> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > İsrailoğullarının Suçları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İsrailoğullarının Suçları  (Okunma Sayısı 701 defa)
03 Ağustos 2012, 10:28:35
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 03 Ağustos 2012, 10:28:35 »



İSRAİL OĞULLARI'NIN SUÇLARI

İsrailoğulları esaretten kurtulmuş, Firavun ve ordusu denizde boğulmuştu. Bu olaydan son­ra İsrailoğullan Sina Vadisi ve civannda ya­şıyorlardı. Onlara bu çölde, Allah tarafından bir rızik olarak kudret helvası ve bıldırcın te­darik edilmişti. Buna rağmen bu yiyeceklerle tatmin olmadılar ve hallerini Hz. Musa'ya şi­kayet ettiler. Bu hâdiseden Kur'ân-i Kerîm'de (Bakara sûresi, âyet 61) şöyle bahsedilmek­tedir: "Sızlanmaları hatırla: 'Ey Musa! Bir çeşit yemeğe dayanamayacağız, bizim için Rabb'ine yalvar, bize yerin bitirdiği sebze, hı­yar, sarımsak, mercimek ve soğan yetiştirsin' demiştiniz de Musa cevaplamıştı: 'İyi olanı daha düşük şeyle mi değiştirmek istiyorsu­nuz? Bir şehre İnin, orada size istediğiniz var.' Üzerlerine alçaklık ve yoksulluk dam­gası vuruldu; Allah'ın gazabına uğradılar. Öyle oldu, çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri Öldürüyorlardı. İsyana daldıkları, sının aştık­ları için bunu hak ettiler." (2: 61). Âyet genel anlamıyla, İsrailoğullarımn çölde kalmaları­nın sebebi olan kalplerin arınması ve dünya­nın önderleri olmaya hazırlanmak şeklindeki büyük gayeyi unuttuklarını, bunun yerine ar­zularının peşinde koştuklarını ve bunları bir müddet olsun terketmediklerini belirtmekte­dir (Karşılaştırma İçin bkz.: Eski Ahit, Sayı­lar 11:4-9).

İsrailoğulları'nın tarihi, kendi peygamberleri­ni Öldürme olayları ile doludur. Burada Kitab-ı Mukaddes'ten birkaç misal veriyoruz:

1- Hz. Süleyman'ın vefatından sonra İsrailo­ğulları iki ayrı devlete bölündüler: Yahuda Krallığı ve İsrail Krallığı. Aralarında savaş başladığında, Yahuda Kralı Asa, Suriye Kralı'ndan yardım istedi. Fakat Peygamber Harun, Kral'ı bu hareketinden dolayı azarladı. Kral Asa kızdı ve onu hapse attı (II. Tarihler, 16: 1-10).

2- İlyas Peygamber, îsrailoğullarını Baal'a hizmet ettikleri ve taptıkları için ikaz edip onları tek olan Allah'a kulluk ve iba­det etmelerini istediği zaman ona düşman oldular. Samîriya kralı Ahab, Hz. İlyas'ı Öldürmekle tehdit edip onu, putperest ka­rısı gibi olmaya kışkırtmıştı. Bu dehşet içinde, Hz. İlyas Sina Yarımadası'ndakî Horeb dağına kaçtı. Bu belâlı zaman bo­yunca İlyas aleyhisselâm şöyle dedi: Ben, Rabb'im Allah'ın Nimetlerine karşı çok titizimdir. İsrailoğullan senin ahdini terkettİler. Senin kurban taşlarını attılar ve senin peygamberlerini kılıçla öldürdü­ler. Ve ben, sadece ben kaldım, ve almak için canımı arıyorlar." (I. Kırallar, 19: 1-10).

3- Kral Ahab, diğer bir peygamber Mikaya'yi Hakk'ı söylemekten vazgeçirmek için hapse attı. "Ve İsrail kiralı dedi: Mi-kaya'yı al ve onu şehrin reisi Amon'a ve kralın oğlu Yoaş'a geri götür ve de: Kral şöyle diyor: Bunu hapishaneye atın; ve ben selametle dönünceye kadar ona elem ekmeği yedirin, ve elem suyu içirin." (I. Kırallar, 22: 26-27).

4- Yahuda halkı, açıkça putlara tapmaya ve Allah nazarında kötü olan işleri yapmaya başladıklarında, Zekeriya Peygamber bu kötülüklere karşı sesini yükselterek şöyle dedi: "Allah şöyle diyor: Niçin Rabbin Emirlerinden öte geçiyorsunuz da işleri­niz iyi gitmiyor? Siz Rabbi bıraktığınız için o da sizi bıraktı. Ve ona karşı düzen kurdular, ve onu kralın emriyle Rab evi­nin avlusunda taşlarla taşladılar." (II. Ta­rihler, 24: 20-21).

5- Samarra devleti Asurlular tarafından yı­kıldığı zaman ve Kudüs'deki Yahudi dev­leti âni bir tehlike altında tehdit edildiği zaman, peygamber Yeremya, hakikati beyan etmeye ve işledikleri kötü işlerin sonuçları ve bozulmalarından dolayı on­ları uyarmaya başladı. Ağlayıp şöyle feryad ediyordu: "Hayatınızı düzeltin, aksi takdirde Samariyanın başına gelenlerden daha kötüsü ile karşılaşacaksınız. Bunun cevabında Yahudiler ona lanet edip ona işkence yaptılar ve hapsettiler. Keldanilerin hesabına çalıştığını söyleyerek devle­te karşı ihanet ile suçladılar. Onu tutukla­yıp kamçıladılar ve zindana kapattılar. Sonra onu bir yeraltı sarnıcına sarkıttılar. Yeremya çamura battı. Böylece orada aç­lıktan ölecekti (Yeremya, 15: 10, 18: 20-23, 20: 1-18 ve 36-40. bölümler).

6- Matta İncili'nde şu sözleri okuyoruz: "Ey Yeruşalim (Kudüs)! Peygamberleri öldü­ren ve kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim!" (Matta, 23: 37).

7- Yahya Peygamber, Yahuda Kralı He-rod'un sarayındaki ahlâksızlıklardan ve kötülüklerden bahsettiğinde, hapse ko­nuldu. Sonra, karısının isteği ile Herod onun başını getirmesi için bir muhafız gönderdi. Muhafız, hapishanede onun başını vurup, başını bir tepsi üzerinde Herod'un karısına hediye etti (Markos, 6: 17-29).

8- İsa aleyhisselâmı çarmıha germek için suikast hazırladılar. Fakat Allah onların tuzaklarını boşa çıkardı. Hz. İsa, Yahudi âlimlerini ve ileri gelenlerini kötülükleri ve ikiyüzlülükleri sebebiyle ikaz ediyor, onları hak yoluna çağırıyordu. Bundan dolayı ona tuzak kurmuşlardı. Havariler­den birini parayla satın aldılar ve Hz. İsa'yı yakalamak ve başkâhinin evine gö­türmek üzere, kılıçlar ve sopalarla büyük bir kalabalık gönderdiler. Onu bağladık­tan sonra Roma valisi Pilatus'a teslim et­tiler. Ona Ölüm cezası verdirebilmek için hakkında yalan isnatlarda bulundular. Bayramda halka istedikleri bir mahpusu salıvermeyi âdet edinen validen, azılı bir katil olan  Barabbas'ı serbest bırakması­nı, Hz. İsa'yı ise çarmıha germesini istediler (Matta, 27:22).

İsrailoğullan küstahlıkları, günahkârlıkları ve Allah'ın peygamberlerini öldürmeleri sebe­biyle cezalandırıldılar. Onların bu hâli, Âl-i Imrân sûresi'nde şöyle bahsolunmuştur: "Nerede olsalar, onlara alçaklık (damgası) vurulmuştur (ezilmeğe mahkûmdurlar). Me­ğer ki Allah'ın ahdine ve insanların ahdine sı­ğınmış olsunlar. Allah'ın gazabına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu (yoksulluk İçinde ezildiler). Böyle oldu, çün­kü onlar Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Ve çünkü onlar isyan etmişlerdi, haddi aşıyorlar­dı." (3: 112).

Kur'ân'ın bu ayeti, İsrailoğullarının, Kıyamet Günü'ne kadar sürekli aşağılık ve alçaklığa maruz bırakıldıklarını açıkça beyan eder. On­ların dünyada yaşadıkları en ufak bir güven­lik bile kendileri tarafından kazanılmamıştır; aksine, başkalarının yardımları ve nezaketin­den dolayı güvenliğe sahip olmuşlardır. On­lar bunu, ya Allah adına Müslüman devletler­den ya da başka sebeplerle gayrimüslim dev­letlerden almaktadırlar. Eğer bazı durumlarda biraz siyasî güç kazanmışlarsa, bunu bile kendi çabalarıyla değil, başkaları sayesinde elde etmişlerdir.

Sonuç olarak, yahudiler vekâlet görevinden azledildiler ve onların din kardeşleri olan İs­mail aleyhisselâmın nesline, yeryüzündeki Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in uhdesine verildi. Bu husus Kur'ân'da şöyle ifade edilir: "(Ey Peygamber!) De ki: 'Doğu da, batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola eriştirir.1 Böylece, sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şahit olasınız, Peygamber de size şahit olsun... (Ey Mu­hammed!) elbette seni, hoşlanacağın bir kıb­leye döndüreceğiz. Artık yüzünü Mescidi Haram tarafına çevir. Nerede olursanız, yüz­lerinizi o yöne çevirin..." (2: 142-144).

"Bu ayetler, İslâm ümmetinin önderliğinin ilânı niteliğindedir. Hak yolu takip eden Müslümanların bu başarıları sebebiyle 'vasat bir ümmet' olarak tayin edilmeleri ve kıb-le'nin Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dan Mek­ke'deki Kabe'ye çevrilmesi, İsrailoğullarının önderlik görevinden alınıp, yerine Müslü­manların konulduğunu gösteriyordu. Bundan dolayı kıblenin Kudüs'ten Kabe'ye çevrilme­si, akılsızların sandığı gibi sadece bir yön de­ğişikliği değil, aslında liderliğin İsrailoğulla-rından alınıp Hz. Muhammed'in ümmetine verildiğinin resmî bir beyanıdır. Yani Kıb-le'nin değişmesi sembolik olarak liderliğin değişmesidir/Bundan dolayı, yeni liderler (yani müslümanlar) maddede ve mânâda hak­kın, doğruluğun ve adaletin yaşayan şahitleri olmalıdırlar; hakkın, doğruluğun ve adaletin anlamını bütün dünyaya göstermelidirler. İslâm toplumunun hesaba çekileceği bu vazi­fe büyük sorumluluk istemektedir. Nasıl ki Hz. Peygamber, Allah'ın hidayetini tebliğ etmekle görevli idiyse, aynı şekilde mü'min-ler de hidayeti diğer insanlara tebliğ etmekle mükelleftirler." (The Meaning ofthe Qur'an, c. I,sh. 120-121).



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İsrailoğullarının Suçları
« Posted on: 19 Nisan 2024, 01:01:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İsrailoğullarının Suçları rüya tabiri,İsrailoğullarının Suçları mekke canlı, İsrailoğullarının Suçları kabe canlı yayın, İsrailoğullarının Suçları Üç boyutlu kuran oku İsrailoğullarının Suçları kuran ı kerim, İsrailoğullarının Suçları peygamber kıssaları,İsrailoğullarının Suçları ilitam ders soruları, İsrailoğullarının Suçlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes