> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Sünnetin Delil Oluşu > Sünnet-i Şerîf
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sünnet-i Şerîf  (Okunma Sayısı 1201 defa)
04 Haziran 2011, 22:12:32
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 04 Haziran 2011, 22:12:32 »



DÖRDÜNCÜ DELİL:SÜNNET-İ ŞERİF

Sünnetin delil olduğunu gösteren pek çok hadîs-i şerîf rivayet edilmiştir. Bu bölümün başında, bunu ifade eden ve savunan rivayetler geçti. Bu konuda çok çeşitli haberler vârid olmuştur. Bun­ları dört grup altında toplamamız mümkündür.

Birinci Grup Hadisler:

Burada vereceğimiz hadisler, ana baş­lıklarıyla şu konuları ortaya koymaktadır:

1- Hz. Peygamber (s.a.v), kendisine, Kur'ân ve onun dışında ha­dis olarak vahyedilen şeylerde yalan söylemekten masumdur.

2-  Hz. Peygamber (s.a.v)'in açıkladığı ve ortaya koyduğu hü­kümler, Allah Teâlâ'nın hükmüyle ortaya konmuştur. O'nun katın­dan gelmiştir. Rasûlullah'm bizatihi kendisinden değildir.

3-  Hükümleri sadece Kur'ân'dan almak ve anlamak mümkün değildir; bu konuda sünnetin desteği şarttır.

4- Sünnetle amel, Kur'ân'la amel demektir.

5- Allah Teâlâ, ümmete, Hz. Peygamber'in sözünü alıp uygula­mayı, O'nun emrine itaati ve sünnetine uymayı emretmiştir.

6-  Kim, Rasûlullah (s.a.v)'a itaat eder, sünnetine yapışırsa, Al­lah'a itaat etmiş, hidâyeti bulmuş, Cenneti ve en büyük mükâfatı (cemâlullahı) haketmiş olur. Kim de O'na isyan ederse ve hadisini reddedip, kendi görüş ve hevâsına göre hareket ederse, Allah'a isyan etmiş, yolunu sapıtmış, helake düşmüş, Cehennemi ve Allah'ın lanetini hak etmiş olur.

7-  İman ancak O'nun getirdiği şeylere bütünüyle uymakla ta­mam olur. O'ndan (s.a.v), hakkın dışında bir şey çıkmaz. Hidâyet yo­lunun en hayırlısı, O'nun getirdiği yoldur.

8-  Hz. Peygamber (s.a.v)'in getirmediği ve tasvip etmediği, in­sanların kendi hevâ, heves ve şehvetlerine göre icad ettikleri herşey, bid'at ve merduttur; kabul görmez, amel edilmez.

Bütün bunlar, sünnetin delil olmasını gerekli kılmaktadır. ,   İşte konu ile ilgili hadisler:

Ebû Dâvtıd, Tirmizî ve Hâkimin, Mi k da m b. Ma'di-kerb'den (r.a) rivayet ettiklerine göre Rasûlullah (s.a.v), şöyle buyur­muştur: "Dikkat edin! Bana, Kitab (Kur'ân) ve onunla bir misli veril­di. Dikkat edin, karnı tok bir adamın, koltuğuna yaslanarak size: 'Bu Kur'ân'a yapışmanız gerekir. Onda helâl bulduklarınızı helâl, haram bulduklarınızı haram sayın (Başka kaynağa bakmayın),' de­mesi yakındır. Dikkat! Allah Rasûlü'nün haram kıldıkları, Allah'ın haram kıldıkları gibidir. Dikkat edin, ehil eşek, bütün yırtıcı tırnaklı hayvanlar ve zimminin yitiği, size helâl değildir. Ancak sahibinin ih­tiyaç hissetmeyip terk ettiği yitik alınabilir. Kim, bir kavme misafir olarak inerse, onların, o misafiri ağırlamaları gerekir. Aksi takdirde ona, kendisine yetecek miktar mal ve erzak alarak onları cezalandır­ma hakkı doğar."[153]

Ebû Dâvud, Irbaz b. Sâriye'nin (r.a) şöyle dediğini rivayet et­miştir: Rasûlullah (s.a.v), bir gün aramızda ayağa kalktı ve: "Sizden birisi, koltuğuna yaslanmış bir halde oturarak Allah Teâlâ'nın, bu Kur'ân'dakinden başka, herhangi bir şeyi haram kılmadığını mı zan­nediyor'? Dikkat edin! Şüphesiz ben de birtakıfn şeyleri emrettim, ba­zı şeyleri öğütledim ve bazı şeylerden de nehyettim. Onlar, miktar olarak Kur'ân kadar, belki daha fazladır. Şüphesiz Allah, size, izni olmaksızın ehl-i kitab'ın evlerine girmeyi, onların kadınlarını dövme­yi, üzerlerine düşeni size verdikten sonra, meyvelerini yemeyi helâl kılmamıştır."[154]

İmam Beyhakî, Medhal adlı kitabında, Talha b. Nüdayle'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kıtlık olduğu yıl, (aşırı pahalılık karşısında) bazıları, Rasûlullah'a (a.s) gelerek: Ya Rasûlallah! Biz­ler için fiyatlara, narh[155]  koyun, dediler.' Hz. Peygamber (s.a.v) de:

'Allah Teâlâ, emretmediği bir sünneti (uygulamayı) sizlere sünnet olarak koymamı benden istemiyor. Fakat siz, Allah'tan, lütfuyla size genişlik vermesini isteyiniz,' buyurdu."[156]

Tabarânî'nin, (360/970), Câmiü'l-Kebîr'de, Hasan b. Ali'den (r.h) rivayetine göre o, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Tebük Gaz-vesi'nin olduğu gün, minbere çıktı. Allah'a hamd ve senadan sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Ben, size ancak Allah'ın emrettiklerini emrediyorum ve O'nun nehyettiklerinden de nehyediyorum. Rızkınızı güzel yollardan arayın. Canımı kudret elinde tutan Allah'a yemin ederek söylüyorum: Sizden birinin, rızkını aradığı gibi eceli de onu arar. Rızkınızın size ulaşması zorlaşırsa onu, Allak Teâlâ'ya itaatle ele geçirmeye çalışınız."[157]

Ebu'ş-Şeyh, Ebû Nuaym ve Deylemî, Rasûlullah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir: "Kur'ân, kendisinden hoşlan­mayana karşı zordur; aşılmaz, anlaşılmaz görünür. Halbuki o, (her konuda) hakemdir. Kim, benim hadisime yapışır, onu anlar ve hıfze­derse, Kur'ân'la birlikte hareket etmiş olur. Kim, Kur'ân'ı ve hadisi­mi hafife alırsa, dünya ve âhirette perişan olur. Ümmetime sözüme yapışmalarını, emrime itaat etmele-rini ve sünnetime tâbi olmalarını emrettim. Kim, benim sözüme razı olursa, Kur'ân'a razı olmuş olur." Çünkü Allah Teâlâ: "Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi nehyederse ondan da vazgeçin,"[158] buyurmaktadır.[159]

İmam Beyhakî, Medhal adlı eserinde, Cündüb b. Abdul­lah'tan (r.a) şu nakli yapar: Rasûlullah (s.a.v), buyurdu ki: "Kim, Kur'ân'a kendi görüşüyle fikir beyân ederse isabet etmiş de olsa hata yapmış olur."[160]

Tabarânî (360/970), Evsaf da, Hz. Ömer (r.a)'den rivayet edi­yor. O, demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Benden sonra ümmetim için en çok korktuğum, Kur'ân'ı, hevâsına göre te'vil edip onu konulduğu mânânın dışında yorumlayan kişidir."[161]

Ebû Ya'lâ el-Mevsîlî, sahih bir senedle, İbn Abbas (r.h)'dan, O'nun şöyle dediğini rivayet ediyor:

Rasûlullah, buyurdu ki: "Kim, ilimsiz olarak Kur'ân hakkında konuşursa, kıyamet günü ağzına ateşten bir gem vurulmuş olarak ge­lir."[162]

İbn Abdilberr (380/990), Rasûlullah (s.a.v)'m şöyle buyurdu­ğunu rivayet etmiştir: "Ümmetim için en çok korktuğum, diliyle çok bilgili, Kur'ân'la mücadele yapan münafıktır."[163]

Yine İbn Abdilberr, Ukbe b. Âmir el-Cühenî'den (r.a), O'nun şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasûlullah (s.a.v), buyurdu ki: "Üm­metim için en çok korktuğum (yanlış değerlendirilecek) iki şeydir: 1-Kur'ân, 2- Bol servet. Kur'ân'a gelince münafıklar, onu mü'minlerle mücadele etmek için öğrenirler. Servet sahiplerine gelince onlar, ra­hatlığın ve şehvetlerinin peşine düşüp namazlarını terkederler."

İbn Abdilberr, bu hadisi, yine Ukbe b. Âmir'den iki ayrı yol­dan daha rivayet etmiştir. Birinde, şu farklı lafızlar mevcutur: "Kur'ân'ı Öğrenirler ve onu Allah'ın indirdiği mânânın dışında yo­rumlarlar." Diğerinde ise şu farklılık vardır: "Kitab'a gelince birta­kım gruplar, Kur'ân'ı önlerine açıp onunla, mü'minlerle mücadeleye girişirler. "[164]

İmam Buhârî ve Müslim, Huzeyfe (r.a)'den, O'nun şöyle dedi­ğini rivayet etmişlerdir: Rasûlullah (s.a.v), bize şöyle buyurdu: "Mu­hakkak emanet, semâdan, bazı er kişilerin kalb merkezine indi. Kur'ân da indi. Siz, Kur'ân'ı okuyun ve (onun hüküm ve inceliklerini anlamak için) sünnetten (gerektiği kadar) öğrenin."[165]

Yine İmam Buhârî ve Müslim, Ebû Hureyre'den (r.a), O'nun şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: "Bana itaat eden Allah'a itaat, ba­na isyan eden Allah'a isyan etmiş olur. Benim emirime (görevlendir­diğim kimseye) itaat eden bana itaat etmiş olur." Buhârî'nin rivaye­tinde şu ziyâdelik mevcuttur: "Emirime isyan eden bana isyan etmiştir.”[166]

İmam Ahmed, Ebû Ya'la ve Tabarânî, İbn Ömer'in şöyle de­diğini rivayet etmişlerdir: Rasûlullah (s.a.v) ashabından bir grubun içindeydi. Bir ara ashabına: "Siz, bana itaat edenin, Allah'a itaat et­miş olacağını ve bana itaatin, Allah'a itaatten bir parça olduğunu bilmiyor musunuz?" buyurdu. Onlar da: "Evet, biliyoruz; buna şa-hidlik ederiz," dediler. Rasûlullah (s.a.v):

"Emir ve imamlarınıza itaat etmeniz, bana itaat olmaktadır," buyurdu.[167]

Fethu'l-BârVde şöyle denmiştir: "Hadîs-i şerif de, idarecilere itaatin vâcib olduğu ifade edilmektedir. Ancak bu, verilen emrin is­yan ve günah olmamasına bağlanmıştır. Halika isyanda mahlûka itaat edilmez."[168]

Buhârî, Câbir b. Abdullah (r.a)'tan, O'nun şöyle dediğini riva­yet etmiştir: Rasûlullah uyurken yanma melekler geldiler. Onlardan bazıları: "O, uyuyor," dedi. Bazıları da: "Gözü uyuyor, fakat kalbi uyanıktır," dedi. Kendi aralarında:

"Bu dostunuz için (verilecek) bir misal var. Hadi onun durumu­nu bir misâlle anlatın," dediler. Bazıları: "O, uyuyor," dedi. Bazıları da: "Gözü uyuyor, fakat kalbi uyanıktır," dedi. Sonra O'nun misâlini anlatmaya başladılar:

"Bu zâtın durumu, yeni bir ev yapıp, bir ziyafet tertip eden, da­ha sonra da ziyafete çağırmak için etrafa davetçi gönderen kimseye benzer. Kim, davetçiye uyarsa eve girer, ziyafetten yer. Kim de davet-çiye uymazsa, eve de giremez, ziyafetten de yiyemez. Sonra araların­da: 'Bunu bir yorumlayın da neyi, kime misâl verdiğinizi anlasın,' dediler. Bazıları: 'O, uyuyor/ dedi. Bazıları da: 'Gözü uyuyor, fakat kalbi uyanıktır, siz anlatın. O, anlar/ dedi. O zaman misâli:

'Ev, cennettir. Davetçi, Muhammed (s.a.v)'dir. Kim, Muham-med'e uyarsa, Allah'a itaat etmiş olur. Kim de Muhammed'e isyan ederse, Allah'a isyan etmiş olur. Muhammed (s.a.v), insanlar ara­sında (hak ile bâtılı, mü'minle kâfiri birbirinden) ayırım noktasıdır.’[169] şeklinde açıklamıştır."

Ebû Said el-Hudrî (r.a), demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v), şöyle buyurdu: "Kim, helâl ve temizinden yer, sünnet dairesinde amel eder ve insanlar da şerrinden emin olurlarsa, Cennete girer." Ashâb:

"Ya Rasûlallah! Bugün ümmetin içinde böyleleri çoktur," dedi­ler. Efendimiz (s.a...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sünnet-i Şerîf
« Posted on: 25 Nisan 2024, 14:17:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sünnet-i Şerîf rüya tabiri,Sünnet-i Şerîf mekke canlı, Sünnet-i Şerîf kabe canlı yayın, Sünnet-i Şerîf Üç boyutlu kuran oku Sünnet-i Şerîf kuran ı kerim, Sünnet-i Şerîf peygamber kıssaları,Sünnet-i Şerîf ilitam ders soruları, Sünnet-i Şerîfönlisans arapça,
Logged
27 Ağustos 2016, 16:38:36
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 27 Ağustos 2016, 16:38:36 »

Esselamu aleyküm.Peygamber efendimiz kur anın rehberliği doğrultusunda yaşamış ve sünnetleri de böylece oluşmuştur.Rabbim bizleri onun yolunda giden ve onun sünnetine tabi kalan kullardan eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes