Deðerlerimiz
Pages: 1
Acep Sultan Niye Gelmiyor By: hafiza aise Date: 15 Kasým 2011, 18:08:53
Acep Sultan Niye Gelmiyor?

Mayýs 2008 32.SAYI

Kalp evimize hiç acýmýyoruz. Haram bakýþlarla, sözlerle, duyuþlarla, düþüncelerle çamuru o eve akýtmaktan çekinmiyoruz. Daha da fenasý, çamurla doldurulmuþ o eve sultaný davet ediyoruz. Sonra da kara kara düþünüyoruz: “Acep sultan niye gelmiyor?” diye…

Rivayet odur ki bir gün bir sofi Gavsý Sani Hazretleri’ne (k.s) “Ne kadar zikir çeksem de ilerleyemiyorum” diye dert yanar. Bu gaflet halinden nasýl çýkýlacaðýný soran sofiye hazretin cevabý þöyle olur: “Bir insanýn nazarý haram olursa, ne kadar vird çekerse çeksin ona fayda vermez. Bir insan yirmi dört saat dünya ve alýþveriþle meþgul olursa; insanlarla oturup kalkarsa, o insanýn kalbi ne kadar zikir çekerse çeksin fayda vermez. Bir insanýn ailevi huzuru yoksa, bu insan da ne kadar zikir çekerse çeksin kalbine fayda vermez. Bir insan günah iþlerse, bu insan ne kadar zikir çekerse çeksin fayda yoktur. Ýnsan bu dört þeyi yaparsa, ne kadar zikretse de fayda vermez. Onlarý terk ederse zikir fayda verir.”

Önemli misafirler çaðýrýlacaðý zaman dip köþe temizlik yapar, evimizin her yerinin tertemiz olmasýna özen gösteririz. Öte yandan asýl evimizi ve misafirimizi ihmal ederiz. Kalbimizden bahsediyorum. Acaba ondan daha önemli evimiz, Allah’tan daha kýymetli misafirimiz mi var?

Her yeri beyaza boyanmýþ, bembeyaz eþyalarla döþenmiþ bir eve çamur akýtýlsa, o ev ne olur? Ýnsan düþmanýna bile böyle bir kötülüðü yapamaz. Oysa kalp evimize hiç acýmýyoruz. Haram bakýþlarla, sözlerle, duyuþlarla, düþüncelerle çamuru o eve akýtmaktan çekinmiyoruz. Daha da fenasý, çamurla doldurulmuþ o eve sultaný davet ediyoruz. Sonra da kara kara düþünüyoruz: “Acep sultan niye gelmiyor?” diye…

Gözün gördüðünü, gönül davet eder

Büyüklerimizin iþaret ettiði üzere tüm iþlerin temelinde kalp bulunur. Kalbi en fazla tehlikeye sürükleyen ise gözdür. Bunun için Hz. Ali (r.a) der ki: “Gözlerine sahip olmayan kimsenin yanýnda, kalbin bir deðeri yok demektir.” Kalp ehli için bakýþlar tartýþmasýz bir öneme sahip. Çünkü gözün gördüðünü, gönül davet eder ve onunla uðraþýr. Göz ve kulak, kendilerine ulaþaný kalbe aktarýr; gelen güzellikse güzelliði, çirkinlikse çirkinliði oraya taþýr. Gönül sarayýmýzý temiz tutabilmek için, oraya giden kanallarý harama týkamak gerek; gözü, kulaðý, hayalleri, dili günahtan korumalý ki, o kanallardan akanlarla gönül kirlenmesin. Gavs-ý Bilvanisi Hazretleri, “Harama bakan gözü düþünün” diyor “Manevi kiri önce kalbe gider. Diðer organlarla kazanýlan günahlarýn manevi kirleri de böyledir.”

Kalp, tüm organlarýn baþý ve amiridir. Eðer o bozulursa, bütün organlar bozulur; o düzelirse, bütün organlar düzelir. Çünkü diðer organlar, kalbin dallarý gibidir. Dallar, gövdeden aldýklarý gýda ile beslenir, ona göre iyi veya kötü olur. Efendimiz (s.a.v), kalbin önemini þöyle ifade eder: “Ýnsan vücudunda öyle bir parça vardýr ki, o iyi olduðu zaman bütün bedenin iþleri iyi ve güzel olur. O bozulduðu zaman, bütün vücut bozulur. Dikkat edin o parça kalptir.” (Buhari, Ýman) O et parçasýnýn simgelediði gönül dünyamýzý kötülüklere týkayýp, ibadet ve zikirle besleyip güzelleþtirerek, onu sultana layýk hale getirmeliyiz.

“Ümmetimin suretleri, gönülleriyle deðiþir”

Kalpler yüzlere vurur. Orasý aydýnlýksa yüz de aydýnlanýr; karaysa yüz de kararýr. Efendimiz “Ümmetimin suretleri, gönülleriyle deðiþir” buyuruyor. Ýçimiz ahlakýmýz güzelleþmeli ki dýþýmýz da güzel olsun. Ahmet b. Hadraveyh der ki: “Kalpler kaplar gibidir; hak ile dolduðu zaman hak nurlarý bütün etraf azalarýný nurlandýrýr. Batýl ile dolduðu zaman da batýlýn zulmeti bütün azalarý karartýr.” Þeyh b. Abdullah-ý Tüsteri ise içinde Allah’ýn sevmediði þeylerin bulunduðu bir kalbe, nurun girmesinin haram noktasýnda olduðunu söyler.

Allah yüzümüze deðil kalbimize bakýyor

Kalp Allah’ýn nazar ettiði özel bir mahaldir. Peygamberimiz (s.a.v) “Allah sizin yüzünüze, endamýnýza bakmaz; sadece kalbinize bakar” sözleriyle bu gerçeðe iþaret eder. Amellerin en üstünü kalbin her türlü kötülükten arýnmasýdýr. Fakat birçok kiþi görülebilecek yerlerini süslerken, Allah’ýn nazargahý olan kalbini ihmal eder. Oysa orasý ilahi aþkýn tadýldýðý ve meyvelerinin alýndýðý yerdir. Bunun için devamlý temiz ve huzurlu olmasý gerekir. Yoksa Allah aþký tadýlamaz.

Sufiler haram ve lüzumsuz görüntülerden kurtulmak ve gönlü ayný maksudda toplayabilmek için, Abdülhalýk Gücdüvani Hazretleri’nin (k.s) belirttiði “nazar ber kadem” düsturu gereði ayakucuna bakarak yürürler. “Gözün ayaðýn üzerinde olmasý” manasýný taþýyan bu þiara göre vuslat yolcusu, yürürken devamlý önüne bakmalý; hep kendi iþi ile meþgul olmalýdýr. Gözünü haramdan ve kalbini karýþtýracak þeylerden korumalýdýr. Kendisini ilgilendirmeyen þeylere takýlmamalýdýr. Çünkü gözünü korumayanýn gönlü karýþýk olur. O kadar ki, sohbette bile gönül gördüðüyle ilgilenmesin, kalp duyduðu sohbetle hallenip gönlü toplayabilsin diye, gözlerin kapatýlarak dinlenilmesi tavsiye edilmiþtir büyüklerce.

Çay kaþýðýyla topladýklarýmýz, kazanla gitmesin!..

Öte yandan sokakta “nazar ber kadem” düsturunca korunan gönle, en kötü manzara ve hayalleri, güvenli mekanlarýmýz olan evlerimizin baþ köþelerine oturttuðumuz tv’ler sayesinde sokarýz. Oysa izlenilenlere son derece titizlik gösterilmeli. Cüneyd-i Baðdad-i buyuruyor ki: “Kalbin safasý; yaptýðý zikrin safiyeti ve boþ þeylerden kurtulmasý ölçüsünde olur.” Abdurrahman-i Taði ise “Öyle hayaller vardýr ki, zulmet yaðdýrýr” diyor. O nedenle zulmet oluþturacak hayallerin hangi yoldan olursa olsun kalbe giriþine mani olunmalý. Gözün gördüðü öyle manzaralar vardýr ki gelir zihne ve gönle çöreklenir, uzun bir süre de oradan gitmez. Hatta ibadet esnasýnda dahi o manzaralar insaný takip eder.

Allah dostlarý nafile ibadetlerden ziyade, haramlardan korunmayý üstün tutar. Haramlardan uzak durmalý ki, uðraþarak elde ettiðimiz güzellik bozulmasýn, bizimle kalsýn. Çay kaþýðýyla topladýklarýmýz, kazanla gitmesin!..

Rabia SULUK


radyobeyan