> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Üçbin Seçme Fetva > Kefalet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kefalet  (Okunma Sayısı 607 defa)
29 Ekim 2010, 23:20:56
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 29 Ekim 2010, 23:20:56 »



Kefalet

Beşeri münasebetlerde insanların birbirine olan ihtiyacı inkâr olunamaz. Alışverişte, alıcı ile satıcı arasında tam bir güven hasıl olmadığı zaman bir kefile şiddetle ihtiyaç duyulacağı zamanlar olur. Bu ihtiyacı hem alıcı hem de satıcı hisseder. Halka karşılık hayırhâhlık hisleri besleyen kimseler, onlara faydalı olmak için severek tasavvut etmek arzu eder. İşte bu gibi hallerde, gerek kefilin gerekse alıcı ve satıcının bilmesi ve dikkat etmesi gereken fıkhi meseleler vardır. Onlardan bir kısmını dile getirmek yerinde olur.
  Kefalet, fıkıh ıstılahında, bir şeyin istenilmesi hakkında zimmeti zimmete ilâve etmektir. Yani bir malın veya bir kimsenin istenilmesi hususunda kendi şahsını başkasının zâtına ilave ederek, o kimse hakkında lâzım gelen isteme hakkını kendisi de iltizam ve taahhüt etmektir.
  Kefalet binnefs: Bir kimsenin şahsını mahkemeye veya başka bir yere getirip teslim etmeyi iltizam etmektir.
  Kefalet bil-mâl: Hariçte mevcut olan veya zimmette sabit bir malın verilmesine kefil olmaktır.
  Kefalet-i mutlaka: Müddete bağlanması, hemen verilmesi veya taksitle ödenmesi gibi bir şart anılmaksızın yapılan kefalettir.
  Kefalet-i mukayyede: Bir şeyin istenilmesinde bir kayıt ile kayıtlanmış olarak kefil olmaktır. Meselâ, falan kimse borcunu vermeden ölürse, o borca ben kefilim, denilmesi gibi.
  Kefalet-i muallaka: Meşru ve kefalete elverişli bir şarta talik edilmiş bulunan kefalettir. "Ahmed efendi başka bir memlekete giderse bu borcuna ben kefilim" denilmesi gibi.
  Kefalet-i muzafe: Gelecek bir zamandan itibaren makbul olmak üzere yapılan kefalettir. "Ben, gelecek ayın başından itibaren falanın borcuna kefil oldum" demek gibi.
  Kefalet-i münecceze: Bir şarta bağlanmamış veya bir zamana muzaf kılınmamış bulunan kefalettir. "Borcun verilmesine zaman-i halde kefil oldum" demek gibi.
  Kefalet-i muaccele: Kefaletin aktedildiği zamandan itibaren bir şeye kefil olmaktır. Başka bir izah tarzı ile, bir şeye acele olarak verilmek üzere kefil olmaktır.
  Kefalet-i müeccele: Ödeme işinin müddete bağlanması kaydı ile kayıtlanmış olarak yapılan kefalettir. "Falanın borcunun şu zamanda ödenmesine kefil oldum" demek gibi. Diğer bir ifade ile, belirli bir müddetten sonra muteber olmak üzere yapılan kefalettir. "Falan kimsenin borcunu vermeye bir aya kadar kefilim" denilmesi gibi. Bu kefalet, bu sözün konuşulmasından itibaren bir ay geçtikten sonra başlar. Bu bir ay içinde kefilden bir istekte bulunulmaz. Çünkü bir müddetin dile getirilmesi bu isteğin tehirini temin içindir.
  Kefalet-i muvakkate: Belirli bir zaman için yapılacak kefalettir. "Falanın borcunu vermeye bugünden şu güne kadar kefilim" denilmesi gibi. Son belirtilen günden sonra kefalet nihayet bulmuş olur.
  Kefalet-i müteselsile: Bir haktan dolayı kefil olan şahsa diğer bir kimsenin, o kimseye de başka bir şahsın kefalette bulunması suretiyle yapılan kefalettir.
  Kefalet-i müştereke: Bir hakkın verilmesine iki veya daha fazla kimsenin birlikte kefil olmasıdır.
  Zamin: Kefil olan şahsa denir.
  Kefil: Kendi zimmetini başkasının zimmetine ilave eden kimsedir.
  Kefaletin rüknü, icap ve kabulden ibaret olmak üzere ikidir. Kefil oldum, kabul ettim ve zamin oldum demek gibi.
  Kefilin teklif için kullandığı lâfızlar örfte bir şeyin ödenmesini veya teslim edilmesini taahhüt etmeye delâlet eden sözlerdir. "Şu şahsın borcunu veya şahsını teslim etmeye kefilim yahut kefil oldum" dese kefalet akdedilmiş olur. "Şu borca zaminim, şu borcun verilmesini iltizam ettim" sözleri de kefalet sayılır.
  Örf ve âdette taahhüde delâlet etmeyen sözlerle ne mala ne de şahsa kefalet akdedilmiş olmaz. "Falan şahısta olan alacağını ben vereyim, filan kimsedeki alacağını ben alıvereyim, sen onu benden al, sen onu benden bil" gibi sözlerle kefalet münakid olmaz. Şayet bir şarta talik edilecek olursa, o zaman kefalet akdedilmiş olur. "Falan kimse sana olan borcunu vermeyecek olursa ben vereyim" demek gibi. Böyle bir şarta bağlanması halinde kefil olmuş bulunur.
  Kefaletler, mutlak bir ifade ile akdedilmiş olacağı gibi tacil veya belirli bir müddete kadar mühletlenmiş olarak da mün'akid olabilir.
  Bir şahıs, kendisine bir bedel, meselâ bir koyun veya şu kadar lira verilmek üzere bir şahsa kefil olsa, bahsedilen şeyin verilmesi batıl olur. Çünkü bu kefaletin mahiyeti, zimmeti zimmete ilave etmekten ibarettir. Bu ilavenin ne itibarla olduğu hususunda İslâm fakihlerinin farklı görüşleri bulunmaktadır. Onların tafsiline bu eser müsait bulunmamaktadır. Dileyenlerin geniş bilgi sunan eserlere başvurmasını tavsiye etmekle yetineceğiz.
  Kefaletin meşru oluşu icmai ümmet ve Hadis-i Nebevi ile sabit bulunmaktadır. "Zeim (kefil) borçludur" Hadis-i Şerifi sünnet-i kavliye ile, Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz'in bir şahsın on dinarlık borcuna kefil olması da sünnet-i fi'liyye olarak kefaletin meşruiyetinin belgeleri bulunmaktadır.
  Kefil olmak, içtimai bir zaruret olduğu kadar iktisadi hayatımızın gelişmesine yardımcı olacak insani bir davranıştır. Çünkü, birçok kimseler iktisadi sahada iş görme kabiliyetine haiz oldukları halde sermaye yetersizliği sebebiyle büyük işler başarmaya güç yetiremezler ve başkalarının desteğine muhtaç kalırlar.
  Kefil olan kimse, hem alacaklıya hem de borçlu bulunan şahsa iyilik ve hayırhâhlık yapmış olur. Halkın arasında gerekli bulunan yardımlaşma şuurunu devam ettirmiş ve zor durumda bulunan insanların korkusunu önlemiş, endişelerine set çekmiş bulunur. Bu gibi davranışlar, kefil olan şahısların ahlaken yüksek bulunuşlarının en bariz bir delili bulunmaktadır.
  Kefil olan kimse, bir kimsenin borcunu kabullenmekle büyük bir külfeti sinesine çekmiş olur. Bu davranış büyük bir hayırhâhlık ve aynı zamanda yüce bir fedakârlıktır. Bu gibi ahlâk yüksekliği, seciyyesi yüksek kimselerde açığa çıkabilir.
  Kendisi için kefil olunan şahıs, kefilin gösterdiği bu kefaleti takdir edip unutmamalı, teşekkürle karşılayıp küfrân-ı nimet etmemelidir. Onları, kendisine kefil olurken girdikleri sorumluluk ve omuz verdikleri yükün altında bırakıp düşüncesizlik yapmamalı, kendisine düşen vazifeyi ve ödeme mükellefiyetini zamanında yerine getirmelidir.
  Kefil olmak, borç ödemeyi göze almak demektir. Kişi, kendisine kefil olan şahsı güç durumda bırakıp da sonunda halka kefil olmaktan nedamet ettirecek ve insanlara olan güvenini sarsacak ihmalkârlık yapmamalıdır. Aksi halde insanlar arasında yardımlaşma ruhu sarsılacak, insanın insana güveni kaybolacak ve birçok insanlar hüsran vadilerinde çırpınıp perişan olmaya mahkum edilecektir. İnsanın hayırlı olanı, halka hayırhâhlık gösterendir.
2570 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, yabancılardan birine falan yoldan git, eğer malın çalınırsa ben ödeyeceğim, dese o da denilen yoldan gitse de malı zayi olsa Zeyd'in (çalman malı) ödemesi gerekir" (H.Ec. 2/24)
2571 - Ali Efendi Fetvalarından: "Benden al, sözü ile kefalet sahih olmaz" (H.Ec. 2/24)
2572 - Ali Efendi Fetvalarından: "Benden bil, demekle kefil olmuş sayılmaz" (H.Ec. 2/24)
2573 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'in Amr'da olan alacağını Bekir, ben alıvereyim demekle kefil olmuş sayılmaz" (H.Ec. 2/24)
2574 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, Amr'a hitaben senin Bekir'e borç olarak vereceğin paraya ben kefilim, deyip birkaç gün geçince borç verse, Amr bahsi geçen meblağı Zeyd'ten almaya güçlü ve salahiyetli olur" (H.Ec. 2/24)
2575 - Behce Fetvalarından: "Bir vazife alıvermek için va'd olunan mala kefalet sahih olmaz" (H.Ec. 2/24)
2576 - Behce Fetvalarından: "Müşterek bulunan bir borçta, iki kişiden biri diğerinin hissesine kefil olsa sahih olmaz" (H.Ec. 2/24)
2577 - Abdürrahim Fetvalarından: "Vekilin, vekâlet yolu ile sattığı malın bedeline, müvekkilin kefil olması sahih olmaz" (H.Ec. 2624)
2578 - Abdürrahim Fetvalarından: "Falanın borcuna kefil olur musun? diye Zeyd'e sorulduğunda olurum, dese kefil olmuş sayılmaz" (H.Ec. 2/24)
2579 - Abdürrahim Fetvalarından: "Benim bildiğim kimsedir, bırakacak olsan yabana gitmez, demekle kefil olmuş sayılmaz" (H.Ec. 2/24)
2580 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Eğer üç güne kadar sana borçlu bulunan Bekir'i burada hazır etmezsem üzerinde olan alacağına zaminim, deyip getiremese, ödemesi lâzım gelmez" (H.Ec. 2/24)
2581 - Netice Fetvalarından: "Borçlu iflas ettikten sonra, ona kefil olunsa, bu kefalet sahih ve geçerli olur" (H.Ec. 2/25)
2582 - Netice Fetvalarından: "Deli şahsın üzerindeki alacağa kefalet sahih olur" (H.Ec. 2/25)
2583 - Ali Efendi Fetvalarından: "Eğer sana borçlu olan kimse başka diyara giderse ben kefilim, deyip o da gitse kefil olmuş sayılır" (H.Ec. 2/25)
2584 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'a borç para verdiğinde Bekir'e sorsa, o da Amr iyidir dese kefil olmuş sayılmaz" (H.Ec. 2/25)
2585 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'a hitaben, eğer sana borçlu bulunan Bekir senin alacağını falan zamana kadar vermezse ben vereyim dese, o vakit geçip de Bekir borcunu vermese, kefalet sahih olduğu için, Amr isteği olan parayı Zeyd'ten alır" (H.Ec. 2/25)
2586 - Ali Efendi Fetvalarından: "Ben, borçlunun evini satıp bedelinden senin hakkını vermeye kefilim, dese kefil olmuş sayılmaz" (H.Ec. 2/25)
2587 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'a hitaben, falan malını falana sat, demekle satış bedeline kefil olmuş sayılmaz" (H.Ec. 2/25)
2588 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, kasap olan Amr'a hitaben, bedeli benim üzerime olmak üzere, Bekir'e şu kadar gün şu kadar okka veya kilo et ver dese, paranın Zeyd tarafından tediyesi lâzım gelir, Bekir'den bir şey lâzım gelmez" (H.Ec. 2/25)
2589 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, birkaç kimseye hitaben "Falan eşkıya ile dövüşün, eğer size galip gelerek malınızı alacak olursa ben kefilim ve tanzim edeyim" ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kefalet
« Posted on: 10 Mayıs 2024, 01:54:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kefalet rüya tabiri,Kefalet mekke canlı, Kefalet kabe canlı yayın, Kefalet Üç boyutlu kuran oku Kefalet kuran ı kerim, Kefalet peygamber kıssaları,Kefalet ilitam ders soruları, Kefaletönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes