Taklitten Hakikate By: SevD@_GüLü Date: 08 Ocak 2012, 22:39:11
Taklitten Hakikate
Nefsiyle güreþen pehlivanlarýn hepsi nefse yenildi. Nefs âlimi de âbidi de yendi, sadece aþk pehlivanýný yenemedi. Nefsin ilacý çile, maðara, tabanca, kýlýç korkusu deðil, Allah aþkýdýr. Aþk ve muhabbette öyle bir kudret, güç vardýr ki Allah’a aþýk olanýn nefsi çaresiz kalýr, akýllar ona hayran olur.
Allah Rasulü s.a.v. ile Harise b. Malik el-Ensarî r.a. arasýnda þu konuþma geçti:
– Ey Harise, nasýl sabahladýn?
– Gerçek bir mümin olarak sabahladým ey Allah’ýn Rasulü.
– Ýmanýnýn hakikati nedir?
– Dünyadan yüz çevirdim; benim gözümde altýnla taþýn kýymeti birdir. Gecelerimi ibadetle, gündüzlerimi oruçlu olarak geçiririm. Sanki Rabbimin arþý gözlerimin önündedir. Cennet ehlinin birbirlerini ziyaretlerini görür gibi oluyorum.
Rasulullah s.a.v. “Kim Allah’ýn nurlandýrdýðý birine bakmak isterse Harise b. Malik’e baksýn.” buyurmuþtur. Kitaplar Hz. Harise’nin sahip olduðu ilmi, ünvaný anlatmadý, sýfatýný anlattý. Sahip olduðu ilâhi muhabbeti anlattý.
Tasavvuf da sýfattýr, ünvan deðildir. Seyr ü sülûkla yönünü Allah’a döndürüp Hakk’ý bilme iþidir. Bir þey yapmadan oturup, tasavvuf ehliyim demekle bir þey olmaz. Sabýr ve sebatla çalýþmak gerekir.
Þeytanýn telkin ettiði “Benden bir þey olmuyor!” vesvesesini býrakýp, Hz. Mevlâna’nýn dediði gibi, taklit de olsa gerçek de olsa aþýklar gibi hareket etmek Allah’a götürmede kýlavuz olur. Zikri býrakmamak, Allah Rasulü’nü ve evliyayý sevmek lazýmdýr.
Seyr ü sülûk mecaz ile baþlar; önce taklittir ama hakikat olarak iþin sonuna varýr. Hakikat tarafýna seyr ü sülûk edecek kimse bir Allah dostu bulur, onu sever. Allah Tealâ, o veliye baðlanarak baþlayan aþk-ý mecaziyi, aþk-ý hakikiye çevirir.
Bir insan neyi gaye edinirse, onu sevmeyi de elde eder. Ýnsanlarýn gayesi neyi sevdiklerinin, neyin peþinde olduklarýnýn, neye ulaþacaklarýnýn da iþaretidir.
Tasavvuf hakkýnda doðru bilgi edinmek gerekir. Mevlâna hazretleri “Bilgisi eksik olan þimþeði güneþ sanýr.” diyor. Neyin güneþ, neyin þimþek olduðunu ayýrt edebilmemiz için eksik bilgiyle ileri sürülmüþ yorumlara deðil, ancak kâmil insanlarýn sözlerine dikkat etmek gerekir. Bu sözlerle seyr ü sülûk edip yol almalýdýr.
Allah Tealâ, kulun seyr ü sülûk ile intikal etmesini, bir halden daha iyi bir hale geçmesini istemiþtir. Tasavvufî hayat, kalbin gafletini intikal ile muhabbete çevirir. Allah kulunu devamlý intikal ettirir. Ýbret alýrsa Mevlâ’yý bulur, ahmak olursa yolda kalýr.
Ýnsan iki kanatlý olmalýdýr. Bir kanadý Allah’tan korkmalý, bir kanadý Allah’ýn rahmetini ummalýdýr. Çünkü hem cennet hem cehennem vardýr. Hem Lütuf hem kahýr, hem rahmet hem azap vardýr.
Bu can, ceset ve madde olan dünya ile þaþýrtýlmýþtýr. Dünyanýn lezzeti, þehvet ve gazabý tahrik ederek seni yanýltýr.
Bu yanýlgýdan kurtulmak için intikal ederek, halleri yollarý geçerek akl-ý selim’e ulaþmak gerekir.
Mehmet ILDIRAR
radyobeyan