Bir Ermeninin himmeti milletidir ya sizin? By: ehlidunya Date: 25 Aralýk 2011, 17:13:11
Bir Ermeninin himmeti milletidir. Ya sizin?
Bismillahirrahmanirrahim
Ýþte fikr-i milliyetle uyanmýþ bir Ermeninin himmeti, mecmu-u milletidir. Güya onun milleti küçülmüþ, o olmuþ. Veya onun kalbinde yerleþmiþ. Onun ruhu ne kadar tatlý ve kýymettar olsa da, milletini daha ziyade tatlý ve büyük bilir. Bin ruhu da olsa feda etmeye iftihar eder. Çünkü kendince yüksek düþünür.
Hâlbuki, þimdikilere demiyorum, lâkin sizin eskiden bir yiðidiniz uyanmamýþ, nura girmemiþ, Ýslâmiyet milletinin namusunu bilmemiþ, yalnýz bir menfaat veya bir garaz veya bir adamýn veya bir aþiretin namusunu mülâhaza eder, kýsa düþünürdü. Elbette tatlý hayatýný öyle küçük þeylere herkes feda etmez.
Faraza, Ýslâmî fikr-i milliyetle (HAÞÝYE: Milliyetimiz bir vücuttur; ruhu Ýslâmiyet, aklý Kur’ân ve imandýr.) onlar gibi temâþâ etseydiniz, kahramanlýðýnýzý âleme tasdik ettirip yüksek tabakalara çýkacaktýnýz. Eðer Ermeniler sizin gibi sathî ve kýsa düþünseydiler nihayette korkak ve sefil olacaklardý.
Hakikaten sizin hârikulâde þecaate istidadýnýz vardýr. Zira bir menfaat veya cüz’î bir haysiyet veya itibarî bir þeref için veya “Filân yiðittir” sözlerini iþitmek gibi küçük emirlere hayatýný istihfaf eden veya aðasýnýn namusunu isti’zam için kendini feda eden kimseler, eðer uyansalar, hazinelere deðer olan Ýslâmiyet milliyetine, yani üç yüz milyon Ýslâmýn uhuvvetlerini ve mânevî yardýmlarýný kazandýran Ýslâmiyet milliyetine, binler ruhu da olsa, acaba istihfaf-ý hayat etmezler mi? Elbette hayatýný on paraya satan, on liraya binler þevkle satar.
Maatteessüf, güzel þeylerimiz gayr-ý müslimler eline geçtiði gibi, güzel olan ahlâklarýmýzý da yine gayr-ý müslimler çalmýþlar. Güya bir kýsým içtimaî ahlâk-ý âliyemiz yanýmýzda revaç bulmadýðýndan, bize darýlýp onlara gitmiþ. Ve onlarýn bir kýsým rezâili, kendileri içinde çok revaç bulmadýðýndan cehaletimizin pazarýna getirilmiþ.
Hem, büyük bir taaccüple görmüyor musunuz ki, terakkiyat-ý hâzýranýn üssü’l-esasý ve belki din-i hakkýn muktezâsý olan “Ben ölürsem devletim, milletim ve ahbaplarým saðdýrlar” gibi kelime-i beyza ve haslet-i hamrâyý gayr-ý müslimler çalmýþlar? Çünkü onlarýn bir fedâisi der: “Ben ölürsem milletim sað olsun; içinde bir hayat-ý mâneviyem vardýr.”
Ve bütün sefaletin ve þahsiyatýn esasý olan “Ben öldükten sonra dünya ne olursa olsun. Ýsterse tûfan olsun” veyahut وَاِنْ مِتُّ عَطَشًا فَلاَ نَزَلَ الْقَطْرُ (Ben susuzluktan ölürsem, tek damla yaðmur bile yaðmasýn!) olan kelime-i hamkâ ve seciye-i avra, himmetimizin elini tutmuþ, rehberlik ediyor.
Ýþte, en iyi haslet ki, dinimizin muktezasýdýr: Biz ruhumuzla, canýmýzla, vicdanýmýzla, fikrimizle ve bütün kuvvetimizle demeliyiz ki: “Biz ölsek, milletimiz olan Ýslâmiyet haydýr, ilelebed bâkîdir. Milletim sað olsun. Sevâb-ý uhrevî bana kâfidir. Milletin hayatýndaki hayat-ý mâneviyem beni yaþattýrýr; âlem-i ulvîde beni mütelezziz eder. وَالْمَوْتُ يَوْمُ نَوْرُوزِنَا (Ölüm, Nevruz günümüzdür, baharýmýzdýr) deyip, nurun ve hamiyetin nurlu rehberlerini kendimize rehber etmeliyiz.” (Münâzarat, Sualler ve cevaplar)
Bediüzzaman Said Nursi
radyobeyan