Diðer Yazýlar
Pages: 1
Hala sultan (r.ahna) By: hafiza aise Date: 05 Ocak 2012, 13:06:04
Kýbrýs’ýn manevi sultaný; hala sultan (r.ahna)

Aralýk 2007 27.SAYI

Ümmü Haram (r.anha), Hz. Enes b. Malik’in (r.a) teyzesi, Ubade b. Samit (r.a) gibi büyük bir sahabinin hanýmý, Ümmü Süleym’in (r.a) kýz kardeþidir. Saadet devrinde her biri ayrý özelliði ile bize ýþýk tutan hanýmlardan biridir o. Þahadet þerbeti içme aþký ve azmi nedeniyle müminlerin gýptayla baktýðý bir hanýmdýr. Ümmü Haram (r.anha) “Hala Sultan” diye anýlmýþ ve öyle meþhur olmuþtur. Kendisinin bu þekilde anýlmasýnýn sebebi Allah Rasulü’nün (s.a.v) teyzesi olduðuna dair rivayetlerdir.

Ýki kez evlenmiþ olan Ümmü Haram’ýn (r.anha) ilk eþi Amr b. Kays’týr. Bu evlilikten Abdullah ve Kays isimli iki çocuðu olur. Ümmü Haram Ýslamiyet’i kabul ettikten sonra, eþine de Ýslam’a girmesini teklif eder. Fakat Amr b. Kays Müslüman olmaya yanaþmaz. O da hiç tereddütsüz eþinden boþanýr ve daha sonra Übade b. Sâmit (r.a) ile evlenir. Örnek hayatlarý ile müminlerin sevgisini kazanan bu mübarek çiftin Ýslam’a büyük hizmetleri olur.

“Sen ilklerdensin”

Allah Rasulü (s.a.v) Kuba Mescidi’ne sýkça gittiði için evi Kuba’da olan Ümmü Haram’ý (r. anha) da çokça ziyaret etmiþtir. Allah Rasulü’nü (s.a.v) aðýrlamaktan büyük bir mutluluk duyan Hala Sultan, bir dönem ziyaretler azaldýðýnda çok üzülmüþ ve eþi Übade onu teselli etmiþtir. Allah Rasulü (s.a.v) yine böyle bir ziyaretinde Ümmü Haram’ýn evinde öðle uykusuna (kaylule) yatar. Bir süre uyuduktan sonra da tebessüm ederek uyanýr. Ümmü Haram onu güldüren sebebi sorduðunda Efendimiz þöyle cevap verir: “Ümmetimin bir kýsmýný gemilere binip kafirlerle savaþmaya giderken gördüm.” Bu sözler Ümmü Haram’ý çok heyecanlandýrýr. Kalbi Ýslam aþký ile yanan Hala Sultan, o mücahitlerin arasýnda olmak için Allah Rasulü’nden (s.a.v) dua buyurmasýný rica eder. Allah Rasulü de ellerini kaldýrýr ve “Ya Rabbi bunu onlardan kýl” diye dua eder.

Allah Rasulü (s.a.v) bu duadan kýsa bir müddet sonra tekrar uykuya dalar. Yine tebessüm ederek uyanan Efendimiz bu kez de ümmetinin padiþahýn tahtýna kurulduðu gibi gazaya gittiðini bildirir. Ümmü Haram bu defa da onlardan olmayý arzu eder ve Efendimiz’den dua buyurmasýný ister. Bunun üzerine Efendimiz “Sen onlardan deðil, ilklerdensin” diyerek ona isteðinin kabul edildiðini müjdeler.

Aradan yýllar geçmiþ, Efendimiz (s.a.v) vefat etmiþtir. Halife döneminde Ýslam coðrafyasý geniþ topraklara yayýlmýþ, birçok ülke fethedilmiþ, fethedilen yerlerin halký Müslüman olmuþtur. Fakat Ýslam’ý tam olarak bilmediklerinden bir öðreticiye ihtiyaç duymuþlardýr. Ýþte bu sebeple yeni bir uygulama baþlatýlmýþ ve sahabiler fethedilen yerlere giderek dini öðretmeye baþlamýþtýr.

Ümmü Haram (r.anha) ve eþi U bade b. Sâmit de (r.a) gönüllü olarak Suriye’nin Humus þehrine gidenler arasýnda yerlerini alýrlar. Buraya yerleþerek, büyük bir gayretle Ýslam’ý öðretmeye baþlarlar. Halka Ýslam’ýn inceliklerini öðrettikleri sýralarda, Hz. Muaviye’nin Kýbrýs’ý fethetmek istediði, bu sebeple de gönüllü asker topladýðý haberi ulaþýr Humus’a. Beklediði müjdenin gerçekleþme anýnýn geldiðini anlayan Ümmü Haram eþi ile birlikte bu sefere katýlmaya karar verir. Umeyr b. Esved’in (r.a) bildirdiðine göre, þahadet þerbetini yudumlamak için can atan Hala Sultan, deniz kenarýna gelince sefere katýlacak diðer Müslümanlara þöyle seslenir: “Allah Rasulü (s.a.v) bana deniz seferi yapacak ilk orduya cennetin vacip olduðunu bildirdi. Ona ‘Ben de onlardan mýyým?’ diye sorduðumda ise ‘Evet, sen de onlardansýn’ diye cevap verdi.”

Kýbrýs seferi Müslümanlarýn deniz aþýrý yaptýðý ilk seferdir. Bu sebeple müminler çok zor sýnavlardan geçer. Yolun tüm meþakkatine dayanarak, sabýr ve tevekkül gösteren Ümmü Haram (r.anha) sefere katýlanlara moral kaynaðý olur. Aklýna þahadet geldikçe dayanýklýlýðý artar adeta… Savaþ biter ve Kýbrýs Müslümanlarýn hakimiyetine girer. Müminlerin sevinci büyüktür ancak içlerinden biri buruk ayrýlýr seferden… Þahadete erememenin üzüntüsünü yaþayan 86 yaþýndaki Ümmü Haram, hayli yorgun ve yaþlý olduðu için dönüþte bir katýrýn üzerine bindirilir. Fakat çok gitmeden katýrýn üzerinden düþer ve boynu kýrýlarak þehit olur. Þehitlik arzusu savaþta gerçekleþmediði için üzülen Hala Sultan, Efendimiz’in müjdelediði makama dönüþ yolunda ulaþýr. Kýbrýs’ta vefat ettiði yerde defnedilir ve kabri “Saliha Kadýnýn Kabri” olarak tanýnýr. Kýbrýslýlar için son derece önemli manevi merkezlerden biri olan kabri Larnaka yakýnlarýnda bulunan Tuz Gölü’nün kenarýndadýr.

Hala Sultan’ýn kabrine gölgelik vazifesi gören taþ

Ümmü Haram (r.anha) annemizin mezarý Müslümanlar için çok önemli bir ziyaretgahtýr. Kýbrýs’a gidenlerin muhakkak uðradýðý mekanlar arasýnda yer alýr. Ayrýca Kýbrýs halký tarafýndan çok bilinen bir taþ efsanesi de onunla bütünleþmiþtir. Bu efsaneye göre; bir taþ Kýbrýs’ýn sýcaðýndan Ümmü Haram’ý (r.anha) korumak için baþýnda gölge yapmaktadýr. Baþka bir rivayette ise bu taþýn, annemiz þehit düþünce bir gecede Mekke’den geldiði yahut bir meteor olduðu söylenir. Rivayetler farklý olsa da bu taþýn yýllarca havada desteksiz olarak durduðu ve onun mezarýna gölge yaptýðý bilinir. Fakat sonra insanlarýn korkmasýndan ve hamile bir kadýnýn çocuðunu düþürmesinden dolayý taþýn altýna iki sütunla destek yapýlmýþtýr.

Þair ve müftü Kýbrýslý Hilmi Efendi ise Hala Sultan’ýn kabri için þu beyitleri yazmýþtýr: “Geldi, tebrik söyledi rýdvan tarih Reþk-i adn oldu bu kez da’ire-i Ümmü Haram”
Kýsaca Kýbrýslý þairlerin bile yüreðini kuþatýp, mýsralarýna konu olan bu annemiz vefatýnda bile dünyanýn dört bir yanýndan gelen insanlarý kucaklamakta, þahadet aþký ile bizlere örnek olmaktadýr.

Rümeysa OÐUZ


radyobeyan