> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları  (Okunma Sayısı 461 defa)
06 Aralık 2010, 16:57:51
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 06 Aralık 2010, 16:57:51 »



Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları

 

ÇOCUĞUMUZ kendisine ve çevresine zarar verecek hatalı bir davranışta bulunduğu, bize karşı saygısızlık yaptığı, verdiği sözü yerine getirmediği veya görevini ih­mal ettiği zaman anne baba olarak onun bu davranışını onaylamadığımızı belli ederiz. Anne baba olarak bu bizim sorumluluğumuz ve hakkımızdır.

 

 Ancak burada önemli olan ve üzerinde durmamız gereken şey, çocuğun olum­suz davranışını onaylamadığımızı gösterirken kullandığı­mız araçlardır. Kimi anne babalar onaylamadıkları bir söz ve davranışı durdurmak için ceza yolunu seçer. Ceza, en hafifıyle, sözle aşağılamadır.

 

Ancak çocuğun davranışı bazen anne ve babayı o kadar kızdırır ki; aşağılayıcı ve suç­layıcı sözler yetmez; buna fiziki ceza yani dayak da eşlik eder. Anne babaların büyük çoğunluğu cezanın caydırıcı bir etkisi olduğuna inanıyor.

 

Çünkü onların anne ve ba­baları da onlar küçükken onaylanmayan davranışları ceza ile düzeltmeye çalışıyorlardı.

 

Peki, bir çocuk ceza aldıktan sonra, cezaya sebep olan olumsuz davranışı terk ediyor mu? Belki geçici olarak evet, ama kalıcı olarak hayır. Ceza vermeye alışık olan anne babalar burada itiraz edecek, "ceza vermeden ço­cuklarımızın olumsuz davranışlarını nasıl önleyeceğiz?" diyeceklerdir.

 

Bizim karşı olduğumuz ceza, onur kırıcı, aşağılayıcı, ruhsal ve fiziksel yönden inciten, sebep sonuç ilişkisine dayanmayan, içerisinde sevgi olmayan cezadır. Aslında çocuk için İncitici olan cezanın kendisi değildir; ceza sırasında anne babanın takındığı saldırgan tutum ve kullandığı aşağılayıcı sözlerdir.

 

OLAY 1: Üç yaşındaki küçük kızını evin kedisini kuy­ruğundan tutmuş çekiştirirken gören bir anne, çocuğun üzerine yürüse. "Bu yaptığından utanmalısın, zavallı ke­dinin canını acıtmaya hakkın yok!" diye bağırsa. Kedinin kuyruğunu çocuğun elinden kurtarsa ve "canın acısın

da zavallı hayvanın canını acıtmak neymiş anla" diyerek çocuğun poposuna iki şaplak indirse.

 

Çocuk yaptığı bu olumsuz davranıştan dolayı eleştirildiği, küçük düşürül­düğü ve poposuna iki şaplak yediği için "bu bana ders olsun, bir daha kedinin kuyruğunu çekmeyeceğim" diye kendi kendine söz verir ve sözünde durur mu?

 

OLAY 2: On yaşında bir erkek çocuğu, yalan söylediği için, iki gün bisiklete binmeme cezası almış olsun. Çocuk, bisiklete iki gün binemediği için, "bu bana ders olsun, bir daha yalan söylemeyeceğim" diye kendi kendine söz verip' yalan söyleme huyunu bırakır mı?

 

OLAY 3: Kalabalık bir aile akşam yemeğine davetli gel­se. Yemekten sonra evin hanımı lise birinci sınıfa giden kızından bulaşıkları yıkamada kendisine yardım etmesi­ni istese. Kızı da:

 

"Bulaşık yıkamayı sevmiyorum. Ders çalışacağım. Bulaşık yıkamak benim görevim değil!" diye homurdanarak mutfaktan çıkıp odasına gitse. Kendisine yardım etmek istemeyen ve saygısızca homurdanan kızı­na çok sinirlenen anne, arkasından gitse; misafirler duy­masın diye odanın kapısını kapatsa. "Benimle bu şekilde konuşmana izin veremem küçük hanım! Bir hafta tele­vizyon izlemeni yasaklıyorum. Umarım bu ceza yeniden düşünmeni ve annene karşı daha saygılı olmanı sağlar!" dese. Genç kız, televizyonsuz geçen bir hafta sonra, yap­tığından pişmanlık duyup annesine karşı daha saygılı ve ev işlerinde hamarat bir kız olur mu?

 

Çocuk sahibi olup da yukarıdaki üç soruya "evet" di­yecek anne baba sayısı çok azdır. Ancak çoğu anne baba çocukların cezayı hak ettiğini söyleyeceklerdir. Çünkü hemen her çocuklu evde bu tür davranışlara rastlamak, mümkündür. Verilen cezalar belki kısa süre için işe yara­sa da uzun vadede hatalı davranışların düzelmesine katkı sağlamaz. Katkı sağlamadığı gibi, sık tekrarlanan cezalar çocukla anne baba arasında bir gerilim ve çatışma zemini oluşturur.

 

Ceza alan çocuk yaptığı yanlışın bedelini öde­miş ve aklanmış olduğunu düşünür. Yanlışla doğruyu bir­birinden ayırt etmeyi öğrenmiş ve bir iç disiplin kazan­mış olmaz. Bunun böyle olduğunu fark eden anne babalar dahi, başka yol ve yöntem bilmedikleri için, ceza vermeye devam ederler.

 

♦ Ceza, çocuktan ziyade, anne babayı rahatlatır. Çocu­ğun hatalı söz ve davranışına sinirlenen anne ve babanın vücudunda adrenalin seviyesi yükselir. Elinde, olmayarak

fiziksel cezaya yönelir. Çocuğun poposuna iki tokat in­dirdikten sonra vücudunda birikmiş olan negatif enerjiyi boşaltır ve kendisini rahatlamış hisseder.

 

♦ Zamanla ceza hem veren hem de alan için alışkan­lık haline gelir, caydırıcılık özelliği kalmaz. Çocuk aldı­ğı cezanın şoku ve acısıyla, geçici olarak, o an için hatalı davranışını bırakabilir. Ancak bir süre sonra, dayağın acısı geçince, aynı gün içinde aynı davranışı tekrarlayabilir.

 

* Şiddet öğrenilen bir davranıştır. Şiddet ve fiziksel acı içeren cezalar, zamanla çocuğu şiddete yönlendirir; o da kendinden zayıf çocuklara şiddet uygulamaya başlar.

 

* Dayak medeni ve insani bir davranış değildir. Daya­ğın çocuğu disipline soktuğuna inanan anne babalar ken­dilerini savunurken şöyle derler: "Kızını dövmeyen dizini döver."

 

"Dayak cennetten çıkmadır." Deney ve gözleme dayanan araştırmalar asıl kızını döven babaların dizini dövdüğünü göstermektedir. Evet, kızını döven, onu bir gün kaybedeceği için pişmanlık duyup dizini dövecektir. Kötünün cennette yeri yoktur. Şeytan kötü olduğu için cennetten çıkarıldı. Dayak da kötü bir eğitim aracı oldu­ğu için cennetten çıkarılmıştır.

 

 

Cezanın, özellikle dayak ve fiziksel şiddet içeren ce­zaların, disiplin sağlamada ve olumsuz davranışı düzelt­mede bir işe yaramadığını söylediğimizde anne babalar haklı olarak "peki çözüm nedir" sorusunu yöneltecekler­dir. Ceza vermeye gerek kalmadan olumsuz davranışları engellemek mümkündür ve bunun denenmiş yöntemleri vardır.

 

Doğru davranışlar kazandırmada ceza yerine sınır koyma yöntemi

 

ARABANIZLA büyük ve kalabalık bir şehrin sokakla­rında seyahat ettiğinizi, daha önce hiç gitmediğiniz bir adresi bulmaya çalıştığınızı, ancak kavşaklarda ve döne­meçlerde hiç levha bulunmadığı düşünün. Aradığınız ad­resi bulmak için kim bilir kaç kez yanlış yola girer, kaç kez kaza atlatırsınız.

 

Doğru ve kabul edilebilir davranışları öğrenmeye çalışan çocuklar için de durum aynıdır. Koy­duğunuz sınırlar yol gösteren levhalar gibidir. Sınırlar, sa­nıldığı gibi, çocukların haklarını kısıtlamak, onlara baskı uygulamak değildir. Sınırlar, çocuklara korundukları, gü­vende oldukları ve değer verildikleri duygusu kazandırır.

 

Aile içi kurallara uymalarını, iş birliği yapmalarını, oto­riteye saygı duymalarını sağlar. Sorumluluk kazandırır. Sınırlar, onaylanan davranışları tanımlayan, çocuğa hatalı davranışlarını düzeltme fırsatı veren eğitici ve öğretici bir etkiye sahiptir.

 

Sınırlar basit, anlaşılır ve tutarlı olduğu sürece çocuklar için anlamak, izlemek ve uyum sağlamak daha kolay olur. Çocuklar iyi birer gözlemci, dikkatli birer deneycidirler.

 

Gözledikleri davranışları taklit etmekte, olaylar arasında­ki sebep-sonuç ilişkisini bulmakta, topladıkları bilgilere dayanarak yetişkinlerin dünyasını ve koydukları kuralla­rı anlamaya çalışmaktadırlar. Çocukların edindiği bilgi, çoğu zaman anne babanın beklentilerine uymaz. Neden? Çünkü çocuklar üzerinde sözlerden çok davranışlar etki­lidir. Onlar ne söylediğinize değil, ne yaptığınıza dikkat ederler. Sözlerinizi değil, davranışlarınızı hafızaya alırlar.

 

OLAY 1: Dört yaşındaki Cenk, yap-boz kutusundaki parçaları odanın her tarafına dağıtmıştı.

 

Annesi: "Yap-bozlarla işin bitti mi?" diye sordu. Cenk, elindeki yarış arabasının pilini takmaya çalışıyordu; anne­sini duymazdan geldi. Anne, sesini yükselterek, sorusunu tekrarladı.

 

"Evet" dedi çocuk, arabadan gözünü ayırmadan. —  işin bittiğine göre yap-bozları toplayıp kutusuna koyman gerekmiyor mu?"

Cenk, yine duymazdan geldi. Buna psikolojide "sağır dinleme" diyoruz.

 

— Neden beni dinlemiyorsun; beni üzmek hoşuna mı gidiyor?

"Hayır" dedi Cenk, yarış arabasını çalıştırırken.

 

— Eğer beni gerçekten üzmek istemiyorsan, o arabayı bırakır, yap-bozlarım toplar, kutusuna koyarsın.

— Sen topla, benim işim var.

— Yaa, demek öyle küçük bey! Senin dağıttığın oyun­cakları ben toplayacağım, öyle mi?

Anne, yerinden fırladığı gibi, yarış arabasını çocuğun elinden aldı.

— Ya hemen şimdi yap-bozlarını toplar kutusuna ko­yarsın, ya da bir hafta süreyle yarış arabasıyla oynayamaz­sın. Seçimini yap, hangisini istiyorsun?

— Tamam anne, kızma, yap-bozları toplayacağım.

Annenin kararlı son tutumu işe yaradı. Neden? Çün­kü, ancak o zaman, Cenk annesinin gerçekten ne demek istediğini tam olarak kavrayabildi. Çocuk için ondan ön­ceki konuşmalar, ikna çabaları, "ben gerçekten ne istedi­ğimi söyleyinceye kadar onaylamadığım davranışa devam edebilirsin" anlamına geliyordu.

 

OLAY 2: Mahmut Bey ve eşi, bir kitapta anne babala­rın çocuklarını dinlemeleri ve sorularına cevap vermeleri gerektiğini okumuştu. Onlar da bu tavsiyeye uyarak, her durumda, işlerini bırakıp üç yaşındaki oğulları Bekir'i dinlemeye çalışıyorlardı.

 

Anne baba ne zaman bir işe başlasa veya sohbet etse, çocuk olmadık bahanelerle gelip araya giriyor, lafa karışı­yor, sorular soruyordu.

 ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:02:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları rüya tabiri,Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları mekke canlı, Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları kabe canlı yayın, Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları Üç boyutlu kuran oku Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları kuran ı kerim, Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları peygamber kıssaları,Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırları ilitam ders soruları, Çocuk eğitiminde disiplinin ölçüsü ve sınırlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes