Hat'la Gelen Huzur By: hafiza aise Date: 24 Ekim 2011, 15:19:52
Hat'la Gelen Huzur
Kasým 2008 38.SAYI
Emekli gazeteci Mehmet Yörükoðlu yapraklara nakþettiði Esma-ül Hüsna ile evladýnýn hastalýðýna sabrederken, Fransýz ressam Hakikat Feller eserlerine taþýdýðý hüsnühat ile Allah’a giden yolda huzurla ilerliyor.
Bedenî ve aklî huzuru yakalayan insan için ruhî huzura ulaþmak daha önemlidir. Hayatýn engebeli yollarýnda iniþler ve çýkýþlar yaþayan insan, ince bir çizgi olan hayatta kalbî huzuru yakalama mücadelesi de verir. Ahiret hayatýna geçiþin bir duraðý olan bu dünyada zorluklarla baþa çýkmanýn yollarýný arar. Kimi bir dosta açar derdini, kimi profesyonel yardým alýr, kimi de ruhanî bir yolda ilerleyerek huzura ulaþmaya çalýþýr. Kimisi de bir üstadýn öðrencisi olur. Alýr eline kamýþ kalemi, daldýrýr mürekkebe, Allah’ýn ayetlerini kaðýda yazar. Kalemin ucundan dökülen her harf ruhun derinliklerinde ince bir yol bulur ve insan huzur yolcuðuna çýkar.
“Ýnce, uzun doðru yol” ve “birçok noktalarýn birbirine birleþerek sýralanmasýyla oluþan çizgi” anlamýna gelen hat, kendisiyle hemhal olan insana ruh dünyasýnýn kapýlarýný da açar. Allah’ýn her sözünü hassasiyetle ve sabýrla yazan ellerin sahibi ayný zamanda gönül ellerini de semaya açar farkýnda olmadan. Göze, gönle ve ruha hitap eden hat sanatýyla yýllardýr hemhal olan Mehmet Yörükoðlu ve Hakikat Feller, bir insanýn bu sanatla yakaladýðý huzura örnek teþkil eden isimlerden yalnýzca ikisi. Biri emekli gazeteci, diðeri 17 yýl önce Ýslam dinini seçen Fransýz bir ressam. Ýkisi de yýllardýr hat yolculuðuna devam ediyor.
Yapraklara nakþettiði Esma-ül Hüsna acýlarýna þifa oluyor
Hayatý boyunca aðýr imtihanlar geçiren, birçok sýkýntýyla mücadele etmeyi baþaran “hat” yolcularýndan Mehmet Yörükoðlu’nun en büyük ve dayanýlmasý zor imtihaný 13 yýl önce baþlar. 21 yaþýndaki oðlunun 13 yýldýr süren amansýz hastalýðý karþýsýnda bir babanýn yaþayabileceði en büyük acýyý yaþayan sanatçý, bir yandan evladýnýn saðlýðý için mücadele verirken, diðer yandan kalbinin her odasýný yakýp kavuran yangýný hat sanatýnýn huzuru ile söndürmeye çalýþýyor.
Ýlk hat’tý 11 yaþýnda yazdý
Hat yolculuðuna 11 yaþýnda çýkan Yörükoðlu, Urgancýzade Muharrem Efendi’nin talebesi olur. Küçük yaþta Allah’ýn sözlerini kaðýda akýtmaya baþlayan sanatçý, oturduðu mahallenin Akmescid Camisi’nin iç hatlarýný yazdýðýnda daha 13 yaþýndadýr. Hayatýn akýþý kendisini baþarýlý bir gazeteci ve sonrasýnda iyi bir ticaret insaný yapar. Gazeteciliði ve ticari hayatýný sürdürürken, kamýþ kalemini de elinden düþürmez. Ruhu her sýkýldýðýnda yazdýðý her harfle huzur bulur.
Maddi manevi yaþadýðý her sýkýntýya Allah’a tam teslimiyetiyle sabreden Yörükoðlu’nun kalbi 20 yýl önce yorgun düþer. Doktor kontrolünde geçen hastane günleri sonunda kendisine bir ay ömür biçilir ve ev istirahatý verilir. “Allah’ýn verdiði ömrün süresini yalnýz o bilir” tevekkülü ile tedavisine devam eder. Hasta yataðýnda Hastalar Risalesi'ni okurken pencereden yere düþen yapraklarý fark eder ve Allah'ý zikreden yapraklar üzerine Esma-ül Hüsna’yý yazmaya karar verir. Saðlýðýna kavuþtuktan sonra, kitaplar arasýnda kuruttuðu yapraklarý alýr ve üzerlerine hat sanatýný nakþeder. Bu sanatta bir ilke imza atarak aðaçlarýn kuruyan yapraklarýna Allah lafzýný ve Esma-ül Hüsna'yý yazan sanatçý, bu alanda tek isim olur. Eserlerini “Yaþayan Yapraklar Hat Sergisi” adý altýnda toplam beþ sergiyle sanatseverlere sunan sanatçý, “Yapraklarýn çürümesine gönlüm razý olmadýðý gibi ruhumun çürümesine de izin veremezdim” diyerek oðlunun hastalýðýyla kavrulan gönlün hat sanatýyla dindiðini belirtiyor.
“Ýsyan etmeye utandým”
Müminlerin imtihan sahasý olan bu dünyada iman ehliyetini almak için gayret gösterdiðini belirten Yörükoðlu, þunlarý söylüyor; “Aslýnda oldukça sinirli ve heyecanlý bir yapýya sahiptim ancak hat sanatý beni eðdi, büktü ve ateþte eriterek þekle soktu. Baþýma gelen her olayý imtihan olarak deðerlendirdim ve isyan etmeye utandým. Ýsyan, saðlam imandan uzak olan insanlarýn iþidir. Mümine göre deðildir. Baki olan hayat ahirettir. Bu dünya otobüs duraðýdýr. Kiminin otobüsü erken, kiminin geç gelir. Üç günlük dünya için Yaradan’a yanlýþ konuþmaya utandým. Oðlum dokuz yaþýndayken kanserin bir çeþidi olan hoþkin lenfomaya yakalandý. 13 yýldýr yaþamasý için mücadele ediyoruz. Maddi manevi çok zor bir hastalýk. Bir baba için en aðýr imtihanlardan birini yaþýyorum ancak Allah’a hiç þikayet etmedim. Mücadelemde asi olmadým, olamam da; Allah’tan utanýrým. Allah bana hat sanatýyla sabrý öðretiyor. Esma-ül Hüsna’yý yapraklar üzerine her yazýþýmda bütün acýlarýmý geride býrakýyorum. Rabbim’in ismini yapraða yazarken onu zikrediyorum, ona daha yakýn oluyorum, onunla konuþuyorum.”
Catherine Feller Hakikat oldu
Hat yolcularýndan Hakikat Feller’in hikayesi 17 yýl önce Ýslam diniyle tanýþmasýyla baþlar. Paris doðumlu olan Catherine Feller, Avusturyalý bir baba ile Fransýz bir annenin kýzý olarak 1949 yýlýnda dünyaya gelir. Babasý Yahudi, annesi Hýrisitiyan olan Feller, yedi yaþýnda bir Hýristiyan okuluna yatýlý verilir. 11 yaþýnda bu okuldan mezun olan Feller’in annesi ve babasý o 13 yaþýndayken boþanýr ve Feller annesiyle yaþamaya devam eder. Resim ve kaligrafi sanatý üzerine eðitim alýr. Restorasyon çalýþmalarý yapar. 18 yaþýna geldiðinde Ýslam dinine ilk adýmlarýný atmaya baþlar.
Feller son derece yabancýsý olduðu Ýslam dini hakkýndaki ilk izlenimlerini 18 yaþýnda tanýþtýðý Afgan Nakþî Þeyhi Ömer Ali Þah’tan edinir. Ýslam dinini araþtýrmaya baþlar ve baþta Kur’an-ý Kerim olmak üzere birçok kitap okur. 27 yaþýndayken Müslüman olur ve “Hakikat” adýný alýr. Sanatçý, 1983 yýlýnda Mevlana Türbesi’nin iç süslemesini yaparken Mustafa Baytar ile tanýþýr ve hat sanatýyla ilgilenmeye baþlar. Kaligrafi ve hat sanatýný birleþtiren sanatçý, ülkesinde Müslüman bir Fransýz olarak yaþamaya devam eder. 11 Eylül sonrasý baþta Amerika olmak üzere tüm dünyaya yayýlan Ýslam karþýtlýðý yurt dýþýndaki müslümanlarý hayli zor durumda býrakmýþtýr. Feller de bu zorluktan payýný alanlar arasýndadýr. Müslümanlarla olan yakýn diyaloðu nedeniyle Paris’teki sanat çevresinden dýþlanan sanatçý kendi ülkesinde iþini yapamaz hâle gelir ve 2007 yýlýnda ülkesinden ayrýlýp Sapanca’ya taþýnýr. Burada icra ettiði hüsnühat esaslý tablolarý ve samimi kalbiyle herkesin sevgisini kazanýr.
“Hat bana güç veriyor”
Hat sanatýnýn insan ruhuna hitap ettiðini ve art arda kapýlar açtýðýný ifade eden sanatçý, bir arayýþ sonucunda Allah’a giden yolu bulduðunu söylüyor. Hat sanatýnýn insaný kendi iç dünyasýna ve Allah’a götürdüðünü belirten Feller, “Kainat kendi baþýna bir sanat eseridir. Allah’ýn bize sunduðu eserleri görebildiðim için þükrediyorum. Ben de bu sanat pazarýndan payýma düþeni alýyorum” diyor. Hat’týn kendisi için aydýnlýk bir yol olduðunu söyleyen sanatçý þöyle devam ediyor; “Bu yolun sonunda Allah’ý bulmak var. Hat yazarken Allah dýþýnda her þeyi, her düþünceyi unutuyorum. Hayatta birçok sýkýntý ve üzüntü var, olmaya da devam edecek. Önemli olan bunlar karþýsýnda saðlam ve düþmeden durabilmek. Allah’ýn varlýðý ve hat sanatý bana güç veriyor. Sýkýntýlar karþýsýnda üzülmüyorum ve endiþelenmiyorum. Çünkü Allah beni seviyor bunu biliyorum. O bakýmdan endiþelenmeye gerek yok.”
Huri YAZICI