Büyük Þafii Ýlmihali
Pages: 1
Mehir By: seymanur K Date: 29 Ekim 2011, 18:44:13
MEHÝR


Nikah akdi esnasýnda mehri belirtmek sünnettir. Mehir belirtilmese de nikah akdi sahihtir.

Mehir üç þeyle vacib olur:

1. Kocanýn mehir miktarýný yüklenmesi.

2. Hakimin bu miktarý belirlemesi.

3. Kocanýn cinsi temasta bulunmasý.

Kocanýn cinsi temasta bulunmasý ile mehir vacip olur. Mehirde azlýk ve çokluk bakýmýndan bir had yoktur. Mehirin belirli bir menfaat üzerine de baðlanmasý caizdir. Cinsi temastan önce boþanma ile mehrin yarýsý sakýt olur.

Nikah veya þüphe ile iliþkide bulunmadan dolayý erkek tarafýndan ka­dýna verilen maldan ibarettir.

Erkeðin mehir verme mecburiyetinde olmasý, aslýnda onunla yatýp kalkmasýnýn karþýlýðý deðil. Karý ile koca arasýnda sevgi ve ülfetin bir ve­silesi olarak Allah'ýn bir baðýþýdýr. Kadýna deðil, erkeðe vacip olmasýnýn hikmeti; erkeðin kadýndan daha güçlü olmasýdýr.

Mehirin delili. Allah-u Teala þöyle buyurmuþtur:

"Nikah ettiðiniz ka­dýnlarýn mehirlerini (nikah paralarýný) seve seve verin..." (Nisa: 4/4)

Baþka bir Ayet-i Kerime'de Yüce Allah þöyle buyurmaktadýr:

"... Haram kýlýnanlarýn dýþýnda kalanlar size helal kýlýndý. O halde, onlardan hangisiyle faydalanýrsanýz mehirlerini verin ki farzdýr. O mehri takdir edip kesiþtikten sonra, aranýzda anlaþmanýzda da size bir günah yoktur.  Þüphesiz ki Allah, ilim ve hikmet sahibidir."  (Nisa: 4/24)

Evlenmek isteyen birine Resulullah (s.a.v.) þu tavsiyede bulunmuþtur:

"Bul, buluþtur, demirden bir yüzük bile olsa yine (mehir olarak) ver" [1]

Nikah akdi esnasýnda mehrin belirlenmesi sünnettir.

Çünkü Resullullah (s.a.v.), her nikahta ondan bahsetmiþtir. Ayrýca bu, karý-koca arasýnda olabilecek anlaþmazlýðý da önlediði gibi, kendisini Rasulullah (s.a.v.)'e hibe eden kadýnýn nikahýna da benzememiþ olur.

Þayet akid esnasýnda mehirden bahsedilmezse, kerahetle birlikte akid sahihtir. Þayet kadýn, küçük oluþundan veya deli olmasýndan yahut sefehten ya da tasarrufu caiz olmayan birinin mülkü olmasýndan dolayý tasarru­fu caiz deðilse ve koca ile mehr-i misilden daha fazlasýna anlaþma yapýl­mýþsa akid esnasýnda mehrin zikredilmesi vaciptir.Yine kadýn tasarrufu caiz olup, velisine izin vermiþ ve mehr-i misilden daha fazla bir miktar üzere anlaþýlmýþsa, zikredilmesi vacibtir. Ayrýca koca, tasarruf caiz olma­yýp mehr-i misilden daha aþaðý bir miktar üzere anlaþýlmýþsa yine zikre­dilmesi vacib olur.

Mehrin miktarý ne olursa olsun yeterlidir. Ancak on dirhemden daha az ve beþ yüz dirhem'den daha fazla olmamasý sünnettir.

Hz. Aiþe (r.anha)' peygamberimiz (s.a.v.)'nin þöyle buyurduðunu riva­yet eder:

"Evliliðin en bereketlisi mehir ve nafaka bakýmýndan en kolay olanýdýr." [2]

Baþka bir rivayette Hz. Ömer (r.a.) peygamberimiz (s.a.v.)'in þöyle bu­yurduðunu rivayet eder:   

"Nikahýn en hayýrlýsý en kolay olanýdýr." [3]

Çekirdek ve kum ianeleri gibi mal olmayan bir miktar üzere akid yapý­lýrsa, zikredilmesi sahih deðildir. Nikah ise, sahih olup, mehr-i misi ge­çerli olur.

Reþide bir kadýn, velisine; "Mehirsiz beni evlendir" diyecek olsa ve velisi de onu evlendirip mehir konusuda susar yahut mehri reddedecek olursa akid sahihtir. Lakin sadece akidle gerekli olmaz. Aksine þu üç þey­den biriyle birlikte ve akidle olur: Kocanýn kendisine mehri tayin etmesi, ve kadýnýn da bunu kabul etmesi. Yahut hakimin kocaya mehri misli tayin etmesi, veya kocanýn hanýmýyla yatmasý.

Mehir emredilmeden ve duhul olmadan önce erkek karýsýný boþayacak olursa, mehir gerekmez. Bu durumdaki kadýna muvaffize denir. Çün­kü kendisinden istifade etmeyi kocasýna býrakmýþtýr ki, bunun karþýlýðýn­da koca ta'yin edilen mehri yüklenmiþ olur.

Kur'an öðretmek, hadis dersi vermek veya herhangi bir meslek öðret­mek gibi belli bir menfaat üzere evlenmek de caizdir.

Duhuldan önce boþama olursa, mehrin yarýsý sakýt olur.

Nitekim Yüce Allah þöyle buyurmaktadýr:

"Eðer siz onlarý kendilerine temas etmeden önce boþar, (fakat daha evvelden) onlara bir mehir tayin etmiþ bulunursanýz, o halde tayin ettiði­niz (mehr)'in yarýsý onlarýndýr." (Bakaýa: 2/237)

Boþama, ister kocanýn boþamayý kadýna tanýmasýyla olsun, ister onun bir davranýþýyla ta'lik etme sonucu ve ister bâin veya ric'i talak ile olsun farketmez. Duhulden (cinsi temastan) önce ric'i talakýn þekli, meninin girmesinden sonra olmasýdýr.

Kadýn sebebiyle deðil de erkeðin sebep olduðu ayrýlmalar da talak gi­bidir.

Mesela, erkek Ýslam'a girer ve katýnda Kitabiyye deðilse, erkek irtidad eder veya ilan yaparsa, yahut kadýnýn annesi ona süt vermiþ veya onun annesi kadýna süt emzirmiþse, bu durumda duhulden (zifaftan) önce ayrýl­ma vaki' olmuþsa, kadýna mehrin yarýsý verilir. Ama ayrýlma kadýn sebe­biyle olmuþsa, mesela, erkek kafir iken Ýslam'a girmiþse, yahut kadýn irti­dad etmiþse, yahut ta kadýnýn veya erkeðin kusurundan dolayý olmuþsa mehrin tamamý sakýt olur. Ama bütün bu durumlar duhulden sonra olmuþ­sa, velev ki bir defa olsun mehrin tamamý gerekir.

Haram bir yaklaþma bile olsa; mesela dübüründen ona yanaþmýþ yahut hayýzlý veya ihramlý olduðu zaman ona yaklaþmýþ olsa bile mehrin tama­mýný öder. Duhulden önce birinin ölümüyle de mehrin tamamý gerekir. [4]


 


 
--------------------------------------------------------------------------------
 
[1] Müslim, 1425.

[2] Ýmam Ahmed, 4/82.

[3] Ebu Davud, 2117.

[4] Kadý Ebu Þuca’, Ðayet’ül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 446-448.



radyobeyan