Hapisten Kurtaran Namaz By: hafiza aise Date: 27 Ekim 2011, 16:02:36
Hapisten Kurtaran Namaz
Eylül 2008 36.SAYI
Gül bahçelerinin güzelliði ve mücevherleriyle ünlü Horasan þehrinin adil bir valisi vardýr. Vali halkýna hizmet etmeyi kendine büyük bir nimet bilmektedir. Ancak bu güzel diyarda son günlerde hýrsýzlýk olaylarý sýkça görülür. Vali bu konuda titiz davranarak askerlerini çoðunu bu olay için görevlendirir. Askerler kýsa sürede hýrsýzlarý yakalar. Yalnýz hýrsýzlardan biri bir yolunu bulup kaçar. Horasanýn dört bir tarafýný aramalarýna raðmen bir türlü bulunamaz.
Arama çalýþmalarýnýn hýzla sürdüðü dönemde bir demircinin yolu Horasan diyarýna düþer. Alýþveriþini ve bütün ihtiyaçlarýný giderdikten sonra demirci evine dönmek için yola koyulur. Kaçan hýrsýzý bulmak için geceleri harýl harýl çalýþan askerler demirciyi görürler. Onu kaçan hýrsýz zannederek yakalarlar. Diðer hýrsýzlarla birlikte valinin huzuruna çýkarýrlar. Vali demircinin bir an önce hapsedilmesini ve cezasýnýn verilmesini söyler.
Demirci baþýna gelen bu durumdan dolayý çok üzülür. Ama hiç kimseyi de hýrsýz olmadýðýna inandýramaz. Ne askerler ne de vali onun sözlerine kýymet verir. Biçare demirci hapishanede abdest alýp namazla Rabbine yönelir. Gece boyu namaz kýlýp dua eder. Allah’tan (c.c) namaz ile yardým diler. Her Namazýnýn ardýndan; “Ya Rabbi! Günahým olmadýðýný, ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan, ancak sen kurtarýrsýn” diye gözyaþlarý içinde yakarýr.
Horasan’ýn adil valisi o gece bir rüya görür. Dört kuvvetli kimse gelip, tahtýný tersine çevirecekleri vakit uyanýr. Vali rüyasýndan tedirgin olur. “Yanlýþ bir iþ mi yaptým?” diye kara kara düþünür. O da kalkar güzel bir abdest alarak iki rekât namaz kýlar. Namaz ile Allah’tan yardým diler. Daha sonra tekrar uyur. Yine rüyasýnda dört adamýn gelerek tahtýný yýkmak üzere olduðunu görür. Vali gece boyu uykusuz kalýr. Bunca halkýn kendisine emanet olduðunu düþünerek “Kusurum mu var?” diye gönlüne bir tasa düþer. Bir mazlumun ahýný almaktan Allah’a sýðýnýr. Yüreði Allah korkusundan titrediði bir anda bir þairin mýsralarý gelir aklýna. Hece hece dökülür kalbinden diline;
Binlerce top ve tüfek, yapamaz asla,
Gözyaþýnýn seher vakti yaptýðýný.
Düþman kaçýran süngüleri, çok defa,
Toz gibi yapar, bir müminin duasý.
Vali sabah olur olmaz hapishane muhafýzýný çaðýrýr. Hapishanede bir mazlum kalmýþ mý, diye araþtýrýlmasýný ister. Muhafýz bunu bilemeyeceðini yalnýz yeni hapse giren birinin durmadan namaz kýlýp dua ettiðini söyler. “Öyle dua ediyor ki gözyaþlarý oluk oluk dökülüyor” der.
Vali o mahkumun hemen yanýna getirilmesini ister. Karþýsýnda demirciyi görünce halini hatýrýný sorar. Bir müddet sohbet ederler. Vali böylece demircinin durumunu anlar. Yanlýþ bir karar vermekten dolayý da ondan özür diler. Ayrýca ona bin gümüþ hediye verir ve þöyle der: “Herhangi bir arzun olunca bana gel!” Demirci ise “Hakkýmý helâl ettim ve hediyeni kabul ettim. Fakat iþimi, dileðimi senden istemeðe gelemem” der. Vali “Niçin?” deyince! Demirci
“Benim gibi bir fakir için, senin gibi bir sultanýn tahtýný birkaç defa tersine çeviren sahibimi býrakýp da, ihtiyacýmý baþkasýna götürmem kulluða yakýþýr mý? Namazlardan sonra ettiðim dualarla, beni sýkýntýdan kurtaran Rabbimi býrakýp da baþkasýna el acar mýyým hiç? Benim Rabbim nihayeti olmayan rahmet hazinesinin kapýsýný açmýþ, sonsuz ikram sofrasýný herkes için kurmuþtur. Kim ondan bir þey istedi de, vermedi? Ýstemesini bilmezsen alamazsýn. Huzuruna edeb ile varmazsan rahmetine kavuþamazsýn” der…