> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tekfir Meselesi > İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı?  (Okunma Sayısı 1396 defa)
27 Ekim 2010, 15:10:25
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Ekim 2010, 15:10:25 »



İSLAM ALİMLERİNİN FİKİRLERİNDE ÇELİŞKİLER VAR MI?


Allah'ın koruduğu kullar dışında hiç kimse hata­sız değildir. Dolayısıyla Kur'an'ın ve peygamberlerin dışındaki İnsanların din konusundaki görüşleri Kur'an ve Sünnet ışığı altında değerlendirilmelidir. İslam, fikir üretme imkanları tanıdığı gibi samimi bir eksen üzerinde hareket eden insanların -müslümanların- yanlış fikirlerine bile bir değer atfetmiştir. Tarih içerisinde sayısız alim gelip geçmiştir. Bunla­rın içinde sözleri-fikirleri genelde tutarlı olanların yanında, hayatı ve fikirleri uyumlu olan alimlerin yanında, hayatı ayrı, fikirleri ayrı alimler de yaşa­mıştır. Yine öyle alimler vardır ki zalim sultanlara dalkavukluk yapmakla ömür tüketmiş, hakkı ketmetmiş-gizlemişlerdir. İşte böylelerinin yanında ha­yatıyla fikirleri uyuşan, hakkı gizlemeyen alimler de her zaman varolmuştur. Bu alimlerin çağımızdaki en önemlilerinden biri Seyyid Kutub'tur. Fikirleri uğru­na, İslam uğruna hayatını ortaya koyan Seyyid Kutub mücadelesiyle de göz doldurmuştur. Yine Mevdudî, belki Seyyid Kutub'la beraber her zaman anılma­sı gereken bir kişidir. Bu konunun başlığında "alim­lerde çelişki var mı?" diye sormuştuk. Şimdi biz ha­yatı ayrı fikirleri ayrı olan alimleri! zaten bir kenara bırakalım ama yollarını izlediğimiz alimlerde acaba çelişkiler var mı? Bu sorunun cevabı üzerinde incele­me yapan bazı araştırmacılar bizlere fazla bilgiler ulaştırmamışlardır. Bununla beraber bu müslüman araştırmacılar Seyyid Kutup ve Mevdudî gibi şahsi­yetleri baştacı etmekle beraber onları bazı görüşleri­ne de karşı çıkmakta, konuyu ictihadlara bağlamak­tadırlar. Biz.ise şimdilik şunu düşünüyoruz. Aslında ne Seyyid Kutub ne de Mevdûdî'de çelişkili ifadeler vardır. Bu durumu Muhammed Kutub da kabul etmektedir. Daha ilerideki sayfalarda Muhammed Berekat adlı yazardan yapacağımız alıntılar da da gö­rüleceği gibi Seyyid Kutub bazı görüşleri yanlış anla­şılan bir alimdir. Sözün burasında merhum şehidimi­zin bazı sözlerine kulak verelim:

"... Görülüyor ki mevcut düzen sadece içerideki baylara değil, doğu ve batı ufaklarının binlerce mil ötesinden uzanan yabancı hegemonyalara köle bir halk yetiştirmiştir. İslam ümmetinin bütününü bu sıfatla nitelenmiş olmaktan tenzih ederim! Bu ten­zih ettiğim ümmetten birisi Amerikan kongresinde, Ruslarla Amerikalıların "dünyada yalnız komünist ve kapitalist bloklar vardır; bir üçüncüsü olamaz" vehmine bağlı gururlarının yersiz olduğunu, bir üçüncü blokun, İslam blokunun mevcudiyetini hay­kırmıştır. Bu söz Amerika'nın ortasında Pakistan başbakanı merhum Liyakat Ali Han'ın ağzından çı­karak yükselmiştir. Bu ses onun vicdanından, halkı­nın ve kendisinin soyluluğundan, Müslüman doğu­nun asaletinden yükselmiştir. O soylu halk ki zilleti çiğnemiş, benliğine varolma sözü vermiş, korkak pısırıklar gibi, şunun bunun eteğine sarılmaktan kur­tulmuştur." [73]

Merhumunun reddetmediği eserlerinden olan ay­nı kitabın bir başka yerinde şunları görüyoruz:

"Bugünkü neslin ruhunu karartan bazı kuşkular İslam'a gölge düşürüyor. Bu kuşkuların kimisi İs­lam'ın ne olduğunu bilmemekten ileri geliyor. Üstelik bu bilgisizliğin temsilcileri bu noktadaki kültür yok­sulluklarını da kabullenmiyorlar. Hem de İslam'ın resmi din olduğu bir ülkede, büyük çoğunluğun müslüman olduğu bir ülkede yaşıyorlar. Halbuki böyle bir ülkede sosyal araştırmaların zorunlu bir unsuru İslam'ı bilmektir. Hatta böyle bir ülkede İs­lam, akli ve fenni meselelerde bile hesaba katılacak bir unsur olmalıdır. Ama bunlar, kültürsüzlüklerini utanç verici bir şekilde ortaya koyan bu noksanlık­tan arlanmaları gerekirken, tutuyor bununla er­demlilik taslıyorlar, bu hali kültürlü olduklarına de­lil sayıyorlar." [74]

Yine Seyyid Kutub'la ilgili olarak yanlış anlaşı­lan en önemli mesele, yani herkesi tekfir etme konu­suyla ilgili bir alıntı yapalım:

"... Abdurrauf Ebul-Vefa kardeş tedavi olmak üzere onların yanından Tara'ya gelmişti. Bana bu tedirginliği anlattı. El-Vaha'daki grubun insanla­rın tekfir edilmesinden yana olmadığını söyledi. Ona dedim ki; "biz insanları tekfir etmiyoruz. Bu çarpıtılmış bir nakil... Biz diyoruz ki insanlar, inanç sisteminin hakikatini bilmeleri, onun gerçek­ten ne demek olduğunu kavrayamamış olmaları ve İslamî yaşantıdan uzak bulunmaları bakımından, cahiliyye toplumunun durumunu andırır bir hale gelmiştir. Bu yüzden hareketin başlangıç noktası, İslam nizamının kurulması tezi değil; İslam inanç ve ahlakının yeniden filizlenmesi olmalıdır. Yani sorun, insanlar hakkında bir hüküm vermekten zi­yade, İslamî Hareketin metoduyla ilgilidir." [75]

Bu alıntı Seyyid Kutub'un son konuşmalarını içe­ren eserinden yapılmıştır. Merhum şehidimiz ihvan-ı müslimden ayrıldığı dönemlerde ve yeni bir metod izlemeye çalıştığı süreçte yukardaki görüşleri açıkla­mıştır.

Birçok insanın Kur'an'ın hak sözlerini batıla alet ettiklerini tarihten öğreniyoruz. Bu durum bugün de gerçekleşmektedir. Hatta, bu "hak ile batılı birbirine karıştırma" meselesi Kitap ve Sünnet üzerinde sınır­lı kalmayıp alimlerin görüşleri üzerinde de yapılmış­tır. Bazı alimlerimizden hoşa giden, kendilerini destekler gibi görünen makaleleri alınmakta ama aynı alimlerin diğer görüşleri değerlendirme dışı bırakıl­maktadır. Evet nasıl ki Kur'an ayetlerinden bir kıs­mını alıp diğerlerini gözardı ediyorlarsa aynı şeyi alimlere de uyguluyorlar. Sözü tekrar Mevdudî'ye getirmek istiyoruz. Bazı görüşleri tekfire mesned ya­pılan Mevdudî bakınız içinde yaşadığı toplumunu in­sanlarıyla nasıl konuşuyor:

"Sevgili kardeşlerim! Müslümanlara kafir dam­gasını vurduğumu asla düşünmeyin. Amacım bu de­ğil. Kendi kendime soruyorum ve sizlerden de kendi­nize samimiyetle sormanızı istiyorum: Niçin Allah'ın rahmetinden yoksun yaşıyoruz? Niçin bütün güçlük ve sıkıntılar dört bir yandan üzerimize çökmüş? Ne­den aramız açık ve birbirimizin kanını döküyoruz? Neden kafirler bizi her yerde yönetiyor? Biz O'na ita­at eden kullar, niçin dünyanın pek çok yerinde diğer­lerine bağımlı yaşıyoruz?

Bu durumu düşündükçe kafirlerle aramızdaki farkın neredeyse sadece isimlerimizde kaldığına ik­na oluyorum. Çünkü O'na karşı ilgisizlikte, O'nun korkusundan yoksunlukta ve itaatsizlikte diğerle­rinden hiç bir şekilde geri kalmıyoruz.

"Neredeyse" diyorum, çünkü Kur'an'ı değerlendi­rişimiz kafirlerinkiyle aynı olsa bile biz Kur'an'ın Al­lah'ın kitabı olduğunu biliyoruz, onlar bilmiyorlar ama onun hayatımızdaki yeri kafırlerinkinden fark­lı değil ve bu hepimizin cezayı daha çok haketmesine yol açıyor. Hz. Muhammed'in Allah'ın Peygamberi ol­duğunu biliyoruz ama onu izlemeye gelince bir kafir kadar isteksiziz. Biliniz ki Allah yalancıları lanetle­miş, rüşvet alıp verenlerin yerinin Cehennem oldu­ğunu kesinlikle belirtmiş, faizle borç alıp vermenin daha da kötü olduğunu söylemiş, iftirayı kardeş eti ye­mek kadar aşağılamış, açık giyinmeyi ve konuşmayı, pornografiyi ve ahlaksızlığı yasaklayarak bunlara en ağır cezalar vermiştir. Bütün bunları bilmemize rağ­men, sanki Allah'ın öfkesinden hiç korkmuyormuşcasına bu günahlarla özgürce içice yaşıyoruz.

Bu yüzden O'nun rahmetine erişemiyoruz; biz sa­dece görüntüde müslümanız. Gerçek şu ki, Allah'ın hakimiyetini kabul etmeyenlerin bizi yönetmeleri, bizi her fırsatta utanca sürüklemeleri, Allah'ın en büyük hediyesi İslam'ı ihmal ettiğimiz için cezalan­dırıldığımızı gösteriyor.

Sevgili kardeşlerim! Sözlerimle asla sizi suçlamı­yorum. Sizi tenkit etmek için gelmedim. Amacım içi­nizdeki isteği uyandırıp kaybolmuş hazineyi tekrar ele geçirmek. Böyle bir istek, bir insan ne kaybettiği­ni ve kaybettiği şeyin ne kadar değerli olduğunu an­ladığı zaman uyanır. Keskin ve acı sözler kullanıyor­sam bunu sadece sizi harekete geçirmek, zorlamak için yapıyorum." [76]

Mevdudî, tekfir konusunda en çok başvurulan alimlerden birisidir. Tabi burada Mevdudî'nin kim­seyi tekfir etmediğini, müşrik düzenlere karşı gel­mediğini söylemiyoruz. Mevdudî'de böyle bir taviz, ılımlılık ve cehalet içinde değildir ama o bütün in­sanların tekfirine karşıdır. Bakınız bir başka eserin­de bu meselelerle ilgili olarak neler söylüyor:

"Kur'an-ı Kerim'i okuyup araştırdığım kadarıyla bu konuda şunu diyebilirim: Şirke bulaşan veya aki­de ve amelinde şirk izleri bulunan her kim olursa (müslümanlardan) ona ne ıstılah manasıyla "müş­rik" diye hitab edilebilir ve ne de müşriklere yapılan muamele ona da yapılabilir. Böyle bir hitap ve dav­ranışa ancak tevhid inancını temel inanç olarak ka­bul etmeyen, vahiy, nübüvvet ve Allah'ın kitabı'nı daha baştan dinin kaynağı olarak kabul etmeyen ve asıl dinleri şirke dayalı kimseler müstehaktır.

Buna delil olarak şu ayetleri gösterebiliriz. Kur'an-ı Kerim'de Allah Teala Yahudi ve Hristiyanların şirke düşüşlerini şöyle anlatıyor:

"Yahudiler! 'Uzeyr Allah'ın oğludur" dediler. Hristiyanlar da: 'Mesih Allah'ın oğludur’ dediler." [77]

"Andolsun, 'Allah, ancak Meryem oğlu Mesih'tir’ diyenler elbette kafir olmuşlardır."; "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler elbette kafir olmuşlardır." [78]

Ancak, bütün bunlara rağmen Yahudi ve Hristiyanlar için Kur'an-ı Kerim'de müşrik lafzı kullanıl­mayıp başka bir ıstılah, "ehl-i kitap" ıstılahı kulla­nılmıştır. Dahası, onlarla müşrikler arasında sadece telaffuzdan doğan bir farkla yetinilmemiş, müslümanlarm onlarla olan ilişkileri, müşriklerle olan iliş­kilerinden ayrı ele alınmıştır. Eğer Yahudi ve Hristiyanlar gerçekten de müşrik olarak görülse idi:

"Allah'a ortak koşan kadınlarla, onlar inanıncaya kadar evlenmeyin." ayetine göre onların da kadınla­rıyla evlenmek kendiliğinden haram olurdu. Ancak, Allah Teala Kitap Ehli'nin kadınlarıyla evlenme hükmünü müşrik kadınlardan tamamen ayrı tut­muş ve müslümanların onlarla evlenmesine cevaz ve...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı?
« Posted on: 04 Mayıs 2024, 20:36:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı? rüya tabiri,İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı? mekke canlı, İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı? kabe canlı yayın, İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı? Üç boyutlu kuran oku İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı? kuran ı kerim, İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı? peygamber kıssaları,İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı? ilitam ders soruları, İslam alimlerinin fikirlerinde çelişki var mı?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes