Kapak Konusu
Pages: 1
Kaynanalar ve gelinleri By: hafiza aise Date: 03 Ocak 2012, 18:12:52
Kaynanalar ve gelinleri

Aralýk 2007 27.SAYI

Evliliði sarsan manevi hastalýklardan gelin-kaynana tartýþmasý, çoðu ailede müzminleþmiþ vaka durumunda liderliðini koruyor. Dünyanýn en uzun soluklu savaþlarýna taþ çýkartacak þekilde istikrarla devam eden bu anlaþmazlýðýn kaynaðýný tek bir nedene indirgemek imkansýz. Zira herkesin aile yapýsý, hayat tarzý ve kiþilik özellikleri birbirinden farklý. Dolayýsýyla yaþanan problemler de… Gelin-kaynana meselesinde kim haklý kim haksýz polemiðine girecek deðiliz. Hangi tarafý dinlerseniz yerden göðe kadar haklýdýrlar. “Benim çektiklerimi bilseniz…” diye baþlayan sözler kitaplarý dolduracak uzunluktadýr.

Hangisine hak vermeli bilemeyiz; ama þurasý unutulmamalý ki, temeli Ýslam ile atýlmýþ yuvalarýn huzursuz olmalarý zor gözüküyor. Her iki tarafýn da imani hakikatlere göre hareket etmesi sorunlarý en alt seviyeye çeker. Nefsin devreye girmesi, þeytanýn onu desteklemesiyle ortaya çýkan fýrtýnalarý dindirecek olan da vicdani yaklaþýmdýr.
Eskiden küçük evlerde iki, hatta üç gelin, bir arada otururken de bu sorunlar yaþanýyordu. Tartýþmalarda bir edep, bir saygý vardý. Dýþarý yansýtmamaya, kendi aralarýnda kapatmaya çalýþýrlardý. Hakarete varan aþýrý kýrýcý sözlerden kaçýnýlarak uyarýlar yapýlýrdý. Gelinler de büyüklere karþý kalpleri kýrýlsa dahi surat asmaz, görevlerini aksatmazlardý. Þimdilerin çekirdek aileleri, ayrý evlerde, farklý muhitlerde yaþasalar bile tartýþmalar bitmiyor. O halde çözüm daha derinlerde olmalý…

Her gelin, kayýnvalide adayýdýr

Bu günün gelini yarýnýn kayýnvalide adayý olarak muhasebesini yaparsa, sevdiði insan uðruna fedakarlýða katlanýr. Gelin ve kayýnvalide kalben birbirlerine yakýn olamasalar bile ortak sevdikleri erkeðin hatýrýna olaylarý alevlendirmekten kaçýnmalýlar. Erkeðin ne annesinden, ne de hanýmýndan vazgeçemediði herkesin malumu. Birini diðerine tercih etmek zorunda kalsa bile kalbinin bir tarafý daima ezik kalacaktýr. Bu konuda on beþ yýllýk evli olan Ali Bey’in söylediði sözler hayli düþündürücü. “Ben annemin tek evladýyým. Bu yüzden birlikte oturuyoruz. Ýþteyken evim gözümde tütüyor; fakat yemek yiyene kadar zor duruyorum. Eþim bir tarafta, annem diðer tarafta patlamaya hazýr bomba misali bekliyor. ‘Nasýlsýnýz?’ desem bombardýman baþlayacak. Soluðu kahvede alýyorum. Yýllardýr bir çare bulamadým. Ne anneme yeterli saygý gösterebiliyorum, ne de eþime yeterli ilgi…”

Kayýnvalidem iyi bir insan ama…

Müzminleþmiþ tartýþmalar, büyük küçük demeden her ortamda yapýldýðý için çocuklarýn beyninde olumsuz izler býrakýyor. Eriþkin çaða geldiklerinde bu durumdan kurtulamýyorlar. Beþ yýllýk evli olan Hatice Haným yaþadýklarýný anlatýrken sesi titriyordu: “Küçükken babaannem bize yakýn otururdu. Annemle sürekli tartýþýrlardý. Biz çocuklar çok etkilenir, annemin haklý olduðunu düþünürdük. Kayýnvalide imajý çok kötü yer etmiþ beynimde. Bana göre bütün kayýnvalideler kötüydü. Hatta evlenmeden önce meçhul kayýnvalideme karþý cephe almýþtým. Beni istemeye geldiklerinde en ufak yakýnlýk hissetmedim. Evlilik sonrasý olabilecek tartýþmalara karþý eþimi yanýma çekmenin taktiklerini ezberliyordum. Ýtiraf edeyim ki, kayýnvalidem bana hep olumlu yaklaþtý. Haksýz sözlerimin çoðuna cevap vermediði gibi oðluna da söylemedi. Yine de sevemedim onu. Üç kere çaðýrsa bir kere gidiyorum ziyaretine. Çocuklarýmý severken, kocam ondan bahsederken huzursuzum. Vicdaným rahatsýz ama durum maalesef böyle…”

Ana-babamý düþünürken üþüyorum


Eþler anlaþsa bile anne ve eþ arasýnda kalan erkek sevdiði bir insanla olmanýn tadýný uzun boylu yaþayamýyor. Kalbine gömmeyi tercih ediyor çoðu zaman. Mutlu bir evliliði olan Hüseyin Bey’e þanslý olduðunu söylediðimde önce teþekkür etti sonra, “Ama rahatsýz olduðum bir þey var” diye ekledi. “Gerçekten akýllý, becerikli, çocuklarýna karþý iyi bir anne olan, dini konularda da anlaþtýðým bir eþe sahibim. Annem ve babam köyde oturuyor. Biz yazdan yaza ziyaretlerine gideriz. Þimdiki oturduðum evi aldýðýmý ve nakde sýkýþtýðýmý duyunca emekli maaþlarýný tutup bana yolladýlar. Oysa baþka gelirleri yok. Her ikisi de gece namazýna kalkan iki yaþlý insan. Eþime kaç kere, ‘Ne olur kýþýn soðuklarda yanýmýza getirelim, geceleri kalktýklarýnda üþümesinler’ diyorum, þiddetle karþý çýkýyor. Ben doðalgazlý evde sýcak sularla abdest alýrken onlarýn soðukta zorlandýðýný düþündükçe o sular buz gibi üþütüyor yüreðimi. Bu konuda rahat deðilim. Eþimi dinlemeyip getirsem bu kez evde huzursuzluk çýkacak surat asýp þikayet edecek.
Çaresiz susuyorum…”

Bu da kayýnvalide itirafý

Geliniyle beraber oturan Semiha Haným’ýn bizimle paylaþtýklarý ise tam bir itiraf niteliði taþýyor: “Oðlum beðendiðim kýzý istemediði için seçip evlendiði kýza cephe aldým. Bu gün birçok gelin kayýnvalideyle oturmaktan cüzzamlýdan kaçar gibi kaçarken benimle birlikte oturmayý kabul etti. Her yaptýðýnda kusur bulduðum halde sesini çýkarmadý. Bir keresinde yemeðe bahane bulup oturmadým. Oðlum kýzdý ‘Anne yeter artýk! Ýstemiyorsan ayrý eve çýkalým, çocuk gibi küsmek hiç yakýþýyor mu?’ dedi. Ýkisine de kapýyý gösterdim. Oðlumun zoruna gitmiþ. Ertesi gün o sinirle ev tutmuþ ama neden sonra vazgeçtiler. Doðrusu ben de sevindim. Bu yaþta yalnýzlýk çekilmiyor. Ah bir de dilimi tutabilsem…” Yaþadýklarýný gülerek anlatan Semiha Haným þöyle devam ediyor: “Sonradan öðrendim ki, gelin, ‘Annem yaþlý, tek baþýna zorlanýr idare edelim’ deyip vazgeçirmiþ. Ah evladým kendimden çok utandým; ama huy iþte takýlmadan duramýyorum. Hala birlikteyiz yine saygýlý; eh, bazen de kýzýyor tabi. Kalbini kýra kýra sabýr taþýný çatlattým. Sen yine de geline söyleme bunlarý emi?”

Oðlum elden gidiyor!

Toplumumuzun erkek evladýný gelecek sigortasý olarak gördüðünü söyleyen Ýletiþim Uzmaný Fatma Taþ, erkek çocuðun evlenmesi ile birlikte, annelerin kaynana sendromlarýnýn baþladýðýný belirtiyor. Taþ’a göre oðlunu evlendiren bazý anneler “Erkek çocuðunu gelini ile paylaþamama davranýþlarý sergilemeye baþlar. Sanki evladý gelini tarafýndan elinden alýnmýþ gibi bir duygu yaþamaktadýr. Kayýnvalide oðlunun eþini yaptýðý iþlerde eleþtirmeye, ona karþý farkýnda olmadan kaba davranmaya, onu kýskanmaya ve dýþlamaya baþlar. Birçok kadýn yaptýðý bu davranýþlarýn aslýnda doðru olmadýðýný bilir. Fakat kendini kontrol etme noktasýnda frenleyemez.” Ne yazýk ki ayný tutum gelin için de geçerli olabiliyor, meyvesini kabul ettiði aðacýn kökünden rahatsýz olurcasýna eþinin annesini kendi hayatýnda istemiyor.

Böylece her iki taraf için de sýkýntýlý günler bitmek bilmiyor. Orta yolu bulmak isteyen gelin ve kaynanalara Fatma Taþ’ýn önerisi ise þöyle: “Yeni evlenen gençlerin birbirlerini tanýmalarý ve anlamalarý için belli bir süreye ihtiyaçlarý var. Onlarýn hayatlarýna müdahale etmemek gerekiyor. Geçlerin yaþayarak öðrenmeleri gereken o kadar çok þey var ki, bu konuda gençlere rehberlik yapmak lazým. Anne babalardan yardým talep ettiklerinde, bilgileri varsa destek vermeleri yoksa onlarý uzmanlara göndererek doðru bilgiyi almalarýný saðlamak en iyisi. Gelinin damadýn ailesine emanet edildiðinin bilinmesi gerekli. Gelinin de eþinin ailesine karþý saygýlý bir þekilde kendisine düþen görevleri yapmasý lazým. Ayrýca gelin ve kaynananýn empati (kendini baþkasýnýn yerine koyma) yapmalarý problem yaþamamada son derece etkili. Çünkü empatik bakýþ açýsý sorunu kolaylaþtýrýr ve çözüme götürür.”

Ne ekerseniz onu biçersiniz

Özetle, unutulmamalý ki “Ne ekerseniz onu biçersiniz.” Öz annenizin bazý sözlerini nasýl duymazdan geliyorsanýz kayýnvalidenizin sözlerini de duymazdan gelip inatlaþmamanýz en güzeli. Fikrinizde ýsrarlýysanýz saygýlý bir ifadeyle “Sen öyle desen de ben böyle düþünüyorum” diyebilirsiniz. Konuþurken ses tonunuza ve yüz hareketlerinize dikkat edin. Ýçinizden gelmese bile ara sýra hediye alýn. Gidemediðinizde telefonla hatýrýný sorun. Onlar için deðerli olan hususlara dikkat edin. Bunu sýrf Allah rýzasý için yapýn. Ben iyilik yapsam bile anlamaz demeyin. Gönüllere ülfeti yayan Rabbimiz’dir. “Balýk bilmezse Hâlýk bilir.” Hem her þeyden önce onlar bizim büyüðümüzdür. Efendimiz (s.a.v) bereketin büyüklerimizden olduðunu belirtmiþ ve büyüðe hürmet göstermemizi tavsiye etmiþtir.
Ailesinde huzur isteyen kayýnvalideler de öncelikle gelinini kýzý gibi görmeli, her hatasýný eleþtirmekten kaçýnmalý. Varsa hatalarý oðluna veya bir baþkasýna anlatmamalý. Böyle davranmak kimseye artý kazandýrmaz. Niyet gelini uyarmaksa yalnýzken yumuþak bir üslup kullanýlmalý. Efendimiz’in “Allah baþkasýnýn kusurunu örten kulunun günahlarýný da kýyamet günü örter” sözlerini hatýrdan çýkarmamak gerekir. Beðenilen davranýþlarýný övmek bunu baþkalarýyla paylaþmak muhabbet için atýlan adýmlardýr. Böylece dedikodu fýrsatçýlarýna da kapýlar kapanmýþ olunur.

Çözüm sizde

Sevgili gelin ve kayýnvalideler! Çözüm sizin dilinizde, kalbinizde, sevginizde bitiyor. Her þeyden önce karþýnýzdakine insan olduðu için deðer verin. Ruhundaki eziklikler, yaralar muhtemelen bir baþka insanýn eseridir. Karþýnýzdakini bir ayna olarak farz edin. Aynada göreceðiniz ancak sizsiniz. Öyleyse görmek istediðiniz gibi hareket edin. Elinizi vicdanýnýza koyup “Kalbimi kýrdý, ben de baþka zamanlar ona karþý haksýzlýk yapmýþ olabilirim. Þimdi nasýl öfkelendiysem, o da ayný öfkeyi yaþamýþtýr. Kendi olumsuzluklarýmý düzeltirsem, karþýmdaki de kendini düzeltebilir. Allah için bunu denemeliyim” diyebilmelisiniz.
Gelin ve kayýnvalidelikten öte din kardeþi olduðunuzu unutmayýn. Müslümanlar olarak da birbirinize karþý sorumluluklarýnýz var. Kararlý olup gayret atýnýza bindiðinizde çoðu sorunlarýn sabun köpüðü gibi eridiðini göreceksiniz.

Kýz babasý olarak Efendimiz (s.a.v)

Efendimiz’in (s.a.v) kýzý Hz. Rukiye (r.anha) bir gün kocasý Hz. Osman’ý (r.a) babasýna þikayet eder. Kýzýný dinleyen Rasulullah “Ey kýzým! Eðer Allah’ýn ve benim rýzamý istersen, bir an durma, var evine, Osman’ýn ayaklarýna yüzünü sürüp, özür dile. Yoksa ne Hakk’ýn huzurunda, ne de benim huzurumda yerin kalýr” diyerek kýzý Rukiye’yi hemen kocasý Osman’ýn evine gönderir. Efendimiz’in kýz babasý olarak bu tavrý, eþi ya da eþinin ailesiyle yaþadýðý sýkýntýlarda kýzýna hakký ve sabrý tavsiye etmeyi geri plana atan aileler için ne güzel bir örnektir!

Kaynana gelin savaþýerkeði vuruyor


Annesi ve eþi arasýnda kalan erkekler çoðu zaman ne yapacaðýný bilemiyor, kimi zaman bu sürtüþmeden en çok yarayý o alýyor. Bazýlarý annesinin, bazýlarý karýsýnýn tarafýnda olmayý tercih ederken; bazýlarý da hiç sorun yokmuþ gibi davranarak, ailesini bu gerginlikle baþ baþa býrakýyor. Oysa her iki tarafýn da ortak noktasý olan erkeðin tavrý sorunun çözümünde son derece önemli. Týpký annesi ve eþi arasýndaki iþ bölümünü kendisi yapan Hz. Ali (r.a) gibi erkeðin adaletli tutumu problem yaþanmasýný en aza indiriyor. Hz. Ali (r.a) annesi Fatýma binti Esed’i (r.anha) su taþýma gibi dýþarý iþleriyle, hanýmý Hz. Fatýma’yý (r.anha) ise un öðütme ve hamur yoðurma gibi içeri iþleriyle mesul tutmuþtur.

Ýletiþim Uzmaný Fatma Taþ da erkeðin olaya müdahil olmasýný öneriyor ve ekliyor: “Çocuklarýmýza küçük yaþlarda ileride üstleneceði (babalýk ve annelik) görevleri hakkýnda bilgiler ve eðitimler veremiyoruz. Ýyi bir eþ, iyi bir baba ve iyi bir aile reisi nasýl olunacaðý konusunda eðitemiyoruz. Bunlarýn hiç birisini yapmadan ‘Yaþýn geldi evlendireceðiz seni’ diyoruz. Genç bey evleniyor ama eþine, eþinin anne babasýna ve yeni akrabalarýna nasýl davranmasý gerektiðini kestiremiyor. Annesinin olmasý gerektiði yeri ve eþinin olmasý gerektiði yeri bilemiyor. Annesini anne ve eþini de eþ olarak ayýrt etmesi gerekiyor. Rollerin karýþmamasý ve o þekilde tutum sergilemesi gerekiyor. Erkeðin bu konuda hassas olup, anne ile eþinin olumsuz sözleri varsa birbirlerine aktarmamasý gereklidir. Kendi aklýný kullanarak her iki tarafý da bilinçli idare etmesi gerekiyor. Çünkü annesi de eþi de sevdiði insanlardýr. Ýkisini de incitmeden orta yolu bularak hayatlarýný devam ettirmesi gereklidir.”

Necla GÜNAY


radyobeyan