Diðer Yazýlar
Pages: 1
Zengibar By: reyyan Date: 02 Kasým 2011, 22:21:47
Zengibar


Mayýs 2005 - 77.sayý

Ahmet MÝROÐLU
kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.


“ Zengibar'da flüt çaldýðý zaman göller de (Tanganika, Malavi, Viktorya) dahil olmak üzere, bütün Afrika dans eder.” Afrika atasözü

    Türkiye nere, Zengibar nere?


    Türkiye'de üç yerde, Konya'nýn Bozkýr, Malatya'nýn Darende ve Kayseri'nin Yeþilhisar ilçelerinde birer Zengibar Kalesi vardýr. Eminim bu þirin ilçelerimizde ikamet eden insanlar, nereden icap edip de ilçelerindeki kalelerin bu isimle adlandýrýldýðýný, en azýndan þu anda bu satýrlarý okuyanlar kadar merak etmektedirler.

    Halbuki çok deðil daha geçen yüzyýlýn baþýnda (Osmanlý arþivlerinden tespit ettiðimiz 32 belgeden sonuncusu 1909 yýlýný gösteriyor) Zengibar'la haberleþen, ondan bir müddet öncesine kadar buraya kaymakam ve mutasarrýf atayan ecdadýn torunlarýyýz. Burasý, söylemesi kolay tam dört asýr sýnýrlarýmýz içerisinde yer almýþ bir toprak parçasýdýr. Ýþte Türkiye'deki o üç kalenin adý, Asya'nýn Afrika'nýn ve Avrupa'nýn tevhid potasýnda harmanlandýðý mübarek bir birlikteliðin hatýrasýdýr.

    Karanfilin anavataný


    10- 20 m. yüksekliðinde, yaprak dökmeyen aðaçlardan elde edilen karanfil gibi aziz bir tropik Asya baharatýnýn ana vataný olan Zengibar aslýnda nerededir dersiniz?

    Haritayý açýn. Türkiye sýnýrýný geçin, Suriye'ye, Ürdün'e, Suudi Arabistan'a ve Yemen'e bir selam verin. Kýzýldeniz'in Arap yarýmadasýný neredeyse Afrika'ya baðlayacak kadar daraldýðý yerden karþý kýyýya, Habeþ eyaletimize atlayýn. Güneye doðru devam edin. Habeþistan'ý da (Etiyopya) aþýn, Kenya'yý da geçin. Tanzanya'nýn doðu cephesinde, Hint Okyanusu kýyýsýnda, kuzeyden güneye sýralanmýþ üç ada göreceksiniz. Ýþte biraz büyükçe ve tam ortada halkanýn baþýna diz çöküp oturaný Zengibar'dýr . Sahilden 35 km . açýkta, Hint Okyanusu'nda yer alýr. Uzunluðu 85 km ., en geniþ yeri ise 39 km . civarýndadýr. Yüzölçümü 1651 km²'dir.

    Afrika'nýn güneyindeki en uç noktasý ile Tanzanya ve Zengibar arasýnda ise sadece Mozambik vardýr. Mozambik, hani þu Yavuz Sultan Selim'in Yemen valisi Sinan Paþa'nýn padiþahý adýna cami yaptýrdýðý ülke... Gerisi Güney Afrika Cumhuriyeti'dir. Afrika'nýn güneydeki en uç noktasý.

    Zengibar, halkanýn ortasýna boþuna kurulmamýþtýr. Kendi küçük, sorumluluðu ve görevi büyük bu ada, sahra altý Afrikasýnýn hocasýdýr. Kara kýtanýn orta, batý ve güney kesimlerine Ýslâm'ý öðretmektedir.

    Doðu Afrikalý müslümanlarýn ortak lisaný ve dünyanýn en önde gelen yedi dilinden biri olan Sevahilice Afro -Ýslâmî bir dil olarak kabul edilir. Bu dilin çýkýþ noktasý da Zengibar'dir .

    Tanganika ile birleþtikten sonra, haliyle bir de ortak bayraklarý oldu. Sað üstten çaprazlama olarak sol alta giden iki sarý þerit arasýnda siyah bir bölge ve þeritlerin dýþýnda kalan üstte ve altta olmak üzere iki üçgen. Yeþil olan Tanganika'yý , mavi olan Zengibar'ý sembolize etmektedir.

    Böyle bir adaya Ýslâm yakýþýr elbette. Nitekim Batýlý istatistik kuruluþlarýna göre ada nüfusunun “yüzde 99'dan fazlasý” müslümandýr . Acaba yüzde 100 demeye dilleri mi varmýyor dersiniz?



-----------------------------------------------------------------------

Zengibar Farsça bir tamlamadýr. Zencilerin yaþadýðý topraklar anlamýna gelir. Zengibar , bugün Avrupalý turizm þirketlerinin gözde tatil yerlerindendir. Afrika'nýn en güzel koylarýndan birine sahip olan ada, Doðu Afrika anakarasýnda liman tesisleri geliþmeden önce bölgenin ticaret merkezi durumundaydý ve ambar ticareti açýsýndan büyük önem taþýmaktaydý. Bugün ise ekonomisi tarým ve balýkçýlýða dayanmaktadýr. Muzu, limonu, mangosu (Hint kirazý), portakalý ve hindistan cevizi ile ünlüdür. Pirinç, manyok, yam ve tropik meyveler diðer önemli ürünlerdir. Karanfil ve kopra (yaðý çýkarýlmak üzere kurutulmuþ Hindistan cevizi) ticareti yaygýndýr. Deri, meþin, karabiber, sabun, reçine gibi ihraç ürünlerine sahiptir.

Afrikalý yerli halkýn yaný sýra, Ýranlý ve Arap müslümanlar sayý bakýmýndan epey yekün tutar. Genelde Þafiî, kýsmen Ýbadîdirler . Fikir adamlarý, idareci ve memurlar müslümanlar arasýndan çýkmýþtýr.

Üç Hýristiyan misyonerlik merkezi Zengibar'dadýr . Misyonerler burada hastaneleriyle, okullarýyla ve kiliseleriyle çetin bir uðraþ vermektedirler.

Asya ile Afrika'yý birbirine baðlayan yer


Zengibar, milattan önceleri bile Sümerlerin, Asurlularýn, Araplarýn ve Farisilerin gelip gittiði bir ada idi. Coðrafi konumu tarihi geçmiþini þekillendirmiþtir denilebilir. Ada, bölgede esen rüzgârlar nedeniyle Hint Okyanusu ticaret yollarý üzerinde önemli bir uðrak yeridir. Bu sebeple eski çaðlardan itibaren Arabistan, Güney Asya ve Afrika anakarasýndan önce tüccarlarý, daha sonra sömürgecileri çeken cazibe merkezi bir konumunda olmuþtur.

Ýslâmiyet'in doðu Afrika'ya Habeþistan'a hicretten sonraki ikinci kez ulaþmasý 7. yüzyýldadýr. (Ünlü Ýslâm tarihçisi Mes'udî (913–956) “Mürucu'z-Zeheb ” adlý kitabýnda, Zengibar'ý ziyaretinden sonra Hint Okyanusu'nu Zenci denizi olarak isimlendirir ve Pemba adasýnýn müslümanlar tarafýndan 730'dan önce ele geçirildiðine iþaret eder.) 7. yüzyýlýn sonu ile 8. yüzyýlýn baþýnda Emevi Hilafetine karþý ayaklanan Uman Araplarý Zengibar'a yerleþmiþlerdir. Zamanla adanýn aristokrat sýnýfý haline gelen bu Umanlý Müslüman Araplar, Zengibar'da kalýcý etkiler býrakmýþlardýr.

Adanýn konumu, Afrika'ya köle seferleri düzenleyen ve okyanus aþýrý ticaret yapan Araplar açýsýndan bir ticari depo olarak kullanýlmaya çok elveriþli idi. Bantu dil ailesine mensup kabilelerle karþýlaþan bu müslümanlar Afrika'ya yeni bir kültür kazandýrdýlar: Sevahîlilik .

Ýslâmiyet, 10. yüzyýla kadar Etiyopya, Somali ve Doðu Afrika adalarý Pemba , Kilve , Mafia , Pate , Lamu ve Mombasa'da hakim din halini aldý. Ýslâm, Afrika'nýn doðu kesimlerine bu kadar erken tarihlerde ulaþmasýna raðmen, kýta içlerine doðru, mesela Uganda'ya ancak 19. yüzyýlda ulaþabildi.

Uman Araplarýný 10. yüzyýlda Ýranlýlar izledi. Onlar da yerli halkla kýsa sürede kaynaþtýlar. Adalýlar birçok Ýran geleneðini bazý uyarlamalarla benimsedi. Bugün bile kendilerini Þirazî olarak niteleyen zümrelere rastlanýr. Fakat Zengibarlýlar Þiiliðe pek iltifat etmemiþlerdir.

Ýslâm'la gelen zenginlik


Kilve ve Zengibar gibi Sevahili þehirleri Hindistan ve Çin'le yaptýklarý ticaret sayesinde 13. yüzyýla kadar çoktan zengin olmuþlardý.

Faslý seyyah Abdullah b. Muhammed ( 1304-1378 )'in gözlemlerine göre Sevahili þehir devletlerinde kullanýlan uluslararasý geçerli para, Mýsýr'da basýlan Fatýmî dinarlarýydý. Onun 1331'deki ziyareti sýrasýnda sahil adalarýnda Arapça genel edebi ve ticari dildi. Seyyahýmýz, Maldiv adalarýnda baþ kadý olarak çalýþtý. Hindistan, Çin ve Mýsýr þehirlerini de görmesine raðmen, Kilve'yi dünyadaki en güzel ve en iyi inþa edilmiþ þehirlerden biri olarak tasvir ediyordu.

Portekizli coðrafyacý Fra Mauro Comoldes'in 1460 yýlýna ait haritasý Zengibar þehirlerini gösteriyordu.

13. yüzyýlda sahil bölgesinde 37 adet Ýslâm þehir devleti vardý. Zimbabve'den gelen altýn ticaretinin merkezi durumundaki Kilve , Þirazî Devleti'nin baþkenti olarak en müreffeh zamanýný yaþýyordu. 15. yüzyýla kadar sahil devletlerinin hepsi müslümandý .

Bundan sonradýr ki, bölge, kâþif ve tüccar kisvesiyle gelen sömürgeci tehdidiyle karþý karþýya kaldý. Sömürgecilerin misyonu Portekiz'deki Katolik zulmünü ticari amaçlarla buraya uyarlamaktý. Doðu Afrika'daki, özellikle Zengibar'daki müslümanlar , sömürgecilere ve hýristiyanlýða karþý mücadelenin öncülüðünü yaptýlar.

Ýþgal altýndaki yýllar ve Osmanlý desteði

16. yüzyýlda bölgeye gelen Portekizliler, Doðu Afrika limanlarýný, Uman'ýn baþkenti Maskat'ýn da aralarýnda bulunduðu Arap bölgesinin bazý kýyýlarýný ve Zengibar'ý iþgal ettiler. Amaçlarý ticari sömürgecilikti. Ancak 17. yüzyýlda güçlerini yitirerek geri çekilmek zorunda kaldýlar.

Umanlýlar, Portekizlileri 1650'de Uman'ýn baþkenti Maskat'tan çýkarýp bölgeye ve bu arada Zengibar'a hakim oldular.

Doðu Afrika - Osmanlý iliþkilerinin güçlendiði dönem, sömürge hareketlerinin arttýðý dönemdir. Osmanlýlar 1562'den itibaren bölgede daha sýk görünmeye baþladýlar. Daha önceleri Yavuz Sultan Selim'in Yemen Valisi Sinan Paþa Mozambik'e, hatta Güney Afrika'ya kadar gitmiþ ve buraya Yavuz adýna bir cami yaptýrmýþtý.

Daha þehzadeliði sýrasýnda Ýspanyollarýn Ümit Burnu'nu dolaþýp geldiklerini ve Arap Yarýmadasý'nýn bir liman þehrine kale yapmaya baþladýðýný öðrenen Yavuz Sultan Selim, babasýný durumdan haberdar ederek önlem almasý uyarýsýnda bulunmuþtu. Padiþah olduktan sonra bizzat Afrika seferine çýkmýþ, bu arada Ýspanyollarýn Arap Yarýmadasý'nýn kýyý þehirlerine inþa ettiði kaleyi de yýktýrmýþtýr. Yavuz'un Mýsýr seferi esnasýnda Portekizliler tarafýndan Eritre'ye kurulan limanýn sökülüp atýlmasýný saðladýðý da bilinmektedir.

1980'lerde Mogadiþu'da bulunan altýn, gümüþ ve demir paralar üzerindeki Osmanlý tuðralarýnýn sýrrý hala çözülememiþtir. Batýlýlar konuyla ilgili yazýlarýnda sürekli Türkiye'den birilerinin bu meseleyi çözümlemesi gerektiðine iþaret etmektedirler.

Sömürge döneminde Tanganika'nýn Ýslâmlaþmasý Zengibar'dan baþladý. Sultan Sa'd bin Sultan ( 1806-1856 )' ýn baþbakaný ve baþ kadý Þeyh Muhyiddin b. Þeyh b. Abdulah al- Kasanî (1789-1869)' nin Tanganika'nýn deðiþik bölgelerine Ýslâmlaþmayý saðlamak amacýyla gönderdiði çok sayýda öðrencisi vardý.

Uzun süren hanedan savaþlarýnýn etkisiyle zamanýn Uman Sultaný Said , baþkentini Maskat'tan Zengibar'a taþýdý (1832). 1861'de Uman'dan ayrýlan Zengibar , Said b. Sultan'ýn Afrika'da ele geçirdiði geniþ arazilere egemen baðýmsýz bir sultanlýk haline geldi. Sultan Bergaþ b. Said döneminde ( 1870-1888 ) anakaradaki topraklarýn büyük bir bölümü Ýngiltere ile Almanya arasýnda paylaþýldý. Kýyý þeridi de bu devletlerin ekonomik denetimine girdi. 1890'da Ýngiltere, Sultan'ýn yetkilerini tamamen kýsýtladý.

Sultanlýk baðýmsýzlýðýný 1963'te yeniden kazandý ve Uluslar Topluluðu'na üye oldu. 1964'deki sol ayaklanmada Sultanlýk devrilip tek partili yönetime dayalý bir cumhuriyet kuruldu. Ayný sene Nisan ayýnda Tanganika'yla birlik anlaþmasý imzalanarak iki devlet Tanzanya adý altýnda birleþti.

Renkleri Avrupa'nýn vicdanýndan daha beyaz


Avrupa ve Amerika'da “Ermeni soykýrýmý” iddialarý yýllardan beri gündemdedir. Ne var ki Batýlýlarýn Afrika'da yaptýðý zulümlerden söz edilmez bile. Halbuki Batýlýlar, Afrika kýtasýný sömürgeleþtirdikten sonra istedikleri gibi ezip yok edebilmek amacýyla müslümanlarý silahtan arýndýrmýþ, din kardeþleriyle baðlantýlarýný kesmiþlerdir. Pek çok Afrika ülkesinde müslümanlarý aðýr baskýlarla dinlerini deðiþtirmeye zorlamýþlardýr. Dinlerini deðiþtirmek istemeyenleri de topluca katletmiþlerdir. Ýþte bu dönemde Zengibar'da da binlerce müslüman vahþice katledilmiþtir.

Sömürgeciliðe karþý mücadelede müslümanlar daima ön planda yer almýþlardýr. Kadý Seyyid Ahmed Ebu Bekir (1861-1925) öncü liderlerden birisidir. Bergaþ b. Said zamanýnda Ýstanbul'a gelip Sultan II . Abbdülhamid'le görüþen bu Afrikalý lider, padiþah tarafýndan iki yýl misafir edilmiþtir (1869-1871). Daha sonra Mýsýr'a gidip Ezher'de kalmýþtýr (1871-1879). Ardýndan Hindistan'da bulunmuþ (1879-1882 ) ve müslümanlarýn Batýlý sömürgeciliðe karþý verdiði mücadeleyi mercek altýna almýþtýr. O, bu seyahatlerinden edindiði tecrübeyle müslümanlarýn sömürgeciler karþýsýnda ancak birlik içinde hareket ettikleri takdirde baþarýlý olabileceðine inanmýþtý. Hayat ve mücadelesini, Ýslâm birliðinin þaþmaz müdafilerinden biri olarak sürdüren bu alim zat, II . Abdülhamid'ýn Afrika'daki temsilcilerinden birisi gibi çalýþmýþtýr.

Zengibar'a dönünce, görüþlerini öðrenci yetiþtirmek ve eðitim faaliyetlerine aðýrlýk vermek suretiyle yaymaya çalýþmýþtýr. Hindistan'da bulunduðu sýrada faaliyetlerine tanýk olduðu Aligarh Ýslâm Üniversitesi'ni model alarak Zengibar Ýslâm Akademisi'ni kurmuþtur. Bu zat Ýngiliz emperyalizmi karþýsýnda Zengibar merkez olmak üzere doðu Afrika'yý teþkilatlandýrmaya gayret etmiþtir.

Þeyh Abdülaziz Abdülgani el-Emevî (1832-1897) de ayný doðrultuda hizmet veren bir baþka Zengibarlý alimdir. Bu zat Zengibar'da Ýslâm hukuku hükümlerinin tatbikini saðlamasýyla ünlüdür. Ada müslümanlarý uzun dönem Ýslâmcýlýkla milliyetçilik arasýnda gidip gelmiþlerdir.

Ýkinci dünya savaþýndan önce müslümanlar dýþýnda faaliyet gösteren bir grup yoktu. Gruplar birkaç teþkilata sahiptiler. En önemlileri 1929'dan itibaren el- Felak adýnda bir günlük gazete çýkartmakta olan Salim b. Abdullah (1901-1942) tarafýndan kurulmuþ Müslüman Gençler Cemiyeti'dir.

Mücadeleyi sürdüren Zengibarlýlar nihayet Tanganika ile birleþerek Tanzanya devletini kurmuþlardýr (1964). Bugün Zengibar'da camiler, mescitler müslümanlarla dolup taþmaktadýr. Tanzanya halkýnýn kaçta kaçýnýn müslüman olduðunu tahmin etmek gerçekten güçse de, bu küçük ada halkýnýn tamamý müslümandýr ve Afrika'ya hocalýk etme misyonunu sürdürmekte kararlýdýr.




radyobeyan