> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine  (Okunma Sayısı 703 defa)
11 Ekim 2010, 13:20:34
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 11 Ekim 2010, 13:20:34 »



“Kur’ân’dan İdrake Yansıyanlar” Üzerine


Kur’ân-ı Kerim, bitmez tükenmez bir hazine, zaman ve mekânı aşkın en son ve evrensel ilahi mesajdır. Her asır, onun muhkem esaslarını olduğu gibi kabul etmekle beraber, tamamlayıcı kabilinden öteki hakikatlerinden de payını alır, başkasının saklı hissesine ilişmez. Mutlak hakikat, sınırlı nazarlarla kuşatılamaz. Dolayısıyla hiçbir ilim dalı, evrenin bütün hudut ve sırlarına muttali olma iddiasında bulunamayacağı gibi, hiç kimse Kur’ân’ın ihtiva ettiği bütün anlamları ihata iddiasında da bulunmamıştır. Kur’ân, cennet meyveleri gibi anlamları devşirildikçe yenisi gelir ve bu daima böyle devam eder. “Eğer Allah’ın kelimelerini yazmak üzere, dünyadaki bütün ağaçlar, kalem olsaydı ve denizlere de yedi deniz daha katılıp bütün onlar da mürekkep olsaydı, bunlar tükenir yine de Allah’ın sözleri tükenmezdi. Allah, öyle azîz, öyle hakîmdir." (Lokman sûresi, 27)


Allah’ın Kitabı’nı anlamanın ve ondan istifade etmenin bazı şartlarının olacağı tabiidir. Son asrın iz bırakan Dinler Tarihçisi M. Eliade, Din Araştırmaları hakkında bir noktanın altını şu şekilde çizer: Roma hukuku ancak Roma değerleri ile anlaşılabileceği gibi dini davranış, fikir ve kurumlar da ancak dindar bakış ışığında ve onlara mahiyet kazandıran kutsal bakış açısıyla kavranabilir.

Genel anlamda "din araştırmaları" hakkındaki bu realitenin İslâm araştırmalarıyla ilgisine ise Muhammed Ş. Sukker şöyle değinir: “Dini kitaba müracaat etmek isteyen okuyucunun görevlerinden biri o kitabın müellifini tanıması; onun dinini, ahlakını ve ilmi derecesini bilmesidir. Zira din ilimleri; ancak ilmi ile âmil, dininde güvenilir, marifet ve malumatı sağlam, faziletli, müsbet hareket edip yapıcılardan olduğu tasdik ve teslim olunmuş âlimden alınabilir.” Tefsirin en mühim şahsiyetlerinden olan Suyûtî, ilk dönem müfessirlerden olup kendinden sonraki hemen bütün müfessirlere kaynaklık yapan Taberî'den yaptığı nakilde aynı hususun altını çizmektedirler: "Müfessirin en önemli şartı itikadının sahih olmasıdır."1 Ciddi, hür ve menfaatsiz bir şekilde hak ve hakikati araştıran insanların, farklı zaman ve mekanlarda olmalarına rağmen benzer ve hatta aynı neticelere ulaştıklarını müşahede etmek hakikat adına haz vericidir.

Bediüzzaman Hazretleri’nin şu ifadeleri yukarıdaki tesbitleri teyit etmektedir: “Cumhûru, burhandan ziyade, kaynaktaki kudsiyet bağlılığa sevk eder”2 “İslâm âlemi içinde mühim ve köklü bir iş görmek, İslâmiyetin ilkelerine bağlılıkla olabilir, başka olmaz. Hem olmamış, olmuşsa da çabuk sönüp gitmiştir.”3 “Akaid ve iman hükümlerini kuvvetli ve sabit kılmakla meleke haline getiren, ancak ibadettir. Evet, Allah'ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdani ve akli olan iman hükümleri terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır.”4

Dinin tabiatında inanç ve kutsallık vardır. Bu, bir nevi dinin ruhudur. Bu ruh olmadığında dinin ışıkları gizlenir, ortalık kapkaranlık kesilir. "(..) İman etmeyenlerin kulaklarında ağırlıklar vardır. Kur’ân onlara kapalı ve karanlık gelir. Onların, çok uzak bir yerden sesleniliyor da söyleneni hiç anlamıyorlar gibi bir halleri vardır." (Fussilet sûresi, 44)

Ayrıca, Kur’ân’a, Sünnet’e ve dinin meselelerine ve metinlere pozitivist ve rasyonalist yaklaşımlar bunlardan istifadeyi perdeler ve işin tabiatına aykırıdır. Bu, sekülerleşmeye götürür. Kur’ân’dan tam teslim olup inananlar, takva dairesinde yaşayanlar olabildiğine istifade ederler. Zira Kur’ân muttakiler için hidayet kaynağıdır; önyargısız, şartlanmamış, Allah’a ve Kur’ân’a inananlar için. Dini meseleler de kutsal bir yaklaşım ve dindar bakış açısıyla incelenmek durumundadır. Bu itibarla, Kur’ân'ı yaşamış ve dikkatle incelemeye çalışmış Müslüman âlimlerin tespitleri büyük önemi haizdir.

Derin Kulluk Şuuru

M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin bazı sohbetlerinden derlenen Kur’ân’dan İdrake Yansıyanlar (Kur’ân’dan İdrake Yansıyanlar, Nil Yayınları, İzmir-2007, 480 sayfa) kitabının, “derin bir kulluk şuuru”nu yansıttığı hemen fark edilmektir. Muhterem Hocamız adı geçen eserinin Önsöz’ünde Kur’ân hakkında şöyle der: “Sağlam bilgi ve sağlam düşüncenin başı Kur’ân, doğru ifadenin, mantıki beyanın esası da yine Kur’ân’dır. O’nun ilk muhatab-ı zîşânı, bütün Peygamberlerin Efendisi, o Furkân-ı zîşân da bütün semavî, gayr-i semavî kitapların sultanıdır.. öncekiler, O’nun gelip geçeceği yollara işaretler koymak ya da bayraklar dikmek için gelmişlerdir; sonrakiler de -biraz da kendi ruhlarının desenine göre- O’na şerh, haşiye ve dipnot düşmek için.. eskiler, misalî fotoğraflarında, yeniler de, O’nun vücûdî resimlerinde, meydana getirdiği büyük tesir ve inkılâplarda O’nu görmüş, O’nu tanımış ve O’na ‘Söz Sultanı’ diyerek saygıyla dillerini yutmuş ve karşısında el pençe divan durmuşlardır.” (s. 24)

Bu çerçevede sahabe ile ilgili değerlendirmesini de kaydetmemiz gerekiyor. “Her biri birer kalb ve ruh kahramanı olan sahabî topluluğu, Kur’ân’ın feyyaz ve bereketli ikliminde neşet etmiş aşkın bir cemaattir. (..) Kur’ân’a gönül veren, O’nun semavî disiplinleriyle yoğrulup şekillenen; daha doğrusu, ruhta, manâda Kur’ânlaşan bu insanlar, o furkanla olmazları oldurmuş; ölü ruhlara ebedî var olmanın yollarını açmış; arzın şeklini değiştirmiş; temas ettikleri toplumlara ötelerin zevkini duyurmuş; düşünceler üzerindeki zincirleri kırmış; ağızlardaki fermuarları çözmüş; hilkatteki müstesna yeri açısından insanoğlunu yeniden Allah’ın oturttuğu tahta oturtmuş; ona yitirdiği itibarını iade etmiş; kâinat, eşya ve insanı yeni baştan yorumlamış; tekvînî emirlerle teşriî kurallar arasındaki o derin ve sırlı münasebeti bir kere daha vurgulamış; kalb, irade, his ve şuurun nihaî gayelerini belirleyip ortaya koyarak, insan rûhundaki izafî, nisbî ve potansiyel değerlerin inkişaf ettirilme usûl ve esaslarını harekete geçirip düz insanı, insan-ı kâmil olmaya yönlendirmiş ve böylece ona, gözünün iliştiği, duygularının ulaştığı, kalbinin hissettiği her şeyde Kudret ve İradesi Sonsuz’un mevcudiyetini duyurmuş ve her şeyi götürüp, gerçek sahibine bağlamıştır.” (s. 30-31).

Kur’ân, imân amel birlikteliğine daima vurgu yapmaktadır. Müellifimiz, bu hususa, kavramları açıklamasında da değinirken, Allah’a bağlılık meselesinden dinin pratiklerine bir yol bularak okuyucuyu, sıklıkla vurguladığı gibi “kâlden hâle” yönlendirir. “Ribat; Allah ile irtibat demektir. Gözlerini açıp kapayıp her an O’nu duyma, O’nu görme, O’nu hissetme, O’nun gücü ve kudretini sezme ve daima O’nu arama, O’nu kollama... İşte bu mânâya işaret eden bir hadis-i şerifte Allah Resulü (s.a.s.); zor şartlar altında abdest alma, uzak mescidleri tercihle namaza giderken çok adım atma ve namazı kıldıktan sonra diğer namaz vaktini beklemeyi zikreder ve ardından da üç defa: ‘‘فَذٰلِكُمُ الرِّبَاطُ ’ der.” (s. 238). Atıfta bulunulan ayetlerin açıklamasından sonra, konuyla ahenk içinde olan me’sûr bir duanın zikredilmesi kulluk şuurunun bir başka yansımasıdır.

Allah’ın dinine hüsn-i hizmette bulunma nimeti nasip ve müyesser olmuş zatların Kur’ân okumaları elbette önem arz etmektedir. Bu nevi tesbitler, mücerret bilgiler değil, müşahhas değerler ve ölçüler kabilindendir. Kur’ân açıkça şöyle ifade etmektedir: “… Ben sapık ve saptıran kimseleri hiçbir zaman yanıma yaklaştırmam, yardımcı edinmem.” (Kehf sûresi, 51).

Realiteye uygunluk

Müellifimizin aksiyon yönünün ön planda oluşu, verdiği bilgileri nazari olmaktan çıkartıp, ameli (pratik) hüviyete büründürmektedir. Nitekim eserde, fert ve toplum hayatına yönelik âyetlerden hareketle, daha çok pratik neticelere ulaşılması hedeflenmiştir. Âyetlerin beliğ ve etkili irşatlarıyla zaman ve zeminin gereğine göre, bazı İslâmi meseleler hakkında değerlendirmeler yapılarak sosyal dokuyu iyileştirme çareleri, gerçekçi bir yaklaşımla sunulmuştur.

Eser, mü’minin hayatını değerli faaliyetlerle dolduracak yönlendirmeler ihtiva etmektedir. Meselâ, “yoldakilere yol erkânını beyân” (s. 40) ifadeleri bunu göstermektedir. Haddizatında Kur’ân, hitaplarına teorik ve pratik cevap isteyen, hayatı şekillendiren ve ona kendi ruhundan katan bir kitaptır.

İnsan-ı Kâmil Olmaya Yönlendirme

Kur’ân’ın tarifinde, “tilavetiyle taabbüd olunan” yani “okunup gereğince amel olunan bir kitap” olduğunun altı çizilmektedir. Bahis konusu eserdeki yorumların bu tarifle uyum halinde olduğu görülür. Ayrıca, kitapta sadece konunun uzmanları değil, daha büyük bir muhatap kitlesi nazara alınmak suretiyle inanç ve ibadet esasları ile ahlaki meziyetler üzerinde durulmaktadır. Dolayısıyla eser için, "Allah’ın kelâmının dinamik özelliğinden, mü’minlerin pratik hayatı için belirlenmiş işaretler manzumesi" nitelemesi yapılsa sezadır. Müellifimizin, Kur’ân hakkında “düz insanı, insan-ı kâmil olmaya yönlendirmiş” (s. 31) ifadesi adeta okuyucuya zirveleri göstermektedir. Bundan dolayı, Hocamız, kaide ve bilgi naklinden ziyade, doğrudan doğruya Kur'ân'dan anladığını, duyduğunu, ayetlerin ilham ettiğini kaydetmiştir ki, esas tefsir de budur. Zira bu yolla mücerret meseleler üzerinde değil, pratik neticeler üzerinde imâl-i fikr edilmekte, Kur'ân'dan damıtılan kâidelere ulaşılmaktadır.

Dinamik yorum, bütüncül yaklaşım

Âyetlere dinamik yorum getirmek, esasında Tefsir Usûlü...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:56:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine rüya tabiri,Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine mekke canlı, Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine kabe canlı yayın, Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine Üç boyutlu kuran oku Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine kuran ı kerim, Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine peygamber kıssaları,Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine ilitam ders soruları, Kurân dan idrake yansıyanlar üzerine önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes