Peygamberlere iman By: sumeyye Date: 16 Aralýk 2011, 16:50:13
PEYGAMBERLERE ÝMAN
159 Ýmam-ý Matûridi (rha): "Biz Allahû Teâla (cc)'yý inkâr eden bir kimse ile; Allahû Teâla (cc)'nýn varlýðýný ispat etme hususunda münazara ederiz. Zira Allahû Teâla (cc)'nýn; peygamberlerini göndermesi hususunda münazarada bulunmanýn mümkün olmasý; ancak o kimsenin Allahû Teâla (cc)'ya iman etmesinden sonradýr. Bununla beraber her iki hususun ayný anda münazara konusu yapýlmasý, peygamberlerin mucizeleriyle mümkün olur."(87) hükmünü zikretmektedir.
160 Allahû Teâla (cc)'nýn emir ve nehiylerinde, insanlar için büyük hikmetler vardýr. Þurasý muhakkaktýr ki insan; en güzel bir biçim ve surette yaratýlmýþ, yerde ve gökte olan bütün nimetler emrine verilmiþtir. Ýþin ilginç yönü; bütün bu nimetler daha önce kazandýklarýnýn karþýlýðý veya yaptýklarý iþin mükâfatý deðildir. Öyle ise; bütün bu nimetler, birer imtihan aracýdýr. Ýþte Peygamberler; Allahû Teâla (cc)'nýn hükümlerini (Þeriatýný) insanlara teblið etmek için yani insanlar içerisinden seçip görevlendirdiði kimselerdir. Bunlara Peygamber, nebi ve resûl denir. Hz. Adem (as)'den itibaren bütün peygamberler insanlarý; Allahû Teâla (cc)'ya iman ve ibadet etmeye davet etmiþlerdir. Kur'an-ý Kerim'de "Andolsun ki biz her kavme "Allah'a ibadet edin, Taðut'a kulluk etmekten kaçýnýn" diye (tebliðat yapmasý için) bir peygamber göndermiþizdir"(88) buyurulmaktadýr.
161 Mekke müþrikleri, Resûl-i Ekrem (sav)'in peygamberliðini inkâr ederken "Allah peygamber olarak bir insan mý gönderdi" diyerek; insanýn, insan olan bir peygambere itaatýný kerih bulmuþlardýr. Bunun üzerine Kur'an-ý Kerim'de: "De ki; eðer yeryüzünde (insanlar gibi) sakin sakin yürüyen melekler olsaydý biz ancak onlara gökten melek bir peygamber gönderirdik"(89) buyurulmuþtur. Esasen her kavme kendi dilini konuþan bir peygamber gönderilmesi, Allahû Teâla (cc)'nýn büyük bir lütfûdur. Bazý peygamberler sadece kendi kavimlerine, bazýlarý da bütün insanlýða gönderilmiþtir.
162 Kur'an-ý Kerim'de: "Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiþtir ki, sizin sýkýntýya uðramanýz ona çok aðýr ve güç gelir. Üstünüze çok düþkündür. Mü'minleri cidden esirgeyicidir, baðýþlayýcýdýr o." buyurulmaktadýr.(90) Bu Ayet-i Kerime'den de anlaþýlacaðý üzere, insanlara peygamber gönderilmesinin sebeblerinden birisi de onlarýn içinde bulunduklarý sýkýntýlarý gidermek, kendilerini dünya ve ahirette kurtulacaklarý yola irþad etmektir. Esasen bütün peygamberler; Allahû Teâla (cc)'nýn emir ve nehiylerini teblið ederken, dünyevi hiçbir karþýlýk beklemediklerini açýk açýk beyan etmiþlerdir. Nureddin Es Sabûni: "Peygamber gönderilmesindeki hikmeti" izah ederken þunlarý kaydediyor: "O halde hikmet onu gerektirmiþtir ki yüce Allah (cc) peygamber göndersin. Bu peygamber, O'nun (Allah'ýn) kullarýna, ahirette kendileri için neler hazýrladýðýný ve dünyaya neler yaratýp tevdi ettiðini haber versin; dirliklerini (huzur ve sükûnlarýný) temin eden þeyleri emretsin, mahvolmalarýna sebeb olacak þeyleri de yasaklasýn.(91) "Ta ki, mahvolmak isteyen kimse bilerek mahvolsun, dirlik bulmak isteyen kimse de bilerek dirlik bulsun."(92)
163 Kur'an-ý Kerim'de "(Biz) Peygamberler(i rahmet) müjdecileri ve azab habercileri olarak gönderdik. Ta ki peygamberlerden sonra insanlarýn Allah'a karþý (bizi imana çaðýran olmadý diye) bir bahaneleri (mazeretleri) olmasýn. Allah mutlak galibtir, yegane hüküm ve hikmet sahibidir."(93) buyurulmaktadýr. Hz. Adem (as)'den, Hatemü'l Enbiya Resûl-i Ekrem (sav)'e kadar bütün peygamberler insanlarý tevhid'e davet etmiþler, bunun için de hiç kimseden dünyevi bir ücret talep etmemiþlerdir. Sadrüddin Taftazani bu konu ile ilgili olarak þunlarý kaydediyor: "Allahû Teâla (cc) dünya ve din iþleriyle ilgili olarak ihtiyaç duyduklarý hususlarý açýklasýnlar diye insanlara peygamberler göndermiþtir."(94)
164 Allahû Teâla (cc); insanlarýn kalplerini mutmain kýlmak ve þüphelerini gidermek için, nübüvvetle görevlendirdiði kimseleri mucizelerle teyid buyurmuþtur. Mucize (A-C-Z) kökünden türetilmiþ bir kelime olup, "aciz býrakmak" demektir. Istýlâhi manasý: "Münkirlere meydan okuduðu sýrada nübüvvet iddia eden kimsenin elinde, adetûllaha aykýrý (tabiat kanunlarýna taban tabana zýd) bir hadisenin vûku bulmasýdýr.(95) Nübüvvet davasýndan çok önce veya çok sonra meydana gelmez. Zira ortada nübüvvet davasý sözkonusu olmadan; tasdikten bahsetmek mümkün deðildir. Kur'an-ý Kerim'de; mucizeler peygamberlerin doðruluðunu isbat eden deliller olduðu için "Ayet, beyyine ve bürhan" olarak anýlmýþtýr: "Semûd (kavmine) de kardeþleri Salih'i (gönderdik). De ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan baþka hiçbir ilahýnýz yoktur. Size Rabbinizden apaçýk mu'cize (beyyinetün) gelmiþtir. Ýþte size bir alamet (ayetten) olmak üzere Allah'ýn þu diþi devesi!.. Onu (kendi halinde) býrakýn. Allah'ýn arzýnda otlasýn. Ona bir fenalýkla dokunmayýn Sonra sizi acýklý bir azab yakalar."(96)
"... Meryem'in oðlu Ýsa'ya da beyyineler (gayet açýk bürhanlar, mucizeler) verdik ve O'nu Ruuh'ül kuds ile destekledik..."(97)
"Onlara kendilerinden evvelkilerin, Nuh, Âd, Semûd kavm(ler)inin, Ýbrahim kavminin, Medyen sahiblerinin, mü'tefikelerin haberi de gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçýk mucizeler (beyyinat) getirmiþtir. (Ýnanmadýklarý için tamamen helak oldular.) Demek ki Allah onlara zulmediyor deðildi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardý."(98)
"Elini yakanýn içine sok. Afetsiz bembeyaz olarak çýkacaktýr o. Korkudan (kanat gibi açýlan) ellerini kendine (birbirine) kavuþtur (korkma). Ýþte bu iki mu'cize, Fir'avn'a ve cemaatine Rabbinden iki bürhandýr."(99)
165 Nübüvvet iddiasýnda bulunan kimselerin elinde; Allahû Teâla (cc)'nýn lütfû ile gerçekleþen Mu'cize; bütün insanlarý aciz býrakacak nitelikte olmak zorundadýr. Ta ki bütün insanlar; o kimsenin nübüvvetini tasdik hususunda hiçbir þüpheye kapýlmasýnlar, veya tasdik etmezlerse ellerinde hiçbir hüccet kalmasýn.
166 "Resûl" ve "Nebi" kelimeleri üzerinde kýsaca duralým. "Risâlet" göndermek manasýna olan "Ýrsal" den isimlidir. "Er Resûl" mübalaða sigasýdýr. Çok defa gönderilmiþ veya elçilik görevi uzadýðýndan, gidip-gelip görüþmesi defalarca vûku bulmuþ manasýna gelir. Resûl; kendisini gönderenin devamlý haberlerini bekleyen ve alan demektir.(100) "Nebi", haber manasýna gelen "En-Nebe" kökünden türemiþtir. Haber veren manasýna gelir. Ýslâmi ýstýlâh'ta; "Allahû Teâla (cc)'nýn kendisine vahyettiði ve tebliðe memur kýldýðý kimseye nebi denir" tarifi esas alýnmýþtýr.(101) Resûl ile nebi arasýnda; Allahû Teâla (cc)'nýn vahyine muhatab olma noktasýnda bir fark yoktur. Ancak önemli fark þuradadýr: Resûl; Allahû Teâla (cc)'nýn kendisine vahyederek tebliðe memur kýldýðý, kendisine kitab ve yeni bir þeriat verdiði kimsedir.(102) "Nebi" ise Allahû Teâla (cc)'nýn kendisine vahyettiðinden insanlarý haberdar eden, fakat kendisinden önceki bir Resûlün þeriatý ile amel eden ve insanlara bunu izah edendir. Muayyen mevzularda kendisine hususi haberler de vahyedilir.
167 Kur'an-ý Kerim'de: "Öyle peygamberler (gönderdik ki) kýssalarýný hakikat önceden sana bildirdik. (Yine) Öyle peygamberler (gönderdik ki) sana onlarýn kýssalarýný haber vermedik"(103) buyurulmaktadýr. Dolayýsýyla Kur'an-ý Kerim'de ismi zikredilsin veya zikredilmesin bütün peygamberlere iman etmek farzdýr. Ancak Kur'an-ý Kerim'de ismi zikredilen peygamberlerden herhangi birisini inkâr (Vahyi inkar olacaðý için) insaný küfre sürükler. Zira Kur'an-ý Kerim'in herhangi bir Ayet-i Kerimesi'ni inkâr etmek, tamamýný inkâr etmek hükmündedir. Kur'an-ý Kerim'de ismi zikredilen peygamberler þunlardýr: Hz. Adem (as), Hz. Ýdris (as), Hz. Nuh (as), Hz. Hûd (as), Hz. Salih (as), Hz. Ýbrahim (as), Hz. Lût (as), Hz. Ýsmail (as), Hz. Ýshak (as), Hz. Yakûb (as), Hz. Yusuf (as), Hz. Eyyüb (as), Hz. Þuayb (as), Hz. Musa (as), Hz. Harun (as), Hz. Davûd (as), Hz. Süleyman (as), Hz. Ýlyas (as), Hz. Elyasa (as), Hz. Zülkifl (as), Hz. Yunus (as), Hz. Zekeriya (as), Hz. Yahya (as), Hz. Ýsa (as) ve Hatemü'l Enbiya Hz. Muhammed (sav)'dir. Bunlarýn dýþýnda Kur'an-ý Kerim'de zikredilen Zülkarneyn, Üzeyr ve Lokman hususunda; "Nebi" mi, yoksa "Veli" mi olduðu noktasýnda ihtilaf vardýr. Bunlarýn da tevhid mücadelesinde büyük görevler yüklendiði aþikârdýr. Mü'minler; Allahû Teâla (cc)'nýn kitabýnda zikrettiði bu kimselerin tamamýna (Herhangi bir ayýrým yapmadan) inanýrlar. Zira Ýslâm dini, Hz. Adem (as)'le birlikte baþlamýþtýr.
(87) Ýmam-ý Maturidi-Kitabu't Tevhid-Beyrut: 1970, Sh: 176 vd.
(88) En Nahl Sûresi: 36.
(89) El Ýsra Sûresi: 95, Ýmam-ý Maturidi-Tevilatü'l Kur'an, Var. No: 430 b.
(90) Et Tevbe Sûresi: 128.
(91) Nureddin Es Sabuni-Maturidiyye Akaidi-Ank: 1978, Sh: 110.
(92) El Enfal Sûresi: 42.
(93) En Nisâ Sûresi: 165.
(94) Sadrüddin Taftazani-Þerhû'l Akaid-Ýst: 1980, Sh: 294.
(95) Seyyid Þerif Cürcani-Þerh-i Mevakýf-ist: 1311, C: 3, Sh: 177 vd. ayrýca Nureddin Es Sabuni-Maturidiyye Akaidi-Ank: 1978, Sh: 111.
(96) El A'raf Sûresi: 73.
(97) El Bakara Sûresi: 87.
(98) Et Tevbe Sûresi: 70.
(99) El Kasas Sûresi: 32.
(100) Ýbn-i Hümam-Þerhû'l Müsayere-Bulak: 1317, Sh: 198, ayrýca Kadý Ýyaz-Þifa-i Þerif-Ýst: 1977, Çile Yay. Sh: 251.
(101) Abdüllatif Harputi-Tenkihû'l Kelâm-Ýst: 1330, Sh: 268.
(102) Ýmam-ý Maturidi-Tevilatû'l Kur'an-H.S. Aða Küt, var. no: 243/a, ayrýca Ýbn-i Hümam-A.g.e. Sh: 198, Kadý Ýyaz-A.g.e. Sh: 251 vd.
(103) En Nisâ Sûresi: 164.
Ynt: Peygamberlere iman By: ceren Date: 19 Aðustos 2017, 21:07:22
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri peygamber efendimizin iman eden ve onlarin yolunda giden kullardan olalim inþallah. ..
Ynt: Peygamberlere iman By: Sevgi. Date: 21 Aðustos 2017, 02:46:06
Aleyküm Selâm. Mevlam bizleri imanýn þartlarýna hakkýyla uyanlardan eylesin inþaAllah.
Ynt: Peygamberlere iman By: Bilal2009 Date: 21 Aðustos 2017, 16:50:03
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri imaný tam kimselerden eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun