Ermenilerle ittifak ve dostluk By: ehlidunya Date: 23 Aralýk 2011, 18:04:02
Ermenilerle ittifak ve dostluk
Onlarla ittifak etmek lâzýmdýr. Hem de bizim düþmanýmýz ve bizi mahveden, cehâlet aða, oðlu zaruret efendi ve
hafîdi husûmet beydir. Ermeniler bize düþmanlýk etmiþlerse, þu üç müfsidin kumandasý altýnda yapmýþlar.
Suâl: “Ermeniler zimmîdirler. Ehl-i zimmet, zimmettarlarýyla nasýl müsâvi olur?”
Cevap: Kendimizi dev aynasýnda görmemeliyiz. Kabahat bizde. Tamamen zimmetimize alamadýk, bihakkýn adâlet-i þeriatý gösteremedik. Þeriat dairesinde, hukuklarýný istibdâdýn sünnet-i seyyiesiyle muhâfaza edemedik; sonra da istedik, kuvvetimiz kalmadý. Ben þimdi Ermenilere bir nevî zimmî-i muâhid nazarýyla bakýyorum.
Suâl: “Ermeniler bize düþmanlýk edip, hile ve hýyânet ediyorlar. Nasýl dostluk üzerinde ittifak edeceðiz?”
Cevap: Düþmanlýðýn sebebi olan istibdat öldü. Ýstibdâdýn zevâliyle dostluk hayat bulacak. Size bunu katiyen söylüyorum ki, þu milletin saadeti ve selâmeti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vâbestedir. Fakat mütezellilâne dost olmak deðil, belki izzet-i milliyeyi muhâfaza ederek, musâlaha elini uzatmaktýr.
Birþey söyleyeceðim: Eðer mümkündür, Ermeniler birden sahîfe-i vücuttan silinsin. Olabilir. Yalnýz, size husûmetin bir faydasý olsun. Yoksa, mutlaka husûmet zarardýr. Halbuki, Âdem zamanýndan yolda arkadaþlýk eden bizimle gelmiþ büyük bir unsurun zevâli deðil, belki küçük bir kavmin mahvý dahi “Önünde, dikenli bir aðacýn kabuðunu soymak kadar güç engeller var”dýr (Arap atasözü). Ömer Dilân Kabîlesi bin senedir yine Ömer Dilân’dýr. Hem de, onlar uyanmýþlar; siz uykudasýnýz, rüyâ görüyorsunuz. Hem de, fikr-i milliyette müttefik ve kavîdirler; siz, ihtilâfla þimdilik boþsunuz, hem de galebe etmek istiyorsunuz. Onlar sizi maðlûp ettiði silâh ile, yani akýl ile, fikr-i milliyetle, meyl-i terakkî ile, temâyül-ü adâlet ile maðlûp edebilirsiniz. Bence þimdi kýlýç vuran, o kýlýncýn aksi döner, yetimlerine dokunur. Þimdi galebe kýlýç ile deðildir. Kýlýç olmalý, lâkin aklýn elinde. Hem de dostluðun sebebi vardýr. Zîrâ komþudurlar. Komþuluk, dostluðun komþusudur. Hem de onlar uyandýlar, dünyaya yayýldýlar, terakkiyât tohumlarýný topladýlar; vatanýmýzda ekecekler. Bizi medeniyete mecbur, terakkîye îkaz, bizdeki fikr-i milliyeti hüþyâr ediyorlar.
Ýþte þu noktalara binâen, onlarla ittifak etmek lâzýmdýr. Hem de bizim düþmanýmýz ve bizi mahveden, cehâlet aða, oðlu zaruret efendi ve hafîdi husûmet beydir. Ermeniler bize düþmanlýk etmiþlerse, þu üç müfsidin kumandasý altýnda yapmýþlar.
Suâl: “Rum ve Ermenilerin hürriyeti bizi teþviþ ediyor. Bir kere tecâvüze baþlýyorlar, bir kere ‘Hürriyet ve meþrûtiyet bizimdir, biz yaptýk’ diyorlar. Bizi me’yus ediyorlar?”
Cevap: Zannediyorum, tecâvüzleri eskiden sizden tahayyül ettikleri tecâvüze karþý bir teþeffi-i gayz ve bundan sonra sizden tevehhüm ettikleri tecâvüze karþý bir nümâyiþ gibidir. Eðer tamamýyla îman etseler ki, tecâvüz sizden olmaz; adâlete kanaat edeceklerdir. Þâyet adâlete kanaat etmezlerse; hak, hakkýn kuvvetiyle burunlarýný kýrýp iknâ ettirecektir...
Münâzarât, s. 67, (yeni tanzim, s. 163)
radyobeyan