> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Nurdan Damlalar > Hastalar risalesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hastalar risalesi  (Okunma Sayısı 663 defa)
10 Eylül 2010, 14:20:12
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Eylül 2010, 14:20:12 »



Hastalar Risalesi

Bu güne kadar hastalar için, tıp fakülteleri kurulup doktorlar yetiştirilmiş, kemik hastanelerinden göz hastanelerine, kalp hastanelerinden tâ akıl hastanelerine kadar üstün donanıma sahip çeşit çeşit hastaneler kurulup bduâ    inlerce insan istihdam edilmiştir. İnsan sağlığı kutsal kabul edilip hastalıkları teşhis ve tedavi yolunda hiçbir masraftan çekinilmemiştir.

“Mevcudat içinde en kıymettar, hayattır. Ve vazifeler içinde en kıymettarı, hayata hizmettir.” düsturunu kendine rehber eden Bedîüzzaman Hazretleri ise, hastalar için, bu güne kadar yapılanlardan çok farklı bir şey yapmıştır. O şey ki, her hastanın mutlak ihtiyaç hissettiği, görünüşte küçük fakat ma’nen büyük olan, çoğu zaman ihmale uğrayan, çoğu zaman unutulan, çoğu zaman gözlerden kaçan ama hasta için ilaç kadar doktor kadar önemi ve değeri olan teselli hakikatidir.

Bedîüzzaman Hazretleri hastalara bu teselli ihtiyacı içindir ki Hastalar Risâlesi’ni faydalı bir merhem, manevî bir reçete, geçmiş olsun makamında bir duâ ve dilek maksadıyla te’lif etmiştir. Hastalar Risâlesi hastalığın görünüşte çirkin ve sevimsiz perdesi arkasındaki ulvi hakikatini ve şirin güzelliğini gösterip, hastalığı insanlara sevdirmiştir.

1. ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN PENCERESİNDEN HASTALIĞA BAKIŞ

Üstad Bedîüzzaman, her konuda olduğu gibi hastalığı da imanî bir pencereden ele alarak değerlendirmiştir. Bütün Risâle-i Nur Külliyatının temel eksenini oluşturan mânâ-yı harfî yönüyle ve imanî bir nazarla hastalığa bakmıştır. Bedîüzzaman Hazretleri hastalıklara mânâ-yı harfiyle bakarken; bu günkü modern tıbbın baktığı gibi hastalığı ve hastalığı oluşturan sebepleri tabiata, rastlantısal faktörlere veya kendi kendine oluşuyor düşüncesine nispet ederek bakmaz. Çünkü bu tarz bakış, insana Allah’ı unutturur, maddeci bir zihniyeti netice verir ve hastalığın gönderiliş hikmetini perdeler. Mânâ-yı harfîyle bakmak ise imanî bir nazardan süzülen şuurla hastalığı eşyadan değil esmâdan yani hastalığı veren Zât’ın isimlerinden bilerek, hastalığı gönderenin murad ettiği hikmetler penceresinden değerlendirerek bakmaktır. Bu bakış açısıyla Bedîüzzaman; hastalığın insanlara kesinlikle tesadüfen ve şanssızlık eseri olarak gelmediğini, bilakis Rahîm-i mutlak, Cemîl-i ale’l ıtlak, Rahmân-ı bilhak olan Allah’ın rahmet ve keremiyle isabet ettirildiğini, hastalığın insanı gafletten uyandıran vazifeli bir memur, hiç aldatmaz bir nâsih ve ikaz edici bir mürşid olduğunu beyan etmiştir.

2. HASTALIKLARIN İBÂDET OLMA CİHETİ

Bedîüzzaman Hazretleri, şikâyet etmemek ve sabretmek şartıyla hastalıkların ibâdet hükmüne geçtiğini beyan eder. Ona göre ibâdet iki kısımdır. Biri müsbet ibâdet ki namaz, niyaz gibi ibâdetlerdir. Diğeri ise menfi ibâdet denilen elimizdeki nimetler alındığında itiraz ve isyan edebilecek imkân ve iradeye sahipken Allah’ın emrine, muradına ve takdirine rıza gösterip teslim olarak yapılan manevî ibâdetlerdir. Bu iki kısım ibâdet hakkında Bedîüzzaman Hazretleri şöyle söyler: “Ey sabırsız hasta! Sabret, belki şükret. Senin bu hastalığın, senin ömür dakîkalarını birer sâat ibâdet hükmüne getirebilir. Çünki ibâdet, iki kısımdır. Biri müsbet ibâdet ki; namâz, niyâz gibi ma‘lûm ibâdetlerdir. Diğeri menfî ibâdetlerdir ki; hastalıklar, musîbetler vâsıtasıyla musîbetzede, aczini ve za‘fını hisseder. Hâlık-ı Rahîmine ilticâ eder, yalvarır. Hâlis, riyâsız, ma‘nevî bir ibâdete mazhar olur. Evet, hastalıkla geçen bir ömür, Allâh’dan şekvâ etmemek şartıyla, mü’min için ibâdet sayıldığına rivâyet-i sahîha vardır. Hattâ bazı sâbir ve şâkir hastaların bir dakîkalık hastalığı, bir sâat ibâdet hükmüne geçtiği ve bazı kâmillerin bir dakîkası bir gün ibâdet hükmüne geçtiği, rivâyât-ı sahîha ile ve keşfiyât-ı sâdıka ile sâbittir. Senin bir dakîka ömrünü, bin dakîka hükmüne getirip, sana uzun bir ömrü kazandıran hastalıktan teşekkî değil, teşekkür et.”

3. HASTALIK BİR İHSÂN-I İLAHİDİR


Bedîüzzaman Hazetleri hastalıkların tahammül dâhilinde olmak şartıyla bir İhsan-ı İlahi, bir hediye-i Rahmani olduğunu söyler ve bunu bizzat kendi yaşadığı bir tecrübeyle şöyle açıklar: “Bu sekiz dokuz senedir, liyâkatsiz olduğum hâlde, bazı genç zâtlar, hastalık münâsebetiyle duâ için benimle görüştüler. Dikkat ettim, hangi hastalıklı genci gördüm ise, sâir gençlere nisbeten âhiretini düşünmeğe başlıyor. Gençlik sarhoşluğu yok. Gaflet içindeki hayvânî hevesâttan bir derece kendini kurtarmış. Ben de bakıyordum, onların tahammül dâhilindeki hastalıklarını, bir ihsân-ı İlâhî olduğunu onlara ihtâr ediyordum. Ve derdim ki: “Kardeşim, ben senin bu hastalığının aleyhinde değilim, hastalık için sana karşı bir şefkat hissedip acımıyorum ki, duâ edeyim. Hastalık seni tâm uyandırıncaya kadar sabra çalış. Hastalık vazîfesini bitirdikten sonra Hâlık-ı Rahîm inşâallâh sana şifâ verir.” Hem derdim: “Senin bir kısım emsâlin sıhhat belâsıyla gaflete düşüp, namâzı terk ediyor, kabri düşünmüyor, Allâh’ı unutup, bir sâatlik hayât-ı dünyeviyenin zâhirî keyfiyle, hadsiz bir hayât-ı ebediyesini sarsıyor, zedeliyor, belki de harâb ediyor. Sen hastalık gözüyle, herhâlde gideceğin bir menzilin olan kabrini ve daha arkasındaki menzilleri görürsün ve onlara göre davranırsın. Demek senin için hastalık, bir sıhhattir. Bir kısım emsâlindeki sıhhat, bir hastalıktır.”
   
4. HASTALIK, ALLAH’IN İSİMLERİNİN ANLAŞILMASINA VESİLEDİR

Her şeyin sahibi Allah’tır hakikatini hayatının merkezine alarak hareket eden İmam Bedîüzzaman’a göre insan, hiçbir şeye hakiki malik ve sahip değildir. İnsanın üstündeki herşey Allah’ın imtihan maksadıyla verdiği birer emanettir. Bu emanetlerin başında da vücut, hayat ve sağlık gelir. Mülkün hakiki sahibi olan, bütün isimleri Kur’ân’ın dediği gibi "Esmâü'l-Hüsnâ"  tabiriyle güzel olan, her yaptığı icraatta binler hikmetler bulunan Rabbimiz olan Allah, güzel isimlerinin bilinmesi, isimlerindeki güzel nakışların görünmesi, sanatının inceliklerinin fark edilmesi için o vücut, hayat ve sağlık üzerinde icraatlar yapar. İnsanın, Allah’ın bu icraatlarına karşı hiçbir şikayet ve itiraza hakkı yoktur. Çünkü mülk onundur. Herşeyin yegane sahibi O’dur.

Bedîüzzaman Hazretleri bu noktaya şöyle temas eder: “Ey şekvâcı hasta! Senin hakkın şekvâ değil şükürdür, sabırdır. Çünki senin vücûdun ve a‘zâve cihâzâtın, senin mülkün değildir. Sen onları yapmamışsın, başka tezgâhlardan satın almamışsın. Demek onlar başkasının mülküdür. Onların mâliki, mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Yirmialtıncı Söz’de denildiği gibi, meselâ; gâyet zengîn, gâyet mâhir bir san‘atkâr; güzel san‘atını ve kıymetdâr servetini göstermek için, miskîn bir âdeme, bir ücrete mukābil, modellik vazîfesini gördürür. Bir sâatçik zamânda, diktiği murassa‘ ve gâyet san‘atlı bir gömleği, bir hulleyi o fakîre giydirir. Onun üstünde işler, vaz‘iyetler verir. Hârika envâ‘-ı san‘atını göstermek için keser, değiştirir, uzaltır, kısaltır. Acabâ şu ücretli miskîn âdem, o zâta dese: “Bana zahmet veriyorsun, eğilip kalkmakla verdiğin vaz‘iyetten bana sıkıntı veriyorsun, beni güzelleştiren bu gömleği kesip kısaltmakla güzelliğimi bozuyorsun.” Böyle demeğe hak kazanabilir mi? “Hürmetsizlik ve merhametsizlik ve insâfsızlık ettin.” diyebilir mi? İşte aynen bu misâl gibi, Sâni‘-i Zülcelâl sana ey hasta! Göz, kulak, akıl, kalb gibi nûrânî duygularla murassa‘ olarak giydirdiği cisim gömleğini, esmâ-yı hüsnâsının nakışlarını göstermek için, çok hâlât içinde seni çevirir ve çok vaz‘iyetlerde seni değiştirir. Sen açlıkla onun Rezzâk ismini tanıdığın gibi, Şâfî ismini de hastalığınla bil. Elemler, musîbetler bir kısım esmâsının ahkâmını gösterdikleri için, onlarda hikmetten lem‘alar ve rahmetten şuâ‘lar ve o şuâât içinde çok güzellikler bulunuyor. Eğer perde açılsa, tevahhuş ve nefret ettiğin hastalık perdesi arkasında, sevimli güzel ma‘nâları bulursun.” 

5. HASTALIK, ÖMÜR SERMÂYESİNİ BÜYÜK KÂRLARLA MEYVEDÂR EDİYOR.


Rabbimiz, Hâlıkımız tarafından imtihan için gönderildiğimiz şu dünyada ömür sermayemiz mesabesindeki zamanı ve o zaman dilimi içinde bize takdir edilmiş olan sayılı nefesleri hakkımızda en güzel ve en hayırlı bir şekilde değerlendirebilmek meselesi, her insanın en büyük ve en öncelikli bir meselesidir. Hastalıkların ve musibetlerin bu konuya bakan yönlerini Bedîüzzaman Hazretleri şöyle beyan eder: “Ey bîçâre hasta! Merâk etme, sabret. Senin hastalığın sana derd değil, belki bir nevi‘ devâdır. Çünki ömür bir sermâyedir, gidiyor. Eğer meyvesi bulunmazsa zâyi‘ olur. Hem ömür râhat ve gafletle olsa, pek çabuk gidiyor. Hastalık, senin o sermâyeni büyük kârlarla meyvedâr ediyor. Hem ömrün çabuk geçmesine meydân vermiyor, tutuyor, uzun ediyor, tâ meyvelerini verdikten sonra bırakıp gitsin. İşte, ömrün hastalıkla uzun olmasına işâreten bu darb-ı mesel dillerde destân olmuştur ki; “Musîbet zamânı çok uzundur, safâ zamânı pek kısa olur.” 

6.HASTALIKLAR NİMET-İ İLAHİNİN KIYMETİNİN BİLİNMESİNE VESİLEDİR

Cenâb-ı Hak, hadsiz kudret ve nihayetsiz rahmetini göstermek için, insanda mutlak bir acz ve mutlak bir fakr derc eylemiştir. İnsan öyle bir surette yaratılmıştır ki, hadsiz yönlerden elemler duyduğu gibi, hadsiz cihetlerle de lezzetler alabilen bir makine hükmündedir. Nihayetsiz hikmet sahibi olan Fâtırımız, harika bir makine gibi olan böyle bir insanı, çeşit çeşit ihsanlarını, in’amlarını, ikramlarını hissettirmek ve her çeşit leziz nimetlerini tattırmak ve insanı daima neticesi, meyvesi şükür olan, bir şükür fabrikası yapmak hikmetiyle yaratmıştır. Rabbimizin; insanı, sonsuz sayıdaki nimetlerini tadacak, tanıyacak, tartacak derecede pek çok cihazlarla donatması gösteriyor ki; elbette sağlık ve afiyet nimetlerini verdiği gibi bu nimetlerin tam anlaşılmasına ve kıymetlerinin taktir edilmesi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hastalar risalesi
« Posted on: 09 Mayıs 2024, 09:46:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hastalar risalesi rüya tabiri,Hastalar risalesi mekke canlı, Hastalar risalesi kabe canlı yayın, Hastalar risalesi Üç boyutlu kuran oku Hastalar risalesi kuran ı kerim, Hastalar risalesi peygamber kıssaları,Hastalar risalesi ilitam ders soruları, Hastalar risalesi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes