> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Sahih-i Müslim Muhtasarı > Namazda Konuşmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Namazda Konuşmak  (Okunma Sayısı 1012 defa)
19 Aralık 2011, 22:22:05
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 19 Aralık 2011, 22:22:05 »



7- Namazda Konuşmanın Haram Kılınması


434- Muâviye İbnu'l-Hakem es-Sülemî (r,a)'tan rivayet edilmiştir:

“Ben bir defasında Resulullah (s.a.v.)'le namaz kılarken cemaattan biri aksın-verdi. Ben hemen “Yerhamukallâh!” Allah sana rahmet eylesin! dedim. Cemâ­at bana kötü kötü baktı. Ben:

“Vay başıma gelenler! Size ne oluyor ki, bana böyle kötü bakıyorsunuz!” de­dim. Bunun üzerine elleriyle uyluklanna vurmaya başladılar. Bunların beni susturmaya çalıştıklarını görünce kızdım. Fakat sustum. Resulullah (s.a.v.) namazı bitirince ne diyeyim annem-babam ona feda olsun! Ne ondan önce ve ne de ondan sonra Peygamber (s.a.v.) kadar güzel öğreten hiçbir eğitmen görmedim. Vallahi beni ne azarladı, ne dövdü ve ne de sövdü. Sâdece:

“Şu namaz var ya! Onun içinde; insan sözünden hiç bir şey konuşmak caiz değildir. O ancak tesbîh, tekbîr ve Kur'ân okumakdan ibarettir” buyurdu. Yada Resulullah (s.a.v.)'in buyurduğu gibidir. Ben:

“Ey Allah'ın resulü! Ben câhiliyyetten yeni kurtulmuş bir kimseyim. Gerçi Allah İslâm'ı getirdi. Ama bizden öyle adamlar var ki, hâlâ kahinlere giderler” dedim. Resulullah (s.a.v.):

“Sen onlara gitme!” buyurdu.

“Bizden bâzılarıda kuşlarla uğursuzluğa yormada bulunuyorlar” dedim. Resulullah (s.a.v.):

“Bu, onların İçlerinden gelen bir şeydir. Sakın onları yoldan çıkarma­sın!” buyurdu. Ben:

Bizden bir takım adamlar da çizgi çiziyorlar' dedim. Peygamber (s.a.v.):

“Peygamberlerden  biri  çizgi  çizerdi.   Her kim  onun  çizgisine  uygun düşürür s c isabet etmiş olur” buyurdu.

Muâviye der kî:

“Benim bir cariyem vardı. Uhud ve Cevânİyye taraflarında ko­yunlarımı güderdi. Bir gün onu ziyarete gittim. Bir de ne göreyim!.. Güttüğü ko­yunlardan birini kurt götürmüş! Ben de, Adem oğullarından bir adamım. Onlar gibi ben de üzülürüm! Fakat cariyeye öyle bir tokat vurdum ki...”

Daha sonra Resulullah (s.a.v.)'e geldim. Ona bu davranışımı anlattım. O da, bu yaptığımı bana fazla buldu. Ben:

“Ey Allah'ın resulü! O halde cariyeyi azat edeyim mi?” dedim. Resulullah (s.a.v.)

“Sen onu bana getir” buyurdu. Hemen gidip onu getirdim. Peygamber (s.a.v.), ona:

“Allah nerededir?” diye sordu. Câriye:

“Göktedir” diye cevap verdi. Resulullah (s.a.v.):

“Ben kimim?” diye sordu. Cariye:

“Sen, Allah'ın resulüsün!” diye cevap verdi.  Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Onu âzâd et; çünkü o, mümin bir kadındır” buyurdu. [660]

Açıklama:

Muaviye'nin namazda konuşması üzerine sahabilerin uyluklarına vurmak suretiyle onu susturmaya çalışmaları, bu husus için teşbihte bulunmak meşru olmadan önceye yorumlan­mıştır.

Görülüyor ki, Peygamber (s.a.v.) namazdan sonra Muaviye'ye kendisine özgü bir neza­ketle nasihatta bulunmuş, namazda konuşmanın namazı bozacağını bildirmiştir. Muaviye ise Resulullah (s.a.v.)'in bu nezaketine hayran kalarak kendisinin yeni müslüman olduğundan bahsederek özür dilemiştir.

Tetayyur; kuşlarla uğursuzluğa yorma olup şu tarafa uçarsa bu işte hayr var, aksi yön­de uçarsa hayr yok diye inanmaktır.

“Bu, onların içlerinden gelen bir şeydir. Sakın onları yoldançıkarmasın!” ifa­desinden maksat ise uğursuzluğa yorma denilen şey, içinizde doğar. Uğraşıp durduğunuz bir şey olmadığı için bundan dolayı size bir sorumluluk yoktur. Fakat ondan dolayı işlerinize bakmaktan geri durmayın. Sizin yapabileceğiniz işte budur ve bununla mükellefsiniz.

Hadiste sözkonusu “Çizgi çizmekten” maksat; falın bir türü olan remildir. Onunla meşgul olan peygamber, rivayete göre İdris (a.s)'dır. Alimler, remil yapmanın yasak olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.

Cariye meselesine gelince; “Nasihat” adlı kitabında yönler­le ilgili olarak şöyle der:

“İlahî irade, evreni yaratmak istediğinde, onun alt ve üst yönlere sahip olmasını dilemiştir. Allah, sonradan var olmanın gerektirdiği sıfatlardan münezzehtir. O, evreni yaratmış, onun için alt ve üst yönleri belirlemiştir. İlahi hikmet, yaratılmış ve bir Rabb'e boyun eğmiş olmasından dolayı evrenin alt yönde olmasını gerektirmiştir. Rabbani azamet de, sonradan yaratılan evrene kıyasla evrenin üstünde olmayı dilemiştir.”

Bu kıyas, “Tekliği” itibariyle değildir. Çünkü “Teklik”te ne üst vardır ve ne de alt... Yüce Allah, kendi başına var olmasında, ezeli oluşun da ve tekliğinde olduğu gibidir..... O'na, herhangi bir surette işaret edilirse aşağıya, sağa, sola doğru işaret edilemez. Bilakis üst ve yukarı yönlerinden başka bir yöne işaret edilmesi uygun olmaz. Bu şekildeki İşaret; evrene, evrenin yaratılışına ve evrenin aşağı noktasına nispetledir. Gerçekte ise işaret, evrenin en üst noktasma ve şanına layık bir surette Rabb'in azametinedir. Yoksa bizim anladığımız şekilde

bir cisme işaret değildir. O, isbata ve ikrara işarettir..... Alt ile kuşatılmış varlık, yaratıcısını ancak üstte oluşuyla tanıyacaktır. Arş'a yönelen işaret gerçekten akledilebilir bir işarettir. Cihet ve yönler ise arşta son bulur. Onun ötesinde aklın İdrak edemediği, kuruntu ve zanların anlamak için yeterli olmadığı gerçekler vardır. [661]

Cariyenin mümin olup olmadığının araştırılması; kefaret olarak azad edilecek kölenin mümin olması gerektiği içindir. Mâliki, Şafiî ve Hanbelilere göre; bütün kefaretlerde azad edilecek kölenin mümin olması şarttır. Dolayısıyla kafir olan kölenin azad edilmesi kefareti ödemede yeterli değildir. Hanefılere göre ise yemin kefareti için azad edilecek kölenin müs­lüman olması şart değildir. Ebu Hanife de, “Öldürme” ile ilgili kefaret dışında kalan hususlar­da mümin olmayan kölenin azad edilebileceğini belirtmiştir. Ayrıca bu hadis; İslam dininin, müslümanın emri altında bulunan hizmetçi, aşçı gibi kimselere iyi muamele etmesi gerektiğini de bildirmektedir.

435- Abdullah İbn Mes'ud (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Biz, Resulııllah (s.a.v.)'e (önceleri) namazda olduğu sırada ona selam rdik. O da selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndüğümüzde ona nazda iken) selam verdiğimizde selamımızı almadı. Bunun üzerine biz:

“Ey Allah'ın resulü! (Daha önce) namazda olduğun sırada sana selam yorduk, sen de selamımızı alıyordun, artık almıyorsun” dedik. O da:

“Şüphesiz ki namazda selamdan daha önemli olan Allah'la bir meşgu-t vardır!” buyurdu. [662]

Açıklama:

İslam'ın ilk zamanlarında namazda konuşmak mubahtı. [663] Sonra bu hüküm yürürlükten kaldırılarak haram kılındı. Konuşmanın ne zaman hakıhndığı meselesi, alimler arasında ihtilaflıdır. Bazılan, hicretten önce Mekke'de derken azıları da hicretten sonra Medine'de haram kılındığını söylemiştir.

Namazda olan bir kimsenin selam alıp almaması, alimler arasında ihtilaflıdır.

436- Zeyd b. Erkam (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“önceleri namaz kılarken konuşurduk. İnsan yanı başında namaz kılan arka­yla konuşurdu. Nihayet;

“Gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun” ayeti indî. Bunun üzerine namazda susmakla emrolunduk ve uşmaktan yasaklandık. [664]

Açıklama:

Hadis, namazda konuşmanın caiz olmadığına işaret etmektedir. Konuşmanın bilerek yada bilmeyerek bir İhtiyaca binaen veya sebepsiz olması arasında bir fark yoktur. Çünkü yasaklama, mutlak olarak gelmiştir.

437- Câbir b. Abdullah (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Beni Mustahk kabilesine doğru giderken) Peygamber (s.a.v.)'le birlikte idik. Derken beni bir ihtiyaç için bir yere yolladı. Döndüğümde hayvanının üzerinde na­maz kılıyordu. Yüzü de kıbleden başka bir tarafa doğru idi. Selam verdim. Fakat selamımı almadı. Namazı bitirince:

“Senin selamını almamama engel olan şey, ancak namaz kılıyor ol­mamdır” buyurdu. [665]

Açıklama:

Bu hadis de, namazda konuşmanın yasak olduğunu gösteren hadislerdir. Ayrıca hay­van üzerinde kılınan nafile namaz için başka kıbleden başka tarafa doğru dönmek caizdir.


[660] Ebu Dâvud, Salat 166-167, 930, Eyman 16, 3282; Tıb 23, 3909; Nesâî, Sehv 20.

[661] B.k.z: Yusuf el-Kardavî, İhtilaflar Karşısında îslamî Tavır, ilke Yayınlan, İstanbul 1992, s. 159-162.

[662] Buhâri, Amel fi's-Salat 2, Menâkibu'I-Ensar 37; Ebu Dâvud, Salat 165-166, 923; Ebu ıe, Müsned, 2/139; Nesâî, Sünemi'1-Kübrâ, 540.

[663] Ebu Dâvud, Salat 166-167.

[664] Buharı, Amel fi's-Salat 2, Tefsiru Sure-İ Bakara 43; Ebu Dâvud, Salat 173-174, 949; izi, Salat 297, 405; Nesâî, Sehv 20.

[665] Buhârî, Amel fi's-Salat 15; Ebu Dâvud, Salat 165-166, 926; Tirmizî, Salat 260, 351; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/351, 363.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Namazda Konuşmak
« Posted on: 08 Mayıs 2024, 19:50:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Namazda Konuşmak rüya tabiri,Namazda Konuşmak mekke canlı, Namazda Konuşmak kabe canlı yayın, Namazda Konuşmak Üç boyutlu kuran oku Namazda Konuşmak kuran ı kerim, Namazda Konuşmak peygamber kıssaları,Namazda Konuşmak ilitam ders soruları, Namazda Konuşmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes