53- HULU’ YOLUYLA AYRILAN KİMSENİN İDDET SÜRESİ NE KADARDIR?
3440- Rubeyyi binti Muavviz b. Afra (r.anha)’nın haber verdiğine göre, Sabit b. Kays b. Şemmas karısını dövmüş ve kolunu kırmıştı. Karısı Cemile binti Abdullah b. Übey idi. Bu kadının erkek kardeşi Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek, şikayette bulundu. Rasûlullah (s.a.v), Sabit’e haber göndererek çağırttı ve ona: “Hulu bedelini ondan al ve onu serbest bırak” buyurdu. Sabit b. Kays’ta: “Peki” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Kadına bir hayz süresi beklemesini ve sonra da ailesi yanına dönmesini emretti.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
3441- Ubâde b. Velid b. Ubâde b. Samit (r.a)’ten, O da Rubeyyi binti Muaviz’den rivâyet ederek şöyle demiştir: Rubeyyi binti Muavize: “Başından geçen olayı anlat” dedim. O da şöyle dedi: Kocamdan Muhalea şeklinde ayrılmıştım sonra Osman’a gelerek ne kadar iddet bekleyeceğimi sordum: “Sana iddet gerekmez” dedi. Fakat son zamanlarında kocanla münasebette bulunmuş isen bir hayız görünceye kadar iddet beklemen yeterlidir dedi ve şöyle devam etti: “Ben bu konuda Rasûlullah (s.a.v)’in Sabit b. Kays b. Şemmas’ın nikahlısı olan Meryem el Megalliye hakkında verdiği hükme uymuş oluyorum, çünkü o da Sabit’ten muhalea yoluyla ayrılmıştı.” (İbn Mâce, Talak: 23)[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın