Emanet ve Ehliyet
Pages: 1
Terike nin tarifi ve taksimi By: sumeyye Date: 03 Aralýk 2011, 17:46:06
TERÝKE'NÝN TARÝFÝ VE TAKSÝMÝ

 

 1923 "Terike" veya "Tirke" kelimeleri; terketmek ve býrakmak manasýna gelen, "Terk" kökünden isimdir. Ýslâmi ýstýlâhta: "Mûrisin (Ölen kimsenin) geride býraktýðý ve vârislerine intikâl eden her þeye terike denir"(55) tarifi esas alýnmýþtýr. Þer'an Mûrise (Ölen kimseye) âit olan; menkul, gayr-i menkul ve alacaklarýn tamamý, bunlarla mütâla edilebilen ve bunun gibi; mûrise ait þahsâ haklar; terike'sine dâhil deðildir. Mûrisin (ölen kimsenin); Techiz ve Tekfini yapýldýktan, borcu ödendikten ve vasiyeti yerine getirildikten sonra; kalan mal, vârislerine þer'i ölçüler içerisinde taksim edilir.(56)

 

FERÂÝZÝ ÝCRÂ MEMURU (KÂSIM) VE VAZÝFESÝ

 

 1924 Akil-balið olan vârislerin aralarýnda anlaþarak; mirâsý taksim etmeleri mümkündür. Çünkü hak kendilerine âiddir. Buna "Rizâen Taksim" adý verilir. Ferâize göre taksimin ne þekilde yapýlacaðýný bilmiyorlarsa; ehil olan bir âlime müracaat ederek, meselenin çözümünü talep edebilirler. Esasen taksimin sebebi; ortaklarýn (veya ortaklardan sadece birisinin) hissesinden faydalanmak arzusudur. Esasen vârislerden; taksim hususunda talep olmazsa, mesele atýl kalýr.(57) Vârisler arasýnda; terikenin paylaþýlmasý hususunda ihtilâf çýkarsa ne olacaktýr? Ýþte bu noktada "Kazâen taksim" hadisesi gündeme girer.(58) Ferâizi icrâ memuru (Kâsým) mirâs davalarýnda mü'minlerin ihtilâflarýný hükme baðlayarak kadý'ya yardýmcý olur. Ýmam-ý Þafii (rha) "Kâsýmlar; (Ferâizi icrâ memurlarý) hâkimler gibidirler"(59) diyerek, kazâ fonksiyonunu yerine getirdiklerine iþâret etmiþtir.

 

 1925 Sahabe arasýnda; "Ferâiz" hususunda Hz. Zeyd b. Sabit (ra)'in mütehassýs olduðu bilinmektedir. Gerek Hz. Ömer (ra)'in, gerek Hz. Osman (ra)'ýn hilâfeti döneminde; Medine'de kadýlýk görevini yürüten ve mirâs hususundaki ihtilâflarý hükme baðlayan Zeyd b. Sabit (ra)'in bu sahadaki ilmi, tecrübeyle geliþmiþtir. Hz. Ali (ra)'nin; Hz. Abdullah b. Yahya El Kindi (rha)'yi ferâizi icrâ memurû (Kâsým) tâyin ederek, "Beytülmal'den"maaþ baðladýðý sabittir.(60) Esasen mirâs meselesindeki ihtilâflarýn kazâ ile ilgili olduðu gizlenemez. Hanefi fûkahasý: "Vârislerin müracatý ve müvafakatý ile taksim câiz olur. Çünkü hak onlara âiddir. Aylýðý "Beytül'mal"den verilmek üzere; ferâizi icrâ memuru (Kâsým) tayin etmek müstehabtýr. Zira essah olan kavle göre; taksim kazâ görevi cinsindendir. Bu ihtilâfýn tamamen ortadan kaldýrýlmasý içindir. Böyle olunca Kadý'nýn (Hâkim'in) aylýðýna benzer. (Yani "Beytülmal"den verilir) Ýmam-ý Azâm Ebû Hanefi (rha)'ye göre; vârislerin sayýsýna göre ücretle kâsým'ý (Ferâizi icrâ memurunu) tâyin etmek de sahihtir. Zira menfaat hassaten onlar içindir"(61) hükmünde ittifak etmiþtir. Ýmam-ý Þafii (rha)'ye göre de; ferâizi icrâ memuru (Kâsým) "Beytülmal'den" maaþýný alýr.(62)

 

 1926 Kâsým'da (Ferâizi icrâ memurunda) aranan vasýflara gelince; kazâ iþleriyle meþgul olan kimsede (Kadý'da) aranan her özellik her kâsým'da da aranýr.(63) Günümüzde; ferâiz sahasýnda ilmi olan kimselere, vârislerin mürâcaatý esastýr. Mirasýn nasýl taksim edileceði hususunda; bir-çok eserde, yeterli bilgi vardýr. Fakat bunlarýn pratiðe uygulanmasý, sanýldýðý kadar kolay deðildir. Nitekim Hz. Ömer (ra)'e ferâiz konusunda bir sual tevcih edilmiþ; kendisi müctehid olduðu halde, meselenin çözümünü Hz. Zeyd b. Sabit (ra)'e havale etmiþtir. Bir belde de; Ferâiz ilmine vakýf birden fazla kimse varsa, tamamýndan faydalanmak da mümkündür.

 

 1927 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Ferâizi (Kur'an'da bildirilen) sâhiplerine veriniz. (Bunlardan) Geri kalan mal ise; asabeden en yakýn olan er kiþiye âiddir"(64) buyurduðu bilinmektedir. Mûrisin býraktýðý mal, sýrasýyla þu kimseler arasýnda taksim olunur.

 

 1. Ashab-ý Ferâiz!.. Kitap, sünnet ve icmâ ile, paylarý kat'i olarak bilinen vârisler.

 2. Asabe!..

 3. Hisselerinden baþka kalan malý da red yoluyla alan kimseler.

 4. Zevi'l erham

 5. Mevlâ'l muvâlat

 6. Kendisi üzerinde neseb ikrar olunan kimse (Mukarrun leh bi'n neseb al'l gayr)

 7. Kendisine vasiyet olunan þahýslar

 8. Beytü'lmal.

 

 1928 Kur'an'da tâyin olunmuþ hisseler (Fürûz-u Mukaddere) altýdýr:

 

 1. Malýn yarýsý (1/2)

 2. Dörtte biri (1/4)

 3. Sekizde biri (1/8)

 4. Üçte ikisi (2/3)

 5. Üçte biri (1/3)

 6. Altýda biri (1/6) þeklindedir.(65)



 (55) Þeyh Nizamüddin ve Heyet-El Feteva-ý Hindiyye-Beyrut: 1400 C: 6, Sh: 447. Ayrýca Ömer N. Bilmen-Hukuký Ýslâmiyye-Ýst: 1976 C: 5, Sh: 209 Madde: 22.

 (56) Ýmam-ý Merginani-A.g.e. C: 4, Sh: 41-42. Ayrýca Molla Hüsrev-A.g.e. C: 2, Sh: 420, Ýbn-i Hümam-A.g.e. C: 8, Sh: 383.

 (57) Molla Hüsrev-A.g.e. C: 2, Sh: 420, (Not: Mecelle'de (Madde: 1114) "Kýsmet; hisse-i þayiayý tayin etmektir" þeklinde tarif olunmuþtur)

 (58) Günümüzde de; miras konusundaki ihtilaflar, genellikle mahkeme sonucu çözümlenmektedir. Bilindiði gibi T.C. laik bir devlettir. Miras konusunda; TBMM tarafýndan çýkarýlan kanunlar yürürlüktedir. Ýslâm Fýkhý ile laik miras hukuku; baþta teþri noktasýndan ayrýlmaktadýr. Bunun dýþýnda þu farklar mevcuttur. A) Ýslâm fýkhýnda: "Evladlýk" varis deðildir, esasen bu müessese ilga olunmuþtur. Medeni kanuna göre evlatlýk; evlat edinene nazaran miras hukuku yönünden týpký nesebi sahih çocuk gibidir. (Madde: 447) B) Ýslâm fýkhýnda kýz çocuklar, erkek çocuklarýn yarýsý kadar miras hakkýna sahiptir. Bu husus ayetle sabittir. Medeni kanuna göre; miras hakký yönünden kýz çocuk ile erkek çocuk arasýnda fark yoktur. (Madde: 439) C) Ýslâm fýkhýnda anne ve babaya miras payý ayrýlmýþ olduðu halde; medeni kanunda bu durum farklýdýr. (Madde: 440, 441) D) Ýslâm fýkhýnda; din ayrýlýðý mirasa manidir.

Medeni kanunda böyle bir ayýrým sözkonusu deðildir. E) Ýslâm fýkhýnda; varisi mirastan mahrum etmek, mûrisin elinde deðildir. Medeni kanunun mahfuz hisseli miras býrakan tarafýndan mahrum edilebileceði kabul edilmiþtir. F) Ýslâm fýkhýnda; varisler kabul etmediði müddetçe, mirasçýlardan biri yararýna yapýlan vasiyet muteber deðildir. Medeni kanunun miras hükümlerine göre; varislerden birinin lehine vasiyet etme hakký mûrise aittir. Diðerlerinin iznine ihtiyaç yoktur. (Madde: 462-463) Bunun gibi birçok hükümler farklýdýr. (Geniþ bilgi için: Doç: ilhan Öztýrak-Miras Hukuku-Ank: 1968 Sh: 9-10)

 (59) Ýmam-ý Þafii-El Ülm-Beyrut: 1393 D. Marife Yay. C: 6, Sh: 219.

 (60) Ýmam-ý Serahsi-El Mebsut-Beyrut: ty C: 16, Sh: 102.

 (61) Ýmam-ý Kasani-El Bedaiû's Senai-Beyrut: 1974 C: 7, Sh0: 18-19. Ayrýca Ýmam-ý Serahsi-A.g.e. C: 16, Sh: 102-104, Ýmam-ý Merginani-El Hidaye Þerhû Bidayetü'l Mübtedi-Kahire: 1965 C: 4, Sh: 42, Molla Hüsrev-Dürerû'l Hükkam fi Þerhi'l Gureri'l Ahkam-Ýst: 1307 C: 2, Sh: 421, Ýbn-i Hümam-Fethû'l Kadir-Beyrut: 1318 C: 8, Sh: 5 (Not: Fukaha Kâsým'ýn (Ferâizi icra memurunun) Kadý tarafýndan tayin edileceði ve Beytülmal'dan maaþ alacaðý üzerinde durmuþtur. Ancak hak sahibi varisler olduðu için; kendilerinin de velayetlerinin bulunduðunu, ücret vererek taksim iþini yaptýrabileceklerini zikreder)

 (62) Ýmam-ý Þafii-A.g.e. C: 6, Sh: 219.

 (63) Ýmam-ý Serahsi-A.g.e. C: 16, Sh: 104.

 (64) Sahih-i Buhari-Ýst: 1401 Çaðrý Yay. C: 8, Sh: 5, K. Feraiz: 5.

 (65) Þeyh Nizamüddin ve Heyet-El Feteva-ý Hindiyye-Beyrut: 1400 C: 6, Sh: 450. Ayrýca El Mavsili-El Ýhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-iÝt: 1980 C: 5, Sh: 92, El Meydani-El Lübab fi Þerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 4, Sh: 188.




radyobeyan