> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Abdülmuttalib ve Abdullah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Abdülmuttalib ve Abdullah  (Okunma Sayısı 3205 defa)
11 Aralık 2009, 16:22:31
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 11 Aralık 2009, 16:22:31 »



Abdülmuttalib ve Abdullah

Abdülmuttalib, peygamber efendimizi, bakıma muhtaç olduğu çocukluk çağında, yanında barındırmıştır. Abdülmuttalib´in an nesi, Peygamber efendimizin hicret etmiş olduğu Yesrib şehrin den gelmiştir. Yesrib´deki Neccar oğulları kabilesine mensuptur. Abdülmuttalib, hayatının ilk dönemini Yesrib´de geçirmiştir. Yesribliler arasında, hayatının ilk dönemlerim garip bir kimse olarak geçirdikten sonra, amcası Muttalib onu alıp Mekke´ye getirmiş ve beraberinde bulundurmuştur. Bu nedenle, kendisine Abdülmut talib adı verilmiştir.

Kureyşliler onu kendilerine reis yapmışlar dır. Bunu da nefsi, ruhi ve ahlaki kuvveti ile, müsamahakarlık ve cömertliğiyle elde etmiştir. Kureyş´in gençlerine babalık, ihtiyar­larına da kardeşlik yapmıştır. Onun yüzünde bereket, ahlakında azim ve doğruluk vardı. Ama sakindi. Herkese karşı iyi davranır ve halinden şikayet etmezdi. Hiçbir zaman zillete düşmemişti. Cürhüm kabilesinin kapatıp köreltmesinden sonra, zemzem ku yusunu açan Abdülmuttalib´tir. Cürhümlüler Mekke´ye hakim ol dukları zaman, zemzem kuyusunu kapamışlardı. Kuyu, yıllarca kapalı kaldı. Nihayet

Abdülmuttalib orayı yeniden açtı. İnsanlar onun suyundan içtiler. Orayı ilk olarak kazmış olan İsmail pey gamberin anıları yeniden canlandı. Torunları onun izzet ve kera meti ile dolup taştılar. Çünkü İsmail´in anasının bereketi ile mey dana çıkan zemzem kuyusu, yine eski haline gelmişti. Araplar´ın atası İbrahim peygamberin bereketi de görülmüştü. Abdülmutta lib, kapatılmış olan zemzem kuyusunu yeniden açmakla şeref ve üstünlüğünü daha da arttırdı. Araplar onur ve üstünlüğe kavuş­tular. Mütevazı bir insan olduğu için, yaptığı bu yararlı işlerle hiç kimseye karşı üstünlük taslamamıştı. Yüzünün bereketi ve ya şantısının güzelliği gibi ilahi bağışlar sebebiyle başkalarına karşı büyüklük gösterisinde bulunmamış, aksine Cenab-ı Allah´ın ken disine bahşettiği bu muvaffakiyet nedeniyle hamdetmişti.

Siyer kitaplarının anlattıklarına göre, Abdülmuttalib, defalar ca gördüğü sadık bir rüya nedeniyle zemzem kuyusunu yemden kazıp ortaya çıkarmıştı.

Sanki bu, Allah´ın ona bir ilhamı gibiydi. Noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah, nefsinin safiyetin den ve ruhunun aydınlığından dolayı ona, böyle bir ilhamda bu­lunmuştu.

Hz. Ali babası Ebu Talib vasıtasıyla dedesi Abdülmuttalib´in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ben, Kabe civarında Hicr denilen yerde uyumaktaydım. Bir şahıs yanıma geldi ve bana: "Tibe´yi kaz" dedi. Ona:"Tibe nedir?" diye sordum. Cevap vermeden ya nımdan gitti. Ertesi gün yine aynı yere gidip uyudum. Yine aynı şahıs yanıma gelerek: "Berre´yi kaz" dedi. Ben de: "Berre nedir?" diye sordum, cevap vermeden yanımdan gitti. Ertesi gün yine ay nı yere gidip uyudum. Yine aynı şahıs yanıma gelerek: "Mazmu-ne´yi kaz" dedi. Ben de: "Mazmune nedir?" diye sordum, adam ba­na cevap vermeden yanımdan gitti.

Ertesi gün yine aynı yere gidip uyudum. Yine aynı şahıs yanı ma gelerek: "Zemzem´i kaz" dedi. Ben de: "Zemzem nedir?" diye so runca bana şöyle cevap verdi: "Suyunu asla tüketme, kimseyi kı nama ve hacılara su ver. Zemzem kuyusu, kan ile dışkı arasında, gagası ve ayakları kırmızı renkli karganın gagaladığı yerde, ka rınca mıntıkasındadır."

Zemzemin kan ile dışkı arasında oluşundan maksat, Kureyşli-ler´in kurbanlarını kestikleri yerde olmasıdır. Karınca mekanın dan kasıt da orda karıncaların bulunmasıdır. Abdülmuttalib, rü yadaki adamın tarifine uyarak zemzem kuyusunun bulunduğu yere gitti ve bir kargamn orada bazı yerleri gagaladığını gördü. Bu iki alametle o, zemzem kuyusunun yerini tesbit etti. Kuyuyu kaz maya başladı. Su görünce de tekbir getirdi. Etrafta da Kureyşliler onun yaptığı işi seyrediyorlardı. Kazdığı kuyudan bir netice elde edemiyeceğini sanıyorlardı. Abdülmuttalib´in tekbir getirmeye başladığım gördüklerinde de, onun maksadına ulaşmış olduğunu anladılar. Ama kuyuyu kazıp ortaya çıkardıktan sonra zemzem suyunun, kendi idareleri altında olmasını istediler. Sadece Ab dülmuttalib´in idaresi altında kalmasını kabul etmediler ve: "Bu İsmail´in kuyusudur. Hepimizin bunda hakkı vardır. Bu kuyunun idaresine bizi de ortak etmen gerekir" dediler. Ama Abdülmutta-lib zemzem kuyusunu onlara teslim etmedi. Bu kuyunun idaresi nin sadece kendi hükmü altında kalmasını uygun gördü. Çünkü orayı yeniden kazan kendisiydi Kureyşliler bu hakkını elinden al mak için kendisiyle çekiştiler. Fakat sonraları onun tabiatlı ve gü zel ahlaklı bir kimse olduğunu görünce zemzemi ona bıraktılar. Çünkü o, zemzem kuyusunun suyunu Kureyşliler´den esirgemi yor, hem onlara, hem de hacılara minnet ve eziyette bulunmaksı zın suyu bol bol ikram ediyordu. Bu ikram sırasında adaleti elden bırakmıyor, güzelce bir dağıtmada bulunuyordu. Yalnız zemzem suyunu dağıtma hakkını kendi uhdesinde tutuyordu. Zaman için de, Abdulmüttalib´in rüyada gördüğü adamın vasfettiği şekilde, zemzem suyunun bitmeden bütün hacılara içecek olarak yettiği görülmüştür. Onun bu vasfı, günümüze kadar da devam etmekte dir. Hacılar hala o kuyunun suyundan içmektedirler. Bu, kuru mayan bir pınar ve sonu gelmeyen bir menbadır. Bunda İsmail peygamberin bereketi hala devam etmekte ve Abdülmuttalib´in karekteri hissedilmektedir. Ayeti kerimede de vasfedildiği gibi, Beyt-i Muazzama´nın bereketle kuşatılmış olduğuna delalet et mektedir: "Doğrusu insanlara (mabed olarak) ilk kurulan ev, Mekke´de olandır. Alemler uğur, bereket ve hidayet kaynağı ola rak kurulmuştur." (Al-i Imran: 96)

Abdülmuttalib´in hayatına bakan kimse, onun üç üstün vasfa sahip olduğunu görecektir:

1- Hoş gönüllü, müsamahakar bir insandı. Omuzları insanlara karşı gurura kapılmadan muhabbet gösteren ve onlara sıcaklıkla yaklaşan bir insandı. Hiç kimseye kaba davranmaz, büyüklük ve üstünlük taslamazdı. Mekkeliier onda sükun bulur, ona güvenir ler ve hükmüne razı olurlardı. Kendi aleyhlerine hüküm verse bi le, bu hükmünü kabul ederlerdi.

2- O uğurlu bir insandı. Elini hangi işe atarsa o işte Cenab-ı Al lah uğur ve bereket meydana getirirdi. Kazmayı eline alıp zem zem kuyusunu kazmaya başladı. Halkı arasında zengin bir kimse olmakla birlikte, cömert bir insandı. Rızkında bereket vardı. Ku-reyşliler´in çoğuna iyilikte bulunmuştu. Başkalarına iyilik et mekten çekinmez, cimrilik göstermezdi. Malı kendi elinde tut mak istemezdi. Cenab-ı Allah onu, nefsini cimriliğinden koru muştu.

3- Azimli ve iyilikte ısrarlı bir kimse idi. İyilik konusunda karşı laştığı zorluklar, onu yapacağı iyilikten caydıramazdı. Kendisi ve insanlar için hayırlı işe koyulurdu. İradesi güçlü, azmi keskindi. Söylediği sözün sonucuna katlanırdı.

Siyer alimlerinin anlattıklarına göre, zemzem kuyusunu ka zarken sadece Haris bin Abdülmuttalib adındaki oğlu vardı. Arap lar mal çokluğuyla övünürlerdi. Oğullarının çokluğuyla iftihar ederlerdi. Dillerinden şu sözler eksik olmazdı: "Ben, malca senden zenginim; adamlarımın çokluğu bakımından da senden güçlü yüm."

Kureyşli ve Sakifli zenginler kadar mal sahibi olmadığı halde, Abdülmuttalib, Cenab-ı Allah´ın kendisine vermiş olduğu mal ile kanaat etmiştir. Çünkü elinde bulunan mal, cömertlik ve insanlı ğını korumasına yetiyordu. O fazla mal biriktirme tutkunu değil di. Aksine elinde bulunan malı tutmamaya özen gösterirdi ki, bu da onun için şeref olarak yeterdi. Fakat adam bakımından güçlü olmak için, çok sayıda oğlunun olmasını arzulardı. Mal ve çocuk, dünya hayatının süsüdür.

İçinde cahiliyet devrinin kalıntılarını taşıyan bir adak adamış tı. Eğer on oğlu doğup yaşarsa, bunlardan birini Kabe´ye kurban olarak takdim edecekti. Böyle yapmakla Kabe´ye karşı büyük bir görev yapmış olmayı düşünüyordu. Nitekim atası İbrahim de, ilk oğlunu Cenab-ı Allah´a kurban etmek gibi bir ibadette bulunmaya tevessül etmişti. Ama Abdülmuttalib bunu kendiliğinden bir adak olarak adamıştı. Böyle bir şeyi Rabbi´nin emriyle yapmak mecbu riyetinde tutulmamıştı. Dolayısıyla İbrahim´in yaptığı, Allahu Te-ala´ya karşı bir teslimiyet olduğu halde, Abdülmuttalib´in yaptığı cahili bir işti. Dolayısıyla peygamberlerin atası ve Allah´ın dostu İbrahim ile, Abdülmuttalib´in yaptığı arasında fark vardı. Abdül muttalib, cahiliyet putperestliği devrinde yaşamış bu putperestli ğe karşı bir tepkide bulunmamıştı. Cenab-ı Allah, dilediği kimseye erkek, dilediğine de kız çocuk bağışlar.

Ruh ve azim gücüne sahip olan Abdülmuttalib, adağını yerine getirmeye yöneldi. Çünkü oğullarının sayısı onu bulmuştu. Fakat bu on çocuktan hangisini kurban edecekti. Kur´a çekmek istedi. Oğullarını bir araya getirip topladı ve onları Kabe´nin içine koydu. Her birinin bir kağıt almasını ve kağıda kendi adını yazmasım em retti. Kur´a çekiminden Önce onlara adağını anlattı, oğulları da bu emre, gönül rızasıyla itaat ettiler. Adlarını yazdıktan sonra herbi-ri, elindeki kağıdı bir fal okuna yerleştirdi. Fal oklarından anlayan kişiye bu okları oğulları arasına kura usulüyle dağıtmasını emret ti. O da bu okları Abdülmuttalib´in oğullarına kura usulüyle çek tirdi. Kur´a, Peygamber efendimizin babası Abdullah´a çıkmıştı.

Oğulları arasında en çok sevdiği Abdullah olduğu halde, onu kurban etmek için bıçağı alıp bilemeye başladı. Onun bu davranı şı, Kureyş´in toplantı meclisinde duyuldu. Bunu duyan Kureyşli-ler acele olarak yanına koşup geldiler. Onun, sevgili oğlunu umur­samadan boğazlamak için bıçağı eline aldığını gördüler. "Ne yap mak istiyorsun ey Abdülmuttalib? "diye sordular. O da: "Oğlumu keseceğim!" diye karşılık verdi. Bu karşılığı duyan Kureyşliler pa niğe kapıldılar. Abdullah´ın kardeşleri de ürküntüye düşmüşlerdi. Azimleri gevşemiş ve babalarına ilk etapta göstermiş oldukları itaat azalmaya başlamıştı. Çünkü kardeşlerini seviyorlardı. Fa kat ihtiyar Abdülmuttalib´in azmi asla gevşememişti. O adağını yerine getirmek niyetindeydi. Kurb...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Abdülmuttalib ve Abdullah
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:40:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Abdülmuttalib ve Abdullah rüya tabiri,Abdülmuttalib ve Abdullah mekke canlı, Abdülmuttalib ve Abdullah kabe canlı yayın, Abdülmuttalib ve Abdullah Üç boyutlu kuran oku Abdülmuttalib ve Abdullah kuran ı kerim, Abdülmuttalib ve Abdullah peygamber kıssaları,Abdülmuttalib ve Abdullah ilitam ders soruları, Abdülmuttalib ve Abdullahönlisans arapça,
Logged
18 Şubat 2021, 14:48:48
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 18 Şubat 2021, 14:48:48 »

Esselamu aleyküm Rabbim bizleri siyer ilmini öğrenen kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

19 Şubat 2021, 16:01:16
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #2 : 19 Şubat 2021, 16:01:16 »

Aleyküm Selâm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes