Misafirlik Konusunda Gelen Hadisler By: reyyan Date: 13 Kasým 2011, 19:06:56
5. Misafirlik Konusunda Gelen Hadisler
3748... Ebû Þurayh el-Kâ'bî'den rivayet olunduðuna göre; Rasûlullah (s.a.) þöyle buyurmuþtur:
"Kim Allah'a inanýyorsa misafirine ikram etsin. (Misafirin, bu ziyaretine karþýlýk dünyada hakettiði) hediyesi, (ev sahibinin hediyeleri ile geçen) günü ve gecesidir. Misafirlik üç gündür. Bundan fazlasý ise (misafire) bir sadakadýr. Misafirin ev sahibinin yanýnda onu býktý-rýncaya kadar oturmasý caiz deðildir."
Ebû Dâvûd dedi ki: (Bu hadis) Haris b. Miskîn 'e okundu, ben de (orada) hazýr bulundum. (Hadis ona okunan þekliyle þöyle idi): Eþ-heb dedi ki: (îmam) Mâlik'e, Peygamber (s. a)'in "Onun hediyesi bir gün ve gecedir" sözünün manasý soruldu da þöyle cevap verdi:
(Yani) ona bir gün bir gece ikram eder, iyilikte bulunur ve onu barýndýrýr: (Onun) üç gün misafir olma (hakký) vardýr.[24]
Açýklama
Caize: Hediye, bahþiþ, mükâfat manalarýna gelir. Burada mi-safire yapýlan özel ikram anlamýnda kullanýlmýþtýr. Avnü'l-Mâbûd yazarýna göre metinde geçen "câizetühü" kelimesini müb-tedâ olarak merfû okumak caiz olduðu gibi "felyükrim" kelimesinden "bedel-i istimal" olarak mansub okumak da caizdir. Bu ikinci tevcihe göre bu cümle, "O kimse misafire özel olarak hazýrlanan hediye (caize) mahiyetindeki yemeði ikram etsin" anlamýna gelir.
Bezlü'l-Mechûd yazarýnýn açýklamasýna göre, misafirin aðýrlanma müd-detiyle ilgili bu hadis üç þekilde tefsir edilmiþtir:
1- Ona bir gün bir gece özel olarak hazýrladýðýnýz yemekler sunmakla ikram ediniz. Ýþte caizeden maksat budur. Eðer bu caizeyi sunamazsamz misafirinize ikram etmiþ olmazsýnýz.
Fakat ona her günkü yediðiniz mutad yemekler yedirecekseniz, o zaman onu evinizde üç gün misafir ediniz. Onu bu þekilde üç gün misafir etmekle misafire ikram etme görevini yerine getirmiþ olursunuz.
2- Onu üç gün üç gece misafir ettikten sonra ona yolculuðunda bir gün bir gece yetecek þekilde özel bir yemek hazýrlayýp azýðýna koyunuz. Ýþte onun caizesi budur. Bunu yapmadýðýnýz takdirde misafirinize ikram etmiþ olmazsýnýz.
3- Ev sahibi olarak bir gün bir gece onunla çok yakýndan ilgileniniz. Ona özel hazýrlanmýþ yemekler sunmakla ve "sohbetinde bulunmakla onu aðýrlamaya çalýþýnýz. Ýþte onun hediyesi budur.Bundan sonraki iki gün içinde ise onun için mükellef sofralar sunmanýza lüzum yoktur. Mutad yemekler sunmakla yetinebilirsiniz. Misafire ikram görevinizi bu þekilde yerine getirmiþ olursunuz. Ýmam Mâlik bu görüþtedir.[25]
3749... Ebû Hureyre (r,a)'den rivayet olunduðuna göre; Peygamber (s. a):
''Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla olan misafirlik ise (ev sahibi için misafire) bir sadakadýr" buyurmuþtur.[26]
3750... Ebû Kerime (r.a)'den Rasûlullah (s.a)'m þöyle buyurduðu rivayet olunmuþtur:
"Misafirin (birinci) gecesinde (onu aðýrlamak) her müslüman (ev sahibi) üzerine (düþen) bir görevdir. Her kim (misafir olarak bir kimsenin) evinin önünde sabahlayacak olursa, bu kimse (ye ikram etmek) o ev sahibi üzerine bir borçtur. Ýsterse (borcunu) öder, (borcundan kurtulur), isterse (borcunu ödemeyi) terkeder (borçlu olarak kalýr)."[27]
Açýklama
Bu hadis-i þeriflerde bir kimsenin evine gelen bir misafire ikram etmekle mükellef olduðu ifade edilmektedir. Ulemanýn bu hadisler üzerinde yaptýklarý açýklamalardan anlaþýldýðýna göre, misafirler hakkýndaki bu hüküm zengin, fakir, müslüman, kâfir, salih, fâsýk her misafir için geçerlidir. Bu hükmün, "Yemeðini müttakî kimselerden baþkasý yemesin"[28] mealindeki hadise aykýrý olduðu söylenemez. Çünkü bu hüküm misafirler içindir. Sözü geçen hadis-i þerîfse misafirlerin dýþýndaki kimselere yedirilen yemeklerle ilgilidir.
3749 numaralý hadis-i þerifteki, "Üç günden sonraki misafirlik ise (ev sahibi için misafire) bir sadakadýr" cümlesine bakarak Ahmed b. Hanbel; "Bir misafiri üç gün aðýrlamanýn farz, üç günden sonra aðýrlamanýn da nafile olarak verilen bir sadaka hükmünde olduðunu, binaenaleyh bir kimsenin misafirini üç gün aðýrlamasýnýn üzerine farz olduðunu, bu görevi yerine getirmekten kaçýnamayacaðým; üç günden sonra ise eðer aðýrlarsa sevabýný alacaðýný, aðýrlamadýðý takdirde ise sorumlu olmayacaðýný" söylemiþtir.
Nitekim bir sahâbînin, akþamleyin evine gelen misafire evinde bulunan yemeði ikram edip, çocuklarýn sofraya oturmamalarý için yemekten önce onlarý uyutmasý bu görüþü te'yid etmekte ise de, ulemanýn çoðunluðu, üç gün üst üste misafir aðýrlamanýn farz oluþunun îslâmýn ilk yýllarýndaki uygulamaya mahsus olduðunu, bu hükmün neshedildiðini söylemiþlerdir.[29]
Misafirperverliðin farz olmayýp sünnet-i müekkede olduðunu söyleyen cumhur ulemaya göre ise, metinde geçen "üç günden fazla olan misafirlik bir sadakadýr" cümlesi, misafirperverliðin farziyyetini ifade etmek için deðil, halký bir evde üç günden fazla misafir olmaktan nefret ettirmek için söylenmiþtir.
Misafir aðýrlamanýn hükmünü þu þekilde hulasa edebiliriz:
"Misafirperverlik Peygamberin sünnetlerindendir. Yalnýz sýfatýnda ihtilâf olunmuþtur. Ýmam Azam ile Mâlik, Þafiî ve cumhur ulemaya göre misafir kabul etmek farz deðil sünnettir. Ýmam Ahmed ile Leys; bir gün bir gece misafir kabul etmeyen kimseden misafirin hakký zorla alýnýr, bu hususta köylü ile kasabalýnýn farký yoktur, demiþlerdir. Ýmam Ahmed, misafir kabul etmenin hassaten bedevilere vacib olduðunu belirtmiþtir. Ona göre þehirde yaþayanlara bu Ýþ farz deðildir. Mücâhid'den bir rivayete göre, bîr geceliðine misafir kabul etmek farzdýr."[30]
3751... el-Mikdâm Ebû Kerîme (r.a)'den rivayet olunduðuna göre; Rasûlullah (s.a) þöyle buyurmuþtur:
"Herhangi bir kimse bir kavme misafir olur da (orada ikramdan ve aðýrlanmaktan) mahrum olarak sabahlarsa, (bu misafirin en azýndan) bir gecelik yiyecek hakkýný alacak kadar ona tahýlýndan ve (diðer) mal(lar)ýndan yardým etmek (orada bulunan) her müslüman üzerine (düþen) bir görevdir."[31]
3752... mUkbe b. Âmir (r.a)'den rivayet olunmuþtur; dedi ki: (Biz Hz. Peygambere):
Ey Allah'ýn Rasûlü, sen bizi (bazen bir yere) gönderiyorsun, biz de bir kavme misafir oluyoruz. (Fakat) onlar bizi aðýrlamýyorlar. (Bu hususta) ne buyurursun? diye sorduk. Rasûlullah (s.a) bize þöyle buyurdu:
"Eðer bir kavme misafir olur da sizin için (yapýlmasý gereken ikram ve aðýrlama ile ilgili) iþleri(n yapýlmasýný hizmetçilerine) emrederlerse bunu kabul edin. (Bunu) yapmazlarsa kendilerine yaraþan misafir hakkýný onlardan alýn."
Ebû Dâvûd dedi ki: Bu (hadis, bîr kimsenin hakký olan bir þeyi alabileceðine dair kuvvetli bir delildir.[32]
Açýklama
Hafýz Hattâbî (r.a)'nin açýklamasýna göre; bir misafirin, misafir olduðu evde aðýrlanmaktan mahrum kalarak geceyi aç susuz olarak geçirmesi halinde o beldede bulunan her müslümanýn onun bir günlük misafirlik hakkýný ödemekle mükellef olduðunu ifade eden 3751 numaralý hadis, açlýktan telef olma durumuna gelen misafirler hakkýndadýr. Bu duruma düþert bir misafire yedirip içirmek, o beldede bulunan her müslüman üzerine düþen bir görev olduðundan o misafir, orada bulunan herhangi bir müslümanýn malýndan hayatýný kurtaracak kadar yiyebilir. Böyle bir misafirin hayatýný kurtardýktan sonra yediði yemeðin deðerini ödeyip ödemeyeceði meselesi de ihtilaflýdýr. Ýmam Þafiî'ye göre, yediði yemeðin bedelini ödemesi gerekir. Diðer ulemaya göre ise, yediði yemeðin parasýný ödemesi gerekmez. Hadis ulemasýndan bazýlarý da bu görüþü savunmuþlar ve Hz. Ebû Bekir'in, Hz. Peygamber ile Mekke'den Medine'ye giderken yolda karþýlaþtýklarý bir sürünün içinden sahibi orada bulunmayan bir koyunun sütünü saðýp Hz. Peygamber'e içirmesi hadisesinin buna açýkça delâlet ettiðini söylemiþlerdir.
Ayrýca, Abdullah b. Ömer'den rivayet edilen; "Kim bir bahçeye girerse oradan yesin fakat yanýnda bir þey götürmesin."[33] mealindeki hadis-i þerifi de delil getirmiþlerdir. Nitekim Hasan-ý Basrî'nin de; "Bir adam susamýþ halde iken sahipsiz bir deveye rastlarsa devenin sahibine üç defa seslensin, devenin sahibi çýkýp gelirse ne âlâ, gelmezse onu saðýp sütünü içsin" dediði rivayet edilmiþtir.
Zeyd b. Eþlem de bu mevzuda þöyle demiþtir:
Hz. Peygamber'e bir leþi ya da bir müslümanýn malýný yemek zorunda kalan bir adamýn durumu sorulduðunda: 'Müslümanýn malýný yiyebilir' buyurdu."
Abdullah b. Dînâr da, zaruret halinde kalan bir kimsenin bir müslümanýn malýný yiyebileceðini söylemiþtir. Ancak Hz. Saîd; "Bu durumda kalan bir kimse bir leþi yiyebilirse de bir müslümanýn malýný yiyemez" demiþtir. Hattâbî'nin sözleri burada sona erdi.
Kendisine misafirlik görevi yerine getirilmeyen bir kimsenin hane sahibinden hak almasý meselesine gelince; bu mevzuda Ýmam Nevevî þöyle diyor:
"Ahmed b. Hanbel ile el-Leys, bu hadisi zahirine hamletmiþlerse de cumhuru uleme onu çeþitli þekillerde te'vil etmiþlerdir. Bu te'villeri þu þekilde özetleyebiliriz:
1- Bu hadis, zaruret halinde bulunan misafirler hakkýndadýr. Çünkü onlarý aðýrlamak farzdýr.
2- Misafirin hakkýný almasýndan maksat ev sahibinin malýný yemesi deðil, onun yaptýðý bu mürüvvetsizliði baþkalarýna anlatma hakkýný elde etmesidir. Fakat bu görüþ çok hatalýdýr.
3- Bu hadis sonradan neshedilmiþtir. Bu görüþ de zayýftýr. Çünkü bunu ortaya atan kimsenin kimliði meçhuldür.
4- Bu hadisin hükmü müslüman misafirleri aðýrlamaktan kaçýnan zimmîler için geçerlidir. Çünkü onlar müslümanlarýn zimmetinde barýnabilmek için müslüman misafirleri aðýrlamayý taahhüd etmiþlerdir. Bu görüþ de zayýftýr. Zira zimmîlerle yapýlan bu anlaþma Hz. Peygamber devrinde yoktur. Bu anlaþma Hz. Ömer devrinde olmuþtur.
Bezlü'l-Mechûd yazarýnýn açýklamasýna göre, aðýrlanmayan bir misafirin hakkýný almasýndan maksat, kendisini aðýrlamayan kavimden yiyecek ve içeceðin bedelini ödeyerek almasýdýr." Nevevî'nin sözleri burada sona erdi.[34]
Daha önceki açýklamalarýmýzdan da anlaþýlacaðý gibi, cumhur ulemanýn bu hadisi bu þekilde te'vil etmekten maksadý misafire ikram etmenin farz olduðu iddiasýný çürütmek ve sünnet-i müekkede olduðunu Ýsbata zemin hazýrlamaktýr.
Hanefî ulemasýndan Tahavî ise bu hadisin neshedildiðini söylemiþ ve bu iddiasýna Hz. Mikdâd'ýn þu hadisini delil göstermiþtir:
"Ben ve arkadaþým (bir yerden) geldik. Açlýktan nerede ise gözlerimiz, kulaklarýmýz gidiyordu. Hemen halka maruzatta bulunmaða baþladýk. Fakat bizi kimse kabul etmedi. Nihayet Peygamber (s.a)'e geldik. Bizi evine götürdü. Bir de baktýk üç tane keçi!.. Peygamber (s.a):
Bu sütü aranýzda paylaþtýrýn, buyurdu."[35]
[24] Buharý, edeb 31, 85, rikâk 23; Müslim, lükata 14, 15, iman 74, 75, 77; Tirmizî, birr 43, kýyâme 50; Ýbn Mâce, edeb 5; Dârimî, et'ime 11; Muvatta, sýfâtü'n-nebî 22; Ahmed b. Hanbel, Fi, 174, 267, 269, 433, 463, III, 76, IV, 31, V, 412, VI, 69, 384, 385.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/371-372.
[25] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/372-373.
[26] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/373.
[27] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/373-374.
[28] Ebû Dâvûd, edeb 16.
[29] el-Münavî Abdurrauf, Feyzü'l-Kadîr, IV, 260-261.
[30] Davudoðlu, A., Sahih-i Müslim Terceme ve Þerhi, VIII, 445.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/374-375.
[31] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/375.
[32] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/375-376.
[33] Ebû Dâvûd, lukâta, 1, hudûd 40; Tirmizî, buyu 54; Nesâî, kat'üssârik 12, ticârât 67.
[34] Avnü'l-Ma'bûd, X, 217.
[35] Davudoðlu, A., Sahih-i Müslim Terceme ve Þerhi, VIII, 446.
Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/376-377.
Ynt: Misafirlik Konusunda Gelen Hadisler By: Rüveyha Date: 03 Aralýk 2014, 12:17:18
Esselamu aleykum ve rahmetullah.Rabbim bizleri ikramkar kýlsýn.ÝnsaAllah her halimiz sünnet üzerine olur.Rabbim razý olsun.
Ynt: Misafirlik Konusunda Gelen Hadisler By: saniye Date: 03 Aralýk 2014, 16:09:03
Ve aleykumusselam ve rahmetullahi. Misafirin ve ev sahibinin bile birbiri üzerinde hakký var ve uymasý gereken kurallarý var Ýslam'da. Rabbim razý olsun.
Ynt: Misafirlik Konusunda Gelen Hadisler By: sedanurr Date: 28 Nisan 2018, 10:01:32
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri misafire ikramda bulunanlardan eyledin. Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Misafirlik Konusunda Gelen Hadisler By: Bilal2009 Date: 28 Nisan 2018, 14:16:35
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ikram eden kullarýndan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun