarak iyi kaðýda basýlýp ciltli olarak çýkarýlacaktý. Ben de “Gi­riþ” i geniþletip, indeks ve lügat ilâve edecektim. Ýstedikleri þekilde bir teklif mek­tubu yazarak verdim. Dört beþ sayfalýk metin de örnek olarak basýldý. Fakat bu iki milyon sermayeli þirket “satýþ þansý az olduða için” kitabý basmayý reddetti... Þimdi, yirmi bin lira sermayesi olmayan “Enderun Kitabevi” bastýrýyor! Ne diye­lim! “Çelebi! Böyle olur bizde de teþvik dediðin”


 



radyobeyan