Tatil Benim Neyime By: reyyan Date: 09 Kasým 2011, 21:57:45
Tatil Benim Neyime
Eylül 2005 - 81.sayý
Mehmet Berat IRMAK kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.
Dinlenmeye çekilmek, dünkülerin tabiriyle istirahat etmek farklý þeydir; tüketim toplumu mühendislerinin tasarladýklarý tatil baþka þeydir. Bunlarýn birbirine karýþtýrýlmasý halis Isparta gülüyle adi plastik gülün ayný kefeye konmasý anlamýna gelir ki, güllerin hatýrý vardýr, yazýda olsa bile yan yana getirdiðimiz için af dilemek icap eder.
Kuluna güzel, mânâlý söz söyleme yeteneði veren Allah'a hamdolsun, esenlik insan kardeþlerimizin yoldaþý olsun; evvela diyelim ki, ölümün, aþkýn, acýnýn, sevincin, yürek zenginliðinin, kalp atýþlarýmýzýn .. ne diyelim, her türlü insanlýk hâlimizin tatil diye bir lüksü ve keyfi bulunmamaktadýr. Hoþ, dünyaya kazýk çakmak niyetinde olanlar ölümün þöyle yüzyýllýk uzun bir tatile çýkmasýný, mümkünse tatilde kalmasýný bir daha dönmemesini isterler.
Aþk yaz tatilini de, mektep tatilini de bilmez. Ne tuhaftýr, lügatinde tatil bulunmayan acý, bazen tatilde yakalar bizi. Hasýlý , bizi insan kýlan ne kadar yanýmýz varsa tatilden uzaktýr. Allah korusun, onlar birer birer tatile çýkarsa vahþileþiriz, kabalaþýrýz, utanç anýtlarý dikeriz yeryüzünün güller açýlasý, açasý yüzüne. Nitekim öyle de olmaktadýr. Yoksa dünyanýn cennet olmasý deðil, ama cenneti anýmsatan bir gölge olmasý iþten bile deðildir. Temennimiz de, çabamýz da bu yöndedir.
Evvel yoð idi iþbu rivayet yeni çýktý
Bu kadar kelamdan sonra diyelim ki, tatil modern zamanlara özgü bir ihtiyaçtýr. Dinlenmeye çekilmek, dünkülerin tabiriyle istirahat etmek farklý þeydir; tüketim toplumu mühendislerinin tasarladýklarý tatil baþka þeydir. Bunlarýn birbirine karýþtýrýlmasý halis Isparta gülüyle adi plastik gülün ayný kefeye konmasý anlamýna gelir ki, güllerin hatýrý vardýr, yazýda olsa bile yan yana getirdiðimiz için af dilemek icap eder.
Zamaný dairesel olarak tasarlayan insan aklýna hayranlýðýmýzý dile getirdikten sonra söyleyelim ki, dönüp dolaþýp gideceðimiz mekân evvel ahir kürkçü dükkanýdýr . “O'ndan geldik ve O'na dönücüleriz...” Nasýl olsa döneceðiz, dinlenmek, eðlenmek, hoþça vakit geçirmek neyimize demiyorum, elbette bunlar da ihtiyaçtýr. Ne var ki “tatil”i bu ihtiyaçlar sýrasýndan, sýralamasýndan çýkarmak, ayýrmak icap eder; çünkü, beþ harften inþa edilen o büyülü kelimenin altýnda “biraz daha tüket, lütfen biraz daha tüket, sen tüketmezsen tükettirmesini biliriz” imasý vardýr. Ne imasý, bit yeniði ayan-beyan görünmektedir ve tatili kaldýrdýðýnýzda altýndan çýkan kara ve kirli sermayenin Çapanoðlu'su “dünyayý parmaðýnda çeviren çarktan”, kapitalizmden baþkasý deðildir.
Þu meþhur haftasonu ‘tatil'leri
Bunlarý söyledim ya, hemen kapitalizm öncesi kazýya giriþip Cumaertesi , Pazar ve Cuma ne oluyor, bunlar tatil ve dinlenme günleri deðil mi, insanlar hem dinleniyorlar hem de paþa paþa ibadetlerini yerine getiriyorlar, sen yanlýþ biliyorsun diye beni paylamaya kalkarsanýz derim ki, aynen söylediðim gibidir, sizin saydýðýnýz günlerin tatille uzaktan yakýndan alakasý yoktur.
Güya, Tevrat'a göre Hak Tealâ dünyayý altý günde yarattýktan sonra hâþâ yorulmuþ ve yine hâþâ, sümme hâþâ, Cumaertesi günü dinlenmeye çekilmiþtir. Elbette bu her hata ve kusurdan münezzeh olan Allah deðildir; Yahudilerin kendilerine benzettikleri “tanrý”larýdýr. Eskilerin “çýfýt” dediði sevgili Yahudilerimizin þimdilerde bu “tanrý buyruðu”na uymadýklarý, doðrusu þu “balýk aðlarý” meselinde olduðu gibi evvelinden de uymadýklarý ayrý mevzudur; deðinmek gerekirse deðinir geçeriz. Özetle söyleyeceðim odur ki, Cumaertesi “dinî” bir gündür, Tevrat'a bakacak olursak bu günde tatil hazýrlýðý için alýþveriþe çýkmak bile haramdýr.
E, Cumaertesi günü Yahudi milletinin “dinî” günüyse Hýrýstiyan milleti ne güne duruyor; onlara da bir gün lazýmdýr ve bu günün adý da “Pazar”dýr. Bu pazarýn bizdeki “Pazar”la, hele pazarlamakla, pazarlýkla uzaktan yakýndan, kýyýdan köþeden alakasý bulunmaktadýr.
Elbette Cuma'yý unutmadým; (Robinson amcanýn Cuma'sýný da hatýrlayalým ve lütfen gülümseyelim; ola ki öyle bir ada keþfedilirse buraya tatile çýkmaya niyetleniriz.) Cuma asla ve kat'a bir tatil günü deðildir; Müslümanlarýn cem olduðu, halleþtiði, birbirlerinin derdine derman aradýðý, çarþýlarýn, pazarlarýn yine açýk olduðu, hayatýn cývýl cývýllaþtýðý bir gündür, bazý safdil Müslümanlarýn iddia ettiði gibi Cumaertesi ve Pazar'ýn ne dinî karakter itibariyle, ne de hayata bakýþ noktasýnda kesinlikle alternatifi deðildir. Yalnýzca cem olma zamaný o köyün, o kasabanýn, o þehrin Müslümanlarý bir araya gelirler ve o güne özgü namazý kýlarlar, sonrasýnda o haftanýn geliþmelerini deðerlendirirler. Cuma bir nevi þölendir, kurultaydýr, karde þ lik günüdür. Anlayacaðýnýz Cuma günlerden bir gün olmasa bile, bir gündür, lakin kesinlikle tatil olacak bir gün deðildir.
Bir “tatil” yazýsýnda pirinç taþý ayýklamak zorunluluðundan dolayý üç büyük dince “kutsal” sayýlan günlere bu kadar yer ayýrdým; yoksa bu günlerin tatil olmasý da modern zamanlara özgü bir þeydir. “Pazar Keyfi”nin, “Pazar Eki”nin, “Hafta Sonu”nun çaðrýþýmlarýnýn sizi hangi noktalara götürdüðüne bir bakýn lütfen; geldiðiniz yer dünya sisteminin idealleþtirdiði( idolleþtirdiði mi demeli?) noktanýn uzaðý deðildir.
Maksat dinlenmek olsaydý
Þimdi ikinci bir itirazla karþýlaþmaya hazýrlýyorum kendimi; çalýþanlarýn grevlerle, iþ býrakmalarla söke söke aldýklarý ve dünyada “Ýþ Kanunlarý”nýn düzenlediði tatil günlerinin(doðrusu izin günleri ama, ne yapalým), ülkemizde on yýllýk memura yýlda yirmi, daha kýdemlisine otuz gün kullanma hakký tanýnan “tatil”in dünya sisteminin iþi olduðunu mu söylüyorsun birader; ne alakasý var Allah aþkýna, çalýþan elbette alnýnýn teriyle kazandýðý anasýnýn ak sütü gibi helal olan tatilini de istediði gibi yapacaktýr, ister denize giderler ister daða çýkarlar, isterlerse ana baba memleketlerine el öpmeye giderler, bundan sana ne… seslerini duyar gibi oluyorum. Benim bu uygulamalarla, itiraz sesleriyle iþim de, alýþveriþim de yok hamdolsun; þu tatil denilen þeyi anlamaya, anladýðým kadarýný da ilgilisine anlatmaya çalýþýyorum.
Önce ne yaptýnýz da dinlenmeye hak kazandýnýz diye sorasým geliyor lakin, ne olur ne olmaz dilimi tutayým; ne yaptýysanýz yaptýnýz, elbette dinlenmek hakkýnýz. Tatilin dinlenmeden hadi, “Ataç Türkçe'si ” ile söyleyeyim “dinlence”den farklý, acaip ve garaip bir þey olduðunun altýný çizmek istiyorum. Bu muazzam “ yorulma”nýn adýný niye tatil koyarlar, onu da anlamýþ deðilim.
Diyelim deniz kenarýnda bir tatil beldesinde tatilinizi geçirmeye karar verdiniz. Karar verdiðiniz andan itibaren de hazýrlýklara baþladýnýz. Bu hazýrlýlýklarýn tamamý bir yazýda cam çerçeve býrakmayacaðý için bir kýsmýný sayalým. Þayet yazlýðýnýz varsa ne âlâ, yoksa bir otelden, bütçenize göre pansiyondan yahut kamu kurumlarýndan birinin resmi adý “Eðitim ve Dinlenme Tesisleri” olan bir mekanýndan yer ayýrttýnýz, otel veya pansiyonun senelik izninize yahut iþinizi ayarladýðýnýz döneme denk gelmesi için olaðanüstü gayret gösterdiniz, resmi tatil mekanýnda yer bulmak için gerekirse torpile baþvurdunuz, telefon görüþmeleri yaptýnýz/yaptýrdýnýz, ardýndan güneþ kreminden mayoya, terlikten bornoza, þemsiyeden þezlonga, güneþ gözlüðünden þapkaya, deniz gözlüðünden can yeleðine, bunlarý koyacak çantadan sinek kovuculara kadar hiçbir ayrýntýyý ihmal etmediniz, kendiniz, varsa eþiniz ve çocuklarýnýz için ayrý ayrý hazýrlýk yaptýnýz; yola çýkmaya karar verdiðinizde bir telaþ, pür telaþ aldýklarýnýzý bir güzel çantalara, bavullara yerleþtirdiniz, icabýnda yedek akçe kabilinden borç aldýnýz, arabanýz varsa kendi arabanýzla, yoksa kesenize göre uçakla/trenle/otobüsle yahut “kombine” bir taþýmacýlýk sistemiyle yerine göre on saatlik, on beþ saatlik, her halükârda Türkiye þartlarýnda ortalama sekiz saatin altýnda olmamak kaydýyla yol teperek tatil mekanýna ulaþtýnýz, yerleþtiniz; suyu “hazýr”dan içtiniz, yemeði “hazýr”dan yediniz, terlediniz, yandýnýz, esmerleþtiniz, denizin tadýný çýkardýnýz, sayýlý gün ha demeden gelip geçti, aman bir þeyi unutmayalým telaþýyla toparlandýnýz, geldiðiniz yolu teperek tatilden döndünüz …. Daha olasý aksaklýklarý, alerjileri, baþ aðrýlarýný, gecikmeleri, gürültü ve “kalabalýk” kirliliðini, yolda lastik patlamasýný, anasýnýn nikahý meþrubat ve yemek ücretlerinin verdiði can sýkýntýlarýnýn “ekstra”sýný yazmýyorum, onlar olaðan þeylerdendir. Dinlendiniz mi Allah aþkýna ?.. Dünyanýn alýþveriþini yaptýnýz; tükettiniz de tükettiniz. Tatil yorgunluðunu da, mümkünse erken dönerek evde gidermeye çalýþtýnýz. Perhiz de lahana turþusu da anlattýðým hikayeden ibaret…
Maksadým hikaye deðil elbette, her tatile çýkýþýn buna benzer hikayeleri mutlaka olacaktýr. Benim derdim tatile çýkanlarla, bu yoðunlukla, bu yorgunlukla da deðil, bizzat tatilin kendisiyledir.
Tatili tatil edelim demiyorum; modern zamanlara ait bir çýlgýnlýktýr bu; Mýzraklý Ýlmihal ve Kara Davut hesabýyla söylersek vallahi de billahi de dinde yeri yoktur. Bir de, din hayat olduðuna göre…