Adlî Bağımsızlığın Sona Ermesi
Beşinci önemli değişiklik, hâkimlerin muhakeme (kaza) hürriyetlerinde olmuştur. İslâm devletinin Hulefa-i Raşidîn devrinde görülen temel esaslarından birisi de, hâkimleri tayin ettikleri halde, halifelerin onlar üzerinde baskı uygulayamamalarıdır. Onlar sadece Allah'tan korkarak, ve vicdanları ile hükmediyorlardı. En yüksek makamlardakiler bile hâkimin İşine karışamazdı. Hatta, daha önce de açıklandığı gibi, hâkim bizzat halifeyi mahkemeye celbeder, aleyhindeki davaya bakabilirdi. Saltanat ile beraber bu usûle de son verildi. Adlî meselelere müdahaleler başladı. Bu müesseseyi siyasî ve şahsî niyetlerine âlet ettiler. Arzu ettikleri zaman, istedikleri şahsı dava edebiliyor, istedikleri hükmün çıkmasında müessir oluyorlardı. Böyle olunca H.âkim(Kadı)\erin serbest hüküm verme imkânları ortadan kalkıyordu. Sonuçta olaylar öyle bir mertebeye ulaştı ki, yalnızca sultan ve veliahtları değil, yönetimin her kademesindeki memurundan, saraydaki kapıcılara kadar herkes adlî kararlarda nüfuzlarını kullanabiliyorlardı.
Bu ve benzer sebeplerden ötürü, o devirde sâlih âlimler ve imanlı şahsiyetler hâkimlik vazifesini kabul etmekten daima kaçınmışlardır.[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın