Neden şeytana mağlup oluyoruz? Bismillahirrahmanirrahim
BEŞİNCİ İŞARET
Cenâb-ı Hak, kütüb-ü semâviyede beşere karşı
Cennet gibi azîm mükâfat ve Cehennem gibi dehşetli mücâzâtı göstermekle beraber,
çok irşad, ikaz, ihtar, tehdit ve teşvik ettiği halde;
ehl-i iman, bu kadar esbab-ı hidayet ve istikamet varken,
hizbüşşeytanın mükâfatsız, çirkin, zayıf desiselerine karşı mağlûp olmaları, bir zaman beni çok düşündürüyordu.
Acaba, iman varken, Cenâb-ı Hakkın o kadar şiddetli tehdidâtına ehemmiyet vermemek nasıl oluyor? Nasıl iman gitmiyor?
“Muhakkak ki şeytanın tuzağı pek zayıftır.” (Nisâ Sûresi, 4:76.) sırrıyla şeytanın gayet zayıf desiselerine kapılıp Allah’a isyan ediyor. Hattâ benim arkadaşlarımdan bazıları, yüz hakikat dersini kalben tasdik ile beraber, benden işittiği ve bana karşı da fazla hüsn ü zannı ve irtibatı varken, kalbsiz ve bozuk bir adamın ehemmiyetsiz ve riyâkârâne iltifatına kapıldı; onun lehinde, benim aleyhimde bir vaziyete geldi.
“Fesübhânallah,” dedim. “İnsanda bu derece sukut olabilir mi? Ne kadar hakikatsiz bir insandı!” diye o biçareyi gıybet ettim, günaha girdim.
Sonra, sabık işaretlerdeki hakikat inkişaf etti, karanlıklı çok noktaları aydınlattı. O nur ile, lillâhilhamd, hem Kur’ân-ı Hakîmin azîm tergibat ve teşvikatı tam yerinde olduğunu; hem ehl-i imanın desâis-i şeytaniyeye kapılmaları imansızlıktan ve imanın zayıflığından olmadığını; hem günah-ı kebâiri işleyen küfre girmediğini; hem Mutezile mezhebi ve bir kısım Hariciye mezhebi “Günah-ı kebâiri irtikâp eden kâfir olur veya iman ve küfür ortasında kalır” diye hükümlerinde hata ettiklerini; hem benim o biçare arkadaşım da yüz ders-i hakikati bir herifin iltifatına feda etmesi, düşündüğüm gibi çok sukut ve dehşetli alçaklık olmadığını anladım, Cenâb-ı Hakka şükrettim, o vartadan kurtuldum. Çünkü, sabıkan dediğimiz gibi, şeytan, cüz’î bir emr-i ademî ile insanı mühim tehlikelere atar. Hem insandaki nefis ise, şeytanı her vakit dinler. Kuvve-i şeheviye ve gadabiye ise, şeytanın desiselerine hem kabile, hem nâkile iki cihaz hükmündedir.
İşte, bunun içindir ki, Cenâb-ı Hakkın Gafûr, Rahîm gibi iki ismi, tecellî-i âzamla ehl-i imana teveccüh ediyor. Ve Kur’ân-ı Hakîmde peygamberlere en mühim ihsanı mağfiret olduğunu gösteriyor ve onları istiğfar etmeye davet ediyor. Bismillâhirrahmânirrahîm kelime-i kudsiyesini her sûre başında tekrar ile ve her mübarek işlerde zikrine emretmesiyle, kâinatı ihata eden rahmet-i vâsiasını melce ve tahassungâh gösteriyor ve “Sığın.” (A’raf Sûresi, 7:200) emriyle, “Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.” kelimesini siper yapıyor. (Lemalar, 13. Lema)
Bediüzzaman Said Nursi LÜGAT:Azîm : Büyük, Yüce
Beşer : İnsan
Biçare : Çaresiz
Cenâb-I Hak : Hakkın Tâ Kendisi Olan Şeref Ve Yücelik Sahibi Allah
Cihazat-I Tamiriye : Onarım Ve Tamir Aletleri
Cüz’î : Az, Ferdî
Cüz-Ü İhtiyar : Sınırlı İrade
Ders-İ Hakikat : Hakikat Dersi
Desâis-İ Şeytaniye : Şeytanın Hileleri, Aldatmacaları
Desise : Hile, Aldatma
Ehemmiyet : Değer, Önem
Ehl-İ İman : Allah’a Ve Allah’tan Gelen Her Şeye İnanan Kimseler, Mü’minler
Ehriman :
Emr-İ Ademî : Yokluğa Ait İş, İş
Esbab-I Hidayet : Doğru Yola Ulaşma Sebepleri
Eûzü Billâh : Allah’a Sığınırım
Fesübhânallah : “Allah’ı Her Türlü Kusur, Ayıp Ve Eksiklerden Tenzih Ederim” Mânâsında
Gafûr : Çok Merhamet Eden, Suçları Bağışlayan Allah
Gıybet Etmek : Arkasından Konuşmak
Günah-I Kebâir : Büyük Günahlar
Hakikat : Asıl, Esas, Gerçek
Hakikatsiz : Asılsız
Hâlık-I Hayır : İyilik Yaratanı
Hâlık-I Şer : Kötülük Yaratanı
Hariciye Mezhebi :
Hizbüşşeytan : Şeytanın Taraftarları
Hüsn-Ü Zan : Güzel Düşünce
İcadsız : Yaratma Özelliği Olmayan
İhata Etmek : İçine Almak, Kapsamak
İhsan : Bağış, İyilik, Lütuf
İhtar : Hatırlatma
İkaz : Uyarı
İlâh-I Şer : Kötülük Tanrısı
İltica : Sığınma
İltifat : Övgü
İman : İnanma
İnkişaf Etmek : Açığa Çıkmak
İrşad Etmek : Doğru Yolu Göstermek
İrtibat : Bağ, İlişki
İrtikâp Etmek : Yapmak, İşlemek
İstiğfar : Allah’tan Bağışlanma Dilemek
İstikamet : Doğru
İtikad Etmek : İnanmak
Kabile : Alıcı
Kâfir : Allah'ı Veya Allah’ın Bildirdiği Kesin Olan Birşeyi İnkâr Eden Kimse
Kâinat : Evren
Kal’a : Kale
Kelime-İ Kudsiye : Kutsal Cümle
Kesb Etmek : Kazanmak
Kur’ân-I Hakîm : Her Âyet Ve Sûresinde Sayısız Hikmet Ve Faydalar Bulunan Kur’ân
Kuvve-İ Şeheviye Ve Gadabiye : Şehvet Ve Öfke Duyguları; İnsanı Dünya Zevklerini Elde Etmeye e Zararlı Şeyleri Defetmeye Sevkeden Duygular
Küfür : İnkâr, İnançsızlık
Kütüb-Ü Semâviye : Vahye Dayanan Kutsal Kitaplar
Lillâhilhamd : Ne Kadar Hamd Ve Şükürler Varsa Ve Olmuşsa, Hepsi Allah’a Aittir
Mağfiret : Bağışlama
Mağlûp : Yenik Düşen
Malûm : Bilinen
Mecusî : Ateşe Tapan
Melce : Sığınak
Mevhum : Gerçekte Olmadığı Halde Var Sayılan
Mutezile :
Mübarek : Bereketli, Hayırlı
Mücâzât : Cezalandırma
Mühim : Önemli
Mükâfat : Ödül
Nâkile : İletici
Nefis : İnsanı Kötülüklere Yönelten Duygu
Rahîm : Rahmeti Her Şeyi Kuşatan, Her Bir Varlığa Ayrı Ayrı Şefkatini Gösteren Allah
Rahmet-İ Vâsia : Allah’ın Herşeyi Kuşatan Geniş Rahmeti
Riyâkârâne : İkiyüzlülükle
Sabık : Geçen, Önceki
Sabıkan : Bundan Önce
Sukut : Alçalış, Düşüş
Sûre : Kur’ân-I Kerim’in Bölümlerinden Her Biri
Sünnet-İ Seniyye : Peygamberimizin Söz, Fiil Ve Hareketlerine Dayanan Yüce Prensipler
Şer : Kötülük
Tahassungâh : Korunma Yeri, Sığınak
Tahribat : Tahripler, Yıkıp Bozmalar
Tasdik : Doğruluğunu Kabul Etme, Onaylama
Tecellî-İ Âzam : En Büyük Tecelli, Görünüm
Tehdidât : Tehditler
Tehdit : Korkutma
Tergibat : Rağbet Uyandırmalar, Teşvikler
Teşvikat : Teşvikler
Teveccüh Etmek : Yönelmek
Varta : Tehlike, Çamura Düşme
Yezdan : Mecusî dininde iyilik tanrısı olarak kabul edilen ilâh
Zikir : Allah’ı Anma
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın