Emanet ve Ehliyet
Pages: 1
Hul nedir ? By: sumeyye Date: 08 Aralýk 2011, 14:50:32
"HUL" NEDÝR?

 

1186 Önce kelime üzerinde duralým. Lugatta mutlak surette izale etme, gidermek manasýnadýr.(241) Ýbn-i Abidin: "Hûl lugatta gidermektir!... Araplar "Hala'tün-na'le" derler. "Ayakkabýmý çýkardým" manasýna gelir. Kadýn kocasýna fidye vererek ayrýlýrsa buna "muhâlea" denir. Ýsmi hul'dür. Bu kelime elbiseyi çýkarmaktan istiare edilmiþtir. Çünkü karý-kocadan her biri elbisesini çýkarmýþ gibi olur. Bunu bahýr sahibi Misbah'tan nakletmiþtir"(242) buyurmaktadýr. Feteva-ý Hindiyye'de: "Muhalea, nikâh akdini, hul'a mahsus sözlerle izale etmek, ortadan kaldýrmaktýr. Fethû'l Kadir'de de böyledir. Muhalea; alým-satým lafýzlarýyla sahih olur. Bu manaya gelen Farsça (veya baþka dilden) sözlerle de sahihtir. Zahiriyye'de de böyledir. Hul'un þartý, týpký talakýn þartlarý gibidir. Hükmü ise; bain bir talakýn vukû bulmasýdýr. Tebyin'de de böyledir"(243) hükmü kayýtlýdýr.

 

 1187 Kur'an-ý Kerim'de: "Boþama iki defadýr. (Ondan sonrasý) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salmaktýr. (Ey Kocalar) onlara (Karýlarýnýza) verdiðiniz bir þeyi (mehri geri) almanýz size helal olmaz. Meðer ki, erkekle kadýn, Allah'ýn hududlarýný ayakta tutamýyacaklarýndan korkmuþ (ümidini kesmiþ) olsunlar. Eðer bu suretle siz de onlarýn (Karý ve kocanýn) Allah'ýn hududlarýný hakkýyla muhafaza ve ifa edemeyeceklerinden korkarsanýz, o halde (kadýnýn) fidye vermesinde (Muhalea yapmasýnda) ikisi üzerine de vebal yoktur. Bunlar Allah'ýn sýnýrlarýdýr. Onlarý (Çiðneyip) geçmeyin. Kim Allah'ýn sýnýrlarýný aþarsa, iþte onlar zalimlerin ta kendileridir"(244) hükmü beyan buyurulmuþtur.

 

 1188 Ýbn-i Abbas (ra)'den rivayet edildiðine göre; Sabit b. Kays'ýn karýsý, Resûl-i Ekrem (sav)'e gelerek: "Ey Allah'ýn Resûlü!.. Kocam Sabit b. Kays'ý, ahlâký ve dini hususunda ayýplamýyorum. Fakat kendim mü'min olduktan sonra küfraný nimete (veya küfür derecesinde hata iþlemekten) düþmekten korkuyorum" dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav): "(Mehir olarak aldýðýn) Bahçeni geri verecek misin? sualini sordu. "Evet" cevabýný alýnca Resûl-i Ekrem (sav) Sabit b. Kays b. Þemmas'a "Bahçeyi kabul et ve onu bain talakla boþa"(245) buyurdu.

 

 1189 Hanefi fûkahasý: "Karý-koca arasýnda geçimsizlik devam eder ve Allahû Teâla (cc)'nýn emirlerini yerine getirememekten korkarlarsa, kadýnýn mal mukabilinde kocasýndan hul etmesinde (Muhaleâ yapmasýnda) vebal yoktur. Koca, mal karþýlýðýnda boþamayý kabul ederse, bain talak tahakkuk eder. Kadýnýn bu malý vermesi þarttýr. Geçimsizliðin sebebi kocanýn tutumlarý ise, kadýndan boþanma bedeli olmasý mekruhtur. Geçimsizlik kadýndan geliyorsa, kocanýn mehir olarak kadýna verdiðinden fazlasýný talep etmesi mekruhtur. Fakat böyle yaparsa (günah iþlemiþ olmakla beraber) kazaen sahihtir. Esas olan vermiþ olduðu mehri, veya daha azýný geri almasýdýr"(246) hükmünde müttefiktir.

 

 1190 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Hull, bain bir talaktýr"(247) buyurduðu bilinmektedir. Dolayýsýyla, koca, mahiyeti malum olan bir mal veya menfaat karþýlýðý karýsýný boþamaya razý olduðu an "Muhalea" gerçekleþmiþ olur. Zira koca açýsýndan bu yemin hükmündedir. Mal veya menfaate sahip olur-olmaz. "Talak-ý Bain" tahakkuk eder. Nikâhta mehir olabilen her þey; hul'de de bedel olabilir. Tek fark; mehrin miktarý on dirhemden az olamaz. Ancak hull, on dirhemden az olabilir.(248)

 

 1191 Karþýlýklý anlaþma yoluyla ayrýlma (MÜBAREE) mümkündür. Yani, Allahû Teâla (cc)'nýn hududlarýna riayet edemeyeceklerini anlayan karý-koca; konuyu kendi aralarýnda müzakere ederek, herhangi bir mal karþýlýðý olmaksýzýn boþanabilirler. Ýmam-ý Azam Ebû Hanife (rha) "Muhalea (Hull) ve Mubaree sonucunda; karý-kocadan her birinin diðeri üzerinde iddet nafakasýndan baþka, nikâhla ilgili bütün haklarýný düþürür" hükmünü beyan etmiþtir. Sonuç olarak; aile hayatýný Ýslâmi hududlar içerisinde devem ettirilebilirse mesele yoktur. Ýslâmi hududlara riayet edemedikleri kendilerince sabit olan karý-kocanýn birbirine zulme sapmadan ayrýlmalarý esastýr. Nitekim, Kur'an-ý Kerim'de: "Hem kadýnlarý boþadýnýz da, iddetlerini bitirdiler mi, artýk onlarý ya (kendilerine recatla) iyilikle tutun ya iyilikle býrakýn. Onlarý (kadýnlarýnýzý) sýrf zulmedebilmeniz için, zararlarýna olarak tutmayýn. Kim böyle yaparsa muhakkak kendisine yazýk etmiþ olur. Allah'ýn ayetlerini oyuncak yerine koymayýn. Allah'ýn üzerinizdeki nimetlerini ve öðüt vermek için indirdiði kitabý ve hikmeti düþünün. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her þeyi hakký ile bilendir."(249) hükmü beyan buyurulmuþtur. Allahû Teâla (cc), birbirlerine zulmeden karý-kocadan intikamýný alýr. Dolayýsýyla þer'i hududlara riayet hususunda titizlik þarttýr.




 (241) Þeyh Abdulgani El Meydani-El Lübab fi þerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 3 Sh: 64,  Ayrýca Molla Hüsrev-Dürerû'l Hükkam fi þerhû Gureri'l Ahkam-Ýst: 1307 C: 1 Sh: 388.

 (242) Ýbn-i Abidin-Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar-Ýst: 1983 C: 7 Sh: 6.

 (243) Þeyh Nizamüddin ve heyet-El Feteva-ý Hindiyye-Beyrut: 1400 C: 1 Sh: 488.

 (244) El Bakara Sûresi: 229.

 (245) Sahih-i Buhari-Ýst: 1401 Çaðrý Yay. C: 6 Sh: 170 K. Talak: 12,  Ayrýca Ýbn-i Hümam-Fethû'l Kadir-Beyrut: 1316 C: 3 Sh: 204.

 (246) Þeyh Abdulgani El Meydani-El Lübab fi þerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 3 Sh: 64-65,  Ayrýca Ýmam-ý Merginani-El Hidaye þerhû Bidayetü'l Mübtedi-Kahire: 1965 C: 2 Sh: 64-65,  Ayrýca Ýmam-ý Merginani-El Hidaye þerhû Bidayetü'l Mübtedi-Kahire: 1965 C: 2 Sh: 13-14, Ýmam-ý Kasani-El Bedaiû's Senai-Beyrut0 1974 C: 3 Sh: 151-152, Ýbn-i Hümam-Fethû'l Kadir-Beyrut: 1316 C: 3 Sh: 199-201, Ýmam-ý Serahsi-El Mebsut-Beyrut: ty C: 6 Sh: 171-173.

 (247) Ýbn-i Hümam-Fethû'l Kadir-Beyrut: 1316 C: 3 Sh: 200,  Ayrýca Ýmam-ý Merginani-El Hidaye þerhû Bidayetü'l Mübtedi-Kahire: 1965 C: 2 Sh: 13.

 (248) Þeyh Abdulgani El Meydani-El Lübab fi þerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 3 Sh: 66-67.

 (249) El Bakara Sûresi: 231.




radyobeyan