> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) >  Ailenin ölümü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ailenin ölümü  (Okunma Sayısı 481 defa)
13 Eylül 2010, 17:44:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Eylül 2010, 17:44:20 »



Ailenin ölümü

İNSANIN, İÇİNDE BULUNDUĞU kâinatta kendine edebileceği en büyük kötülüklerden biri, bir şeyin 'değer'ini belirlemek için 'para'yı ölçü almasıdır. Her bir şey, varolması için tüm kâinatın çalıştırıldığı bir kudret mucizesi olduğu halde, 'fıyat'ı esas alınınca, birdenbire değerden dü şer. Patates sıradan, istavrit kalitesiz, elma değersiz oluverir. Bol olan, ucuz olan, hatta parasız olan şeyler—bunlardan bir kısmı hava ve su gibi en ziyade muhtaç olduğumuz şeyler ol sa bile—değerleri düşünülmeyecek kadar değersiz görülürler.

Bir kere 'para' değer ölçüsü olduğunda ise, iş yalnız kimi meyveleri, sebzeleri, yahut suyu, ekmeği değersiz görmekle kalmaz. Çok para getiren işler kıymete biner, hiç para getir meyen işler değersiz olur.

Sözgelimi, temizlikçi bir kadının yaptığı ev temizliği 'değerli'dir, zira karşılığında para kazanmaktadır. Ama evin ha nımının yaptığı temizlik 'iş' yerine konmaz, çünkü karşılığın da bir para kazanımı yoktur.

Aynı şekilde, çocuk bakımı, eğer başka birinin çocuğuna para karşılığı bakılıyorsa, önemsenir. Yok, baktığınız kendi çocuğunuz ise, bu çabanız pek takdir görmeyecektir, 'iş' bile değildir bu; zira, karşılığında 'para' yoktur.

Galiba bundan olsa gerek, 'ev hanımı' olmak hor görülü yor artık. 'Ev hanımlığı,' kimi nazarlarda, 'bir işe yaramıyor olmak'la eş anlamlı mütalaa ediliyor.

İş böyle olunca da, aileler, farkına bile varmaksızın, bir ölümün eşiğine geliyor. Para değer ölçüsü, dolayısıyla para getiren iş 'değerli' olduğu için, evin erkeği, 'eve'para getiriyor olmak'la otorite kazanıyor. Para değer ve dolayısıyla otorite sebebi olunca da, 'ev hanımı' olarak kendisini değersiz ve güçsüz hisseden hanımlar, para kazanan bir işle uğraşarak kendileri için bir değer ve otorite alanı açmaya çalışıyorlar. 'Değerli' ve 'eşit' olmak için, para getiren bir iş peşine düşü yorlar.

Böylece, babaların yanısıra anneler de evden kopunca, as lında 'ev' göçüyor. 'Ev,' 'yuva' olmaktan çıkıp, akşamları geli nen ve kalman bir 'pansiyon'a dönüşüyor. Herkes, kendi özel alanında yaşıyor. Çocuk ya bir bakıcıya, ya bakımevine, ya hut televizyona emanet ediliyor. Baba, işyerinde çalışan ha tunları hanımından daha fazla görüyor. Hanım, çalıştığı işye rinde, evinden daha fazla zaman harcıyor. Uyanık olunan zamanların ancak üçte bir kadarı evde harcanıyor.

Sonuçta, aileye ilişkin 'ana, baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birim' tanımı zahiren işliyor gözükse bile, kazın ayağı öyle olmuyor. Gerçekte, belirli saatleri aynı evde geçiren, ama kendilerine özel alanları bulunan, ancak çok nadir anlarda bir duygu ve zihin beraberliği yaşayan 'ayrı in sanlar' kümesi çıkıyor karşımıza.

Velhasıl, 'para'ya bu kadar 'değer' verilince, yalnızca kâi nat içindeki, her biri bir kudret mucizesi olan nice nimet ni-metlikten çıkmakla kalmıyor; aile de çöküyor. Aile nimeti de, fiiliyatta, ortadan kalkıyor.

Bu çöküş, evin hanımı para getiren bir işte çalışsa da, ça lışmasa da oluyor. Bu bakımdan, Asr-ı Saadetin 'aile'si ölçü alındığında, bugün ailelerin çöktüğünü; öyle ki, ehl-i din için dahi durumun bu olduğunu söylememiz gerekiyor. Bu çöküşün önüne geçmek için ise, öncelikle 'para'yı 'değer ölçüsü' makamından azletmek icab ediyor.

Ki, imanı ölçüler uyarınca, 'değer'i belirleyen 'para' değil dir. Meselâ, O'nun adına verilen tek bir hurma sonsuz bir değer kazanırken, insanın kendisine mal ederek verdiği tril yonların—imanı açıdan—beş paralık bir değeri dahi yoktur. Her bir şey, Hallâk-ı Bîmisal'e nisbetle değerlidir. Her bir iş, ister tarlada çift sürmek, ister çarşıda mal satmak, ister evde çocuk bakmak olsun, O'nun adına yapılırsa değerlidir—para getiriyorsa değil.

Hatta, hanımın imanı bir şuurla evde yaptı ğı işin, kocanın dışarıda yaptığına göre daha değerli görüldü ğünü söylemek, bazı hadisler dikkate alınınca, kesinlikle im kân dahilindedir.

Kısacası, bugün 'aile' şikayeti edenler, şöyle bir 'değer' muhasebesi yapsalar, zannımca faydalı olacaktır. Parayı 'de ğer' ölçüsü olarak görmeyi sürdürenlerin ise, 'aile'den, 'çoluk-çocuk'tan dert yanmaya, kesinlikle haklan yoktur.

Metin Karabaşoğlu
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ailenin ölümü
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:43:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ailenin ölümü rüya tabiri, Ailenin ölümü mekke canlı, Ailenin ölümü kabe canlı yayın, Ailenin ölümü Üç boyutlu kuran oku Ailenin ölümü kuran ı kerim, Ailenin ölümü peygamber kıssaları, Ailenin ölümü ilitam ders soruları, Ailenin ölümüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes