> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı > Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) > Tezakür tezekkür tezkir ve zikir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tezakür tezekkür tezkir ve zikir  (Okunma Sayısı 709 defa)
01 Ekim 2011, 14:18:52
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 01 Ekim 2011, 14:18:52 »



   

Ahmet Kurucan
   
Tezakür, tezekkür, tezkir ve zikir

Kesintisiz diyebilirim; nefes kesmeden de diyebilirim; arka arkaya sıralanan değerlendirmeler esnasında araya girdi ve "Nâmütenâhi istikametinde mülahazalar da nâmütenâhi olur" dedi.

Ardından ilave etti: "Kendi dar sınırlarınızdan çıkmanız lazım. Bediüzzaman Hazretleri'nin dediği gibi 'gönüllerin meâliye müştâk' hale getirilmesi gerek."

Hangi münasebetle söyledi bu sözleri? Neydi o değerlendirmeler? Kimdi bu değerlendirmeleri yapan veya aktaran?

Önce kim sorusuna cevap vereyim; fotoğrafik zekâsı, 'meâliye müştak gönlü', düşünce ve amelde istikameti ve en önemlisi hiç doyma bilmeyip sürekli 'hel min mezîd' ufkunun zirvelerinde dolaşıyor gördüğüm can dostumdu o kişi. Değerlendirmeler, bazıları can dostuma, bazıları da başkalarına ait. Mevzu ise pırlanta serisi idi.

İki elin parmak sayısını geçmeyecek ölçüde misafirin var olduğu salon maddesiyle-manasıyla sohbet için hazırdı. Ama bu ortamda ikili bir muhavere vardı. Sezebildiğim, görebildiğim ve anlayabildiğim kadarıyla birbirlerinin dilinden ve dil'inden anlayan Hoca-talebe arasındaydı bu muhavere.

Mevzuu söyledim; pırlantalar idi. Muhavere pırlantaların akıl, mantık, düşünce, amel, ruh, gönül ve kalb dünyamıza kazandırdıkları etrafında dönüyordu. Zaman geliyor; devâsâ kâmetlerin görüşleri, zaman geliyor pırlanta sohbetlerine muhatap olanların yeni keşfettikleri hazineler hakkındaki kanaatleri aktarılıyordu. Bazen oluyordu ki ilim dünyasının atmosferlerinde dolaşılıyor; bazen ise 'olan'dan hareketle 'olması gerekenler'in dile getirildiği zeminlere atıflarda bulunuyordu. Tabii mevzu pırlantalar olunca; pırlantalar sahibine sadece dinlemek düşüyor, mahviyet, tevazu ve hacalet içinde aktarılanları nezaketen dinliyordu. Ben saymadım ama saysam ve rakamı size söyleseydim, 'bu kadar kısa zamanda bu kadar estağfurullah denir mi?' derdiniz.

Can dostumun nefes almaya durduğu bir an devreye girdi eserlerin sahibi, "Yapacağımız şeylerin doğruluğunu çok iyi hesap etmemiz lazım." dedi. Sonra bu doğruluğa metot ekseninde açılım kazandırdı: "Toplumun sadece bir kesimi değil, bütün kesimlerine hitap edecek usuller belirlemek lazım." Maksadı açık ve netti; çünkü ortaya konulan eserler bütün Müslümanlara ve bütün insanlara hitap etmekte. Öyleyse onları toplumun sadece bir kesimine has kılacak tarzda hatalar yapmamak, "hasr" ifade eden söylem ve tavırlardan uzak durmak gerek.

Pekâlâ, doğru usul belirlendikten sonra ne olacak? İkinci adım, en azından birinci adım kadar, hatta azim, istikamet ve süreklilik ifade etmesi açısından birincisinden daha önemli. Dedi ki: "Sonra doğru dediğimiz ve doğru bildiğimiz bu yolda sonuna kadar ısrarla yürümeliyiz."

Can dostum, ihtimal fırsat bu fırsat dedi ve devam etti gözlemlerini anlatmaya. Ama estağfurullah'lar da arka arkaya geliyordu. Bir ara yine fırsat buldu; araya girdi ve: "İ'zama gitmeyin." Büyütmeyin demek bunun manası. "İyi ama biraz önce doğru söyleyin dediniz. Bunlar doğruların ifadesi." diye karşılık buldu i'zama gitmeyin sözü. Fakat pırlantalar sahibi meramını daha açık beyanlarla söylemeye durdu. "Hased insanın fıtratında vardır. Rekabet hissi bir başka fıtrî özelliktir. Eğer insanlığa götürdüğünüz hizmetlerinizde istikamet düşünüyorsanız, sevdiğiniz, saydığınız şahıslara fevkalade makamlar vermek yerine, fevkalade sadâkatle hareket etmelisiniz. Aksi halde bilmeden, farkında olmadan yaptığınız şeylere zarar vermiş olursunuz."

Sonra bu yaklaşımını Mus'ab b. Umeyr ile temellendirdi. Hicret öncesi Efendimiz (sas) tarafından tebliğ ve irşad göreviyle tavzif edilen ve Medine'ye gönderilen o dev sahabi, Hazrec kabilesinin ileri gelenlerinden Es'ad b. Zürare'ye kendisini öldürmek için geldiğinde diyor ki: "Otur, dinle; eğer beğenmezsen boynum kıldan ince. Ama önce bir dinle." Yapılan vurgu, verilmek istenen mesaj açık; yumuşak ve mantıkî üslup. Zira Hz. Mus'ab'ın bu yumuşak ve mantıkî üslubu başta Es'ad b. Zürare olmak üzere onun gibi nicelerini eritmiş ve İslam ile şereflenmelerine vesile olmuştu.

Unutmadan yazıya başlık yaptığım kavramlarla alakalı açıklamasını da anlatayım. Malum müzâkere, bir meseleyi karşılıklı olarak enine-boyuna konuşma demek. Hadislerde 'ders' değil de "tedârüs" kavramıyla anlatılan üslubun bir başka fiille ifadesi. O can dostum müzâkereler ve o atmosferlerde yaşananlardan bahsederken dedi ki pırlantalar sahibi: "Tezekkür ferdî bir ameliyedir ama tezekkür bile tezâküre bağlı. Tezâkür yapacaksınız ki tezekkür edesiniz. Her tezekkür sizde tezkîr düşüncesini tetikleyecek. Bu da sizi zikre götürecek."

Bir-iki cümlede ifade edilen ve kelimelerle, kavramlarla adeta dans eder gibi söylenen bu anlamlı cümle aslında bize bir ödev veriyor; başta Kur'an olmak üzere hadisten siyere, fıkıhtan kelâma, tefsirden tasavvufa, günümüz insanının aklına, kalbine, ruhuna, gönlüne hitap eden her türlü beslenme kaynağımızı literalist yani zahiri yaklaşımlara girmeden, taassuptan uzak ve kaynaklarına inerek katılımcılığın ve anlamanın esas olduğu müzakere, müdârese usulüyle okuma ve mütalâa etme. İmanı marifetle beslemenin ilk adımı bu. Ardından amel geliyor. Keşke yapabilsek.

Aynı gün bir başka ortamda dinlediğim hikâye ile bitireyim. Ormandaki ağaçlar baltadan şikâyette bulunmuşlar. Verilen cevap çok manidar: "Ne yapayım, baltanın sapı sizden." Dünyanın dört bir yanında sapı bizden olanların her tarafı katıp karıştırdığı bir zaman diliminde bizi özümüze kavuşturacak, özümüzle buluşturacak, özümüzü anlamamıza sebebiyet verecek bu türlü bir usule o kadar muhtacız ki! Dedim, keşke yapabilsek...

Pırlantalar sahibi tanıdık, Hocaefendi; 'Pekâlâ can dostun kim?' sorusunu duyar gibiyim. Müsaadenizle isim vermeyeyim; ama şunu da demeden geçmeyi kadirnaşinaslık bilirim. O, -la üzekki alallahi ehade- Kâdı Burhaneddin'in

"Bendesin sen bendeyim ben tapuna;

Bendeyim ben nice ki sen bendesin" beytinde tasvir edilen hal ve makama sahip bir sadık, "gussâdan mahlâs dilerken adını divân-ı aşka yazdıran" bir âşık, cemâlden kemâle, kemâlden cemâle Hz. Cemil'e doğru yol alan bir yolcu.

Pekâlâ, ben mi? Beni geçin. Ben şu an sizlere resmetmeye çalıştığım manzaraya hem mana hem de muhteva itibarıyla uyum içinde bulunan güftesi Faik Ali Ozansoy'a, bestesi Şadi Hoşses'e ait olan kürdîlihicazkâr makamındaki "Yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şey" şarkısının atmosferine kendimi salmış bir âvâreyim.

"Yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şey

Mehtaba dalıp yâr ile sohbet ne güzel şey

Dünyamızın üstünde bütün ruhlar uyurken

Dünyada senin âşığın olmak ne saadet

Bir bitmeyecek aşk-ı muhabbet ne güzel şey

Yıldızların altında ibâdet ne güzel şey."


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tezakür tezekkür tezkir ve zikir
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:30:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tezakür tezekkür tezkir ve zikir rüya tabiri,Tezakür tezekkür tezkir ve zikir mekke canlı, Tezakür tezekkür tezkir ve zikir kabe canlı yayın, Tezakür tezekkür tezkir ve zikir Üç boyutlu kuran oku Tezakür tezekkür tezkir ve zikir kuran ı kerim, Tezakür tezekkür tezkir ve zikir peygamber kıssaları,Tezakür tezekkür tezkir ve zikir ilitam ders soruları, Tezakür tezekkür tezkir ve zikirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes