Diðer Yazýlar
Pages: 1
Nijer By: reyyan Date: 10 Kasým 2011, 00:38:20
Nijer


Aralýk 2005 - 84.sayý

Ahmet MÝROÐLU
kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.

    Açlýðý Bilir misiniz?

    Orta yaþlarýndaki bizim nesil, Ýstiklal Harbi'ni yaþayan büyüklerinden açlýk hikâyeleri dinleyerek büyümüþtür. Þimdi düþünüyorum da ekmeði çoðaltmak için hamura katýlan ezilmiþ süpürge otu tohumlarýnýn ve af edersiniz hayvan dýþkýlarýndaki hazmedilmemiþ arpa ‘tane'lerini devþiren esir Yunan askerlerinin hikâyeleri benim çocuk muhayyilemde derin izler býrakmýþ olmalý.

    Onun için süpürge otu tohumu katýlmýþ hamurun kýzgýn sacdaki cýzýrtýsý -sanki görmüþüm gibi- âdeta kulaklarýmda yankýlanýr da, o kýzgýn saca inat içim üþür. Ve yine onun için olsa gerek, ekmeðin nasýl olup da bayatlatýldýðýný, hadi bayatladý, nasýl olup da çöpe atýldýðýný anlamaya çalýþýr ve bu tür haberlere rastlayýnca yüreðimin cýz etmesine mani olamam. Onun için hâlâ kazara düþürdüðüm bir lokmacýk ekmeði bile yerden büyük bir suçluluk duygusuyla kaldýrýp öperek baþýma koyarým.

    Çünkü onlar bize böyle öðretmiþlerdi. Ekmek, o çilekeþ büyüklerimizin dilinde ‘ nân-ý azîz'di , mübarek nimetti. Belki de daha sonra öðreneceðim “Ekmeðe hürmet ediniz.” hadis-i þerifinde ifade buyrulan o yüce sýrra; o büyük ve bu dünyaya ait deðilmiþçesine yaþayan insanlar çok acý tecrübelerden sonra ulaþmýþlardý. Bunlar öyle tecrübelerdi ki, onlar bu sayede bizim gibilerin bir ömürlük tahsil sonucu elde etmediði, edemediði ve galiba edemeyeceði bir tür “bilge”liðe ulaþmýþlardý.

    Bizim ihtiþamlý ve halk deyiþiyle “bir eli yaðda, bir eli balda” uzun tarihi asýrlardan sonra, biraz da þartlarýn zorlamasýyla karþýlaþtýðýmýz açlýk vak'asý , 20. ve 21. asrýn en büyük belasý olup çýktý. Bir yanda açlarýn lügatine asla girmemiþ ve hiç girmeyecek obezite (aþýrý þiþmanlýk, doymazlýk) sorunu, öte yanda kemiðin üstüne deriden elbise giydirilmiþ, karný obezite hastalarýna (!) nispet, yediði için deðil yemediði için þiþmiþ insanlar...

    Ve belki de en acýsý, insanlýðýn bu dramýndan ve açlýktan “ekmek yiyen” Birleþmiþ Milletler baþta olmak üzere, saðlýk, açlýkla mücadele, açlara yardým… örgütlerinin , “küresel” þebekelerin vurdumduymazlýðý... Örgütün ayný zamanda “þebeke” anlamýna gelmesi sizce de ilginç deðil midir? Samimiyetle çalýþanlarý bir yana, daha adýný bile bilmediðimiz nice kuruluþtan geçimlerini temin edenler açlýktan “beslenmiyor” da ne yapýyorlar?

    Belki de bu açlýktan “ekmek yiyen” kesimin en masumu, basýn yayýn ve medya mensuplarýdýr. Fakat onlardan birisi kendisine yöneltilen eleþtirilere daha fazla tahammül edemeyerek “vicdan azabý” çektiðini itiraf etmek zorunda kalmýþtý. Zira yaný baþýnda ölümü bekleyen aç çocuða yardým etmek yerine, ölen çocuðun cesediyle kendisine iyi bir ziyafet çekmek isteyen yýrtýcý akbabanýn bekleyiþini fotoðraflamayý tercih etmiþti. Gazetecimiz muhtemelen bir öðün önce biraz fazla kaçýrmýþtý, yani gereðinden fazla yemiþti.

    Ýsterseniz buna bir de göz çukuruna sineklerin üþüþtüðü, bir deri bir kemik kalmýþ annesinin buruþ kýrýþ memesinden sütünü deðil, adeta iliðini emen, kanýný, canýný çeken çocuklarýn fotoðraflarýný ekleyin de açlýk neymiþ anlamaya çalýþýn.

    Umursamazca ben ne yapabilirim demek kolaycýlýktýr, neme lazýmcýlýktýr. Unutmayýn ki bir kiþi çok kiþidir. Herkesin mutlaka yapabileceði bir þey ve herkesin yakýnýnda veya uzaðýnda ulaþabileceði bir açlýk sorunu vardýr.



----------------------------------------

Kuzeyden Cezayir ve Libya, doðudan Çad , güneyden Nijerya ve Benin, batýdan Burkina Faso ve Mali ile çevrilidir. Topraklarýnýn yüzde 3'ü tarým alaný, yüzde 7'si otlak, yüzde 2'si çalýlýk, % 88'i çöldür. Tarýma elveriþli alanlarýn büyük kýsmý Nijer Nehri kýyýsýndadýr. Bu nehir, ülkenin can damarý konumunda olup, ahalinin çoðu da bu ýrmaða yakýn bölgelerde yaþamaktadýr. Temmuz-Aðustos aylarý dýþýnda pek yaðmur yaðmaz.

Nijer ve Ýslâmiyet

Nijer tarihiyle ilgili bilinen ilk önemli geliþme, ayný zamanda Ýslâm Tarihi'yle de yakýndan alakalýdýr. Kaynaklarda Ukbe b. Nâfî komutasýndaki Ýslâm ordularýnýn bugünkü Libya'nýn güneyindeki Fîzân'ý fethettikten sonra, Kuzey Afrika'nýn daha aþaðý kýsýmlarýna inerek Nijer'in kuzeydoðusundaki Kavar'ý ele geçirdikleri kayýtlýdýr. Ancak bu seferin yapýlýþýna ve etkilerine dair pek iz bulunamadýðý araþtýrmacýlarca ifade edilmektedir.

Bu tür haberleri göz ardý eden tarihi kayýtlara göre ise, bugünkü Nijer topraklarýna Ýslâmiyet 10. yüzyýlýn sonlarýna doðru Berberîler vasýtasýyla ulaþmýþtýr. Ancak bu kayýtlar, çok eskiden beri Nijer topraklarýnýn bir kýsmýna hükmeden Gao Devleti'nin 6. kralýnýn adýnýn Za Ali Fay olmasýný açýklayamamakta ve bu belde halkýnýn çok daha önceden Ýslâm'la tanýþmýþ olabileceði ihtimaline yer vermemektedirler.

Ýslâm, buralarda yayýlmaya baþladýðýnda Nijer topraklarýnýn Batý kesimleri Gao Ýmparatorluðu'nun yönetimindeydi. Bu devletin 15. Kralý Za Kosoy 1009'da müslüman olarak “ Muslimdam ” unvaný aldý. Gao Sultanlýðý 11. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Murâbýtlar'a tabi olmuþtur. Sonralarý Songay Sultanlýðý olarak adlandýrýlan bu devletin saltanatýna Fatih Sultan Mehmet'in çaðdaþý Sünnî Alî'nin geçiþi (1464) bir dönüm noktasý teþkil etmiþ ve ardýndan devlete hep müslüman sultanlar hükmetmiþtir. Bu devlet 1593'ten sonra Fas'a baðlanmýþtýr.

Belki de bu bilgiler, Ukbe b. Nâfî'nin baþlattýðý fetih hamlesinin etkisine dair ipuçlarý vermektedir. Bugün de varlýklarýný sürdüren ve ülkenin kuzey sakinlerinden olan Tevarýklar'ýn (Tuareg) Ýslâmiyet'in geliþimine katkýsý büyük olmuþtur. Tevarýklar sayesinde, Büyük Sahra bölgesi giderek Ýslâmlaþmýþtýr. Ayný dönemde kurulan Kânim Sultanlýðý da Nijer'in doðusunun Ýslâmlaþmasýna öncülük etmekteydi. Müslüman coðrafyacýlarýn bahsettiði Tîcîda , Ortaçað döneminin Nijer'deki ilk Ýslâm merkezi olma özelliðine sahipti. Kadirî tarikatýnýn bugünkü Nijer, Nijerya ve Mali gibi ülkelerde yayýlmasýna öncülük eden Tilimsanlý (Cezayir) Muhammed b. Abdülkerim el-Magilî Tîcîda'ya 15. yüzyýlda gelmiþtir. Merkezi Say olan Dendi bölgesi de Kadirîler tarafýndan müslümanlaþtýrýlmýþtýr .

Agadis'in Ýslâmî merkez halini alýþý ise daha sonradýr. Buraya Ýstanbul üzerinden gelen Seyyid Mahmud el-Baðdadî, bölgede Halvetîliði yaymýþtýr. Ýstanbul'da Sünbül Efendi'den seyr u sülûkunu tamamlayarak irþad icazeti alan, daha sonra Mýsýr'a geçen Seyyid Mahmud, 1550 yýlýnda Agadis'e intikal etmiþti.

Fransýz sömürgeciliðinin kara yüzü

Bugünkü Nijer topraklarý üzerinde tarihin hiçbir devrinde tek bir yönetim hüküm sürmüþ deðildir. Dolayýsýyla ülke topraklarýnýn bir kýsmýna hükmeden Keita Sultanlýðý (1200-1670) baþlangýçta baþkent Niamey merkezli bir prenslikti. Sultanlýk halini almadan önceki yöneticisi Baramendana 1050'de müslüman olmuþtu. 1200'de sultanlýk durumuna yükseldikten sonra saltanat daima müslümanlarýn elinde kalmýþtýr. Keita Sultanlýðý da 16. yüzyýlýn sonlarýndan itibaren Fas'a tabi olmuþtur.

Nijer'deki en parlak Ýslâmlaþma hareketlerinden birisi ise 18. yüzyýlýn sonu ve 19. yüzyýlýn baþýnda meydana gelmi þtir. Hareketin önderi Osman Dan Fûtî (Fodyo), aslen Senegal'in Fûta Toro bölgesindendi. O, Kuzey Nijerya'ya gelmiþ ve Sokoto'yu merkez edinen bir devlet kurmuþtu. Bölgenin o güne kadar henüz müslüman olmamýþ putperestleri bile bu sayede Ýslâm'a girmiþlerdir.

Ne yazýk ki Nijer topraklarý 19. yüzyýlýn sonlarýnda Fransýz sömürgeciler tarafýndan iþgal edilmi þtir. Sömürgecilik hareketinin sebebi, Batýlý gezginlerin Afrika'nýn bu bölgesini tanýma hevesiyle düzenledikleri seyahatler sonucu buralarýn iþgali fikrini ortaya atmalarýdýr. Gezileri baþlatan isim Ýskoçyalý Muo Park'týr. Onun ardýndan bölgeye gelen Fransýz ordusu albaylarýndan Louis Parfait Monteil , yolculuðunu Nijer'in içlerine kadar devam ettirme fýrsatý bulmuþtur. Onun seyahatnamesi bölgeyi iþgal eden Fransýz ordusu için rehber niteliðine bürünmüþtür.

Nijer'de Batýlýlarýn karþýsýna Senûsî hareketiyle Osmanlý Devleti dikildi. Osmanlýlar, Trablusgarp Savaþý öncesinde bütün ilgilerini Cezayir, Nijer ve Çad'a yönelttiler. Buralara takviyeler yapmak, yeni yerleþim birimleri kurmak gibi usuller geliþtirdiler. Fakat Afrika'daki son vilayetleri Trablusgarp'a veda ederlerken, Mali ve Çad'ýn yaný sýra Nijer de Fransýz sömürgesi halini aldý. Zaten çoðu birbirine rakip küçük emirlikler arasýnda paylaþýlmýþ olan bu ülkeler rahatça iþgal ve istila edilmiþti.

Afrika'daki Fransýz sömürgeleri içinde sahile uzaklýðý, ikliminin sertliði yüzünden kendi haline terk edilen Nijer , 1946 yýlýnda Fransa'nýn deniz aþýrý topraðý oldu. Daha sonra Fransýz Birliði'ne dahil edildi. 1950'li yýllarda Afrika'yý saran baðýmsýzlýk hareketleri sayesinde baþlatýlan mücadele sonunda, önce iç iþlerinde serbestiyet (1956), sonra kýsmî baðýmsýzlýk elde etti (1958), 3 Aðustos 1960 tarihinde tam baðýmsýzlýða kavuþtu.

Baðýmsýzlýk sonrasýnda ilk cumhurbaþkaný Ýlerici Nijer Partisi lideri Hamani Diori oldu. Hamani Fransýzlarla iyi iliþkiler içindeydi ve bu yüzden desteklenmiþti. Dolayýsýyla sömürgeciler Nijer'in baðýmsýzlýðýný tanýmakla aslýnda ülke topraklarýndan çýkar elde etmeye son vermiþ olmuyorlardý.

Diori , askeri darbeyle iktidardan uzaklaþtýrýldý ve yerine Seyni Kunçe geçti (1974). Onun ölümü üzerine de Albay Ali Saibu cumhurbaþkaný oldu (1987). Ali Saibu, 1993'te çok partili rejime geçilinceye kadar bu görevde kaldý. O yýl gerçekleþtirilen çok partili seçimde muhalif Deðiþim Güçleri Ýttifaký'nýn adayý Mahamane Osmane cumhurbaþkanlýðýna seçildi. Halen bu zat görevdedir.

Sömürgeciler görünürde gitti, ama...

Maalesef Nijer Fransa'nýn siyasi ve ekonomik baskýsýndan hâlâ kurtulamamýþtýr. Fransýzlar ekonomik yardýmlar için ülke iç politikasýna iliþkin aðýr þartlar ileri sürmekten geri durmamaktadýrlar. Mesela laikliðe ve laiklik adýna resmi okullarda din eðitimi verilmesine karþý çýkýlmakta, misyoner örgütlerinin, Kadýyanîlik ve Bahaîlik gibi akýmlarýn yaygýnlaþmasý için baský yapýlmaktadýr.

Zaten Fransýzlar sömürgecilik döneminde de Ýslâm'a karþý sert tedbirler almýþlardý. Müslümanlarýn önderleri konumundaki Marabular'ýn bir bölgeden diðerine seyahatleri yasaklanmýþ, hatta her biri fiþlenerek Fransa aleyhine tavýr sergileyenler aðýr þekilde cezalandýrýlmý þ lardý . On asýrdýr devam eden hac seferleri tamamen durdurulmuþtu. Buna raðmen Nijerli müslümanlar yýlmamýþlardýr. Bugün hâlâ ayakta olan Kur'an Okullarý o dönemde de büyük iþ görmü þtür. Günümüzde okul çaðýndaki çocuklarýn yüzde 70'i ayný zamanda Kur'an Okulu'na devam etmektedir. 1974'te kurulan Nijer Ýslâm Derneði resmi makamlarýn tanýdýðý bir kuruluþ olup, ülkedeki pek çok Ýslâmî faaliyetten sorumludur. Say kentinde Ýslâm Konferansý Örgütü'ne baðlý bir Ýslâm Üniversitesi de bulunmaktadýr. Bu üniversite 1986'dan beri eðitim vermektedir. Nijerliler'in tamamý Malikî mezhebine baðlý samimi müslümanlardýr . Kadirîye , Ticaniye, Halvetiye , Senusiye ve Þazeliye tarikatlarý yaygýndýr.

Ülkenin kuzeyinde yaþayan Tevarýklar (Tuareg) ayrý bir yönetim kurmak için silahlý mücadele vermektedirler. Ayrýlýkçý hareketi kýþkýrtan Fransa, ilk baþlarda arabulucu rolüne bürünmüþse de, sorunun çözümü yönünde olumlu geliþmelerin kaydedilmesi üzerine arabuluculuk konumunu askýya aldýðýný ilan etmiþtir.

Kullanýlamayan ekonomik potansiyel

Nijer yeterince, hatta belki de hiç deðerlendiremediði büyük imkanlara da sahiptir. Mesela:

Nijer dünyanýn üçüncü uranyum ihraç eden ülkesidir. 210 bin tonluk uranyum rezervinin yýlda sadece 3200 tonunu ihraç edebilmekte ve en büyük müþterisi olan Fransa'dan yalnýzca 90 milyon Dolar alabilmektedir. Zengin yer altý kaynaklarý arasýnda altýn, bakýr, kalay, demir, fosfat, kömür ve ayrýca tuz bulunmaktadýr.

Hayvancýlýk için son derece elveriþli olan Nijer'de yaklaþýk 11 milyonun üzerinde küçük ve büyük baþ hayvan varsa da, bilhassa kuraklýk zamanlarýnda bunlar para etmemektedir. Çad gölüne kýyýsý bulunan bölgesi ile Nijer nehri çevresinde yaþayan halk ise balýkçýlýkla geçinmektedir.

Ülkede en çok darý üretilmekte olup, bu alanda dünya üçüncüsüdür. Mýsýrýn yaný sýra tahýl, pamuk, pirinç, fasulye, þeker kamýþý, patates ve bakla üretimi de iyidir. Tarým ürünlerinin gayri safi yurtiçi hasýladaki payý % 35'tir. Çalýþan nüfusun % 76'sý tarým alanýnda iþ görmektedir.

El sanatlarý, dokumacýlýk, sarraflýk, dericilik de oldukça önemli birer gelir kaynaðýdýr. Güneydeki Maradi þehri Nijer'in ticari baþkenti konumundadýr ve buradaki Hevsa dilinde Alhazai denilen ve Türkçe'deki karþýlýðýyla “Hacýlar” demek olan sýnýf, bölgenin hem dinî hem de ticarî hayatýna yön vermektedirler.

--------------------------------------------

    Bir Kiþiye Dokuz, Dokuz Kiþiye Bir Pul!

    Batý Afrika'da yer alan Nijer, dünyanýn en fakir ikinci ülkesidir. Nijer, azalan yaðýþlar ve son 15 yýlýn en kötü çekirge istilasý yüzünden büyük bir açlýk sorunu yaþamaktadýr. Açlýðýn bir baþka sebebi de her yýl biraz daha güneye doðru ilerleyen çölleþmedir.

    Ülkenin baþlýca geçim kaynaðý tarým ve hayvancýlýktýr. Yüzde 80'i çöl olduðu için su kaynaklarý da oldukça kýsýtlý olan Nijer'de insanlar yiyecek ve su temin edebilmek için hayvanlarýný bile satmayý göze almaktadýrlar.

    1 milyon 267 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip ülke, 2005 yýlý itibarýyla yaklaþýk 12 milyon kiþilik yüzde 95'i müslüman bir nüfusu barýndýrmaktadýr. Bunlarýn 3 milyon 6 yüz bini ise açlýða karþý savaþmaktadýr. Yani ülkedeki her 3 kiþiden biri yetersiz beslenmektedir. Üstelik açlýk en çok çocuklarý ve kadýnlarý vurmaktadýr.

    Verilere göre durumu oldukça kritik olan insan sayýsý 1 milyon civarýndadýr ve bunlarýn çoðunluðunu da yine çocuklar oluþturmaktadýr. Üstelik Nijer , kadýn baþýna ortalama sekiz çocukla, dünyanýn en yüksek doðum oranýna sahip ülkesidir.

    1800 köyün açlýk çektiði Nijer'de halk, sorunu göç ederek çözmeye çalýþýyor. Tespitlere göre acilen 4000 ton gýdaya ihtiyaç var. Bir kiþinin günlük yiyecek ihtiyacý yalnýzca 1 Euro'dur. Yani bir Nijerliyi 15-20 milyona 10 gün besleyebilirsiniz.

    Uluslararasý istatistiklere göre Avrupalýlarýn bir yýlda yedikleri dondurmanýn üçte birine, Amerikalýlarýn evcil hayvanlarý için geçtiðimiz yýl yaptýklarý harcamalarýn onda birine koskoca bir ülkenin nüfusunu kurtarmak mümkün gözüküyor. Bu tam da rahmetli Üstad'ýn dediði gibi bir durum deðil midir:

    Allah'ýn on pulunu bekleye dursun on kul
    Bir kiþiye tam dokuz, dokuz kiþiye bir pul.
    Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara þah olsa
    Yaþasýn, kefenimin kefili karaborsa!

    Birleþmiþ Milletler, sorunu görmezden gelmekle ve olaya geç müdahale etmekle suçlanýyor. Suçlamalara göre kurum, ülkeden yükselen yardým çaðrýlarýný duymazdan gelmiþ, Afrika kýtasýnýn daha baþka kriz bölgelerine yoðunlaþmayý tercih etmi þtir.

    Nijer hükümetinin felaketin gerçek boyutlarýný gizlemeye çalýþmasý da cabasý. Nijer Devlet Baþkaný Mamadou Tandja , siyasi sorumsuzluk örneði sergileyerek hâlâ ülkesinde açlýk yaþanmadýðýný, sadece bazý gýda maddelerinin kýt olduðunu savunuyor.




radyobeyan