Süneni Ebu Davud
Pages: 1
Keler Etini Yemek By: reyyan Date: 12 Kasým 2011, 10:57:12
27. Keler (Etini) Yemek

 

3793... Ýbn Abbas'dan rivayet olunduðuna göre; dedi ki: (Ýbn Abbas'ýn) teyzesi, Rasûlullah (s.a)'a yað, birkaç keler ve ku­rumuþ peynir hediye etmiþ. (Hz. Peygamber de) yað ile peyniri yemiþ, (fakat) tiksindiðinden dolayý kelerleri býrakmýþ. (Ýbn Abbas'a göre), eðer (keler eti yemek) haram olsaydý Rasûlullah (s.a)'ýn sofrasýnda (ke­ler) yenmezdi.[138]

 

3794... Hâlid b. Velid'den rivayet olunduðuna göre: Kendisi (bir gün) Rasûlullah (s.a) ile birlikte Meymûne'nin evine girmiþ. (O sýrada Rasûlullah (s.a)'a kýzartýlmýþ bir keler getirilmiþ. Ra­sûlullah (s.a) da (alýp yemek üzere) ona elini uzatmýþ. Bunun üzerine (o sýrada) Meymûne'nin evinde bulunan bazý kadýnlar; "Peygamber (s.a)'e yemek istediði þeyin ne olduðunu haber yerin" demiþler. Ora­da bulunanlar da: "Bu kelerdir" demiþler. Rasûlullah (s.a) da hemen elini çekmiþ.

(Halid b. Velid sözlerine devamla þöyle) dedi: Ben (kendisine): Ey Allah'ýn Rasûlü, bu (kelerin etini yemek) haram mýdýr? diye sordum./

"Hayýr (haram deðildir), fakat o benim kavmimin topraðýnda bulunmaz ve ben ondan tiksinti hissediyorum" buyurdu.

Bunun üzerine ben kýzarmýþ keleri (önüme) çektim ve Rasûlullah (s.a)'ýn gözünün önünde yedim.[139]

 

3795... Sabit b. Vedîa'dan þöyle dediði rivayet olunmuþtur: Rasûlullah (s.a) ile beraber bir askeri birlik içerisinde bulunuyor­dum. Derken birkaç keler yakaladýk. Ben onlardan birini kýzartýp Ra­sûlullah (s.a)'a getirdim ve önüne koydum. (Hz. Peygamber) bir çöp alýp onunla (kelerin) parmaklarýný saymaya baþladý; sonra:

"Ýsrail oðullarýndan bir topluluk yerde yürüyen hayvanlar þek­line çevrilmiþtir. Ancak ben (onlarýn çevrildiði) bu hayvanýn hangi hay­van olduðunu bilmiyorum" buyurdu ve (bu keleri) yemedi, (yenmesi­ni de) yasaklamadý.[140]

 

3796... Abdurrahman b. Þibl'den rivayet olunduðuna göre; Rasûlullah (s.a) keler etini yemeyi yasaklamýþtýr.[141]

 

Açýklama
 

ed-Dabbü: Sürüngenlerden, dört ayaklý ve kuyruðunda boðumlar bulunan, kertenkeleye benzer fakat ondan biraz da­ha büyük olan bir hayvandýr.

Avnü'l-Ma'bûd yazarýnýn açýklamasýna göre, bu hayvan asla su içmez, yedi yüz sene yaþar, kýrk günde bir damla idrar akýtýr. Diþlerinin tümü tek bir bütün halinde olduðundan diþleri dökülmez;

BezIü'I-Machûd yazarýnýn DümeyrîninHayâtü'Ý-Hayevân isimli eserin­den naklettiðine göre, bu hayvanýn diþisinin de erkeðinin de cinsel organlarý çift olur. Bazen erkek kelerler, yavrularý yumurtadan çýktýðý zaman yumur­talarý bozduklarýný zannederek onlarý yerler.

Görüldüðü gibi bu babda gelen hadislerden 3793 numaralý hadis-i þerif­te Hz. Peygamber'in keler yemediði fakat sofrasýnda keler yendiði halde neh-yetmediði ve sükutla karþýladýðý; 3794 numaralý hadiste Hz. Peygamber'in keler etinin haram olmadýðýný söylediði, fakat þer'îbir sakýncadan dolayý deðil de kendi tabiatýndan gelen bir tiksintiden dolayý onu yemediði ifade ediliyor.

3795 numaralý hadis-i þerifte ise Hz. Peygamber'in keler yemeyiþinin bir baþka sebebi daha açýklanýyor ki, o da Ýsrailoðullarýndan hayvan suretine çevrildiði bilinen kimselerin keler suretine çevrilmiþ olmasý ve dünya yüzün­de yaþayan kelerlerin o insanlarýn neslinden gelmiþ olmasý ihtimalidir. Ger­çekten keler cinsinin o insanlarýn neslinden geldikleri kesin olarak bilinecek olursa bu hayvanlarýn asýllarý insan olmasý cihetÝyle etlerinin haram olmasý gerekir.

3796 numaralý hadis-i þerifte ise Hz. Peygamber'in keler etinin yenme­sini kesinlikle yasakladýðý ifade ediliyor.

Bu babda gelen hadisler farklý olduklarýndan ulema bu meselede ihtilâ­fa düþmüþlerdir.                       

Bu mevzuda Þafiî ulemasýndan Ýmam Nevevî þöyle diyor:

"Müslümanlar keler eti yemenin mekruh olmadýðýnda Ýcma etmiþlerdir. Ancak Ebû Hanîfe ile ashabýnýn keler etinin mekruh olduðunu söyledikleri rivayet edilmiþtir.

Kâdî de ulemadan bir kýsmýnýn onun haram olduðunu söylediklerini ri­vayet etmiþtir. Fakat ben sözü geçen ulemanýn bu görüþte olacaklarýna ihti­mal vermiyorum. Eðer onlar bu mevzuda böyle diyorlarsa, ilgili nasslara ve aktedilen icmâa ters düþüyorlar demektir."

Her ne kadar Ýmam Nevevî böyle diyorsa da Hafýz Ýbn Hacer, Nevevî'-nin bu sözlerine itiraz ederek; "Hz. Ali'nin keler etinin mubah olduðunu söylediði Münzirî tarafýndan rivayet edilmekte iken, keler etinin mekruh ol­madýðýna dair bir icmâ olduðundan bahsedilemez" diyor.

Nitekim Ebû Cafer et-Tahavî de, Þerhu Meâni'1-Âsâr isimli eserinde þöyle diyor: "Ulemadan bir topluluk, keler eti yemenin mekruh olduðuna hük­metmiþlerdir. Ebû Hanîfe ile Ebû Yusuf ve Muhammed b. el-Hasen de bu görüþtedirler. Ebû Dâvûd da bu mevzuda Abdurrahman b. Þibî yoluyla bir hadis rivayet etmiþtir.

Hafýz Ýbn Hacer de ravilerinÝn hepsinin güvenilir kimseler olmasý dolayýsýyla bu hadisin hasen olduðunu söylemiþ ve hadisin senedini tenkid eden Hattâbî ile Ýbn Hazm'ý, Beyhakî'yi ve Ýbn Cevzî'yi tenkid etmiþtir.

Ýbn Hacer, bu mevzuda gelen hadislerin arasýný þöyle te'lif etmiþtir:'

"Hz. Peygamber, önceleri yeryüzünde mevcut olan kelerlerin Ýsrâilo-ðullarmdan hayvan suretine çevrilen kiþilerin neslinden türemiþ olabilecek­lerinden korkuyordu.

Çünkü o kimselerin hangi hayvanýn suretine çevrildiklerini bilmediði gibi, onlarýn üç günden fazla yaþamadýklarýný da bilmiyordu. Ýþte bu sýralarda keler yemeyi yasaklamýþtý. Hatta piþirilen keler etlerini yere döktürmüþtü. Sonra bunun aslýný iyi öðrenmek için beklemeye baþladý. Bu sýrada da keler yiyen­lere ses çýkarmýyordu. Sonra Ýsrâiloðullarýndan suretleri deðiþen kiþilerin üç günden fazla yaþamadýklarýný öðrenince, kendisi tiksindiði için onu yemedi, ama baþkasýna onu haram kýlmadý ve yemelerine izin verdi. Bu durum keler yemenin helâl olduðuna, yani tiksinenler için bunu yemenin tenzihen mek­ruh, tiksinmeyenler için de helâl olduðuna delâlet eder."[142]

Hanefi ulemasýndan Ebü Cafer et-Tahavî'nin bu ifadesinden kendisi­nin de Hafýz Ýbn Hacer'in bu görüþünü paylaþtýðý anlaþýlmaktadýr.

Bezlü'I-Mechûd yazan ise bu mevzuda þöyle diyor:

"Bence Hafýz Ýbn Hacer'in hadislerin arasým te'lif sadedinde söylemiþ olduðu bu sözler, hakikatten son derece uzak sözlerdir. Doðrusu þu ki, Rasûlullah önceleri keler etinin yenmesini mubah kýlmýþtý fakat kendisi tiksin­diði için onu yiyemiyordu.

Sonra onun suretleri deðiþen Ýsrailoðullarýmn neslinden gelmiþ olabile­ceði ihtimali üzerinde durarak kendisi yemedi fakat baþkalarýnýn yemesine de engel olmadý. Çünkü eþyada asýl olan mübahlýktýr. Fakat daha sonra onun haram olduðunu anladýðý için onu yasakladý. Bunun üzerine keler eti haram oldu. Bilindiði gibi bir meselede haram ile helâl hükümleri karþýlaþtýðý za­man haram hükmü galib gelir."

Hanefi ulemasýndan Burhaneddin el-Merginânî el-Hidâye isimli eserin­de Hanefîlerin göüþünü açýklarken, keler yemenin mekrub olduðunu söyle­mektedir.[143]

Bu hadisleri açýklarken merhum Ahmed Davudoðlu, suret deðiþtiren Ýs-râiloðullarý hakkýnda þu görüþlere yer veriyor:"DümeyrîHayâtü'l-Hayevan adlý eserinde þunlarý söylüyor: Ulema, þekil deðiþtiren insanlarýn yaþayýp ya­þamadýðýnda ihtilâf etmiþlerdir. Bir kavle göre yaþarlar. Zeccâc ile Kadý Ebû Bekir Ýbn Arabî bu kavli tercih etmiþlerdir. Cumhur ulemaya göre böyle bir þey yoktur. Ýbn Abbas; þekli deðiþmiþ insan üç günden fazla asla yaþayama-mýþ ve yeyip içmiþtir, demiþtir ki bu söz merfu hadis hükmündedir."[144]

3793 numaralý hadis-i þerifte Hz. Peygamber'e keler hediye ettiðinden bahsedilen Ýbn Abbas'ýn teyzesinin, Ümmü Hafîd binti el-Hâris b. Harb el-Hilâliyye olmasý ihtimali kuvvetlidir. Çünkü kocasý çöl araplarýndandý, kendisi de çölde yaþardý.[145]

[138] Buharý, hibe 7, et'ime 8, 16, megâzî 38, i'tisam 24; Müslim, sayd 46; Nesâî, sayd 26, nikâh 79; Ahmed b. Hanbel, I, 225, 259, 366, II, 329, 340, 347, IV, 4.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/420-421.

[139] Buharî, zebâih 32; Müslim, sayd 43; Nesâi, sayd 62; Ýbn Mâce, sayd 16; Muvatta, Ýsti1 zân 10; Ahmed b. Hanbel, IV, 89.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/421.

[140] Nesâî, sayd 62; Ýbn Mâce, sayd 16.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/422.

[141] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/422.

[142] Ýbn Hacer, Fethu'1-Bârî, XII,

[143] el-Aynî, el-Binâye, IX, 73.

[144] Sahih-i Müslim Terceme ve Þerhi, IX, 193.

[145] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Þamil Yayýnevi: 13/422-425.


Ynt: Keler Etini Yemek By: Kevšer Date: 22 Aðustos 2015, 01:59:58
Esselamü Aleyküm.Öðrenmemize vesile oldunuz kardeþim Rabbim Razý olsun.
Arapça "dabb" diye anýlan keler ve kertenkele sürüngenler takýmýndan dýr. Bunlarýn birçok çeþitleri bulunuyor: Yeraltýnda yaþayanlarý, aðaç üzerinde yaþayanlarý, suda yüzenleri yani su yüzeyinde koþanlarý vardýr. Renk deðiþtirme kabiliyetinde olan bukalemun gibi türleri vardýr. Keleri er-keltenkeleler genellikle küçük böcekleri yiyerek geçinirler. [68]

Ynt: Keler Etini Yemek By: ikranur 7d Date: 22 Aðustos 2015, 03:37:07
ve aleykümüsselam.
bu konuyu ilk kez öðrendim. öðrenmemiz için vesile olduðunuz için Alah (c.c.) razý olsun.

radyobeyan