Týp Dünyasý
Pages: 1
Demir Dengesi ve Hepsidin By: ehlidunya Date: 10 Kasým 2011, 21:16:49
Demir Dengesi ve Hepsidin

Vücudumuzdaki bir maddenin miktarý bulunmasý gereken sýnýrlarýn altýnda veya üstünde olduðunda bir problem ve hastalýk var demektir. Meselâ normal sýnýrlar dâhilinde oksijen hayatî bir molekül iken, fazlasý oksijen zehirlenmesine sebep olmaktadýr. Demirin eksikliðinde kansýzlýk (anemi) ve buna baðlý kalb yetmezliði ortaya çýkarken, fazlalýðý (hemosiderozis ve hemokromatozis) ise karaciðerde siroza, kalbde yetmezliðe ve pankreasta iltihaba (pankreatit) sebep olmaktadýr.

Demir vücutta hiçbir zaman serbest hâlde bulunmaz. Kanda transferin proteinine baðlanarak taþýnýr. Karaciðerde ise ferritin denen depo proteine baðlý olarak bulunur. Eðer demir serbest hâlde bulunsaydý, hücrelere zarar verir hattâ onlarýn ölümüne sebep olurdu. Demir dengesinin saðlanmasýnda çok sayýda mekanizmanýn iþletildiði eskiden beri bilinmektedir. Demir dengesinde baðýrsaklar önemli bir vazife yüklenmiþtir. Saðlýklý bir insanda baðýrsaklardan günde yaklaþýk 2 mg demir emilirken yaklaþýk ayný miktar demir de atýlýr. Yeni keþfedilen ve karaciðerde üretilip kana verilen bir hormon olan hepsidin, bir tahterevalli sistemi gibi çalýþtýrýlarak bu hassas demir dengesinin korunmasýna yardýmcý olur. Bu harika moleküle ayrýca bakterileri öldürme ve onlarýn vücutta çoðalmalarýný engelleme görevi verilmiþtir. Uzun süren mikrobik hastalýklarda hepsidin miktarý artmakta ve buna baðlý olarak vücuttan atýlan demir miktarý da arttýðýndan kansýzlýk hastalýðý ortaya çýkmaktadýr.

Bu açýdan hepsidinin de dengeli üretilmesi gereklidir. Çünkü doðuþtan, fazla hepsidin birikimine sahip hayvanlar çok kýsa sürede demir eksikliðinden ölür. Bazý kanser türlerinde hepsidin sentezinde artýþ olur ve buna baðlý olarak hastalarýn demir emilimi bozulur. Arkasýndan da ciddi demir eksikliðine baðlý anemi ortaya çýkar.

Tam tersine hepsidin vücutta yeterince sentezlenemediðinde demir birikimi hastalýklarý ortaya çýkar. Böylece demirin plâzmaya çýkýþý engellenir. Hepsidin ince baðýrsaktan demir emilimini azaltýr. Bu özelliðinden dolayý hepsidine fazla demirin zararlarýndan koruyucu molekül diyebiliriz. Hepsidin de diðer bütün moleküller gibi bu tip düzenlemelerdeki hassas dengeleri bilmediði hâlde, demir kullanýlmasý ve depolanmasýna ait süreçte yaratýlýþtan kendisine verilmiþ rolü hatasýz sürdürmektedir. Bu da onun, her ân Ýlmi ve Kudreti Sonsuz'un emri altýnda hareket ettiðini gösterir.

Þayet vücutta demir ihtiyacý yoksa, hepsidin sentezi artar ve akabinde karaciðerdeki demir depolarýndaki demirin kana geçmesi engellenir. Diðer yandan kýrmýzý kan hücresi (alyuvar) yapýmý hýzlanýrsa, dokulara ve hücrelere taþýnan oksijen miktarý veya vücuttaki demir depolarý azalýrsa, karaciðer israfa girmemek için hepsidin üretimini azaltýr. Besinlerle veya ilâç olarak demir verilmesi ise karaciðerde hepsidin üretimini artýrýr.

Doku tahribatý neticesinde oluþan iltihabî durumlarda da hepsidin üretimi artýrýlýr. Mikroplar, darbe, ameliyat, sýcak soðuk gibi dokularý zedeleyen durumlar iltihaba sebep olur. Burada iltihap meydana getirilmesindeki gâye, serbest demirin mikroplar tarafýndan alýnýp çoðalmalarýna zemin oluþturulmamasýdýr. Vücutta demirden mahrum kalan mikroplar da daha kolay ölür veya üremeleri engellenir. Ancak mikroplarla savaþýrken vücudun kendisi de demirden mahrum kalabilir. Çünkü iltihabî durumlarda aþýrý salgýlanan hepsidin, baðýrsaklardan kana demir emilimini engellemektedir. Bu sebeple vücudu tahrip eden uzun süreli hastalýklarda, kaçýnýlmaz olarak kronik hastalýk anemisi ortaya çýkmaktadýr.

Netice olarak çok müthiþ bir düzenleme ile karþý karþýya olduðumuzu söyleyebiliriz. Tüberküloz baþta olmak üzere mikrobik hastalýklar ve uzun süreli tahrip edici hastalýklarda ortaya çýkan anemi, aslýnda vücudun bir savunma mekanizmasýdýr. Bu mekanizmada hepsidin hem demir miktarýný azaltarak ve hem de mikroplarýn öldürülmesini saðlayarak faydalý olmaktadýr. Bu durumda kansýzlýk tedavisine, vücuttaki bütün dengeleri gözeten bir bakýþ açýsýyla yaklaþmak, sistemci düþüncenin bir gereðidir. Hekimler insan vücuduna sadece belli bir açýdan ve küçük bir kýsmýný dikkate alarak yaklaþýr ve bütüncül perspektifi gözden kaçýrýrlarsa, tedavilerde çok yanlýþ neticelerin çýkabileceði unutulmamalýdýr.

sýzýntý


radyobeyan