> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Peygamber Efendimizin İbadeti
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamber Efendimizin İbadeti  (Okunma Sayısı 4563 defa)
13 Aralık 2009, 23:26:09
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Aralık 2009, 23:26:09 »



Peygamber Efendimizin İbadeti


İbrahim Peygamber, yalnızca ibadeti hakeden ve ibadet husu sunda kendisine ne bir putun, ne bir ağacın, ne de yaratıklardan hiç birinin ortak olmadığı rabbini tanıma hususunda şaşkınlığa düşmüştü. Onun şaşkınlığa düştüğünü Cenâb-ı Allah Kur´an-ı Kerim´de anlatmaktadır. İlk zamanlarda İbrahim Peygamber, putların tanrı oluşlarını inkâr etmiş, babasının putlara ilgi gös termesini protesto etmişti. Onunla ilgili kıssayı Cenab-ı Allah şöyle anlatır:

"İbrahim, babası Azer´e demişti ki: ´Sen putları tanrı mı edini yorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görü yorum.´

Böylece biz İbrahim´e göklerin ve yerin melekutunu (büyük ve harikulade, muhteşem varlıklarını) gösteriyorduk ki (kudreti mize) kesin inananlardan olsun.

Üzerine gece basınca (İbrahim) bir yıldız gördü; ´Budur rab-bim´ dedi. Yıldız batınca: ´Batanları sevmem´ dedi.

Ayı doğarken görünce, ´Budur rabbim´ dedi. O da batınca ´Rab bim doğru yolu göstermeseydi, elbette sapan topluluktan olur dum ´ dedi.

Güneşi doğarken görünce ´Budur rabbim. Bu daha büyük´ de di. O da batınca dedi ki: ´Ey kavmim, ben sizin (Allah´a ortak koştuğumuz şeylerden uzağım. Ben yüzümü tamamen gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim. Ve artık ben o(na) ortak koşanlardan

değilim!" (Enam 74-79)

Bu ayeti kerimelerde görüldüğü gibi İbrahim Peygamber, kav minin içinde bulunduğu sapıklıktan çıkmak için işe koyulmuş; bunun için de putların tanrı olamıyacaklarını, çünkü onların kim seye zarar ve fayda veremiyeceklerini açıklamıştı. Putlarla ilgili vehimleri yok etmek için delil bulmuş ve onları parçalamıştı. Put ları parçalamakla da onların kimseye zarar veremeyeceklerini, onlarda ne zahiri, ne de batini güç bulunmadığını kesinlikle is-batlamıştı. Sonra da kavmince bilinen tanrıları denemeye başla mış, bilahare yıldızlara yönelmişti. İbrahim Peygamber Irak lıydı. Iraklılar, yıldızlara tapan kimseler olarak tanınırlardı. Bu yüzden yıldızların iç yüzünü anlamak amacıyla onlara yöneldi. Tanrı olmalarını gerektirebilecek bir gücü bulma ümidiyle yıldız lara baktı. Onların battıklarını gördü. Sürekli bir istikrar arzet-mediklerini anladı. İstikrar içinde olmayan bir varlığın tanrı ol ması uygun değildi. Sonra Ay´a yöneldi. Onun büyük bir yıldız ol duğunu gördü. Diğer yıldızlar gibi onun da battığını görünce bu defa Güneş´e yöneldi. Mısırlılar, tanrıların güneşte bulunduğuna inanırlardı. Mısır´ı da ziyaret etmişti. Fakat Güneş´in de tanrı ol maya elverişli bir varlık olmadığını anladı. Çünkü Güneş de batı yordu. Neticede İbrahim Peygamber hayret ve şaşkınlık içine düştü. Nihayet rabbi ona doğru yolu gösterdi. Peygamberlerin atası oldu. Kendisinden sonra gelen soyu içinde peygamberler vardı. Bunları Kur´an-ı Kerim zikretmektedir. Şaşkınlık ve şüp heden sonra kalbine hidayet, sükunet ve yakıni inanç geldi.

Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) de İbrahim gibi ilk adımı nı atmıştı. Putlara kulluk etmeyi protesto etmiş, onları ilk anda inkâr etmiş, varlıklarım kabul etmemişti. Ve yine hiç bir putu kutsamamıştı. Bir kimse put adma ona yardım ettirmek istedi ğinde put adına asla yemin etmezdi. Rahip Buhayra kendisine Lat adına yemin verdirmek istediği anda ona şöyle cevap vermiş ti: "Ben Lafın adının anılmasından tiksiniyorum. Ondan tiksin diğim kadar hiç bir şeyden tiksinmiyorum." Muhammed (s.a.v.) ki, İbrahim Peygamberin torunuydu. O, aklı selimi ve Cenâb-ı Al lah´ın kendisine bahşetmiş olduğu fıtratıyla büyük dedesi İbra him´in bulduğu hakikatleri bulmuş ve öğrenmişti.

Fakat İbrahim Peygamberin, Rabbini tanıma hususunda yap tığı diğer adımları Peygamber efendimiz atmamıştı. O rabbini ta nımak için yıldızlan ve güneşi denememişti. Aksine ilk anda Rab-bine ibadet etme noktasında durmuştu. Noksanlıklardan münez zeh olan yüce Allah´ın kudretinin büyüklüğünü ve ibadete müsta hak olduğunu idrâk etmişti. Peygamber efendimizin, İbrahim Peygamberin attığı adımları atmayışındaki sebep şudur: İbrahim Peygamber, putlarla yıldızlara ve güneşe tapan kimseleri bilfiil görmüştü. Sapık bir inançla da olsa Allah´ı çok zikreden kimseleri, Peygamber olarak gönderilmiş olduğu kavmi için görmüş değildi.

Araplara gelince onlar İbrahim Peygamberin dininin kalıntıla rı sayesinde Allah´ı tanıyorlardı. Hac esnasında, İbrahim´in iba detteki amacı doğrultusunda Allah´ı zikrediyorlardı. Sapık inanç la da olsa Allah´ı tanıyorlardı. Hac menasikini eda ederken de Al lah´ı çokça zikrediyorlar, teîbiyeler getiriyor ve Arefede vakfe ya pıyorlardı. Fakat bunun yanında Allah´a ortaklar koşarak sapık lık içinde duruyorlardı. Ama Keldanilerle Mısırlıların tarihlerine baktığımızda açıkça görüldüğü gibi Keldanilerle Mısırlılar Allah´ı asla zikretmezlerdi. İbadet hususunda onun adım anmazîardı. Muhammed (s.a.v.) Allah´ı tanıyan ve ibadette O´na kendi putları nı ortak koşan bir kavim arasından peygamber olarak zuhur etti ğinde, onların bidatlannı terkedip inkâr etmiş, protestoda bulun muştu. İbrahim Peygamberin dininin kalıntılarından olan Allah´ı tanıma hususunu sağlamlaştırmıştı. Sonra sadece Allah´ın rablı-ğına iman etmiş ve yalnızca O´nun ibadete, üluhiyete layık oldu ğunu kabul etmişti.

Adamın biri çıkıp da şöyle diyebilir: "Cenab-ı Allah, Peygamber efendimizin daha önce sapıklıkta olduğunu ve bilahare hidayete kavuşturulduğunu beyan buyuruyor. Buna ne dersiniz:

"O seni yetim bulup barındırmadı mı? Seni sapıklıkta bulup doğru yola iletmedi mi?" (Duha 6-7) Bu ayeti kerime peygamber efendimizin ibadet hususunda yanlış yolda olduğunu gösteriyor. Halbuki Allah´ı tanıyan kimse ibadet hususunda yanlış yolda bu­lunmaz. Buna ne dersiniz?

Bu soruya cevaben deriz ki: "Abdullah oğlu Muhammed (s.a.v.), Allah´ı tanıyor, O´na iman ediyor ve putları inkâr ediyor du. Putların hiç bir şekilde kutsanmaya layık olmadıklarını ifade ediyordu. Nitekim büyük dedesi İbrahim´in de söylediği gibi o, putların hiç kimseye zarar ve fayda veremiyeceklerine kani idi. Fakat o Allah´a ne şekilde ibadet edeceğini kesin olarak bilemiyor du. Nefsini ve kalbini Allah´a yöneltiyor, sadece Allah´a ibadet et mekle meşgul oluyordu. Allah´ın kendisi üzerindeki hakkını öde mek istiyordu, ibrahim´in dini, o zamanlar unutulmuştu. O dinle ilgili olarak çok az hususlar bilinmekteydi. Bu nedenle Peygamber efendimizin bu hususlarda şaşkınlığa düşmesi kaçınılmazdı. Ni hayet Cenab-ı Allah ona ibrahim´in dininden kalan bazı hususları Öğretti. Nitekim bu husus şu ayeti kerimeden de anlaşılmaktadır:

"işte sana da böyle emrimizden bir ruh vahyettik. Sen kitap ne dir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu bir nur yaptık. Kulları mızdan dilediğimizi onunla hidayete iletiyoruz" (Şura 52)

Muhammed (s.a.v.), mümeyyizlik yaşına erdikten sonra hep ibadetle meşgul oldu, ibadetle iç içe yaşadı. O yüce Allah´ın varlığı üzerinde tefekkür"ediyor, O´na nasıl ibadet edeceğini düşünüyor du. Sonra da yüce Allah´ın yaratıkları ve kulları üzerinde düşünü yordu. Rabbini idrak etme noktasına erebilmek için ibrahim Pey gambere yüce Allah göklerle yerin melekutunu ve ulvi alemleri gösterdiğine göre Muhammed (s.a.v.) de, aklı yeten bir genç olduğu günden itibaren göklerle yerin, güneş ile Ay´ın ve yıldızların yara tılışları üzerinde kafa yormaya başlamıştı. Göklerle yer arasında Allah´ın emrine müsahhar olan bu varlıkların da yüce Allah´a iba det ettiklerini keşfetmişti. Göklerle göklerin burçlarına, süslerine, güneşe ve yeryüzüne saçtığı aydınlığa, kâinatı karanlığıyîa perde leyen geceye sırf güzel manzaralar ve göz alıcı süsler olarak bakmı­yordu. Aksine bunlara bakarken bunların, yüce yaratıcının varlı ğına işaret ettiklerini görüyordu. Örneğin güneşe bakarken onda ki ışık saçma sinim araştırmıyor, bilakis onun, yaratıcının varlığı na işaret eden sırrını araştırıyordu. Yere, suya, ekinlere, ağaçlara ve meyvelere bakarken de, sırf bunların nasıl yaratıldıklarını öğ renmek için değil, bunları yaratanın kim olduğunu öğrenmek için kafa yoruyordu. Bu varlıkların yaratıcısını tanımak için düşünce sini derinleştirdikçe ve bu varlıklarda yüce yaratıcıyı bulmak için deliller aradıkça, o yüce varlığa olan imanı daha da artıyordu. O´nun hoşnutluğunu talep ediyor ve gönlünü rahatlatıyordu.

Bir kulun kendi manastırında gönüllü ibadet yapışı gibi, rabbi-nin rızasından başka hiçbir şeyi talep etmeden rabbini, tanımaya ve onu kendinden razı kılmaya yöneldi. Fakat o, rabbini razı kılacak sebepleri bilemiyordu. Ona ne şekilde ibadet edeceği konu sunda bilgisi yoktu. Ancak Arapların atadan, dededen kalma hac menasikini biliyordu. Bunlar da ibrahim peygamberin zamanın dan kalma ibadetlerdi. Kalbini ve dilini temizleyerek müstakim fıtratı ve selim kalbi ile rabbani bir insan haline geldi.

Bütün amel ve davranışları yüce Allah´ı razı kılmak içindi. İn sanlara güzel ahlakla muamelede bulunuyor, yalan söylemiyor, doğruluktan ayrılmıyor ve insanlara iyilikte bulunuyordu. Çün kü insanlar Allah´ın iyali mesabesindeydiler. Bu uğurda yaptığı her iş, Allah rızası için olmuştu. Onun teslimiyet arzeden kalbi Al lah´a bağlanmıştı. Kainattaki her şeyin Allah için olduğunu görü yor, kendisini gönülden Allah´a ibadet eden bir varlık olarak ka bul ediyordu. Ama rabbini ne şekilde memnun edeceğini ve O´na nasıl ibadet edeceğim bilemiyordu. Kalbiyle, diliyle, ameliyle, ah lakıyla rabbine yönelmişti. İnsanların puta taparak Allah´tan yüz çevirdiklerini, içkiye devam ettiklerini, kumar oynadıklarını, kö tü yollara saparak birbirlerine kin ve düşmanlık beslediklerini gördüğü için aralarına katılmıyor, onlardan uzak duruyordu. İn sanların birbirlerine karşı düşmanlık gösterdiklerini ve birbirle riyle tartıştıklarını görüyor, bu gibi halleri kendisine yakıştıramı-yordu. Onun amacı bu değildi. Azgın ve sapık kimselerin tabi ol d...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamber Efendimizin İbadeti
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:48:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamber Efendimizin İbadeti rüya tabiri,Peygamber Efendimizin İbadeti mekke canlı, Peygamber Efendimizin İbadeti kabe canlı yayın, Peygamber Efendimizin İbadeti Üç boyutlu kuran oku Peygamber Efendimizin İbadeti kuran ı kerim, Peygamber Efendimizin İbadeti peygamber kıssaları,Peygamber Efendimizin İbadeti ilitam ders soruları, Peygamber Efendimizin İbadetiönlisans arapça,
Logged
24 Mart 2014, 20:02:34
Kader 7/C

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.088



« Yanıtla #1 : 24 Mart 2014, 20:02:34 »

EFENDİMİZİN ibadetlerini veya hatta EFENDİMİZİN yaptığı söylediği sözlerden birini yapmak veya söylemek insana bir başka huzur verir...İNŞALLAH EFENDİMİZ bizleri Kevser havuzunun başında bekliyordur bizlerinde EFENDİMİ'i göemek o nur dolu elinden dökülen nurlardan su içmek ne kadar güzel olur insanlar heycanlanır mutluluk duyar ALLAH'ın izniyle eğer cennete gidersek EFENDİMİZ'in ellerinden Kevser havuzu suyu içeceğiz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Dünya güzel olsaydı,doğarken ağlamazdık...

Yaşarken temiz olsaydık,ölünce yıkanmazdık.
24 Mart 2014, 20:12:36
Yazgül_8-A

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 468



« Yanıtla #2 : 24 Mart 2014, 20:12:36 »

Rabbim bizlere de peygamber efendimizin ibadetini yapmaktan nasip eylesin..
Peygamber efendimizin davranışlarını yapmak bizlere ayrı bir huzur ve mutluluk veriyor..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Hiç bir kömür ısıtamayacak babaları madende ölmüş çocukların yüreğini...
25 Mart 2014, 00:06:43
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #3 : 25 Mart 2014, 00:06:43 »

Esselamu aleykum ; güzel kardeşlerim bu hayirli dualariniza can-ı gönülden amin amin amin ecmain inşaallah diyorum ve hayirli hizmetlerinizi  bekliyoruz..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Mart 2014, 01:21:14
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 25 Mart 2014, 01:21:14 »

Rabbim bize peygamber efendimizin imanından,inancından,şefaatinden,ahlakından almayı nasip etsin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes