> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Davanın Asalet Ve Hakikati
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Davanın Asalet Ve Hakikati  (Okunma Sayısı 564 defa)
21 Mayıs 2012, 18:08:34
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 21 Mayıs 2012, 18:08:34 »



Davanın Asalet Ve Hakikati

Bu âlicenap ve cazibeli adam, halkına, mev­cut bütün hayat felsefelerini 'hakikat okya­nusu'nda eriten İlâhî Öğretisi çerçevesinde hak ve doğru bir gaye kazandırdı. Muham­med'ın mesajı sade ve apaçıktı: Kendini­zi ve bütün işlerinizi Allah'a adayın, çünkü selâmetiniz, kuvvetiniz, ve iyiliğiniz yalnız­ca O'na tevekkülle itaat etmenizde yatar. Al­lah ne emrettiyse ona itaat edin ve O'nun yo­lunu izleyin; şüphesiz ki bu sizin iyiliğinize olacaktır. O'nun kanunları çerçevesinde sür­dürülen hayat ile O'nun yoluna adanmış ha­yatın her ikisi de iyidir ve sizin için en iyi ola­nı budur, "Hangi insan, din yönünden, iyi­lik edici olarak yüzünü Allah'a teslim edip dosdoğru İbrahim dinine tâbi olandan da­ha güzel olabilir?..." (4: 125)

Bu ayet, aynı zamanda iyilik yolu olan Al­lah'ın Yolu'na sarılmanın önemini vurgula­maktadır. Kişinin kendini tamamıyla Allah-ın kanununa ve rızasına adamasından ve ha­yatı boyunca iyilik ve hakkaniyetle davran­masından daha efdal bir başka yol var mı­dır? Bu husus, en küçük bir şüpheye yer bı­rakmaksızın Muhammed'ın yolundan gi­denlerin davasının üstünlüğünü ve asaletini teşkil etmektedir. İslâm, insanları tartışma­ya, düşünmeye ve kendileri için hangi hayat tarzının en iyi, en faydalı ve en doğru oldu­ğunu anlamaya davet ediyor. Allah'ın yolu mu, yoksa taptıkları putların yolu mu? îyî-lik, adalet ve doğruluk yolunu İzlemek mi; yoksa gayri âdil ve bâtıl yolu izlemek mi da­ha iyidir? Rasulullah şöyle sordu, "...Al­lah'ın kendileri için hiçbir delil indirmediği —isimlerini de siz ve babalarınızın koydu­ğu putlar hakkında mı benimle tartışıyor­sunuz? Bekleyin öyle ise, ben de sizinle be­raber bekleyenlerdenim!" (7: 71)

Kur'an-ı Kerim, böylece, insanları zihnî ve fi­zikî olarak gelecek yaşantılarını bu dünya­da ve ahirette belirleyecek yolu seçerken çok dikkatli olmaları hususunda sarsıyor. Ve ken­di menfaatlerini gözetmeleri koşuna işaret ediyor ki, bu konu cehaletle değil de tam bir anlayışla ve bilgiyle en faydalı hayat tarzım takip etmeyi gerektirmektedir; "Bunlar si­zin ve babalarınızın taktığı adlardan başka bir şey değildir. Allah onları destekleyen bir delil indirmemiştir. Onlar sadece zanlarına ve canlarının istediğine uymaktadırlar. Oy­sa onlara Rablerinden and olsun ki doğru­luk rehberi gelmiştir!' (53: 23).

Rasulullah, insanların kendi kaderleri için vicdanî muhakemelerine ve adalet duygula­rına seslenerek tekrar tekrar dikkatlice dü­şünmelerini ve hangi yolun daha kazançlı ve gerçekçi olduğunu anlamalarını istedi. On­ların menfaatlerini kim daha iyi gözetebilir-di. Allah mı yoksa şeytan mı? "...Allah mı hayırlı, yoksa ortak koştukları şeyler mi? Gökleri ve yeri kim yarattı? Size gökten (kim) su indirdi de onunla sizin bir ağacım dahi bitiremeyeceğiniz gönül açan bahçeler bitirdi? Allah ile beraber başka bir tanrı mı var? Hayır, onlar (haktan) sapan bir kavim­dir. Yahut şu dünyayı durulacak yer yapan, aralarından ırmaklar çıkaran, orada sağlam dağlar yaratan ve iki deniz arasına bir perde koyan kimdir? Allah ile beraber başka bir tanrı mı var? Hayır onların çoğu bilmiyor­lar. Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da, kötülüğü (onun üzerinden kaldırıp) açıyor ve sizi (eskilerin yerine) yer­yüzünün hâkimleri yapıyor? Allah ile bera­ber başka bir tanrı mı var? Ne de az düşü­nüyorsunuz? Yahut karanın ve denizin karan­lıkları içinde size yol gösteren kim? Rahme­tinin önünde rüzgarları müjdeci gönderen kim? Allah ile beraber başka tanrı mı var? Haşa, Allah onların koştukları ortaklardan çok yücedir, münezzehtir. (O, eksikliklerden uzaktır). Yahut yaratmaya kim başlıyor, son­ra onu (kim) iade ediyor (ölüp ortadan kal­kan şeyleri yeniden yaratıyor?) Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Allah ile be­raber başka bir tanrı mı var? De ki: 'Eğer doğru sözlülerden iseniz delilinizi getirin! De ki: 'Göklerde ve yerde Allah'tan başka kim­se gaybı (görünmeyeni, Allah'ın gizli ilmini) bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bil­mezler!" (27: 59-65).

Bu, hiçbir ayrıntıya İhtiyacı olmayan ve en sıradan insan tarafından bile anlaşılabi­len tabiî ve bariz delillere dayanan berrak bir tartışmaydı. Ve İslâm basit, dürüst ve çar­pıklıklardan uzak insanların doğruca kalp­lerine intikal etti. Muhammed @'ın mesajı­na inandılar, onun Rab'lerinden hakiki yol gösterici olduğuna iman ederek ruh ve be­denlerinin kuvvetiyle ona sarıldılar. "Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, sapıklıktan seçi­lip belli olmuştur. Kim tağutu inkâr edip Al­lah'a inanırsa, muhakkak ki o, kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir, bilendir!' (2: 256)

Rasulullah Mekke'de kaldığı 13 yıl boyun­ca, getirdiklerini hakkıyla anlayan ve bilerek iman eden sahabelerinin kalbine davasını ka­zıdı. Müminler düşmanlarına karşı inançla­rını müdafaa etmek için büyük zorluklara katlanmaları gerekebileceğini tamamıyla id­rak ettiler. "Yoksa siz, sizden önce geçenle­rin durumu başınıza gelmeden cennete gire­ceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuştu, öyle sarsılmışlardı ki, nihayet peygamber ve onunla birlikte inanan­lar: 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyecek ol­muşlardı. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı ya­kındır!' (2: 214) Fakat, şunu da kesinlikle bi­liyorlardı ki, davalarının hak ve doğru olma­sından dolayı müşriklere karşı en son zafer onların olacaktı, "Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer (gerçekten) inanıyorsanız, mutlaka siz üstün geleceksiniz!' (3: 139) Böylece, iman­larında sadık olmaları şartıyla müminlere za­fer vaat edilmişti.

Peygamber 'a iman eden müminler zafer­den emindiler, çünkü gereken şartları tam manasıyla yerine getirdiklerinden emindiler, [vluhainmed @'ın getirdiğine ihlasla inandı­lar ve bildiklerinin en iyisini kabiliyetleri nis-betinde yerine getiriyorlardı. Bütün malları­nı, sahip oldukları şeyleri, akrabalarını ve ev­lerini feda ettiler ve sırf inançlarını korumak maksadıyla doğdukları yeri terkedip Medi-ne'ye sığındılar. Bu müminler yaptıklarıyla peygamber'ın mesajının doğruluğuna olan inançlarının yoğunluğunu ve gücünü başarılı bir şekilde ortaya koydular. Bu inanç onlann hayatlarını, değerlerini ve düşünme biçimlerini bütünüyle değiştirdi. İşte, Medi­ne'deydiler ve inançları için hayatlarım feda etmeleri bile gerekse onu müdafaa etmeye hazırlanmışlardı. Böylece Muhammed bir lider olarak yapması gerekeni başardı. Adamlarına hak ve doğru bir dava kazandır­dı; onlann kalplerine, bu davanın diğer bü­tün görüş ve felsefelere olan üstünlüğünü ve asaletini nakşetti ve hakkıyla sebat ederler­se davalarının başarıya ulaşacağından onla­rı emin kıldı. Müminler, gerektiğinde zor kullanarak davalannı müdafaa etmeye ve bü­tün düşmanlıkları yok etmek veya zayıflat­mak için kanlarının son damlasına kadar çarpışmaya hazır hale geldiklerinde onlar son safhaya erişmiş oldular. İşte başarılı bir askerî liderden istenen budur; adamlarına, uğruna fedakârlık yapılabilecek daha büyük ve daha yüksek başka bir şey olmadığına inandıkları, düşmanınkinden daha üstün olan bir dava kazandırmak.

 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Davanın Asalet Ve Hakikati
« Posted on: 02 Mayıs 2024, 07:53:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Davanın Asalet Ve Hakikati rüya tabiri,Davanın Asalet Ve Hakikati mekke canlı, Davanın Asalet Ve Hakikati kabe canlı yayın, Davanın Asalet Ve Hakikati Üç boyutlu kuran oku Davanın Asalet Ve Hakikati kuran ı kerim, Davanın Asalet Ve Hakikati peygamber kıssaları,Davanın Asalet Ve Hakikati ilitam ders soruları, Davanın Asalet Ve Hakikatiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes