Kelam Ýlmi ve Ýslam Akaidi
Pages: 1
Cennet Cehennem By: saniyenur Date: 02 Ocak 2012, 00:57:09
3. Cennet-Cehennem


“Cennet ve Cehennem haktýr”

Çünkü bunlarýn varlýðýný açýklayan âyet ve hadisler, kimse için gizli kalmayacak kadar apaçýktýr ve miktarý da sayýlmayacak ka­dar çoktur.

Ýtiraz: Cennetle Cehennemi inkâr edenler þu gibi delillere sarýl­mýþlardýr: Cennet, “Eni yerin ve göklerin eni kadar” (Bk. Ali îmran, 3/132), diyen .nitelendirilmiþtir. Unsurlar âleminde ve maddî dünya­da bu geniþlikte bir cennetin mevcut olmasý imkânsýzdýr. Felekler âleminde veya onun dýþýnda diðer bir yerde mevcut olmasý mümkündür, denebilir ama; bu, hark ve iltiyamý (yani semâlarýn delinmesini ve delinen yerlerin tekrar kapanmasýný) gerektirir ki, bu da bâtýldýr (Cennetle Cehennemin var olduðunu, fakat bunlarýn hissi ve maddî deðil, ruhani ve manevî olduklarýný ileri süren filo­zoflar bu ve benzeri delillere dayanýrlar).

Cevap: Bu itirazýn temeli, dayandýðýnýz fâsid ve bâtýl esaslardýr. Bu meselede (yukarýda ve) yerinde konuþmuþ (ve bilgi vermiþ) tik.

“Cennet ve Cehennem þu anda mahluk ve mevcuttur”

Bu ifade tekrar ve te'kid içindir. Mutezilenin ekserisine göre Cennet ve Cehennem, amellerin karþýlýklarýnýn görüleceði (duruþ­malarýn ve hesaplaþmalarýn yapýlacaðý kýyamet) günü yaratýlacak­týr.

Delilimiz, Âdem ve Havva kýssasý ve bunlarýn Cennette iskân edilmeleridir. (Bk. Bakara, 2/35; A'raf, 7/19).

“Cennet, müttekiler için hazýrlandý” (Ali Imran, 3/133; Hadis, “57/21), “Cehennem kâfirler için hazýrlandý” (Bakara, 2/24; Ali Ýmran, 3/131), gibi âyetlerin zahirinden anlaþýlan ve Cennetle Cehen­nemin hazýrlanmýþ bir halde bulunduðunu ifade eden manâ da bizim için delildir. Zira bu gibi âyetlerin zahirî manâlarýný terketmek için bir zaruret yoktur.

Buna karþý, “O âhiret yurdunu, yeryüzünde kibirlenmeyen ve fesad çýkarmayanlar için yaratýrýz” (Kasas, 28/83) gibi âyetler ileri sürülürse, deriz ki: Bu gibi âyetlerin devamlýlýða, hale ve þimdiki za­mana (da, istikbâle ve gelecek zamana da) delâlet etmesi muhtemel­dir. (Bizim dayandýðýmýz âyetlere karþý bu mealdeki âyetler ileri sürülebilir). Biz bunu bir an için kabul etsek bile Âdem (a.s.)in kýssa­sýna karþý ileri sürülecek âyetler yoktur.

Ýtiraz: Cennet ve Cehennem þu anda var olsalardý, Cennetteki yemiþlerin helak, mahv ve yok olmamasý caiz ve mümkün olmazdý. Zira Allah Taâlâ: “Cennetin yemiþleri daimîdir” (Ra'd, 13/35) buyur­muþtur. Fakat “Bir Allah'ýn vechi ve zatý müstesna herþey helak (mahv ve fani) olucudur” (Kasas, 28/88) mealindeki âyete göre “Cennetteki yemiþlerin helak olacaðý” neticesini çýkarmanýn bâtýl ol­masý lazým gelmektedir. (Yani Cennet ilerde ve gelecekte yaratýlma­lýdýr ki, daimî olduðu bildirilen yemiþlerinin helak ve mahvolmasý neticesi ortaya çýkmasýn).

Cevap: Aþikârdýr ki, Cennetteki yemiþlerin aynen devamý müm­kün deðildir. Buradaki daimilikten maksat, bir yemiþ bitince yerine diðerinin getirilmesidir. Bu ise (yani söz konusu þekildeki devamlý­lýk) bir anlýk ve lahzalýk helake ve mahvolmaya aykýrý deðildir.

Helak fenayý da gerektirmez, sadece “istifade edilir”, olmaktan çýkarýr. (Helakten fenanýn lazým geleceðini bir an için) kabul etsek bile “her mümkün hadd-i zatýnda mahv ve helak olucudur.” âyeti ile, imkân esasýna dayanan bir varlýk, vücûb ve zaruret esasýna daya­nan bir varlýða nisbetle (masiva Allah'a nazaran) yok hükmündedir, gibi bir manâmn kasdedilmiþ olmasý caiz ve mümkündür.

“Cennetle Cehennem bakî ve daimîdir, oradakiler de fani de­ðillerdir”

Yani Cennetle Cehennem daimidir, yokluk onlara arýz olmaz. Süreklidir. Zira Cennet ve Cehennemdekiler hakkýnda Allah Taâlâ: “Hâlidîne fihâ ebedâ” (onlar orada ebediyyen daimîdirler) (Beyyine, 96/8), buyurmuþtur.

Bu konuda, “Sadece Allah'ýn zatý müstesna, her þey helak ve mahvolmaya mahkumdur” (Kasas, 28/88) mealindeki âyetin manâ­sýný gerçekleþtirmek için, velev bir an ve lahza için olsun, Cennetle Cehennem de helak olur, diyenler olmuþtur. Fakat beka bu manâya aykýrý olmaz (bir anlýk ve lahzahk yokluk bekaya ve devamlýlýða engel deðildir). Kaldý ki, âyette fenaya delâlet eden bir þeyin bulun­madýðýný da öðrenmiþ (helak fenayý gerektirmez, meselesini belle­miþ) bulunuyorsun.

Cehmiye (ve Cehm b. Safvan), “Cennet ve Cehennem de, bura­da bulunanlar da fanidir,” kanaatma varmýþtýr. Bu, Kur'an'a, hadise ve icmaa aykýiý olan bâtýl bir sözdür. Delile dayanmasý bir yana, bir þüphe ve itiraz deðerinde bile deðildir [11].


[11] Allah, insanlarý kendisini tanýmak ve ibadet etmek için tertemiz bir hilkat ve fýtrat üzere yarattý.  Fakat halkýn büyük bir kýsmý, yaratýþ­tan tabiatlarýnda var olan bu anlayýþý bozdular. Aslî fýtrata ve tabiata döndürülmeleri için peygamberler gönderildi.

1. Bazý insanlar peygamberlere tam ve kâmil bir þekilde itaat ederek manevî pislikten ve  kirden temizlendi, aslî fýtrattaki  arý ve duru ol­ma haline döndü.

2. Bazý insanlar Nebilere tam olarak itaat etmedi, manevî bir kir ve pas içinde kaldý. Bu pislik içinde üreyen mikroplar günahkârlarý ma­nen, ruhen ve ahlaken hasta etti. Onlarý tabiî ve fýtrî temizlikten uzak­laþtýrdý. Bu nevi manevi kir ve hastalýklardan temizlik ve tedavi için ibtilâ ve imtihan ilaçlarý hazýrlandý. Dünyada tamamiyle tedavi edile­meyenler mezarda, mezarda tedavi edilemeyenler mahþerde, orada da tedavisi bitmeyenler Cehennemde ateþle temizlenecekler, orada  terte­miz bir duruma geldikten sonra, arý ve durularýn yeri olan    Cennete gireceklerdir. Temizlemenin yapýldýðý yer Cehennem, (Dâr-ý tathîr), te­mizlenme iþi sona erenlerin yeri Cennettir (Dâr-ý tâhirin).

3. Hiç bir zaman Allah'a ve O'nun peygamberlerine itaat etmemiþ, ak­sine daima onlara karþý gelmiþ olanlar ne dünyada, ne mezarda, ne mahþerde, ne de Cehennemde temizlenirler.  Cehennem baki  kaldýkça orada azab görürler.

Cehennemin ebediyeti konusunda    Selef arasýnda var olarak     bilinen mezheb ve görüþler iki türlü idi:

1. Kâfirler ebedî olarak, diðer günahkârlar geçici olarak Cehennemde azab görürler.

2.Ýbn Arabî ve ona tabi olanlara göre Cehennemdeki ateþ, Cehennem­liklerin tabiatýna uygun olacaðýndan, Cehennemlikler burada azab deðil, zevk duyarlar. Tabiatý nârî olana, nâr (ateþ) zarar vermez. Þeytan esasen ateþten yaratýldýðýndan, ateþte olmak ona elem deðil, haz verir. Ýbn Arabi'ye göre Cehennemlikler burada ebedî ve daimî kalýrlar ama Cehennemin kendisi ebedî ve daimî deðildir. Cehennemin fânî oldu­ðu, buradaki azabýn sona ereceði görüþü Hz.  Ömer, îbn  Mesûd,  Ebu Hureyre ve Ebu Saîd gibi sahabelerden de nakledilmiþtir.

Hadis ve tefsir âlimi Abd b. Humeyd'in görüþü de budur. Þa'bî'den de bu yolda nakil vardýr. Bu mezheb, azýnlýðýn mezhebi olmakla beraber üstün bir mezheptir. Allah'ýn rahmetinin, affýnýn ve nimetinin çoklu­ðundan bahseden âyetler bunu gösterir, Kur'an'da Cehennem ve ateþ “Ýllâ mâ þâe Rabbuk” (Rabbýnm dilediði zamana kadar, Rabbmýn di­lemesi müstesna... [Bk. En'am, 6/128]), ifadesi ile istisna olunur. Cabir b, Abdullah ve Ýshak b. Raheveyh gibi bazý Selef âlimleri, istisna âyeti, Kur'an'daki bütün vaîde ve tehdid edici âyetlere hâkimdir”, diyorlar. Kur'an'da rahmete nail olanlarla gazaba uðrayanlarýn mükâfat ve cezalarý birlikte zikredildiði zaman, Cennetliklerin mükâfatý; müebbed, ebedî, sözü ile kayd altýna alýndýðý halde, Cehennemliklerin ce­zasý mutlak olarak ve kayda baðlanmadan söylenir. Kur'an'da bir çok yerde: “Lâ yuhlifu va'deh” (Allah; mükâfat vereceðim, derse bundan caymaz), denildiði halde bir yerde bile “La yuhlifu vaîdeh” (Allah, ce­za vereceðim, derse sözünden dönmez), denilmemiþtir. Hakk Taâlâ va'dýný yerine getirir, ama vaid ve tehdidlerini gerçekleþtirip gerçekleþtirmemekde muhayyerdir.

Va'd ve vaîd da haktýr. Va'd, kulun Allah'tan  alacaðý hakkýdýr. Va-îd, Allah'ýn kulundan alacaðý haktýr. Mutlak vaîd böyle olunca peþinden istisna gelen vaîdin de böyle olacaðý pek tabiîdir. Cennetlikler, Cennete yaptýklarý amel ve kazandýklarý sevapla deðil, Hakk Taâlâ'mn lütfü ve merhameti ile girerler. Cehennem bakî kaldýðý sürece Cehen­nemlikler de bakî kalacaktýr. Fakat Cehennem bakî midir, fânî midir, iþte, burada ihtilaf vardýr. Dâr-ý adi, dâr-t fazl'a kýyas olunamaz, Ce­hennem Cennete benzetilemez.

Hulasa, inanan kimse hem Allah'ýn azabýndan korkar, hem de ilahî rahmete mazhar olacaðým ümit eder. Allah'ýn cezasýndan emin olmak da, rahmetinden ümit kesmek de (emn ve ye's halleri) caiz deðildir. Bu haller küfrü gerektirir. (Ýzmirli, Yeni ilm-i kelâm, II, 199). Cehennemin ebedî olmadýðýný ileri sürenler, ne kadar büyük ve ne ka­dar çok olursa olsun, dünyada çok kýsa bir süre içinde iþlenen mah-dud miktardaki suç ile âhirette bu suçlara verilecek çok aðýr ve ebedî ceza arasýndaki nisbetin ilahî adalete sýðmayacaðýný, suç-ceza arasýn­daki adaleti ve dengeyi bozacaðýný iddia ederler.

Çaðýmýzda tbn Arabi'nin görüþü Musa CarulÝah Bigiyef tarafýndan, Rahmet-i Ýlahiye burhanlarý adlý eserde savunuldu. Fakat Mustafa Sabri, bu fikirleri, Yeni müctehidlerimizin kýymet-i ilmiyesi isimli ese­riyle sert bir biçimde reddetti. Cennetin ebedî olmadýðý îbn Kayyým Cevziye tarafýndan Hâdi'l-ervâh ilâ biladi'l-efrah isimli eserde de mü­dafaa edilmiþtir. (Daha geniþ bilgi için bk. Gazali, Faysalu't-tefrika ter­cümesi: Ýslâm'da müsamaha, Tere. Süleyman Uludað, Ýst. 1972). Sadreddin Taftazani, Kelâm Ýlmi ve Ýslâm Akaidi (Þerhu’l-Akaid, Hazýrlayan Süleyman Uludað), Dergâh Yayýnlarý: 257-261.

Ynt: Cennet Cehennem By: ceren Date: 01 Haziran 2018, 04:32:18
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri bu dünyasýný ahiretini kazanmak için yaþayan ve cehennem azabindan kurtulup rahmete kurtuluþa erisen cennet ehli kullardan eylesin inþallah. Rabbim razý olsun paylasimdan kardeþim. ..
Ynt: Cennet Cehennem By: Bilal2009 Date: 01 Haziran 2018, 14:52:42
Ve aleykümüsselam Rabbim bizlere cenneti nasip eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Cennet Cehennem By: Sevgi. Date: 02 Haziran 2018, 03:13:45
Aleykümüsselam cennette hak cehennemde hangisine gireceðimize kendimiz karar veririz

radyobeyan