> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kuranı Kerim de havariler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuranı Kerim de havariler  (Okunma Sayısı 1438 defa)
06 Ekim 2010, 16:02:49
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 06 Ekim 2010, 16:02:49 »



Kur'an-ı Kerim'de Havariler


  Havârî Kelimesinin Etimolojisi

Havârî lâfzı, حَوْرٌ havr kökünden türemiş bir kelimedir. Ancak, Arapça’da bu kökten türeyen kelimelerin birbirinden farklı anlamları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Havr, gözün beyazının çok beyaz, siyahının da çok siyah olması demektir. Ceylan ve sığır gözleri buna örnektir (İ. Manzur, 5/6: 296-303). Gözleri bu şekilde olan kadınlara havrâ’ denir ki; çoğulu ?hûrdur. Dilimizde kullandığımız hûrî kelimesi buradan gelmektedir. Tenleri ve cilt renkleri temiz ve beyaz olan kadınlarla, şehir kadınlarına da havâriyyât denir. Havr kökünden gelen havârî ise, elbise ağartan demektir. Bunun için Araplar, elbiseyi iyice temizleyip bembeyaz yaptıkları zaman havvartü’s-siyâbe derler. Havârî kelimesi bütün ayıplardan arınmış anlamına da gelir ki; ağartılmış, halis una huvvâr denmesi bundandır. Ayrıca havârî, hâlis ve samimi dost, bir kimseye ileri derecede yardım eden demektir. (İ. Manzur, a.y.; ez-Zebidî, 3:160-164) Türeyen bu kelimeler genel itibariyle beyazlıkla, temizlikle alâkalıdır.

Havr, ayrıca rucü’ mânâsında olup bir hâlden bir hâle dönmek, demektir. Ayrıca eksiklik anlamı da vardır ki, burada ziyadeden noksanlığa doğru bir dönüş söz konusudur. Nitekim bir hadiste

“الْحَوْرِ بَعْدَ الْكَوْرِ مِنَ أُعُوذُ بِاللهِ / Allah’ım kemalden sonra ki noksanlıktan sana sığınırım.” (Tirmizî, “Deavât”, 41) şeklinde geçmektedir. ( حَوَّرَاللهُ فُلاَنًا ) “havvara’llahü fülânen” dendiğinde de, “Allah onu perişan etsin!”, yani “Ona eksiklik versin.” manâsı kastedilir. Başın etrafında döndürülmesinden dolayı sarığı sarmak mânâsı için de havr kelimesi kullanılmıştır. Yine havr kökünden ( أَحَارَ ) ehâra (red cevabı vermek), ( تَحَاوَرَ ) tehâvera (tartışmayı sürdürmek),( حَاوَرَ ) hâvera (tartışmak, karşılıklı konuşmak), ( حَاوَرَ ) istehâre (sorup cevap istemek) kelimeleri türemiştir. Hamuru açmak, devenin gözünün çevresini dağlamak anlamında ki (أَحَارَ) havvera lâfzı da buradan gelir. Bu bakımdan, oklavaya (مِحْوَرٌ ) mihver denir. Bütün bunlarda bir hâlden başkasına dönüşme söz konusudur. (İ. Manzur, a.y.; ez-Zebidî, a. y.)

Havr kökünden türeyen daha başka değişik kelimeler ise, zıtlık, düşmanlık; müşteri yıldızı; şehir, bölge; şaşmak gibi farklı manâlara sahiptir.


Lâfzın Kur’ân’da Kullanılması ve Kazandığı Anlamlar

Kur’ân’da havr kökünden türeyen kelimeler on üç ayrı yerde geçmektedir. Bunlardan İnşikak 84/14’de (تَحَاوُرَكُمَا ) yehûra şeklinde muzari kalıbında geçen kelime, ‘dönmek’ anlamındadır. Burada âhirette diriltilmeyeceklerini düşünüp kitabı arkadan verilenler anlatılmaktadır. Kehf 18/34 ile 37. âyetlerde ise ( يُحَاوِرُهُ ) yuhâviruhû şeklinde muzari kalıbında geçen kelime ‘iki kişinin karşılıklı konuşmasını’ ifade etmektedir. Mücadele 58/1’deki kullanımı (تَحَاوُرَكُمَا ) tehâvuraküma şeklinde mastar olup, iki kişi (Havle binti Sa’lebe ile kocası Evs İbn Samit el-Ensarî) arasındaki tartışmayı ifade etmektedir (Razî 1991, 21:351). Duhan 44/54, Tûr 52/20, Rahmân 55/72 ve Vâkıa 56/22. âyetlerde ise (حُورٌ ) hûrun kelimesi geçmektedir. Hûr, ( أَحْوَارٌ ) ehvâr ve ( حَوْرَاءُ ) havrâ’ kelimelerinin çoğuludur; gözünün beyazı çok beyaz, siyahı da çok siyah, güzel kadınlara verilen isimdir. Âl-i İmrân 3/52, Mâide 5/112, Sâf 61/14. âyetlerde de ( حَوَارِيُّونَ ) havâriyyun olarak geçmekte ve fâil görevi görmektedir. Mâide 5/111. ve Saf 61/14. âyetlerde ise ( حَوَارِيِّينَ ) havâriyyin şeklinde ve mef’ul görevindedir. Son iki kullanımda ‘havârîler’ mânâsına gelip, terim anlamındadır. Havârî kelimesi ışığında bu âyetlerin tefsirinden biraz bahsedelim:

Âl-i İmrân 3/52. âyetine göre, Hz. İsa, Yahudilerin inkârlarını ya açıkça söylemeleriyle ya da onların küfürde ısrarlı olduklarını, kendini öldürmeye niyetlendiklerini kendi yakınî bilgisiyle hissetti (Razî, 6:335). Bu hissetmeden sonra Hz. İsa dinini tebliğ ve kendini savunmaları için (Taberî 1996, 2:269) şöyle demiştir: “Allah’a (doğru giden yolda) bana yardım edecekler kim?” Havârîler, biz “Allah’ın (dininin) yardımcılarıyız. Allah’a inandık. Bizim Müslümanlar olduğumuza sen şahit ol!” şeklinde cevap verdiler (Âl-i İmran, 3-52-53).

Âlimler, söz konusu âyetlerde havârîlerin niçin bu isimle adlandırıldıkları konusunda ihtilâf etmişlerdir. Onların elbiselerinin beyaz olması; her türlü nifak ve şüpheden arınmış bulunan kalblerinin beyaz bir elbiseye benzemesi; elbise temizlikçiliği yapmaları vb. sebeplerle (Razî, 6:335-344) onlara bu ismin verildiğine dair yorumlar yapılmıştır. Razî’de geçen bir rivâyete göre Hz. İsa çamaşır yıkayan bir topluluğa uğramış ve onları imana çağırmıştır. Onlar da iman etmişlerdir. Çamaşır yıkayan kimseye Nabat dilinde ( هَوَارِي ) hevarî denilirdi ki, çamaşırcı manâsınadır. Daha sonra bu kelime Arapçalaştırılarak ( حَوَارِيٌّ ) havârî şeklini aldı (a.y.).

Bazı âlimlere göre ise havârîlere bu isim, Hz. İsa’ya yardımcı olmaları sebebiyle verilmiştir. Çünkü Arapça’da havârî kelimesi hemen hemen ensar kelimesi ile eş anlamlıdır (Mevdudi 1986, 1:229). Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Hendek Muharebesi’nde insanları yardıma çağırınca, Zübeyr b. Avvam hemen icabet etmiş, sonra tekrar onları yardıma çağırmış, yine Zübeyr koşmuştu. Bunun üzerine Peygamberimiz, “ إِنَّ لِكُلِّ نَبِيٍّ حَوَارِيٌّ وَإِنَّ حَوَارِيِّي الزُّبَيْرُ بْنُ عَوَّامٍ “ / Her peygamberin bir havârîsi vardır, benim de havarim Zübeyr b. Avvam’dır.” buyurmuşlardır (Buhari, “Fedailü Ashâbı’n-Nebiyy”, 65). Burada havârî kelimesi ensar anlamında kullanılmıştır. İslâm tarihinde Mekke muhacirlerine kucak açıp yardım eden Medine halkına ensar denilmişti. Mevdûdi merhum, ensar lâfzı ile ilgili olarak şu açıklamayı yapmaktadır: “Gerçekte bu, bir kulun ulaşabileceği en üst derecedir. Çünkü namaz kılarken, oruç tutarken ve bu gibi diğer ibadetleri yaparken insanın konumu sadece kul olmaktır. Fakat o, Allah’ın dininin yayılmasına çalıştığında, Allah’ın dostu ve (dininin) yardımcısı olma gibi eşsiz ve yüce bir konuma yükselmektedir. Bu da, bir insanın bu dünyada ruhî yücelme ile kazanabileceği en yüksek makamdır.” (Mevdudi, 1:229) Ayrıca Saf 61/14 Ey inananlar, Allah’ın yardımcıları olunuz. Nitekim, Meryem oğlu İsa da havârîlerine şöyle demişti: “Allah yolunda benim yardımcılarım kimlerdir?” Havârîler: “Allah’ın dininin yardımcıları biziz,” demişlerdi. âyetinde, havâriler Allah’ın dininin yardımcıları olarak anılmaktadır. Âyetten de anlaşıldığına göre havârî kelimesi, bir kimsenin çok yakın dostu ve yardımcısı anlamına gelmektedir.

Bize ulaşan rivâyetlere göre havârîlerin bir kısmı balıkçı, bir kısmı idarede yüksek makam sahibi, bazısı da çamaşırcıdır. Ama hepsi, Hz. İsa’ya yardım etme, ona itaat ve hizmet etmede son derecede ihlâslı ve samimi oldukları için, havârî olarak isimlendirilmişlerdir. (Razi, a.g.e., 6:335-344)

Havârîler “نَحْنُ أَنْصَارُاللهِ / Biz Allah’ın (dininin) yardımcılarıyız.” dedikten sonra " /Allah’a iman ettik” ilavesinde bulunmuşlardır ki bu, Allah’a iman ettiğimiz için O’nun dinine yardım ederek, dostlarını savunarak, düşmanlarıyla savaşarak Allah’a yardım etmemiz gerekir anlamında illet ve sebep bildiren bir ifadedir. Daha sonra onlar, " وَاشْهَدْ بِأَنَّا مُسْلِمُونَ / Bizim Müslümanlar olduğumuza sen şahit ol” diyerek Hz. İsa’yı, aynı zamanda Cenab-ı Allah’ı (c.c.) kendi üzerlerine şahit tutmak istemişlerdir. Bu ifade hakkında iki açıklama yapılmıştır: a) “İtaat ve teslimiyetimize şahit ol!” demektir. b) Onların ve bütün peygamberlerin dinlerinin İslâm olduğuna dair havârîlerin ikrar ve itirafıdır (Razî, a.y.).

Havârîler Hz. İsa’yı, iman ettikleri ve Müslüman oldukları hususunda şahit tutmalarının ardından, Allah’a yalvararak “Ey Rabbimiz, indirdiğine inandık, Elçiye uyduk. Bizi de şahit olanlarla (tanıklık edenlerle) birlikte yaz.” diye dua etmişlerdir. Onlar, “Allah’a inandık” demekle Allah’a; “senin indirdiğine inandık” sözüyle Allah’ın kitabına inandıklarını, “elçine uyduk” dediklerinde ise Allah’ın Resûlü’ne iman ve itaat üzere olduklarını beyan etmişlerdir. Allah’a yaklaşmayı ve O’nun sevabını umarak “bizi şahit olanlarla birlikte yaz” duasında bulunmuşlardır. Âyetten de anlaşıldığına göre, şahit olanlar, havârîlerden daha ileri dereceye sahiptirler (a.y.). Râzi, bu konuda müfessirlerin yapmış olduğu açıklamaları şöyle sunar:

a) “Şahidlerle birlikte”, Hz. Muhammed (s.a.s.) ve O’nun ümmetiyle beraber demektir.

b) “Bizi peygamberler zümresine kaydet.” demektir. Çünkü Allah onların dualarını kabul etmiş, onların her birini nebî ve resûl yapmış, böylece onlar ölüleri diriltmiş ve Hz. İsa’nın yapmış olduğu her şeyi yapmışlardır. (Tabiî ki bu, müfessirlerden bazısının görüşüdür.)

c) “Bizi, senin birliğine ve peygamberlerin doğruluğuna şehadet edenler zümresinin içine yaz.” manâsındadır.

d) “Bizim adımız Mele-i A’lâ ve mukarreb melekler yanında meşhur olsun.” anlamındadır. Çünkü Allah, “Gerçekten iyilerin defterleri illiyyîndedir.” (Mutaffifîn, 83/18) demektedir.

e) Havârîler, istidlâl makamından, şuhûd ve mükâşefe makamına yükselmek istemişlerdir.

f) “Bizi, kendilerine gelecek olan güçlük ve elemlere aldırış etmeyen kişiler kıl ki; bunun sonucunda verdiğimiz yardım sözünü hakkıyla yerine getirebilelim.” demektir.

g) “Adlarını kendi isminle beraber zikrettiğin ilim sahipleriyle beraber kıl.” manâsında bir duadır. (Razî, 4:342)

Allah’a, kitabına, peygamberine imanlarını bu şekilde dile getiren havârîler, kendilerinden daha üstün makama sahip şahit olanlarla beraber ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuranı Kerim de havariler
« Posted on: 27 Nisan 2024, 06:16:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuranı Kerim de havariler rüya tabiri,Kuranı Kerim de havariler mekke canlı, Kuranı Kerim de havariler kabe canlı yayın, Kuranı Kerim de havariler Üç boyutlu kuran oku Kuranı Kerim de havariler kuran ı kerim, Kuranı Kerim de havariler peygamber kıssaları,Kuranı Kerim de havariler ilitam ders soruları, Kuranı Kerim de havarilerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes