2000 dedikleri By: reyyan Date: 10 Kasým 2011, 07:46:31
2000 dedikleri
Ocak 2000 13.SAYI
Kemal REÝSOÐLU kaleme aldý, AYIN KONUSU bölümünde yayýnlandý.
2000 Yýlý ifadesinin çok çekici bir yaný olduðunu söylemeliyiz. Bol sýfýrlý her rakam gibi, bu yýl da dikkatleri hemen çekiyor. Ama 2000 yýlý ile ilgili dünyada çýkan gürültü, sadece bu basit sebepten ya da söylerken dile kolay gelmesinden kaynaklanmýyor.
Hýristiyan kaynaklarýnda dünyanýn ömrüyle ilgili genellikle bin ya da ikibin rakamý telaffuz edilir. Yani, onlara göre kýyamet bu yýl kopacak. Nitekim Batý'da bir kýsým insanlar þimdiden yiyeceklerini, silahlarýný, kýyafetlerini yanlarýna alýp, muhtemel bir kýyamette yedeksiz kalmamak üzere sýðýnaklarýna kapandýlar.
Ama 2000 yýlý ile ilgili bunca gürültü patýrtýnýn tek sebebi dinî de deðil. Nasýl Noel Baba efsanesini Coca-Cola firmasý 1920'lerde uydurup, sonradan insanlar gerçek Noel Baba diye aziz aramaya kalkýþtýlarsa, 2000 yýlý da dünyaya satacak yeni þeyler arayanlar için çok önemli bir vesile oluþturuyor.
Bu yýlbaþý, diðerlerinden daha fazla alkol, yiyecek ve fuhuþ tüketimine açýk. Amerikalý'larýn çoðu bu gece harcamak için þimdiden en az 100 dolar ayýrmýþ durumdalar. Bir Türk radyosundaki spikerin dediði gibi: "madem yeni bir binyýlýn ilk gecesi olacak bu, o zaman eðlence de daha uzun sürecek demektir." Bizim televizyonlarýn yýlbaþýnda en çok raðbet ettikleri meydan, New York'taki Times Meydaný. Bu sene oraya iki milyon insan bekliyorlardý Yýlbaþý Partisi düzenleyicileri. Yýlýn son günü sabah 7'de baþlayýp ertesi gün sabaha kadar devam edecek partiyi ne yazýk ki, Afrika'daki açlarla, Çeçenistan'da evleri baþlarýna yýkýlanlar izleyemedi.
2000 yýlýný kýyametin baþlangýcý görenler kadar, bir kurtarýcý olarak görenler de çok. Ülkemizin ve dünyanýn 31 Aralýk 1999 gecesinden 1 Ocak 2000 sabahýna geçiþte, birden zýplayarak tüm olumsuzluklarý yok edeceðine inananlar, anlaþýlan epey fazla. 2000 yýlýný dillerine en çok pelesenk edenler, elbette gelen her yýlda maymunluk mazilerinden bir adým daha insanlýða yaklaþtýklarý zannýnda olanlar. Yani zaman geçtikçe insanlýðýn daha da mükemmel hale geleceðini söyleyen evrimciler. Onlara göre zamanýn kendi baþýna bir deðeri var. Bu yüzden modern anlayýþa bir bakýma "zamana tapýnma" itikadý desek yanlýþ olmaz.
Bu evrimciler için en güzel delil, teknolojinin geldiði düzey. Ne zaman insani ve dini deðerlerden, geleneklerden, insaný insan yapan þeylerden bahsedilse, cevaplarý hazýr: "Ama insanoðlu, teknoloji sayesinde hiç bugünkü kadar rahat yaþamamýþtý." Oysa, bugün geliþmiþ ya da çaðdaþ denilen rahat kitle, Batý'da yoðunlaþýyor. Gerçekten yaþadýklarý hayatta düzensizlik yok. Trafik dengeli, istedikleri malý satýn alabiliyor, istedikleri yere gidebiliyorlar. Ama bir de onlara sorun bakalým, istedikleri þekilde, huzurla, yalnýzlýktan uzak yaþayabiliyorlar mý? Sorun bakalým, en çok satýlan ilaçlarýn baþýnda niçin teskin ediciler geliyor? Uyuþturucu alýþkanlýðý hangi boyutlarda? Ve adlî istatistikler suç oranlarý ile ilgili neler söylüyor?
Teknolojinin maliyetleri de ortada: Çernobil, çevre kirliliði, nükleer silahlar, insanlar arasýnda yok olan samimiyet ve muhabbet, paraya tapýnma... Daha da ilginci, yeni bin yýlýn ilk günü, en çok da teknolojiden en fazla yararlanan Batýlý ülkelerde tehlikeye yol açýyor. Havaalanlarýndan tutun, bankalara kadar teknolojinin bu denli insansýz geliþmesinin maliyetleri ödeniyor. Demek ki, zaman ilerledikçe insan da kemale ermiyormuþ.
Geçen asýrlarda gerçekten birileri refaha koþarken, onlarýn ayaklarý altýnda kalanlar iyice fukaralaþtýlar. Zaman ayný zamandý, ama zamaný kutsal gören anlayýþ, nedense insan canýný, haysiyetini kutsal görmüyordu. Mesela, dünyadaki en iyi saatleri imal eden ve zamana verdiði kýymet bakýmýndan efsaneleþmiþ Ýsviçreliler, Hitler zamanýnda ülkedeki yahudilerin bankalardaki altýnlarýný gaspetmekten geri durmamýþlardý.
Demokrasi kisvesi altýnda Batý'nýn farklý dinden, farklý renkten olan insanlara karþý uyguladýðý vahþi ayrým da halâ devam ediyor. Günümüzün tek dünya gücü ABD'de zenciler, yakýn zamana kadar beyazlarla ayný kiliseye bile gidemezlerdi. Hastanede kanlarý da ayrý ayrý depolanýrdý. Bu saçma ayrým 1965'e kadar resmen devam etti, bugün de fiilen baþka tavýrlar altýnda devam ediyor. Ama daha efendice mazeretler altýnda. Güney Afrika'da kendi adýyla anýlan Rodezya adýnda bir ülke kuran Ýngiliz asilzade Cecil Rhodes'un, zencileri neden köleleþtirdiklerine verdiði cevabý hatýrlayalým: "Onlarý, medeniyet öðretmek için köleleþtiriyoruz."
Ýkibin yýlýna hayranlýkla bakanlarýn çoðu, dünyada geleceðin daha kötü olacaðýna inanýyor. Kendi elleriyle zamaný bu denli fakirleþtiren, onu bu denli parayla eþ görenler için, zaten yeni bir insani asýr beklemek boþuna.
Deðerin zamanda deðil, insanda; onu ve zamaný yaratan Allah'ýn elinde olduðunu bilmek gerek. O zaman, ne dün, ne bugün, ne de yarýnýn tek baþýna kýyamet veya kurtuluþ olmadýðýný; her kýyametin nefes veriþte, her kurtuluþun nefes alýþta gizli olduðunu anlamýþ olurduk.
Ynt: 2000 dedikleri By: saniyenur Date: 07 Ekim 2014, 22:18:42
Sýkýntýlardan kurtuluþ ne zamanla ne de baþka bir þeyle. Kurtuluþ ancak Rabbimizle. 2012'de de bu efsaneler gündeme gelmiþti.