> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Yahudilere Karşı İzlenen Politika
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yahudilere Karşı İzlenen Politika  (Okunma Sayısı 654 defa)
19 Mayıs 2012, 15:00:17
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 19 Mayıs 2012, 15:00:17 »



YAHUDİLERE KARŞI İZLENEN POLİTİKA

1- Yahudilere Karşı İzlenen Politika Medine'ye Varınca İzlenen Politika
 
Rasulullah Medine'ye gelince, yahudiler-le dostça ilişkiler geliştirmenin yollarım ara­dı, ki onlar da aynı zamanda onu bir mütte­fik kazanma umuduyla karşılamışlardı. Pey­gamber Kitab-ı Mukaddes halkı oldukları için yahudilerden samimiyet ve işbirliği bek­liyordu. Böylece onların hahamları ve ileri gelenleriyle görüşmeler*yaparak ilişkilerini geliştirmeye başladı. Ayrıca başkanlarım ve asillerini ziyaret ederek dostluk kurdu. On­lara iyilik, muhabbet ve alicenaplıkla mua­mele etti. Yahudiler tek Allah'a inandıkları ve taptıkları için de onları korudu. Yahudi­lerin 10 Muharrem'de Firavn'ın köleliğinden kurtulma günü olarak oruç tuttuklarım gö­rünce Rasulullah da onlarla birlikte oruç tuttu. Kıbleleri olan Kudüs yönüne namaz kıldı. Rasulullah 'in bu jestleri, yahudilerle iyi ve dostça münasebetler kurulmasını sağ­ladı. Yahudiler ona hürmet ettiler ve dinî gö­rüşlerine saygı gösterdiler. Müslümanlar, yahudilerden doğru ve samimi dostlar edi­nip büyük bir işbirliği ve yardım eli bula­cakları ümidindeydiler. Rasulullah 'm şahsî merhamet, mütevazilik, iyilik ve mu­habbet nitelikleri O'nu birçok yahudiye sev­dirmiş ve onların gözünde büyük bir şeref ve prestij kazanmıştı. Bu asil nitelikleri sa­yesinde Rasulullah Medine yahudileriyle karşılıklı bir savurana antlaşması imzalamayı başardı: "(Ey Muhammed), sen hikmetle, güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Doğrusu Rab-bin, kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilir." (16: 125).

Fakat gittikçe daha çok insanın İslâm'a gir­mesi ve Muhammed'in pozisyonunun di­nî bir lider olarak gittikçe kuvvetlenmesi ne­deniyle işler başka türlü gitmeye başladı. Ya­hudiler onun artan güç ve kudretinden kork­maya başladılar ve İslâm'ı kendilerinin böl­gedeki üstünlüklerine potansiyel bir tehlike olarak gördüler. Yahudiler ticaret yaparlar­dı ve ilim sahibi kişilerdi. Evs ile Hazrec ka­bilelerinden hem bilgi olarak, hem de mad­dî zenginlik yönünden üstündüler. Yeni di­nin büyüyen kuvvetinin bu iki yönden de po­zisyonlarını tehlikeye düşürmesinden kork­tular. Bu nedenle, Rasulullah'la ve asha-bıyla olan münasebetlerini tekrar düşünme­ye başladılar. Bu arada, bazı hahamları, Ab­dullah b. Selâm da dahil İslâm'a sarılmışlar­dı. Ve Kur'an-ı Kerim de onların çoğunluk­la Musa'ın ve diğer peygamberlerinin buy­ruklarını bırakarak tutturdukları ahlâksız ve kokuşmuş hayat tarzlarına işaret ediyordu. Ayrıca yahudüerin tarihte bazı peygamber­lerini öldürme suçunu işlediklerinden, bazı­larını da reddettiklerinden ve yeryüzünde zulmü ve zorbalığı yaydıklarından bahsedi­yordu. (2: 61). Bu da, Rasulullah'a ve di­nine karşı artan şüphelerine katkı yaptı. Onun peygamberliğini reddetmeye ve birçok fikir ve öğretisini alaya almaya başladılar.

Hicret'in ikinci yılının ortalarında müslü-manSarın kıblesi Kudüs'ten Mekke'ye çevrilince, yahudiler Rasulullah'a ve dinine açıkça saldırmaya başladılar. Bundan sonra artık, düşmanca faaliyetleri, müslümanların düşmanlarıyla birlikte entrikalar çevirme şekline dönüştü. Ve Arap kabilelerini Medi­ne'ye saldırıp yok etmeleri için kışkırtmaya başladılar. Hatta artık açıkça Mekke putpe­restlerinin dinlerinin Peygamber ve asha­bının dinlerinden daha iyi olduğunu söyle­meye başladılar. Rasulullah yahudileri as­garî müşterekler üzerinde mutabakata çağır­dı: "De ki: 'Ey kitap ehli, bizim ve sizin ara­nızda eşit olan bir kelimeye gelin: Yalnız Al­lah'a tapalım. O'na hiçbir şeyi ortak koşma­yalım; birimiz, diğerini Allah'tan başka tanrı edinmesin.' Eğer yüz çevirirlerse: 'Şahit olun, biz müslümanlanz.' deyin." (3: 64). O zaman ayrıca onlara şunlar tembihlendi: "Kendilerine Kitap verdiklerimiz, O'nu, oğullarını ta­nıdıkları gibi tanırlar, ama yine de onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerler." (2: 146). Muaz b. Cebel onlara şöyle çağrıda bulun­du: "Ey yahudiler! Allah'tan korkun ve O'na itaat edin. Bir zamanlar siz, Peygam­ber Muhammed sayesinde size zafer verilme­si için dua ediyordunuz. İşte şimdi bekledi­ğiniz peygamber geldi. Ona inanın ve ona yardım edin." Fakat onlar hiçbir delili, hiç­bir çağrıyı dinlemediler ve Peygamber 'a ve dinine karşı düşmanlıklarını artırdılar.

Yahudiler, Rasulullah'a ve ashabına kar­şı birçok cephede kampanya başlattılar. İl­kin, bir söz savaşı başlattılar; çirkin ve söv-gülü dil kullandılar, suistimal ettiler ve hat­ta Rasulullah'a selâm verirken onu taciz etmek için kelimeleri başka anlamlara çevir­diler: "Yahudilerden öyleleri var ki, kelime­leri yerlerinden değiştiriyorlar: 'İşittik ve is­yan ettik,', 'Dinle, dinlemez olası.' ve dilleri­ni eğip bükerek: 'Râinâ diyorlar, dini taşlı­yorlar. Eğer onlar: 'İşittik ve itaat ettik,', 'Dinle ve bize bak.' deselerdi, elbette kendi­leri için daha iyi, daha doğru olurdu. Fakat Allah, inkârlarından dolayı onları lânetle-miştir, pek az inanırlar." (4: 46). Yahudiler üç yolla bozgunculuk suçu işlemişlerdi: Bi­rincisi, Tevrat'ın sözlerinde değişiklik yapmışlardı. ikincisi, Kitaplarının sözlerini bİ-lerek yanlış yorumluyorlardı, farklı mânalar çıkarıyorlardı. Üçüncüsü, Rasulullah'ave sahabelerine giderek, kelimeleri geveleyip ha­karet manasını kullanıyorlardı. İslâm hak­kında işte böyle yanlış mânalar yayıyorlar­dı. (Ebû'l Alâ Mevdûdi, The Meaning of Qur'an, Cilt II, sf. 130). Hatta Önce İslâm'a giriyorlar ve insanları yanıltmak, İslâm'a gir­melerini engellemek için ertesi günü îslâm1 dan vazgeçiyorlardı: "Kitap ehlinden bir grup dedi ki: 'İnananlara indirilmiş olana, günün başında inanın, sonunda inkâr edin ki, belki (bu hareketinizle onlar da) döner­ler...' " (3: 72). Yahudiler bu kampanyaları­nı sonuna kadar sürdürdüler, fakat fazla bir başarı da elde edemediler.

Yahudilerin ikinci bir fesat yolu da sürekli münafıklar ve Mekke müşrikleriyle müslü-manlara karşı entrikalar çevirmeleriydi. Fa­kat onların askerî hücumları meyvesiz kal­dı. Üçüncüsü, yahudilerin, halkı Medine'ye saldırmaları için kışkırtma kampanyalarıy­dı. Kureyş'e ve diğer Arap kabilelerine heyet­ler gönderirlerdi ve çoğunlukla onlara Me­dine'ye saldırmaları için para yardımı yap­mayı teklif ederlerdi. İnsanları Medine'ye karşı kışkırtmaktan bir an bile geri durma­dılar. Dördüncüsü, bütün çabalan sonuçsuz kalıp, Rasulullah'ın çok güçlendiğim an­layınca ve onu askerî olarak yenemeyecekle­rini farkedince, ona karşı iftira ve karalama kampanyası başlattılar. Rasulullah'ın bü­tün insanlar üzerindeki üstünlüğünün onun muazzam ahlâkî karakterinden kaynaklan­dığını düşünerek, belki onu ahlâkî yönden alçaltarak başarılı olabileceklerini zannetti­ler. Böyle bir bâtıl iş için zaten dünden ha­zır olan münafık Abdullah b. Übey'le işbir­liği yapmanın yollarını aradılar. Rasulullah 'ın aile halkı hakkında asılsız şayialar yay­dılar ve onun şahsına iftiralar attılar. Fakat Allah'ın rahmetiyle, Rasulullah, bütün bunlardan sabrı ve sebatı sayesinde muzaf­fer olarak sıyrıldı ve bütün yahudilerle müt­tefiklerinin planlan tamamen boşa çıktı.

Hatta Evs ve Hazrec kabilelerini bölmeye bile çalıştılar ve Rasulullah'ı saptırmak için bir teşebbüste bulundular. Yahudi alimleri ve hahamları Rasulullah 'a gelerek kendi leh­lerine hüküm vermesini istediler, böyle ya­parsa ona tâbi olacaklarını söylediler. Allah onların köt-ü niyetlerini açığa vurdu: "Ara­larında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, onla­rın keyiflerine uyma ve onların, Allah'ın in­dirdiği şeylerin bir kısmından seni şaşırtma­larından sakın! Eğer dönerlerse bil ki Allah, bazı günahları yüzünden onları felâkete uğ­ratmak istiyordu. Zaten insanlardan çoğu yoldan çıkmışlardır!' (5: 49). Yahudiler, hatta Rasulullah'ı öldürmeye bile kalkıştılar; fa­kat Allah, Rasulullah 'ı zamanında uya­rarak onu tuzağa düşmekten kurtardı: (Sa­vaştan geri kalanlar arasında) zarar vermek, (Hakkı) tanımamak ve müminlerin arasını açmak ve önceden Allah ve Rasulüyle savaş­mış olan (adamın gelmesin)i gözetmek için bir mescid yapanlar da var. 'İyilikten başka bir niyetimiz yoktu.' diye de yemin edecek­ler. Halbuki Allah onların yalan söyledikle­rine şahitlik eder. Orada asla namaza dur­ma. Tâ ilk günden takva üzere kurulan mes­cid, elbette içinde namaza durmana daha uy­gundur. Onda temizlenmeyi seven erkekler vardır. Allah da temizlenenleri sever?' (9: 107-108).

Yahudiler, müslümanlarla bir savunma-işbirliği antlaşması yapmış olmalarına rağ­men, bu sırada da onlara karşı her türlü düş­manca faaliyete giriştiler. Bu yaptıkları Ra­sulullah'la aralarında olan ahit madde­lerinin açık bir ihlâliydi. Aslında bu, onla­rın din özgürlüklerini, çalışma özgürlükle­rini, canlarının ve mallarının korunmasını garanti altına alan antlaşmanın apaçık bir suistimaliydi. Bu antlaşmayla, yahudiler, müslümanlarla dostça münasebetlerde bu­lunmak ve onların düşmanlarıyla anlaşma­mak konusunda kanunen ve ahlaken bağım­lıydılar. Bu antlaşmanın hiçbir maddesine ri­ayet etmediler, fakat onun bütün nimetlerin­den faydalandılar.

Peygamber, yahudİlere karşı zamanın ge­reklerine göre fazilet üzerine kurulu dostça ve uzlaşıcı bir politika takip etti. Aslında, on­lara karşı mülayim, hoşgörülü ve iyİnİyetliydi ve onların dostluğunu ve desteğini kazanmak için elinden gelen gayreti gösterdi. Onlara mümkün olan en iyi bir şekilde muamele etti ve onlara Kitap ehli olarak hürmet etti. Fa­kat yahudiler, onun bu jestlerine hiç önem vermediler ve aralarındaki antlaşmayı ilk on­lar bozdular. Her çeşit düşmanca, haince, saldırgan ve isyankâr faaliyete giriştiler ve müslümanların düşmanlarıyla birlikte entri­kalar çevirdiler. Rasulullah, onların iha­netlerinin ve düşmanlıklarının, artık müslü­manların kutsal şehri sayılan Medine'yi teh­likeye soktuğunu görünce, suçlarının ağırlı­ğına ve zamanın gereklerine göre onlara kar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yahudilere Karşı İzlenen Politika
« Posted on: 02 Mayıs 2024, 13:59:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yahudilere Karşı İzlenen Politika rüya tabiri,Yahudilere Karşı İzlenen Politika mekke canlı, Yahudilere Karşı İzlenen Politika kabe canlı yayın, Yahudilere Karşı İzlenen Politika Üç boyutlu kuran oku Yahudilere Karşı İzlenen Politika kuran ı kerim, Yahudilere Karşı İzlenen Politika peygamber kıssaları,Yahudilere Karşı İzlenen Politika ilitam ders soruları, Yahudilere Karşı İzlenen Politikaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes