Mendel Evrimi Zora Sokuyor By: ehlidunya Date: 23 Ekim 2011, 16:36:44
Mendel Evrimi Zora Sokuyor
Darwin'in teorisini oluþturduðu zamanlarda, Avusturyalý bir rahip olan Gregor Mendel özelliklerin anne-babadan yavrulara nasýl geçtiði üzerine deneyler yapmaktaydý. Mendel, türe ait özelliklerin, daha sonra yeniden görünmek üzere sadece bir nesilde kaybolabileceðini keþfetmiþtir. Meselâ, buruþuk bezelyeler veren bezelye bitkisini, yuvarlak bezelyeler veren ile çaprazladýðý zaman, ilk nesildeki bütün bezelyeler yuvarlak olmaktaydý. Peki, buruþukluk özelliði kaybolmuþ muydu? Hayýr. Bir sonraki bezelye neslinde bu özellik yeniden ortaya çýkmýþtý.
Mendel, kalýtýmýn, anne-babadan yavrulara geçen (daha sonra genler olarak adlandýrýlan) "faktörlerin" veya "parçacýklarýn" kullanýlmasýyla düzenlendiði neticesini çýkarmýþtýr. Bir özellik geçici olarak ortadan kaybolup görünmeyebilir; ancak bu özelliðe vesile olan genler, organizma içerisinde varlýklarýný devam ettirirler ve belki de yeni nesillere geçerler. Meselâ, herhangi bir bitki veya hayvaný ýslah için yapýlan çalýþmada, bazý karakterlerin görünmesine veya görünmemesine sebep olunduðu zaman, bu ne bir gerçek kazancý, ne de gerçek bir kaybý gösterir. Bu, sadece dominant genler (baskýn olduðu için sebep olduðu özelliði gösterir) ile resesif genler (çekinik veya zayýf olduðu için hususiyetini gösteremez ve gizli kalýr) arasýndaki karþýlýklý münasebeti gösterir. Kaybedilmiþ gibi görünen bir özellik, hâlâ vardýr ve ileride tekrar ortaya çýkabilir. Diðer taraftan, hiçbir yerde görünmeyen bir özellik ortaya çýktýðýnda, bu özellik tamamen yeni bir þey olamayabilir, belki sadece her zaman var olan çekinik genlerin basit bir açýlýmýdýr. Islahçýlar yeni bir süs köpeði veya daha etli bir sýðýr üretimine vesile olduklarýnda, aslýnda sadece önceden var olan çekinik genlerin açýlýmýný saðlamak için genleri karmaktadýrlar.
Farklý bezelye çeþitlerini çaprazlama ve neticeleri analiz etmeyle, Mendel kalýtýma ait yaratýlýþa ait önemli prensipler keþfetmiþtir:
- Bir türe ait karakterlerin, gelecek nesillerine aktarýmý (kalýtýmý) o gün için henüz adý konulmamýþ olan genler tarafýndan belirlenmektedir ki, bu genler harmanlama yapýlabilecek bir sývý gibi olmayýp, Sonsuz Bir Ýlim ve Kudret'le kendilerine verilen kimliklerini koruyan, harfler mesabesindeki kompleks organik moleküllerden (nükleotidler) inþa edilmiþ kelimeler gibidir.
- Her bir özellik için bir çift gen vardýr. Bu genler birbirine benzeyebilir veya farklý olabilir. Bu genlerle bir canlýnýn hayatýna ait temel faaliyetlerin þifreleri yazýlýr.
- Belirli bir özelliðin sebepler açýsýndan kontrolü için birer perde yazýlmýþ genler farklý olduklarý zaman, yavrularda genlerden birinin özellikleri gözlemlenirken (baskýn olanýn), diðerinin (çekinik olanýn) özelliði gizlenir.
- Üreme hücrelerinde (yumurtalar ve spermlerde) her gen çiftinden sadece bir tane gen bulunur. Döllenme sýrasýnda bunlar bize göre rastgele gibi (kaderin sýrlý hikmetleriyle) birleþirler ve böylece yavru döllerde, tahmin edilebilen nispetlerde özellikler meydana çýkar.
- Belirli bir özelliðin kontrolünde sebep olarak görülen genler, üreme hücreleri olgunlaþýrken birbirinden ayrýlýr; her bir üreme hücresi gen çiftlerinden sadece bir tane geni taþýyabilir.
- Vücut hücrelerinin her birinde çiftler hâlinde bulunan bu genlerin her biri, üreme hücrelerinde birbirlerinden baðýmsýz olarak ayrýlmaktadýr.
Mendel'in prensipleri o zamandan bu zamana geniþletilmiþ ve arýtýlmýþ olmasýna raðmen, bugün bile temelde ayný þekilde söylenmektedir. Darwin için en büyük þanssýzlýk, Mendel'in çalýþmalarýný yaþadýðý zaman içerisinde öðrenememiþ olmasýdýr. Gülmeye deðecek kadar enteresan olan husus ise Mendel'in, kendi kalýtým teorisinin ana hatlarýný belirlediði can alýcý sayfalarýnýn bir kopyasý Darwin'in kütüphanesinde bulunmaktaydý. Ancak, Darwin, Mendel'in bu önemli kâðýtlarda bahsettiði bilgileri hiç okumamýþtýr: Darwin'in ölümünden sonra sayfalarýn incelenmesi göstermiþtir ki, sayfalar birbirine baðlý ve kesilmemiþ olarak durmaktadýr. Eskiden kitaplar basýldýktan sonra sadece katlanýp, dikildiðinden sayfalarýn arasý teker teker kesmeden açýlmazdý. Buradan da kitaplarýn hiç açýlmadýðý anlaþýlmaktadýr. "Darwin, bu bilgileri okusaydý harmanlayýcý kalýtým fikrinden vazgeçer miydi?" sorusu ise bugün için bir spekülasyondur.
Darwin'in, canlý bünyelerin geniþ ölçekli deðiþme geçirdiðine dair teori geliþtirmesine karþýlýk, Mendel, yaþayan þeylerin önemli ölçüde kararlý, deðiþmez olduðunu göstermekteydi. Muhtemelen, Darwin'in dikkatleri deðiþme üzerine çekmesinden dolayý, Mendel'in teorisi yirminci yüzyýlýn ilk on yýllarýna kadar ciddi olarak ele alýnmamýþtýr. Mendel'in teorisinde genler ferdî parçacýklar gibi davranmaktadýr ve önemli bir deðiþme olmadan gelecek nesillere aynen aktarýlabilmektedir. Mendel'in çalýþmalarý yirminci yüzyýlýn baþlarýnda yeniden keþfedildiði zaman, Darwinciler tarafýndan büyük bir heyecanla karþýlanmýþ ve hemen tabiî seleksiyonla uygun gösterme adýna teviller yapýlmaya baþlanmýþtýr. Darwinizm'deki bu deðiþikliðe Neo-Darvinizm denilmiþtir. Mendel'in genetik bilimine kazandýrdýðý bu yeni anlayýþ, bazý hususiyetler açýsýndan bir bakýma Darwinizm'e canlýlýk kazandýrýyor gibi görülmüþtür. Meselâ, Mendel'in yeni keþfettiði prensiplerin bazýsýna dayanarak, avantajlý tek bir yeni özelliðin, nasýl hayatta kalabildiði ve populasyonda nasýl baskýn olduðu açýklanabilir.
Ancak, Mendel genetiðinin, Darwin teorisi için çok kötü bir tarafý vardýr. Mendel'in keþfettiði prensipler her þeyden önce, bir özelliðin bir populasyon içerisinde devamlý olarak var olmasý ve yerleþmesi için gerekli stabiliteyi (kararlýlýk devamlýlýk) saðlar. Hâlbuki evrimin iddia ettiði deðiþiklikler, tek hücreli bir organizmadan hayalî bir kompleks hayat aðacýnýn bütününü üretebilecek kadar çok geniþ hacimli ise, populasyondaki stabilite Darwinizm'in aleyhinedir. Genlerdeki bu güçlü kararlýlýk ve devamlýlýk, kalýtým faktörlerinde meydana gelecek deðiþiklik ile Darwin teorisinin gerektirdiði gibi yeterli ölçüde gerçekten yeni bir özellik üretilmesine engeldir.
Darwin, evrim için gerekli büyük deðiþmelerin olduðunu düþündüðü ve kendi tabiri ile "modifikasyonla türeme, bir soydan gelme" þeklindeki isimlendirmesiyle bütün organizmalarýn geçmiþinin bir veya birkaç ortak ataya dayandýðýný kastetmekteydi. Ona göre, bütün organizmalar büyük bir hayat aðacýnda kendi yerlerini alýrlar ve çok uzun zaman verildiðinde, direkt olarak gözlemlenebilenin çok ötesinde, büyük miktarda evrim deðiþmelerinin olmasý mümkündür.
Mendel'in kalýtýmý ise, aksine, daha çok sýnýrlarý olan bir biyolojik deðiþmeyi teklif etmekteydi. Mendel'in kalýtýmý, ýslahçýlarýn, var olan genleri birbirine kararak, daha tatlý mýsýr veya daha þiþman sýðýr üretmelerini açýklamaktadýr. Ayný zamanda, genlerin kararlý ve deðiþmezliðinden (stabilitesinden) dolayý, ýslahçýlarýn neden bir mýsýrý bir baþka bitki türüne veya bir sýðýrý bir baþka hayvan cinsine dönüþtüremediklerini de açýklamaktadýr. Islahçýlarýn baþardýklarý þey, bir tür içerisinde zenginleþme ve sýnýrlý bazý özellikler bakýmýndan farklýlaþtýrmadýr. Evrimcilerin büyük ümitlerle bekledikleri deðiþiklikleri makroevrim olarak isimlendirip, sanki yaþanmýþ ve pek çok delil varmýþ gibi sanal bir dünya oluþturmalarýna karþýlýk söylendiði gibi bir makroevrim hayat tarihi boyunca hiç görülmemiþtir. Bir solungacýn akciðere, bir yüzgecin kola ve kanada dönüþmesi gibi bir makroevrim hâlâ hayaldir. Buna karþýlýk canlýlarda her daim Sonsuz Bir Ýlim ve Kudret'le, hikmetli bir þekilde iþletilen bir mikrodeðiþim (mikroevrim tabirini ideolojik evrim tarafýndan kirletildiði için bilerek kullanmýyoruz) açýkça müþahede edilmektedir. Mendel'in kalýtýma ait prensipleri bu sýnýrlý olarak görülen mikrodeðiþimin iþleyiþini izah eder.
Ýdeolojik bir kýlýða bürünen ve ateizme hizmet eden Darwinizm'in ise organizmalarýn fizikî ve davranýþlarýna ait karakterlerinde büyük çapta bir deðiþmeye, biyolojik kompleksliliði artýrmaya sebep olacak yeni bilgilere ve yeni tipte özel organlara sahip organizmalarýn menþeine ait delillere ihtiyacý vardýr. Diðer bir tabirle Darwinizm, büyük çapta deðiþme olarak bilinen makroevrimi gerektirir. Mikrodeðiþim ise gözlenmektedir ve bilim adamlarý mikrodeðiþimi tartýþmasýz kabul ederler. Tartýþma konusu olan makroevrimdir.
Darwin teorisi, yeterli uzun zaman dilimleri sonucunda mikrodeðiþimin birikerek makroevrim olacaðýný iddia eder. Hâlbuki ne Mendel genetiði, ne çaðdaþ moleküler genetik, ne de geliþim biyolojisi üzerinde yapýlan yeni çalýþmalar, Neo-Darvinizm'in genetik deðiþimin bilinen kaynaklarýnýn makroevrime imkân saðladýðýna dair görüþleri desteklememektedir.
Genetik çeþitlilik
Mendel'in bezelyeler ile yaptýðý orijinal deneylerde, bir genin iki formu da (aleller) deneylerde mevcuttu; fakat bir özellik için sadece bir tanesi açýlýp görünür oluyordu. Ancak, bütün özellikler, böyle sadece tek bir genle alâkalý deðildir. Bazýlarý birden çok genle ilgilidir. Meselâ, insan derisinin renginin belirlenmesinde birçok gen vazifelidir; birtakým koyu renk genleri ve açýk renk genleri birlikte uyum hâlinde çalýþarak, bu özelliðin ortaya çýkmasýna vesile olurlar. Böylece, her biri tam takým açýk ve koyu renk geni taþýyan iki melez fert, prensip olarak, mümkün olan bütün deri renklerine sahip yavrular üretebilir. Hz. Âdem ile Hz. Havva'nýn da deri renkleri gibi birçok özelliklerinin bu þekilde ýrklara geçtiði düþünülebilir. Böyle bir daðýlýmda, açýk ve koyu renklilerin en uçtaki örnekleri nadir görülür. Populasyonun çoðunluðu bu uç noktalarýnýn ortasýndaki renklere sahiptir. Bu deri renklerinin "harmanlanmasý, Darwin'in yanlýþ olan harmanlayýcý kalýtým fikrinden farklýdýr. Deri renklerinin ortaya çýkmasýna vesile olan genler harmanlanmakla kendi hususi yapýlarýný kaybetmemekte; özellikleri devam etmekte, ancak yeni bir terkip kombinasyonuyla farklý bir görünüm sergilemektedir. Aslî yapýlarý deðiþmediðinden, ileride gelecek bir nesilde tekrar yeni kombinasyonlar yapabilirler.
Deri rengi geninin bütün zenginliklerine sahip bir popülasyon, koyu rengin daha avantajlý olduðu bir coðrafik bölgeye taþýnýrsa, daha koyu renkli olan fertlerin hayatta kalma ihtimalleri yükselecektir. Böylece, en koyu renkleri üreten gen kombinasyonlarý, o coðrafik alanda yerleþecektir. Burada bir türden diðer bir türe bir deðiþme yoktur. Tek deðiþme, belirli gen kombinasyonlarýnýn populasyon içerisindeki hâkimiyetindedir.
Uyum potansiyeli ve genler
Ýngiliz serçeleri ilk defa 1850'de Kuzey Amerika'ya getirilmiþse de, önceleri serçeler Amerika'da yerleþememiþler, çok sonralarý, sýnýrlý birkaç noktada tutunabilmiþlerdir. Bu yerlerde de serçelerin sayýlarý uzun yýllar boyunca oldukça az olarak devam etmiþtir. En sonunda, yeni mekânlarýna uyum göstermiþ olan kuþlarýn nüfuslarý, kontrolden çýkmýþ gibi bir büyüme sürecine girmiþtir. Bunun sebebinin, bölgede yaygýn olarak kullanýlan atlarýn dýþkýlarý ve beslendikleri otlarýn, kuþlarýn beslenecekleri böcekler için besin kaynaðý olduðu düþünülmektedir. Bugün artýk Ýngiliz serçeleri Amerika kýtasý boyunca çoðu yerde yaþamaktadýr.
Amerika'daki çok sayýda yerden serçe örneði alýndýðýnda görünür ki, soðuk iklimi olan yerlerdeki serçeler sýcak yerdekilere göre ortalama olarak daha büyüktür ve daha küçük uzuvlara sahiptir. Böylece, ideal serçe vücut tipi coðrafik bölgeye göre deðiþim göstermektedir. Büyüklükteki ve uzuvlardaki farklýlýðýn varlýðý, farklý enlemlerde yaþayan farklý kuþ türleri için uzun süreden beri bilinmektedir. Ancak, bu serçelerdeki farklýlýklar tek bir tür içerisindedir. Yeni bir tür geliþmemiþtir.
Ýngiliz serçelerinin, Amerika içerisindeki farklý coðrafik bölgelere uyum göstermelerinin genetik sebebi belirli genlerin kendi açýlýmlarýnda saklý olabilir. Nakledilen ilk kuþlar (kurucu fertler) büyük ihtimal ile günümüzde görünen bütün vücut tipleri ve büyüklükleri için gerekli olan genlerin hepsini taþýyorlardý. Ancak, kurucularýn sahip olduðu genlerde, bugün Amerika'da gözlemlenen formlara ait özel gen kombinasyonlarýna ait açýlýmlar henüz geliþtirilmemiþti. Bu yüzden ilk önceleri sadece küçük gruplar hâlinde kalmýþlardýr.
Neticede bu kombinasyonlar oluþtuðu zaman, kendilerine sahip olan fertlere avantaj saðlar böylece, bu fertler o bölgenin çevre þartlarý tarafýndan seçilmiþ gibi görülür. Ancak, avantaj saðlayan þey, zaten yaratýlýþlarýnda var olan genlerin yeni bir kombinasyonudur, yeni genlerin ortaya çýkmasý deðildir. En önemlisi, çevre þartlarýnýn da genlerin de aklý ve þuuru olmadýðýndan, bu avantajlar ve uyum kolaylýðý serçe neslinin devamý için Kudreti ve Ýlmi Sonsuz bir Yaratýcý'nýn takdiriyle olmuþtur. Populasyon içerisindeki genetik çeþitlilik Ýradî Seleksiyon ile bir popülasyona avantaj vermiþtir. Meselâ, insan gen havuzundaki, geniþ çaplý antikor çeþitliliði, hastalýk yapýcý bakterilerin insan topluluklarýnda tamamen yerleþmesine engel olmaktadýr.
Türlerin içerisinde gördüðümüz farklýlýklarýn çoðunun, Neo-Darwinizm'in iddia ettiði gibi, genlerdeki küçük çaplý deðiþmelerle bir alâkasý yoktur. Genlerin kendileri deðiþmemektedir. Deðiþen þey, zaten var olan genlerin kendilerini yeni kombinasyonlar ile ifade etmeleridir. Hem ifade edilen (açýlýmý olan) hem de edilmeyen genlerin kombinasyonlarý biyolojik popülasyonlara bir uyum potansiyeli saðlamaktadýr. Oldukça küçük bir kurucu popülasyonunun içerisinde bile, baþlangýçta göründüðünden çok daha fazla sayýda polimorfizm (potansiyel çok çeþitlilik) vardýr.
Alaska'daki bir Eskimo ile Nil bölgesinden bir Afrikalý ayný türe mensupturlar. Ancak, birbirine zýt olan vücut þekilleri dikkat çekicidir. Afrikalýnýn sýcak bir iklimde, fazla vücut ýsýsýný etrafa daðýtmada avantaj saðlayan uzun kol ve bacaklarý, kuzey kutbunda, aþýrý soðumaya ve Eskimolarýn kýsa uzuvlarýndan daha çok donmaya yatkýnlýða sebep olacaðýndan bir dezavantaj olacaktýr. Ýradî seleksiyon, Allah'ýn, ayný türleri geniþ bir iklim yelpazesine uyum göstermesi için, farklý vücut tipleri ile yaratmasýdýr. Ancak bu, yeni genlerin ortaya çýkmasýyla, bir türün baþka bir türe dönüþümü ile karýþtýrýlmamalýdýr. Bu durumda türün aslî özelliklerini kontrol eden genler deðiþmemekte, sadece uyumda faydasý olacak genlerdeki gizli potansiyel kabiliyetler ortaya çýkmaktadýr.
Herhangi bir canlý populasyonu, yeni bir ortama açýlamazsa veya deðiþen þartlara adapte olamazsa, o popülasyonun küçük olarak kalmasý ve belki de neslinin tükenmesi muhtemeldir. Küçük popülasyon büyüklüðü her tür için bir tehlikedir. Bir organizma çiftleþtiði zaman, yavrusuna bir sperm veya yumurta ile katkýda bulunmaktadýr. Üreme hücreleri, organizmalarýn genlerinin sadece yarýsýný taþýrlar. Böylece, çiftleþme olduðu zaman, çiftler kendi gen takýmlarýnýn sadece yarýsýný yavruya verirler (cinsiyet ile alâkalý aleller hâriç). Yüksek sayýda yavruya sahip olmak ile organizmalar, genlerinin çoðunun çiftleþme sonucunda ifade edilmesini temin etmiþ olurlar (total genetik donanýmlarýnýn sadece yarýsý her bir yavruya geçmesine raðmen, geçen yarý her seferinde farklýdýr).
Daha fazla sayýda yavru, daha fazla sayýda gen kombinasyonu, gen havuzunun daha büyük bir nispette korunmasý demektir. Düþük üreme nispeti, genetik bilginin kaybolma ihtimalini artýrýr. Böyle bir bilgi kaybý populasyondaki çeþitliliði düþürür. Eðer bu devam ederse, türlerin deðiþen ortamlara uyum kabiliyeti kaybolur ve türler kendiliðinden yok olabilirler.
Yoðun ýslahçýlýk ve yetiþtiricilik ilginç ve faydalý çeþitlilikler üretebilir. Ancak, bunun önemli bir dezavantajý nesillerin adaptasyona açýk olan gen havuzlarýnýn küçültme meyli göstermesidir. Bu durum ise türlerin hastalýklara ve çevre deðiþikliklerine olan hassasiyetlerini artýrýr. Belli bir özelliði dikkate alan yetiþtiricilik ve ýslah çalýþmalarý ayný zamanda ýrk içi çiftleþtirme yolu ile hatalý kusurlu özellikleri yoðunlaþtýrma eðilimindedir. Türün tipik morfolojisinin farklýlaþmasýnýn ötesinde, geliþim bozukluklarý, stres ve üreme kabiliyetinde azalmalar görülmektedir.
Netice olarak, iradî seleksiyon, bir türün yeni ve deðiþen þartlara uyum saðlamasýna yarayan gen kombinasyonlarýný destekleyerek bir türün zenginleþmesine yardýmcý olur. Mevcut olan genlerin kombinasyonu ile sýnýrlandýrýldýðýnda, iradî seleksiyon, türleri deðiþtirmekten çok, koruyan bir güçtür. Ancak bir soru bu noktada ortaya çýkar: tabiî seleksiyon sadece var olan genleri mi korur; yoksa, (yeni türlerin ortaya çýkmasý için gerekli olan yeni bilgileri saðlayacak) yeni genlerin yaratýlmasýna da yardým eder mi? Bu sorunun cevabýný gelecek sayýda, genlerin fizikî yapýlarýný incelediðimizde göreceðiz.
sýzýntý
radyobeyan