> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Zadul Mead > Yolculukta namazı kısaltması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yolculukta namazı kısaltması  (Okunma Sayısı 1821 defa)
05 Ağustos 2011, 13:13:54
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Ağustos 2011, 13:13:54 »



3— Yolculukta Namazı  Kısaltması:                                            

 

Yolculuğa çıkmasından itibaren Medine'ye dönünceye kadar dört re-kâtlı namazları ikişer rekât kılardı. Yolculuk esnasında dört rekâtlı bir na­mazı tam kıldığı, asla sabit olmamıştır. Hz.Âişe'den rivayet edilen: "Hz.Pey­gamber (s.a.) yolculukta kâh namazı kısaltır, kâh tam kılardı; kâh orucu­nu bozar, kâh oruç tutardı." hadisi[1150] sahih değildir. Şeyhülislâm İbn Teymiye'nin: "Bu, Allah Rasulüne (s.a.) atfedilen bir yalandır" dediğini işittim. Rivayet edilir ki, Hz. Peygamber (s.a.) kısaltır, Hz. Âişe tam kılar­dı; yine Hz. Peygamber (s.a.) orucunu bozar, Hz. Âişe oruç tutardı. Yani her iki yerde de Hz. Âişe (ruhsat tarafına değil) azimet tarafına uyardı. Üstadımız İbn Teymiye der ki: Bu asılsızdır. Mü'minlerin annesi Hz. Âişe, Allah Rasûlü'ne (s.a.) ve onun bütün arkadaşlarına muhalefet edip onların namazlarının tersine namaz kılacak biri değildir. Oysa onun şöyle dediği sahihtir: "Allah namazı ikişer rekât farzetmişti. Allah Rasûlü (s.a.) Medi­ne'ye hicret edince yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı da, ikâmet halindeki namaza (iki rekât) ilâve edildi."[1151] Durum böyle iken,nasıl Hz.Âi­şe'nin, Hz. Peygamber (s.a.) ve arkadaşlarının kıldıkları namaza aykırı na­maz kıldığı düşünülebilir?

Ben (İbnü'l-Kayyim) derim ki: Gerçekten Hz. Âişe, Hz. Peygamberin (s.a.) vefatından sonra namazı tam kılmış ve İbn Abbas vs. sahabîler onun I hakkında: "O da Hz. Osman gibi te'vil (yani kısaltmanın ruhsat, kısaltma­manın azîmet olduğu yorumu) yoluna gitmiştir." demişlerdir.[1152] Hz. Pey­gamber (s.a.) daima namazı kısalardı. Râvilerden birisi iki hadisi birleşti­rip bir hadis yapmış ve: "Allah Rasûlü (s.a.) kısaltır, Hz. Âişe tam kılar­dı." demiştir. Bunun üzerine râvilerden biri yanılgıya düşüp: "Hz. Pey­gamber (s.a.) kâh kısaltır, kâh tamam kılardı." demiştir.

Hz. Âişe'nin yaptığı yorumda ihtilaf edilmiştir. Âlimlerden bir kısmı demişlerdir ki: "Hz. Âişe, namazın kısaltılması için yolculuk esnasında korku haii bulunmasının şart olduğunu, dolayısıyle korku geçtiğinde kısaltma se­bebinin ortadan kalktığını savunmuştur." Ancak bu yorum doğru değildir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.) emniyet içinde yolculuk etmiş, yine de nama­zı kısaltmiştı. Bu konudaki âyet[1153], Hz. Ömer vs. sahabîlere problem ol­muş ve bu âyeti Allah Rasulüne (s.a.) sormuşlar; O da yeterli cevabı vererek, bunun Allah'ın bir bağışı olduğunu söylemiş'[1154] ve böylece bu yolu ümmete meşru kılmıştır. Onun bu açıklaması (muhalif) mefhûmun (yani yolculukta korkulacak bir durum bulunmazsa namazın kısaltılmayacağı) hükmünün kastedilmediğini ve ister emniyet, ister korku içinde olsun bir kimsenin namazı kısaltması halinde ondan günahın kaldırılmış olduğunu göstermektedir. Neticede bu açıklama, (muhalif) mefhûmu tahsîs yahut onun hükmünü ortadan kaldırmadır.

Denilebilir ki; âyet, hem hafifletme suretiyle rükünleri kısaltmayı, hem de İki rekât eksiltme suretiyle rekât sayısını azaltmayı kapsayan bir kısalt­ma işini gerektirmekte olup bu da iki şeyle; yeryüzün'de yolculuk etme ve korku ile kayıtlanmıştır. Bu iki durum bulununca her iki kısaltma da mu­bahtır. Böyle durumda (Hz. Peygamber (s.a.) ve ashabı) rekât sayısı ve rükünleri kısaltılmış olan korku namazı kılarlardı. Her iki durum da bu­lunmayıp ikâmet halinde emniyet içinde olduklarında yine her iki tür kı­saltma ortadan kalkar, tam kâmil bir namaz kılarlardı. Sebeplerden biri bulununca yalnızca o sebebe dayalı kısaltma şekii lüzumlu olurdu. Şu hal­de ikâmet halinde korku ve endişe edilecek bir durum bulunursa rükünler kısaltılır, rekât sayısı tamamlanır ki, bu da bir tür kısaltmadır; ancak âyet­teki mutlak (kayıtsız-şartsız) kısaltma değildir. Yolculukta emniyet içinde olunduğunda ise rekât sayısı azaltılır, rükünler yerli yerince tamamlanır. Buna "salâtü emn" "güvenlik namazı" denir. Bu da bir tür kısaltmadır; ama mutlak kısaltma değildir. Bu namaza rekât sayısının eksikliğinden do­layı "kısaltılmış", rükünlerinin tamamen yerine getirilmesinden ve âyetteki kısaltmaya girmemesinden dolayı da "tam" namaz denilebilir. Birincisi (kı­saltılmış namaz) sonra gelen fakihlerln pek çoğunun kullandığı terimdir. Hz. Âişe ve îbn Abbas gibi sahabîlerin sözleri de ikincisini (tam namaz) göstermektedir. Hz. Âişe: "Namaz ikişer rekât farz edilmişti. Allah Rasû-lü (s.a.) Medine'ye hicret edince yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı da, ikâmet halindeki namaza ilâve edildi." demiştir. Bu söz gösterir ki, Hz. Aişe'ye göre yolculuk namazı dört rekâttan kısaltılmamış, aksine bu şekil­de farz kılınmıştır; yolcuya farz olan iki rekâttır. İbn Abbas ise: "Allah, Peygamberinizin dilinden namazı ikâmet halinde dört, yolculukta iki, kor­ku halinde ise bir rekât olarak farz kıldı." demiştir. Hz. Âişe hadisi, Bu­harı ve Müslim tarafından ittifaklı olarak; İbn Abbas hadisi[1155] ise yalnızca Müslim tarafından rivayet edilmiştir.

Hz. Ömer (r.a.) diyor ki: "Muhammed'in (s.a.) dilinden söylüyorum: Yolculuk namazı iki rekâttır. Cuma namazı iki rekâttır. Bayram namazı iki rekâttır. Bu ikişer rekât tamamdır, kısaltılmış değildir. İftira eden ziyan etmiştir."[1156] Hz. Ömer'in (r.a.) bu sözü söylediği sabittir. O, Hz. Pey-gamber'e (s.a.): "Emniyet içinde olduğumuz halde neden hâlâ namazı kı­saltıyoruz?" diye sormuş, Allah Rasûlü (s.a.) de ona: "Bu, Allah'ın size bahşettiği bir sadakadır. Sadakasını kabul ediniz." diye karşılık vermişti.[1157]

Hz. Ömer'in rivayet ettiği iki hadis arasında bir çelişki yoktur. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.) ona cevaben: "Bu, Allah'ın size bir sadakasıdır ve O'nun kolay, müsamahalı dinidir" dediğinde Hz. Ömer, âyetten kastolu-nan anlamın, pekçok insanın anladığı gibi rekât adedinin azaltılması olma­dığını kavrayarak: "Yolculuk namazı iki rekâttir. Bu iki rekât tamdır, (dört­ten) kısaltılmış değildir." demiştir. Buna göre âyette: "Rekât adedini azalt­mak mubahtır; böyle yapmanın günahı kaldırılmıştır. Artık dileyen namazı kısaltır, dileyen tamamlar." anlamı yoktur.

Allah Rasûlü (s.a.) yolculuklarında devamlı ikişer rekât kılardı. Korku namazının biri dışında asla dört rekât kılmamıştır. İnşâallah o konu geldi­ğinde bunu anlatıp açıklayacağız.

Enes diyor ki: "Allah Rasûlü (s.a.) ile beraber Medine'den Mekke'ye doğru yola çıktık. Medine'ye geri dönünceye kadar namazları ikişer rekât kıldırdı." Bu rivayet, Buharî ve Müslim tarafından nakledilmiştir[1158]

Abdullah b. Mes'ûd'un kulağına Hz. Osman b. Affân'ın namazı Mi-nâ'da dört rekât kıldırdığı haberi ulaşınca: (Allah'a aidiz, ancak O'na döneceğiz.'[1159] diye istircâ ettikten sonra şunları söyledi: "Minâ'da Allah Rasûlü'nün (s.a.) arkasında iki rekât kıldım. Ebu Bekr'in arkasında Minâ'da iki rekât kıldım. Ömer b. el-Hattâb'ın arkasın­da Minâ'da iki rekât kıldım. Ah, nasibim o dört rekât olacağına keski kabul olunmuş iki rekât olsa!" Bu hadisi, Buharı ve Müslim rivayet etmiş­tir.[1160]

İbn Mes'ud, herhalde Hz. Osman'ın aralarında tercih yapmak caiz iki şeyden birini, hatta bir görüşe göre daha münasib olanı yapmasından dolayı istircâda bulunacak değildir. O, olsa olsa ancak Hz. Peygamber (s.a.) ve halifelerinin yolculukta devamlı olarak namazları iki rekât kıldık­larını görmüş olmasından dolayı istircâda bulunmuştur.

Sahihu'l'Bııharî'de rivayet edildiğine göre İbn Ömer (r.a.) demiştir ki: "Ben, Allah Rasülüne (s.a.) yol arkadaşlığı yaptım. Yolculukta ne o, ne Ebu Bekir, ne Ömer, ne de Osman iki rekâttan fazla kıldırırdı."'[1161]' Hz. Osman'ın hilâfetinin başlarını kastediyor. Yoksa Hz. Osman hilâfetinin sonlarında tam kılmış ve bu da ona karşı gelinen sebeblerden biri olmuş­tur. Onun bu davranışına şu yorumlar yapılmıştır:

Birinci yorum: Çöl arapları o sene hacca gelmişlerdi. Hz. Osman, on­ların hem ikâmet, hem yolculuk halinde namazın iki rekât olduğu zannına kapılmamaları için namazın farzının dört rekât olduğunu öğretmek iste­mişti. Bu yoruma şöyle cevap verilmiştir. Onlara bu durumun Hz. Pey­gamberin (s.a.) yaptığı hacda öğretilmesi daha münasibti. Çünkü onlar İs­lâm'a yeni kavuşmuşlardı; namaza başlamaları yeniydi. Bununla birlikte Hz. Peygamber (s.a.) namazı onlara dört rekât olarak kıldırmamıştı.

İkinci yorum: O, halkın devlet başkanıydı. Devlet başkanı konakladığı yerde, sanki hükümet merkezindeymiş gibi davranır. O yer, sanki onun vatanı durumuna geçer. Bu yoruma da şöyle cevap verildi: Kayıtsız-şartsız insanların lideri olan Allah Rasûlü (s.a.) buna daha lâyıktı, mutlak liderdi; ama o, dört rekât kıldırmamıştır.

Üçüncü yorum: Minâ kurulup köy halini alınca, Hz. Osman devrinde orada meskenler çoğaldı. Bunlar, Allah Rasûlü (s.a.) devrinde yoktu; hatta orası boş bir arazi idi. Bundan dolayı Hz. Peygamber'e (s.a.): "Ey Allah'­ın Rasûlü! Senin için Minâ'da seni sıcaktan gölgeleyecek bir ev yapalım mı?" denildiğinde O: "Hayır... Minâ, geçenin konaklayacağı yerdir." bu­yurmuştu.[1162] İşte Hz. Osman, kısaltmanın ancak yolculuk haline mahsus olduğu şeklinde yoruma gitmişti.   Bu yorum da:  "Hz. Peygamber (s.a.) Mekke'de on gün kaldı; ama namazı kısaltırdı" denilerek bertaraf edilmiştir.

Dördüncü yorum: Hz. Osman, Minâ'da üç gün kalmıştı. Oysa Hz. Peygamber (s.a.): "Muhacir, haccmı tamamladıktan sonra üç gün ikamet eder"[1163]diyerek üç gün kalanı mukîm ( = ikamet haiinde olan) kişi ola­rak niteledi. Mukîm ise yolcu olmayan kişidir. Bu yoruma karşılık şöyle cevap verildi: Bu, yolculuk esnasında olmakla kayıtlı bir ikamettir; yoicu-Iuğun karşıtı olan ikamet değildir. Hz. Peygamber (s.a.) Mekke'de on gün kaldı, ama namazı kısaltırdı. Hac vazifesinden sonra da üç şeytan taşlama günü boyunca Minâ'da kaldı, yine namazı kısaltırdı.

Beşinci yorum: Hz. Osman, Minâ'da kalıp yerleşmeye ve orasını hilâ­fet merkezi yapmaya karar verdiği için namazı tam k...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yolculukta namazı kısaltması
« Posted on: 24 Nisan 2024, 14:42:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yolculukta namazı kısaltması rüya tabiri,Yolculukta namazı kısaltması mekke canlı, Yolculukta namazı kısaltması kabe canlı yayın, Yolculukta namazı kısaltması Üç boyutlu kuran oku Yolculukta namazı kısaltması kuran ı kerim, Yolculukta namazı kısaltması peygamber kıssaları,Yolculukta namazı kısaltması ilitam ders soruları, Yolculukta namazı kısaltmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes