> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Sabredenler ve Şükredenler >  Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer  (Okunma Sayısı 788 defa)
18 Temmuz 2010, 16:54:04
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 18 Temmuz 2010, 16:54:04 »



بســـم الله الرحمن الرحيم
 
 
Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer

 
 
Sabırla şükürden her biri diğerinin hakikatına girer. Buna göre, bunlardan her birinin varlığı, diğerinin varlığına bağlıdır. Ancak bunlardan her birine, üstün bulunduğu yer itibariyle özel isim verilmiştir. Böyle olmasa, şükrün hakikati, sabır, irade ve fiil ile birleşir. Çünkü şükür Allah'a taat ve ibadet etmek ve O'na isyan etmemektir.

Sabır bunların aslıdır. Taat ve ibadeti eda ederken çekilen meşakkatlara sabretmek ve günahlardan uzaklaşmaya sabretmek şükrün ta kendisidir. Sabır emredilince sabretmek şükürdür.

Yukarıdaki bu açıklamadan sabır ile şükrün bir olduğu anlaşılmaktadır gibi bir soru akla gelebilir.

Halbuki bu, aklen, lugaten ve örfen mümkün değildir. Çünkü Allah Teala, bunların aralarını ayırmıştır. Evet, bunların manaları ayrıdır. Ancak biz bunların birbirinden ayrılmadıklarını ve bunlardan herbirinin varlığının diğerinin varlığına muhtaç olduğunu beyan ettik.

- Şükür, sabırdan ayrıldığı zaman şükrün şükür olması batıl olur.

- Sabır şükürden ayrıldığı zaman, sabrın sabır olması da batıl olur.

- Birincisi açıktır,

- ikinciye gelince sabır, şükürden ayrıldığı takdirde nankörlük olur. Nankörlüğün sabra zıd olmadı gazaba zıd olmasından daha büyüktür.
 
 
Şöyle bir soru sorulursa; burada başka bir kısım daha vardır ki, ne nankörlük olur ne de şükür olur. Bilakis zoraki sabır olur. Buna göre şükrün hakikati yapılmadığı gibi sabır da sabır olmaktan çıkmaz.

Şöyle cevap verilir:

Bizim sözümüz taat olan emredilmiş sabır hakkındadır. Yoksa hayvanların sabrı gibi zoraki sabır hakkında değildir. Taat olan sabrı, ancak şükreden kimse yapar. Fakat şükredenin şükrü, sabrının içine girmiş olur da hüküm sabır için olur. Nitekim şükredenin sabrı da şükrünün içine girmiş olur da hüküm şükür için olur.
 
 
İman, makamlarından bir makamdan diğer bir makama geçerken yok olmaz. Bilakis, aşağı derecede bulunan makam yukarı derecede bulunan makamın içine girmiş olur.

Nitekim iman, ihsanın içine girdiği gibi, sabır da rıza makamları içine girer. Yoksa, sabır yok olmuş değildir. Rıza makamı da tefviz makamının içine girdiği gibi, havf ile reca makamları da muhabbet makamının içine girerler. Yoksa havf ile reca yok olmuş olmazlar.
 
 
Allah Teala, kullarını musibetlerle imtihan ettiği gibi nimetleriyle de imtihan eder. Nitekim Cenab-ı Hak:

"Sizi bir imtihan olarak kötülüklerle ve iyiliklerle deneyeceğiz." (Enbiya/35); diğer bir ayette,

"Fakat insan, ne zaman Rabbi, kendisini imtihan edip ikramda bulunur ve nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti" der, ama onu imtihan edip de rızkım kırarsa, o vakit de, "Rabbim bana ihanet etti." der," (Fecr/15-16);

diğer bir ayette:

"Biz yeryüzündeki şeylere ona mahsus bir ziynet yaptık ki, insanları imtihan edelim. Bakalım hangisi daha güzel bir emelde bulunacak!" (Kehf/7);

diğer bir ayette:

"O Allah ki, amelce hanginiz daha güzeldir diye sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratmıştır." (Mülk/2);

diğer bir ayette:

"O amelce hanginizin daha güzel olduğunu imtihan için gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Daha önce Arş'ı suyun üstünde idi" (Hud/7) buyurmuştur.

Allah Teala, yerleri, gökleri yarattı, mahlukatı için ömür takdir etti. Yeryüzündeki varlıkları imtihan ve denemek için yarattı. Bu imtihan, kulların hayırda, şerde, bollukta, darlıkta sabır ve şükür imtihanlarıdır. Zenginlik, afiyet, mevki ve kudret nimetlerine sahib bulunan kimsenin imtihanı bunlara sahib olmayan şahsın imtihanından daha büyüktür.

Allah'ın taatı üzerine sabretmek en zor sabırlardandır.

Nitekim ashab-ı kiram:

"Biz fakirlikle imtihan edildik sabrettik, fakat zenginlikle imtihan edildik sabredemedik" demişlerdir.

Fakirlik nimeti, hastalık nimeti, dünyalığın alınmasının nimeti, dünyalık sebeblerinin alınmasının nimeti, insanların eza etmesinin nimeti bazen nimetlerin en büyüklerinden olur. Çünkü bu nimetlere şükretmenin farz olması, bu nimetlerin zıdlarına şükretmekten daha evladır. Zira Allah Teala nimetleriyle imtihan eder, bela ve musibetleriyle de nimet verir.
 
 
Şükür ile sabırdan hangisinin üstün olduğuna gelince;

Sabır ile şükür, Allah'ın emrinde, nehyinde, kaza ve kaderinde kul için lazım olan iki haldir. Bu sabır ile şükür göz açıp kapayıncaya kadar biri diğerinden ayrılmaz. Bunlardan hangisinin üstün olduğunu sormak, his ve hareketten hangisinin üstün olduğunu, veya yemekle içmekden hangisinin üstün olduğunu yahut kulun havf, (Allah'ın azabından korkması) ile recasının (Allah'ın rahmetini umut etmesinden) hangisinin üstün olduğunu sormak gibidir.

- Taat ve ibadetler ancak sabır ve şükürle eda edilir.

- Yasaklardan da ancak sabır ve şükürle uzaklaşılır.

- Kul, takdir edilmiş olan musibetler başına geldiğinde sabrederse, şükrü sabrının içine girmiş olur.

Nitekim, şükredenin sabrı da şükrünün içine girmiş olur. Bunu şöyle açıklayabiliriz:

Allah Teala, kulunu nefsi ve hevasıyla imtihan etti, kulun üzerine bunlarla cihad etmeyi vacib kıldı, yani, kul her vakit nefsiyle cihad etmeye devam edecektir. Şöyle ki:

- Emredilmiş olan taat ve ibadetleri eda ederek şükredecek,

- Heva ve hevesinden uzaklaşmaya sabredecektir. Zengin olsun, fakir olsun, sıhhatta olsun hasta olsun, nefsi ve hevasına karşı devamlı cihad etmesi lazımdır.

Bu mesele, şükreden zengin ile sabreden fakirden hangisinin üstün olduğu meselesidir. Bu mesele hakkında alimlerin üç görüşü vardır:

Bu üç görüşü Ebu'l-Ferec İbn-i Cevzi ve diğer alimler nakletmişlerdir.

Netice olarak şükreden zengin ile sabreden fakirden hangisi daha çok takva sahibi ise o efdaldir denilmiştir. Takvada müsavi olurlarsa, fazilette de müsavi olurlar. Çünkü Cenab-ı Hak insanları afiyet ve bela ile üstün kılmadığı gibi fakirlik ye zenginlikle de üstün kılmamıştır. Ancak takvalıkla üstün kılmıştır.

Nitekim Allah Teala:

"Allah katında en iyiniz takvaca en ileride olanınızdır." (Hucurat/13) buyurmuştur.

Bir hadis-i şerifde:

"Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap olana üstünlüğü yoktur. Ancak takvalıkla vardır. İnsanlar Adem'den meydana gelmiştir. Adem de topraktan yaratılmıştır" buyrulmuştur.  (Müsned-i İmam Ahmed)

"Takva" iki asıl ve esasa bağlıdır:

1 - biri "sabır"

2 - diğeri de "şükür" dür.

Zenginle fakirden herbiri için sabırla şükür lazımdır. Bunlardan hangisinin sabrı ile şükrü mükemmel ise o üstün olur.
 
 
Fakirin sabrı mükemmel, zenginin de şükrü mükemmel olursa bunlardan hangisi efdaldir? diye bir soru sorulacak olursa; buna şöyle cevap verilir:

Bunlardan vazifesinde ve halinin gereğinde Allah'dan en çok korkanıdır. Bu olmaksızın efdallik düşünülemez. Çünkü zenginin bazen şükründeki takvalığı, fakirin sabrındaki takvalığından daha üstün olabilir. Fakirin de bazen sabrındaki takvalığı zenginin şükründeki takvalığından daha üstün olabilir. Buna göre zengin zenginliği ile üstün, fakir fakirliği ile üstün denilemez.

O halde, şükreden zengin sabreden fakirden üstündür denilmesi doğru olmadığı gibi, sabreden fakir şükreden zenginden üstündür denilmesi de doğru değildir. Çünkü şükür ile sabır, imanın iki bineğidir, bunların bulunması lazımdır.

Şükreden zengin ile sabreden fakirden hangisi daha çok vacib ve mendub'a sarılmışsa o üstündür. Çünkü üstünlük, vacib ile mendub'a sarılmaya bağlıdır.

Nitekim Allah Teala, bir hadis-i kudside:

"Bana kulum hiçbir şeyle yaklaşamaz ancak kendisine farz kıldığım şeylere devam etmekle yaklaşır. Kulum nafile ibadetlerle durmadan bana yaklaşır ve nihayet ben onu severim" buyurmuştur. (Tirmizi, Müsned-i Ahmed)

Buna göre, şükreden zengin ile sabreden fakirden hangisi vaciplere daha çok sarılıyor ve daha çok nafile namaz kılıyorsa o üstündür.
 
 
Bir hadis-i şerifde:

"Ümmetimin fakirleri zenginlerinden yarım gün yani beşyüz sene önce cennete gireceklerdir." buyrulmuştur. (Tirmizi, İbn-i Mace.)

Bu hadis-i şerif, fakirlerin zenginlerden üstün olduğuna delalet etmez mi diye sorulursa: buna:

"Bu hadis-i şerif, fakirlerin her ne kadar zenginlerden önce cennete gireceklerine delalet etse de fakirlerin derece ve makamda zenginlerden üstün olduğuna delalet etmez, şükreden zengin ile adaletli hükümdar hesap vermek için cennete girmekde geç kalsa da cennete girince derecesi ve makamı daha yüksek olur" diye cevap verilebilir.

Fakirler, Resulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem), zenginlerin köle azad etmek ve sadaka vermek suretiyle, amellerinin kendi amellerinden daha çok olduğunu şikayet ettiler. Allah Resulü onlara:

"Ben de size bir şey bildireyim mi? onu yaparsanız onunla o sizi geçenlere yetişirsiniz" buyurmuş ve, her namazdan sonra otuz üç kere:

"Elhamdülillah", otuz üç kere:

"Subhanallah", otuz üç kere:

"Allahüekber" demelerini bildirmiştir.

Zenginler bunu işitince onlar da bunu yapmaya başlamışlar. Bunun üzerine fakirler, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a dönerek zenginlerin de bunu yaptığını anlatmışlar.

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Bu Allah'ın bir fazl-u keremidir onu dilediğine verir" buyurmuştur. (Buhari, Müslim)

Bu sefer, bu hadis-i şerif, şükreden zenginlerin sabreden fakirlerden üstün olduğuna delalet etmez mi diye sorulursa: buna:

"Bu hadis-i şerif sabreden fakir ile şükreden zenginden hangisi daha çok nafile ibadetlere sarılırsa o üstündür diyen görüş için bir hüccettir. Çü...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer
« Posted on: 23 Nisan 2024, 15:09:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer rüya tabiri, Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer mekke canlı, Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer kabe canlı yayın, Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer Üç boyutlu kuran oku Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer kuran ı kerim, Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer peygamber kıssaları, Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girer ilitam ders soruları, Sabrın Hakikati Şükrün Hakikatına Girerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes